
GEZİ; Kanunlara, Kurallara Uymayanlara Atılan
 Demokrasi Tokatıdır!..
AKP Silivri İlçe Başkanı Dilek Demiral, yine boyunu aşan bir konuşma yapmış. 
Çanakkale Şehitlerini Anma Programında sapla, samanı birbirine karıştırmış. 
Ailelerinde Çanakkale şehidi bulunan, padişahınız, efendiniz birinci dünya 
savaşında yenildiğinde, İstanbulu işgal kuvvetlerine teslim ettiği zaman İngiliz 
askerleri tarafından dövülüp, işkence görmüş dedeleri olan Silivrililer olarak bu
 satırları yazıyoruz.
Hem Çanakkalede, hem Kurtuluş Savaşında savaşanlar neye karşı savaştıklarını
 biliyorlardı. Yedi düvelin emparyalistlerine karşı savaşmışlar, hepsini ülkeden 
kovmuşlar, Osmanlının tüm borçlarını ödemişler, kapitülasyonlara son vermişlerdi.
Ülke çeşitli atılımlarla çağı yakalamaya çalışıyordu. Bunu başarıyordu da. O sağ
 tarafınızdaki fotoğrafta yer alan ATATÜRK önderliğinde dünya milletleri arasında
 saygın bir yer kazanıyordu. Siz de bugün Atatürk sayesinde konuşabiliyorsunuz 
sayın Dilek Demiral.
Sonra her ne hikmetse bazı iktidar sahipleri bin dokuz yüz elli'lerden sonra ülkeyi 
yeniden borç batağına sokmaya başladılar ve bu borç hergün artarak bu güne 
kadar geldi.
Sayın AKP Silivri İlçe Başkanı Dilek Demiral, ülke en borçlu olduğu dönemi sizin 
iktidarınız döneminde yaşadı, yaşıyor. Cumhuriyetin neredeyse tüm eserleri sizin 
partinizin iktidarı döneminde satıldı. Hem de neredeyse bedava denecek fiyatlarla 
satıldı. Öyle bedava ki, alanlar, bir iki yıl içinde birkaç misline başkalarına devrettiler.
İsterseniz bir kez daha düşünün Sayın AKP Silivri İlçe Başkanı Dilek Demiral. 
Gerek Çanakkalede, gerek Kurtuluş Savaşında cephelerde canlarını vererek 
savaşı kazananların kazandıklarını masa başında kaybedenler kimler?
İktidarınız süresince neredeyse tüm komşularımızla kavgalı duruma geldik.
 Pardon, İŞİD teröristleri hariç. Onlar sizi pek sevmiyorlar fakat siz onları çok 
seviyorsunuz. Sizin onlara dünya kadar silah yardımınızdan sonra hiç utanmadan
 elçiliğimizi basıyorlar, o çok sevdiğinizi söylediğiniz Osmanlıların atasının türbesini
 istiyorlar. Türbeyi yıkıp, naaşları kaçırıp, türbenin arazisini İŞİD teröristlerine 
terkedip, sonra da yüzünüz kızarmadan başarılı bir operasyondu diyebiliyorsunuz.
 Bu mudur Osmanlılara saygınız? Yoksa Osmanlı saltanatının ilgası sırasında
 birkaç ailenin sınır dışı edilmesi midir üzüldüğünüz?
Gelelim GEZİye. Gezi, bir ağaç ve yeşil alan koruma hareketi olarak başladı. 
Sonra polisin ve partinizin eli sopalı adamlarının saldırısıyla bir demokrasi 
hareketine döndü. Eylemlere milyonlar katıldı. Polisin panzerli ve gaz 
bombalı saldırıları ve partinizin eli sopalı adamları insanları katlettiler. 
Onlar tarihe demokrasi uğruna can verenler olarak geçecekler ve onları
 öldürenler ise sadece "katil" olarak.
Gezinin üzerinden neredeyse iki yıl geçti. Hala geziden korkuyorsunuz. 
Korkmayın! Geziyi anlamaya çalışın! Belki bazı dersler çıkarırsınız.
SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ 
Basın Sözcüsü Ertuğtul AKÇAOĞLU