DOĞA ÇEVRE SU ÇÖP KİMYASAL KÖMÜR FOSİL TOPRAK HAVA ATIK PİL EKOSİSTEM HURDA YAĞ MİKROP GÜNEŞENERJİ

20 Nisan 2008 Pazar

Silivri'ye Cezaevi yapılmasına göz yumanlar kına yaksınlar! Cezaevinin kanalizasyonu yiyeceklerimizin içine akıyor!











                        SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ

                                                                                                                    20.04.2008

 

Silivri'ye Cezaevi yapılmasına göz yumanlar kına yaksınlar!

Cezaevinin kanalizasyonu yiyeceklerimizin içine akıyor!

 

Kısa zaman önce faaliyete geçen Silivri Cezaevi, “az sayıda mahkum olduğu” gerekçesiyle arıtma tesisini çalıştırmayarak kanalizasyon suyunu Kınalı/Kula Deresi'ne verince, bölgede bulunan çiftçilerin tepkisine neden oldu. Dere suyunun kirlenmesine seyirci kalmak istemeyen çiftçiler, soluğu Önder Çiftçi Derneği'nde aldı. Dernek görevlileri, çiftçilerin şikayeti üzerine derneğimizi arayarak durumu bildirdi.

 

Bilindiği gibi ilçemizde  seracılık ve sebzeciliğin yaygın olarak yapıldığı bir bölge olan Yolçatı ve Çeltik köylerinden geçerek Kınalıdan denize dökülen Kula Dere, aynı zamanda cezaevinin de yakınından geçmektedir. Kanalizasyonunu arıtmadan Kula Dereye akıtan Silivri yeni  cezaevi daha tam olarak faaliyete geçmeden yaşam  alanlarımızı ve suyumuzu kirletmeye  başladı.


Silivri Belediye Başkanı Hüseyin Turan'ı ve Silivri Belediyesi Çevre Müdürlüğü'nü arayarak, duruma müdahale edilmesini istedik. Çevre Müdürlüğü görevlileri ve İSKİ yetkileri, derneğimizin uyarısı üzerine olay mahalline intikal etti. Cezaevi yönetimiyle görüşen görevliler, kanalizasyon suyunun dereye akıtılmasını önleyerek, arıtma tesisinin kullanılması yönünde uyarıda bulundular.

 

Önümüzdeki günlerde daha da büyük kapasite ile faaliyet gösterecek olan cezaevinin, daha büyük sorunlara gebe olduğunu ve bu sorunların önlemleri şimdiden alınmazsa daha sonra baş edilemeyeceğini düşünmekteyiz. İlçemizin Mülki amirliğinin ve tüm yetkililerinin şimdiden bu konuda duyarlı olmasını ve gerekli tüm önlemleri almalarını temenni ediyoruz.

 

                                                                      Ali Korsan

Silivri Çevre Derneği Başkanı


 

                                                        







7 Nisan 2008 Pazartesi

Anlayana sivrisinek saz, Anlamayana davul zurna az!...

                       SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ

07.04.2008  

Anlayana sivrisinek saz, Anlamayana davul zurna az!...

Gittik, sözümüzü söyledik geldik. Altıncılar ne kadar duydu, hükumet ne kadar duydu, bilemeyiz ama biz sözümüzü söylemeye ve arkasında durmaya devam edeceğiz.

Çanakkale ve Balıkesir'den 26 belediye, üç yüz sivil toplum kuruluşu, çeşitli siyasi partiler ve sendikalar ile çok sayıda köylünün katılımıyla gerçekleşen mitingde hep bir ağızdan “Kaz dağları ve Madra dağının üstü, altından değerlidir” dedik, sözümüzü altıncılara ve hükumete duyurmaya çalıştık. Yağan yağmura rağmen evlerinden, köylerinden kalkıp Çanakkale'ye seslerini duyurmaya gelenleri Ankaradaki zatı muhteremler duydu mu, bu konuda olumlu bir şeyler yapacaklar mı önümüzdeki günlerde göreceğiz. Biz, sağır sultan bile duysa, Ankaradakiler duymazlıktan gelecekler diye düşünüyoruz. Bu nedenle, onlara güvenemediğimiz için şikayetlerimizi yargı yolu ile duyurmaya devam edeceğiz..

Gerçi artık ülkemizde yargı kararları da hiçe sayılmakta ve yargıya rağmen iş yapmak gelenek haline gelmekte. Biz yine de adalete güvenerek, sonunda adaletin hakim olacağına güvenerek, şikayetlerimizi yargı yolu ile duyuracağız. Biz Türk adaletinin doğru kararı verip, bu maden vurgununa dur diyeceğine ve doğal değerlerimizin yurttaşlarımızın aleyhine, uluslararası maden şirketlerine peşkeş çekilmesine engel olacağına inanıyoruz. Çanakkale'de toplanan on bin kişi bunu hep bir ağızdan dile getirdik. Çanakkalede evlerin  balkonlarında ve  dükkanlarda da kaz dağları ile ilgili afişler asılıydı.

