DOĞA ÇEVRE SU ÇÖP KİMYASAL KÖMÜR FOSİL TOPRAK HAVA ATIK PİL EKOSİSTEM HURDA YAĞ MİKROP GÜNEŞENERJİ

29 Mart 2011 Salı

Kadınlar Ergene İçin Yürüdü!..



Edirne'nin Uzunköprü ilçesinde, Ergene İnisiyatifi öncülüğünde bir araya gelen Uzunköprülüler ile Trakya ve İstanbul’un çevre örgütleri, Ergene’deki kirliliği protesto etmek için buluştular. Silivri Çevre Derneği’nden Ali Korsan, Lütfü Ertürk, Ertuğrul Akçaoğlu ve adem akıncıoğlu da yürüyüşe katılanlar arasındaydı.

Kadınların öncülüğünde yapılan eyleme, ünlü ses sanatçısı Şevval Sam da katıldı. Toplanma alanından Ergene’ye yürüyen topluluk, tarihi köprünün ana gözünün altından su örneği alarak, bunu Çevre Bakanlığı’na ve Başbakanlık’a göndereceklerini söylediler. İnsanların yoğun kirlilik nedeniyle nefes almakta zorlandığı bölgeden örnek alındıktan sonra, yürüyüşe katılmış olan Şevval Sam basın bildirisini okudu.

Şevval Sam tarafından okunan basın bildirisinin metni şu şekildeydi: “Yıldız Dağları’ndan doğup Saros Körfezi’ne dökülen Ergene Nehri; bir zamanlar, geçtiği topraklara hayat veren, bölgedeki tarım arazilerini besleyen bir nehirdi. Şimdi ölüm taşıyor, canlı hayatı tehdit ediyor, can alıyor. Bugün Ergene Nehri, Türkiye'nin en kirli nehri ve artık Ergene'de su değil, zehir akıyor. Nehir, ciddi ağır metaller ve kimyasallarla yüklü, dayanılmaz kokulu, pas renginde bir suya dönüştü. Toprak kirlendi, ayçiçekleri küçüldü... Trakya Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmanın sonucu, acı gerçeği apaçık vurguluyor: Ergene Nehri'nin yararlı kullanımı ortadan kalkmıştır, Ergene Nehri bitme noktasındadır... Yaklaşık 280 km. uzunluğa sahip Ergene Nehri’ni besleyen kollar bugün birer "Atık Su Toplama" kanalı gibi çalışıyor. "Şeytan Dörtgeni” olarak adlandırılan ve sanayileşmenin yoğun olarak bulunduğu Çorlu, Çerkezköy, Muratlı ve Lüleburgaz bölgesinin atık suları, nehrin sularına karışıyor. Özellikle Çorlu-Çerkezköy bölgesinde faaliyet gösteren ve birçoğu ruhsatsız olarak üretim yapan yaklaşık binbeşyüz sanayi tesisinin atıkları, hiçbir arıtma uygulanmadan, havzaya bırakılıyor. 2002 yılında TBMM bünyesinde kurulan komisyonun 2003 yılı raporunda da belirtildiği gibi havzadaki kirliliğin % 75'i bu sanayi bölgesinden kaynaklanıyor. Arıtma tesisine sahip az sayıda işletme de bu tesisleri verimli bir biçimde kullanmıyorlar. Bu işletmeler her gün yeraltından beş milyon metreküp temiz su çekiyorlar ve sonra, kirlettikleri bu suyu, denetimsiz bir biçimde havzaya geri bırakıyorlar. 15 yıl önce elli metreden çekilebilen yeraltı suyuna, günümüzde üçyüz-üçyüzelli metrede ulaşılabiliyor. Yeraltı sularının yoğun kullanımı sonucu bölgenin hidroekolojik yapısı da bozuldu. Geçen aylarda Macaristan'da yaşanan kaza sonucu toprağa karışan kirletici su miktarı kadar atık su, bu bölgede her gün toprağa bırakılıyor ve ne yazık ki bu durum, medyanın çok geniş bir kesimince, bir haber değeri bile taşımıyor. Bu kirliliğin bir sonucu olarak, sekizyüz bin kişinin yaşadığı Ergene Havzası'nda, çok ciddi sağlık sorunları yaşanıyor. Özellikle akciğer kanseri ve kalın bağırsak kanseri başta olmak üzere, diğer kanser türlerinde büyük bir artış gözlemleniyor. Bu kirlilik sadece bölge insanının sağlığını tehdit etmiyor. Sudaki kirlilikten payını alan bu topraklarda üretilen tarım ürünleri, Türkiye’nin diğer bölgelerinde de tüketildiğinden, bu sorun hepimiz için kanser tehdidi oluşturmaktadır. Tarım ürünlerindeki kirlilik, çiftçilerin maddi kayıplarına da neden olmaktadır. Edirne'nin Uzunköprü ilçesindeki çeltik üreticilerinin Ergene Nehri kirliliği nedeniyle 2001 yılında Çevre Bakanlığı aleyhine açtıkları davayı kazanmaları, bu kirliliğin bir anlamda tescil edilmesidir. 1982 Anayasası'nın 56. Maddesi: "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirliliğini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir." der. Bu maddeden yola çıkarak, sorunun vardığı noktadaki çözümsüzlüğe seyirci kalan başta Çevre ve Orman Bakanlığı olmak üzere, bölge milletvekillerini, devletin ilgili kurumlarındaki yetkilileri çözüm için somut adımlar atmaya davet ediyoruz. Yeraltı sularının kullanılması yönetmeliğinin tavizsiz uygulanmasını, atık suların temizlenerek yeniden kullanımının sağlanmasını, kirletilen Ergene Nehri’nin bizzat kirletenler tarafından temizlenmesini, sanayi tesislerinin denetiminin sıkı bir biçimde yapılmasını ve kural dışı kullanımlara karşı her türlü cezai yaptırımın uygulanmasını talep ediyoruz. Sorun çözülene kadar sorunun takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz...”

Çerkezköy, Çorlu, Lüleburgaz ve Muratlı'da yoğunlaşan binbeşyüz civarındaki fabrikanın atık sularıyla kirlenen Ergene Nehri’nin tekrar canlandırılmasını talep eden göstericiler, Ergene’yi kirletenler aleyhinde sloganlar attılar.

Şevval Sam'ın basın bildirisini okumasının ardından tekrar yürüyüşe geçen grup, 1270 metrelik tarihi uzun köprüyü baştan sona yürüyerek ve sloganlar atarak ilçe merkezine ulaştılar. Uzunköprü Belediye Başkanı Enis İşbilen ve eşi Ebru İşbilen de yürüyüşe katılarak, destek verdiler.

Gündüz, yürüyüşe katılarak eyleme destek veren Şevval Sam, akşam saat 20.00’de Uzunköprü Belediyesi Ergene Şehir Stadyumunda, üçbin civarında Uzunköprülü’ye harika bir konser verdi. Konserden önce Ergene İnisiyatifi’nden Necla Demirci ve Uzunköprü Belediye Başkanı Enis İşbilen birer konuşma yaptılar. Daha sonra konserine başlayan Şevval Sam da "Ergene Nehri kirliliği mücadelesinde her zaman yanınızda olacağım. Bu kirliliğe karşı çıkan ve eylemlerle sesini duyurmaya çalışan herkesi kutluyorum” dedi. Ardından, hareketli şarkılarla devam eden konser ile beraber günün etkinlikleri sona erdi.