Sonunda geçtiğimiz hafta Adalet Bakanı soru önergesini yanıtlayarak, cezaevinin arıtma tesisinin tam kapasite ile çalıştığını açıkladı. Adalet Bakanı, aslında cezaevinin arıtma tesisinin köylülerin ve derneğimizin şikayetçi olduğu geçen nisan ayı da dahil olmak üzere tüm yaz boyunca hiç durmadan çalıştığını, bunun Çevre ve Orman Bakanlığı yetkili ekiplerinin ve İSKİ'nin değişik tarihlerde verdiği raporlarla belirlendiğini açıklayarak cezaevi kanalizasyonundan çevreye asla zararlı atık verilmediğini sözlerine ekledi.
Bu açıklamadan anlıyoruz ki, bizim cezaevi kanalizasyonundan akarken gördüğümüz ve fotoğraflarını çektiğimiz, yerel ve ulusal basında çarşaf çarşaf yayınlanan fotoğraflarda herkesin gördüğü, Kula dere boyunca denize kadar ulaşan kara yağlı sular meğer arıtma tesisinden çıkan temiz sularmış. Biz cahilliğimizden o suları kanalizasyon atığı sanmışız. O sular hiçbir yeri kirletmemiş. Zaten asla denize kadar da gitmemiş.
Biri bizi kandırıyor ama kim acaba?