



Adres:Piri Mehmet Paşa Mah.Cumhuriyet Cad.Makbule Yönel İş Merkezi Çekme Kat No:206 Silivri-İstanbul *** Tel: 0532.241 74 67 (Dernek Başkanı Ali Korsan'a Ait) *** e-posta: silivricevredernegi@gmail.com
Basın
Açıklaması:
Silivri
Çevre Derneği olarak, İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Bölge Kurulu Müdürlüğü'ne; Fatih Mahallesi, 145 ada, 21 parsel, Yıldız Sokak,
No: 3 adresinde bulunan tarihi kemer üzerine beton dökülerek yok edilmeye
çalışıldığını şikayet etmiştik.
Şikayetimiz
üzerine İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, ilgili
yerde heyet olarak bir inceleme yapmıştı. Kentsel SİT Alanında kaldığı tespit
edilen söz konusu tarihi kemerin üzerinde bulunan binanın mülkiyet ve yasal
durumları hakkında gerekli belgeler Silivri Belediyesinden acil olarak talep
edilmiştir.
Kurul,
Silivri Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü'nden talep ettikleriyle ilgili
belgeden bilgi amacıyla derneğimize de yollamış bulunmaktadır. Biz de dernek
olarak Silivri'nin kültürel ve tarihi dokusunun korunması amacıyla konunun
takipçisi olmaya devam ediyoruz.
Silivri
Çevre Derneği Başkanı
14 Aralık 2008
Türkiye'nin, atık yakma tesislerine ihtiyacı yok!
Bugün, Türkiye'de sanayi üzerinde kontrol sağlayacak bir denetim yok,
tehlikeli atıklarla ilgili bir envanter çalışması
yok. Türkiye'deki ürün imalatında ham madde olarak neyin içine ne kadar
tehlikeli madde giriyor, bununla ilgili elle tutulur bir çalışma yok.
Türkiye'deki sanayi, çoğunlukla, küçük ve orta
ölçekteki işletmelerden oluşuyor ve bu sanayi kuruluşları, bir defa, ruhsat
alırken denetimden geçiyorlar. Bir daha kimse, onların ne yaptıklarını kontrol
etmiyor.
Daha komiği ise, Türkiye'nin en büyük sanayi
bölgelerinden biri olan Aliağa'da birkaç yıl önce yapılan bir araştırmada
ortaya çıktı. Bu araştırmayla Aliağa'daki tesislerin yüzde 50'sinin ruhsatsız
olduğu görüldü. Ruhsatı olmayan, ÇED raporu olmayan sanayi, istediği gibi
üretim yapıyor. Ne üretiliyor, hangi zehirli ve tehlikeli maddeler
kullanılıyor, sonuçta ne çıkıyor, bilen yok.
Türkiye'de ortaya çıkan yıllık kimyasal atık
miktarı hakkında, bakanlık başka, Kimya Sanayicileri Derneği başka, İZAYDAŞ
(hani şu İzmit'te kurulmuş olan atık yakma tesisi) başka rakamlar veriyor. Oysa bu kurumlar, bu konuda
en fazla bilgi sahibi olması gereken kurumlardır.
Bu kadar denetimsizliğin ve bilgi eksikliğinin
olduğu bir ülkede ne yaparsanız yapın, kirliliği önleyemezsiniz. Burada çözüm,
ortaya çıkan çöpü yakmak, ya da yer altına gömüp, saklamak değil, öncelikle çöp
üreten sanayiden kurtulmak ve temiz üretimi teşvik etmektir.
Türkiye'de, devletin bir atık politikası
bulunmadığı için, sanayiciler hiç kontrolsüz, başıbozuk bir üretim sürecinde,
akla hayale sığmayacak miktarda tehlikeli ve tehlikesiz çöp üretmektedirler.
İşleri, bu konuyu denetlemek olan yetkililer ise;
''Sanayi üretiminde tehlikeli atık elbette çıkar. Bunun için yapacak bir şey
yok. Atık sorunu çözmek için yatırım yapmak gerekir'' diyerek, yakma
tesislerini ya da gömme alanlarını çözüm olarak gösteriyorlar.
Türkiye aslında bu konuda şanslı bir ülke. Türkiye'deki
sanayi henüz gelişme aşamasında. Sanayi kuruluşları temiz üretim yapmak yönünde
teşvik edilebilirler. Yoksa atıkları yakmak çözüm değildir!
