TMMOB, Kanal İstanbul için hazırlanan Çevre Düzeni Planı’nı yargıya taşındı. 30.09.2020
 İstanbul İdare Mahkemesi’ne açılan davada, söz konusu planın afet riskini d
  aha da artırdığına dikkat çekildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Kanal
  İstanbul’un çevresine kurulacak “Yenişehir” planının iptali için verilen
  dilekçede, Trakya bölgesinde, ekolojik ve tarihin tahribatına dikkat çekildi.
  
   Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’ın haberine göre, bu planın şehri korumak için
  hazırlandığına dikkat çeken odalar projenin su havzaları ile tarım ve mera
  alanları, orman alanları, doğal, tarihi ve arkeolojik sit alanları üzerinde
  önemli tahribatlara yol açağını vurguladı. 
Dilekçede plan değişikliğinin
  şehrin 2009 yılında onanan Çevre Düzeni Planı ile karşılaştırıldığında doğal
  alanların büyük ölçüde yok olduğunun açıkça görüldüğü anlatıldı.
 
   Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İstanbul’un anayasası sayılan 1/100.000 ölçekli çevre
  düzeni planını delerek Kanal İstanbul’un çevresine kurulacak “Yenişehir”i
  plana işlemişti. İtirazlar da dikkat alınmamış, plan 22 Haziran’da onanmıştı.
  Bakanlık tarafından yapılan bu çevre düzeni planı değişikliğine TMMOB ve bağlı
  odalar dava açtı. 
 “EKOLOJİK YIKIM ÖNGÖRÜYOR” Dava dilekçesinde “Su havzaları
  ile tarım ve mera alanları, orman alanları, doğal, tarihi ve arkeolojik sit
  alanları üzerinde önemli tahribatlara yol açan; 
  İstanbul’u ve tüm Trakya bölgesini gıda ve su hakkından mahrum bırakan; adeta 
  bir ekolojik yıkım öngören dava konusu plan değişikliği ekolojik
  sürdürülebilirlik, şehircilik ve planlama teknik, ilke ve esasları ile kamu 
  yararına aykırılık taşıdığından iptali istemiyle iş bu davanın açılması 
   zorunlu olmuştur” denildi.    
   
“TELAFİS MÜMKÜN OLMAYAN ZARARLARA NEDEN OLUR” Dilekçeye göre 2009 planında 
  11 bin 218hektar olan tarım alanlar bu planlarla 733 hektara, 2 bin 984 hektar
  olanorman alanı da 2 bin 134 hektara iniyor. Dilekçede proje alanında 1., 2.
  ve 3.derece arkeolojik sit alanları ve 62 adet tescilli kültür varlığı olup,
  bunların kaybedileceği anlatıldı. 
Mevcut su kaynaklarının da ortadan kalkacağı
  belirtilen dilekçede, “Mevcut su kaynaklarının ortadan kaldırılıp yerine yeni
  barajlar inşa edilmesi, sadece bir matematik hesabı ile açıklanamaz.
  
  Zaman içinde ortaya çıkan bir hassas ekosistemin, bir yaban hayatının ortadan
  kaldırılması ve doğal zincirin buna bağlı olarak değişim göstermesi anlamına
  gelmektedir” denildi.
 Dilekçenin sonuç bölümünde değişikliğin uygulanması
  halinde telafisi mümkün olmayan zararlara neden olacağı belirtilerek öncelikle
  yürütmesinin durdurulması ve yapılacak inceleme neticesinde iptaline karar
  verilmesi talep edildi.