İstanbul'un değişik semtlerinden, tüm Trakya'dan, İzmir'den, Bodrumdan, Marmaris'ten, Akdeniz'den Karadeniz'e  ülkenin bir çok köşesinden gelen çevrecilerin de katılımıyla süren mitingde, ülkemizde ya da dünyanın neresinde olursa olsun çevreye zarar verecek bir eyleme kararlılıkla karşı çıkacağımızı tekrar duyurduk.

Mitingi sırasında, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi ile Sosyal Güvenlik Reformu yasa tasarısı hakkında yapılanlar konusunda görüşme fırsatı bulduk. Önümüzdeki günlerde tekrar görüşmek üzere sözleştik.

Ülkemizin ne altıncılara, ne nükleercilere, ne çöp tacirlerine pazarlanamayacağı konusunda bundan sonra da tüm kararlılığımızla mücadele etmeye devam edeceğiz!..                                                            

                                                                             Ali Korsan

Silivri Çevre Derneği Başkanı


1 Nisan 2008 Salı

ALTINA HAYIR!.. Çanakkale'de Altına Karşı Miting!..

                    
SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ

 

                                                                                    01.04.2008

ALTINA HAYIR!..

Çanakkale'de Altına Karşı Miting!..

 

Uluslararası madencilik tekellerine ülkenin dağının taşının pazarlanmasına karşı, Balıkesirli ve Çanakkaleli on binlerce kişi, “Kaz Dağlarında ve Madra Dağında altın ve gümüş madeni istemiyoruz” demek için toplanacak!

5 Nisan günü Çanakkalede, Cumhuriyet Meydanında, Kaz Dağlarının ve Madra Dağının üstü altından değerlidir demek için toplanacak olan Balıkesir ve Çanakkaleliler, “bugüne kadar planlanan en büyük çevresel yıkım projesi” olarak değerlendirdikleri 5177 Sayılı Emperyalist Maden Yasasının değiştirilmesini ve  yeraltı zenginliklerimizin %2’lik paylarla peşkeş çekilmesine izin vermeyeceklerini dile getirecekler.

Dünyada son kırk yıldır yeniden başlayan altına hücum hareketi, hiçbir değeri göz önünde bulundurmadan, önüne gelen her şeyi ve her yeri dümdüz ederek altın peşinde koşmaktadır.

Hem tarihi değeri açısından önemli olan, hem de dünyanın en önemli tabiat alanlarından biri olan Kaz Dağlarında altın aranması için sayısız ruhsat verilmiş ve açılan davalar sonucu mahkemeler altıncıların aleyhine sonuçlanmış olsa da, hükumet geçici arama ruhsatları vererek madencilerin çalışmasına göz yummaktadır. Bu bir doğa katliamı ve geleceğimize karşı yapılan ciddi bir saldırıdır.

Madencilere ruhsat verdikleri yetmiyormuş gibi bir de sanki alay edercesine, “arama yaparken kesecekleri ağaçların parasını alıyoruz” diyerek dünyanın en önemli tabiat harikalarından birini üç, beş çeki odun parasına sattıklarını utanmadan söyleyebiliyorlar.

Madenciler, maden aramak için önlerine gelen her şeyi dümdüz ediyorlar derken bu bir şaka değil, gerçeğin ta kendisi...

Bir ya da iki gram altın çıkarabilmek için bir ton kayayı un haline gelecek şekilde öğütüp sonra bu unu en ölümcül zehirlerden biri olan siyanür ile karıştırıp, altını o kaya unundan ayırıyorlar. Daha sonra geride kalan siyanürü ve kaya ununu da madenin yanındaki havuzlara atıyorlar. On, on iki yıl sonra maden kapandığında geride tahrip olmuş bir doğa, siyanür ile kirlenmiş milyonlarca ton atık ile baş başa kalıyorsunuz. Madenciler ise dünyanın başka bir köşesini katletmek üzere çoktan yola çıkmış oluyorlar.

Dünya harikası yurt köşelerinin uluslararası maden tekellerine pazarlanmasına karşı çıkmak için biz de Silivri Çevre Derneği olarak Çanakkale'deki mitinge gidiyoruz. Tüm duyarlı yurttaşlarımızı da bu vahşi madenciliğe karşı çıkmaya, ülkemizi uluslararası maden şirketlerinin yağmalamasına karşı ses çıkarmaya çağırıyoruz.

 

                                                                                    Ali Korsan

Silivri Çevre Derneği Başkanı