Türkiye'de atık yakma tesislerine değil, atık
düzeyini minimuma indirecek ve atıkları ekonomiye geri kazandıracak sistemlere
ihtiyaç vardır.
Gelelim buraya yapılmak istenen tesise...
“Biz temiz üretimle falan ilgilenmiyoruz”
diyorsanız,
“Bu miktarda atık çıkarmaya devam edeceğiz ve
onları yakarak yok edeceğiz, gömerek saklayacağız” diyorsanız, ben de o zaman
size yer seçiminiz yanlış derim.
Yanlış olan yer seçimi yalnızca Büyük Çavuşlu
değil, tüm Trakya bu iş için yanlıştır!
Burası, tarım alanıdır! Burası ormandır! Burası
önemli bir su havzasıdır!
Gidin, Anadoluda tarım yapılmayan, yakınında orman
olmayan, su havzası olmayan, kurak-çorak bir yer bulun, tesisinizi oraya yapın.
Çöplerinizi de oraya taşıyın!
Burada böyle bir tesis kurmak, böyle bir tesise
izin vermek vatan hainliği ile eşdeğerdir. Bu topraklarda bu kadar sanayi
tesisine izin verilmiş olması zaten baştan yapılmış bir hatadır. Böyle bir
tesis kurmak bu hatayı misli ile katlamak olur ve daha sonra bunun geri dönüşü
ve telafisi mümkün olmayacaktır.
Avrupa Birliğindeki bir çok ülkede yakma
tesislerinin yasaklandığını duyuyoruz. Onun yerine geri dönüşümü ve tehlikeli
atığı minimize etme stratejilerinin geliştirildiğini duyuyoruz. Biz ise,
onların eski hatalarını en baştan tekrarlamaya çalışıyoruz.
Türkiye temiz sanayi ülkesi olmalıdır!
Ne Büyük Çavuşlu'da, ne de Trakya'da Atık yakma ve Zehir depolama
tesisi yapılmamalıdır!
Silivri Çevre Derneği
25 10 2008
Ertuğrul
Akçaoğlu'nun Konuşması
SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ
18 10 2008
Yeter
Artık Baş Örtüsüyle Ülkeyi Gerdiğiniz!..
Baş örtüsü kadınların başlarını örtmek için kullandıkları aşağı yukarı yarım
metre kare kadar bir bez parçasıdır. Ülkemizde son yıllarda muhalefet ve
iktidar her şeyi bıraktı ilgilenilecek başka bir konu yokmuş gibi her şeyi bu
yarım metre karelik bez parçasına bağladı.
Ülkenin en önemli sanayi yatırımlarından
Petkim satıldı, kimsenin sesi çıkmadı.
Ülkenin tüm haberleşme alt yapısına sahip
Telekom satıldı, kimsenin sesi çıkmadı.
Ülkenin dört bir yanında siyanür ile altın
arama izni veriliyor. Ülke toprakları zehirleniyor, kimsenin sesi çıkmıyor.
Önemli yeraltı kaynaklarımız yabancılara
pazarlanıyor, kimsenin sesi çıkmıyor.
İklim değişikliği almış başını gidiyor, iki
yıldır çiftçiler kan ağlıyor, muhtemelen seneye daha kötü günler bekliyor,
Kimsenin sesi çıkmıyor.
Hemen yanı başımızda beş yıldır vahşi bir
savaş sürüyor, kimsenin sesi çıkmıyor.
Hükümet elektriğe yüzde yirmi zam yapıyor,
temin etmeyi beceremediği gaza zam yapmaya kalkıyor, kimsenin sesi çıkmıyor.
Konu başörtüsü oldu mu herkes kıyameti
koparıyor. Sanki bu yarım metrelik bez parçası hayatımızı değiştirecek. Bunu
siyasi mesele haline getirip, insanlara zorla dayatmak ardından başka
zorlamalara, başka müdahalelere yol açacaktır.
Bu arada bir süredir demokrasi ve Atatürk
lafları eden MHP de gerçek eğilimini
göstererek AKP'den pek de bir farkı olmadığını gösterdi.
Bizim iktidardan da muhalefetten de
beklediğimiz, kadınların baş örtüsüyle uğraşmayı bırakıp ülkenin meselelerine
ülke insanlarının yararına çözümler bulmaya çalışmalarıdır.
Kadınlar isterlerse
başlarını kapatırlar, isterlerse açarlar. Bu yalnızca onları ilgilendirir.
Ali Korsan
Silivri Çevre Derneği Başkanı