DOĞA ÇEVRE SU ÇÖP KİMYASAL KÖMÜR FOSİL TOPRAK HAVA ATIK PİL EKOSİSTEM HURDA YAĞ MİKROP GÜNEŞENERJİ

23 Ocak 2016 Cumartesi

Danıştay, Termik Santrale "Şimdilik" Dur Dedi!


Danıştay, Termik Santrale "Şimdilik" Dur Dedi!


Olağanüstü hal, savaş gibi durumlarda ve sadece o durumla bağlantılı hallerde alınabilen "acele kamulaştırma" kararı, Silivri ve Çerkezköy'e yapılmak istenen termik santral için de uygulanmış ve Bakanlar Kurulu kararıyla Silivri ve Çerkezköy'de bazı yerlere, belirlenecek bir fiyat üzerinden el konulmak istenmişti.

Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesi Ambardere mevkii ile İstanbul'un Silivri ilçesi Çayırdere Mahallesi arasında özel bir şirket tarafından yapılması planlanan kömürlü termik santral projesinin hayata geçirilmesi için 23 Ocak 2016 tarihinde hukuka uymayacak şekilde Bakanlar Kurulu tarafından alınan Acele Kamulaştırma Kararı’na karşı Çerkezköy Belediye Başkanlığı'nın açtığı davada Danıştay 6. Dairesi, "Trakya’da imar planı değişikliklerinin kesinleşmediği" gerekçesi ile acele kamulaştırma işlemi için yürütmenin durdurulmasına karar verdi.

Bu yürütmenin durdurulması kararı ile planlanan kömürlü termik santral projesinin önüne kesin olarak geçilmiş değildir. Projenin kesin olarak iptali için mücadele etmeye devam edeceğiz.


Türkiye'nin enerji açığı olduğu söylemleriyle yapılmak istenen kömürlü termik santraller yaşam alanlarımızı, toprağımızı-suyumuzu, her şeyi kirletmektedir. Türkiye'de şu an için bir enerji açığı yoktur. Bırakın enerji açığı olmasını, piyasada elektrik arz fazlası vardır. Bunun en net ve açık kanıtı; son iki yılda elektrik fiyatlarının ucuzlamış olmasıdır.

Termik santralin yer değişikliği yapılarak kurulması için çalışmalar olduğu söylenmektedir Termik santralin Çerkezköy-Kapaklı bölgesinde bir yere kurulması için hazırlık çalışmaları yapıldığı konuşulmaktadır. Kömürlü termik santral projesinin kesin iptali için mücadelemiz devam edecektir.







16 Ocak 2016 Cumartesi

Bu güneş, bu rüzgar bize yeter!

Bu güneş, bu rüzgar bize yeter!

Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan, yazılı bir basın açıklaması yaptı. Korsan, 'Bu güneş, bu rüzgar bize yeter dedi.      

                                                                                               16 Ocak 2016     



 Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan, Temiz Enerji Platformu ve Türkiye Çevre Platformu’nun Ankara’da düzenlediği ‘Enerji’de ulusal ve uluslararası son gelişmeler’ toplantısına katıldı. Geçtiğimiz hafta yapılan toplantının ardından yazılı bir basın bülteni yayınlayan Korsan, “Türkiye eğer yüzde yüz yenilenebilir enerjiye geçmek isterse, bunu yedi-sekiz yıl içinde başarabilecek yeterli kaynağa ve teknolojiye sahiptir” dedi.  

Korsan’ın açıklaması şu şekilde;

‘4 BİN KİŞİ ÖLMÜŞ’

“Bölge Platformlarının Çalışma Raporlarının,  Termik Santral Karşıtı Çalışmaların ve Sinop, İğneada ve Akkuyuda yapılmak istenen Nükleer Santrallara Karşı Çalışmaların görüşüldüğü toplantının ana konusu ‘Enerjide ulusal ve uluslararası son gelişmeler’ idi.
Marmara Üniversitesi Enerji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, Dünya’da Yenilenebilir Enerji üzerindeki gelişmeleri anlatarak başladığı sunumunda fosil yakıtların ve termik ve nükleer santralların yarattığı kirliliklerin hayatlarımızı nasıl kötü etkilediğini anlattı.
1850’lerde, sanayi devrimiyle artmaya başlayan ve o günlerden sonra hep artmaya devam eden enerji ihtiyacı, o güne kadar kullanılmayan yeni enerji kaynaklarını ortaya çıkardı. Kömür, petrol ve doğalgaz. Bunların kullanılması birçok sorun yarattı fakat kullanılmaya devam edildi.
Amerika’da 1850'lerden beri beş milyon kişi termik santralların etkisiyle kanserden ölmüş. 1952 yılında 4 – 9 Aralık arasında Londra’da kömürün yarattığı duman, havanın dönmesiyle şehrin üzerine çökmüş, 9 Aralıkta havanın değişmesiyle dağılmıştı. Bu sırada bir gecede 4.000 kişi ölmüş, 100.000'den fazla kişi dumanın etkileriyle hastalanmıştı. Daha sonra yapılan detaylı araştırmalar 4 – 9 Aralık arasında ölümlerin 12.000 civarında olduğunu göstermişti.

