DOĞA ÇEVRE SU ÇÖP KİMYASAL KÖMÜR FOSİL TOPRAK HAVA ATIK PİL EKOSİSTEM HURDA YAĞ MİKROP GÜNEŞENERJİ

22 Temmuz 2009 Çarşamba

GDO'lu Ürünler İstemiyoruz Kampanyası Silivri'deydi...

“Genetiği Değiştirilmiş Ürünler İstemiyoruz” Kampanyasının ilk ayağı Silivri’de başarı ile tamamlandı.

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara Hayır Platformunun düzenlediği bilgilendirme ve duyarlılığı artırma çalışmalarının ilk ayağı Silivri’de, platform bileşeni Silivri Çevre Derneği ve Platformun diğer katılımcıları ile birlikte, Yoğurt Festivalinin son iki günü içerisinde yapıldı. Genetiği Değiştirilmiş Organizmaları temsilen dev bir mısır balonunun da yer aldığı kampanyada, binlerce kişi ile görüşülerek GDO’lu ürünlerin tehlikeleri, insan sağlığına, doğaya ve biyoçeşitliliğe verecekleri zararlar anlatıldı.

17 ve 18 Temmuz 2009 günlerinde yapılması düşünülen kampanya, Silivrililerin yoğun ilgisi üzerine 19 Temmuz 2009 Pazar günü de devam etti. Kampanya sürecinde GDO’lu ürünler hakkında bilgilendirici binlerce broşür dağıtıldı ve GDO’lu ürünlerin ülkemize girişinin engellenmesi ve ülkemizde üretilmemesi için açılan imza kampanyasında iki bin imza toplandı.

Yaz ayları boyunca tüm Türkiye’de sürdürülecek olan kampanya sürecinde mısır balonu da yurdun çeşitli noktalarında gezdirilecek. Kampanyanın ikinci ayağı olarak mısır balonu Silivri’den sonra Ankara’da, Hacettepe Üniversitesi’nde yapılacak şenliğe katılmak üzere Ankara’ya gönderildi.

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara Hayır Platformu ve Silivri Çevre Derneği de yaz boyunca çeşitli etkinliklerle kampanyayı sürdürmeye devam edecekler.

Yaşam Patentlenemez!
Gerçek Gıda İstiyoruz!
Dünya Satılık Değildir!
Tepkisiz Kalma!
Başka Bir Dünya Mümkün!

16 Temmuz 2009 Perşembe

Silivri Cezaevi Kapatılsın!



                                                             

Silivri Cezaevi Kapatılsın!

NTV'nin dün yayınlanan Yeşil Ekran adlı programında Silivri Cezaevi ile ilgili yayınını izledik. Konunun gerçek muhatapları nedense programda yer almamışlardı. Bu olayı ilk ortaya çıkaran Önder Çiftçi Derneği ve bir yılı aşkın süredir takipçisi olan Silivri Çevre Derneğinden hiç bir görüş alınmamıştır. 
Yine bu kirlilikten en çok etkilenen iki köy halkından da görüş alınmamıştır. Yolçatı ve Çeltik köylülerinin en büyük geliri hepimizin bildiği gibi seracılıktandır. Onlar seralarını Kula Derenin sularıyla sularlar ve onların ürettikleri ürünleri tüm Silivrililer yemektedir. Yani cezaevinin pisliği tüm Silivrililerin sofrasına bulaşmaktadır. 
Cezaevinin kanalizasyonları ilk günlerde "az sayıda mahkum olduğu" gerekçesiyle çalıştırılmıyordu. Şimdi ise kapasitenin yetmediği söyleniyor. Birileri yalan söylüyor ama acaba kim? Eğer bu cezaevinin arıtma tesisinin kapasitesi yetersiz ise yapılacak tek şey bu cezaevinin kapısına kilit vurup burayı kapatmaktır. Belediyemizin böyle bir yetkisinin olması gerekir. 
Nasıl bir esnaf ya da mesken sahibi bir kirlilik yarattığında belediye tarafından cezalandırılıyorsa, cezaevi de kirlilik yarattığı için cezalandırılmalı ve yeterli kapasitede bir arıtma tesisine sahip oluncaya kadar kapatılmalıdır. Ayrıca burada çözüm hiçbir zaman deniz deşarjı olarak düşünülmemelidir. Marmara Denizi zaten yeteri kadar kirlenmiştir. Bir de lağım çukuru muamelesi yapılmamalıdır. 
Soruna radikal bir çözüm gerekmektedir. Yoksa şimdiye kadar olduğu gibi herkes topu birbirine atıp sorunu geçiştirmeye çalışacaktır. Silivrililerin buna daha fazla tahammülü yoktur.

                                                                                                                Silivri Çevre Derneği 
                                                                                                                 Başkanı Ali Korsan