‘100 SİPARİŞ İPTAL EDİLDİ’

Dünyadaki petrol ve kömürün büyük bölümünün sahibi ya da işletmecisi olan büyük enerji şirketleri, 1970’teki petrol krizinden sonra petrolün bir gün biteceğini anladıklarında ne yapacağız diye düşünmeye başladılar ve çözümün nükleer santrallar olacağına karar verildi. O güne kadar nükleer silah malzemesi üretmek için kullanılan nükleer santralların atık ısılarıyla Rusya’da santralların yakın çevresinde merkezi ısıtma yapılmış, Fransa ve Amerika’da elektrik üretilmişti. Santralların tüm masrafları silah sanayii ya da devlet tarafından karşılandığı için üretilen yan enerji bedava gibi görünüyordu.
1973'de enerji ihtiyacının nükleer santralların atık ısılarıyla karşılanabileceğine dünyayı inandırdılar. Beş bin tane nükleer santral yapılacaktı. Dünyanın tüm enerji ihtiyacı nükleer santrallar ile karşılanacaktı. Enerji neredeyse bedava olacaktı. 1978'e gelindiğinde bu iş bitmişti. 400 kadar nükleer santral yapılmıştı, 100 santral siparişi iptal edilmişti.  Pahalı olduğu için, atıkları depolanamadığı için, insanlar tehlikeli bir santralı çevrelerinde istemediği için nükleer silah malzemesi üreten santralların atık ısılarından elektrik üretme macerası son bulmuştu.

‘TEK BAŞINA 25 BİN KİŞİNİN
İHTİYACINI KARŞILIYORDU’

1980 yılından itibaren ABD, İngiltere ve Japonya rüzgar türbinleri ve güneş pilleri teknolojisini geliştirmeye ve bir yandan da kullanmaya başladılar. ABD, 1980'den 1996 yılına kadar Hollanda ve Danimarka’dan 15 bin tane rüzgar tirbünü satın alıp, işletmeye başladı. Yine ABD'de, güneş pilleri alanında bir pazar oluşması ve firmaların konuya ilgisini çekmek için bir milyon kamu binasının çatılarına güneş pilleri yerleştirildi.
Daha sonra Almanya da rüzgar türbini üretmeye başladı. Teknolojinin gelişimi giderek hızlanmaya başladı.
1996'da 600 kw'lık türbinler yapılırken, kısa süre sonra 1.000 kw'lık (1 Mw) ve 2005 yılında 5.000 kw'lık (5 Mw) türbinler yapıldı. 5Mw'lık bir türbin tek başına 25.000 kişinin elektrik ihtiyacını karşılayabiliyordu.
Teknolojinin gelişimi sonucu güneş pilleri ilk yapıldıkları günden bu güne otuz misli ucuzladılar. Bu günlerde hiçbir destek almaksızın güneş pilleri ve rüzgar türbinleri en ucuz enerjiyi üretmektedirler.
1970'deki petrol krizi bize enerjinin etkin kullanımını öğretti. Daha az enerji kullanarak daha çok iş yapacaktık. Hiç aklımızda yokken petrol krizi bize bunu öğretti. O güne kadar kalkınmışlığın ölçüsü ne kadar çok enerji tükettiğinizdi. Krizden sonra bu, enerjiyi ne kadar etkin kullandığınızla ölçülmeye başlandı.

‘ALMANYA HAZIRLANIYOR’

Almanya 2050 de yüzde yüz yenilenebilir enerji kullanmaya hazırlanıyor. Nükleer santrallarını kapatma kararı almış olan Almanya 2050 ye kadar kömür ve doğal gazdan da vaz geçerek yalnızca yenilenebilir enerji kullanacak. Bunun bir adımı olarak ülkedeki tüm çatıları güneş pilleriyle kaplamaya çalışıyor.
Bir çok Alman vatandaşının her yıl güneşlenmek için geldiği Türkiye, Almanya’dan üç misli fazla güneş görmektedir. Bu da Almanya’da döşenen bir ünite güneş pili, bir birim enerji üretiyorsa aynı ünite Tükiye’de üç birim enerji üretecektir yani üç misli daha ucuz enerji üretecek demektir.
Bir ülkenin doğru bir enerji planlaması yapabilmesi için ‘Enerji-Ekonomi-Çevre karar modeli’ oluşturması gerekir ki yanlış yatırımlar yapmasın. Marmara Üniversitesi böyle bir çalışmayı Türkiye için yapmıştır ve isteyenler bu çalışmadan yararlanabilirler.
Bugün dünya yeni bir nükleer santral yapmaktan vazgeçmiştir. Nükleer santralları olanlar bunları kapatmayı planlamaktadırlar. En büyük sorun kapatılan santralların kullanılmış yakıt çubuklarının ne yapılacağıdır. Bunlar on binlerce yıl itina ile saklanması gereken çöplerdir. Herkes bunları nereye koyacağını düşünmektedir. Bugün yeni yapılıyormuş gibi gösterilen santralların tamamlanması ihtimali yoktur. Bu göstermelik santral girişimleri, dünyanın diğer ülkelerinin çöplerine depo olabilirler. Böyle bir tuzağa düşmemek için çok dikkatli olmak gerekir.
Güneş ve Rüzgar açısından çok şanslı olan ülkemiz, eğer yüzde yüz yenilenebilir enerjiye geçmek isterse bunu yedi-sekiz yıl içinde başarabilir. Türkiye yeterli kaynağa ve teknolojiye sahiptir. Sadece karar vericilerin bu yönde karar vermesi gerekmektedir. Ne yazık ki Türkiye’de karar vericiler petrolü, kömürü ve nükleeri daha çok sevmekte ve lisans vermeyerek rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarını engellemektedirler.
Bu güneş, bu rüzgar bize yeter!”                                              

                                                                                                                              16 Ocak 2016 

                                                                                               SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ 
                                                                                                  Başkanı Ali KORSAN