DOĞA ÇEVRE SU ÇÖP KİMYASAL KÖMÜR FOSİL TOPRAK HAVA ATIK PİL EKOSİSTEM HURDA YAĞ MİKROP GÜNEŞENERJİ

10 Aralık 2011 Cumartesi

BEYCELER DOLUM TESİSLERİ YAPIILMASI..


Karar Özeti: 15.06.2010 tarihli ve 1304 sayılı  Meclis Kararı'na yönelik itirazlar

Karar Tarihi: 15.04.2011

Karar No: 900

Dosya No: 900

Karar:


Şehir Planlama Müdürlüğü'nün     08/ 02 /2011 gün  ve  3638581    sayılı yazısında; "  

İlgi: a) Ambarlı-Marmara Çevre ve Yardımlaşma Derneği'nin Şehir Planlama

      Müdürlüğü'nde 12.11.2010 tarih ve TN: 3572450 sayı ile kayıtlı yazısı.

      b) Avcılar Gümüşpala Dayanışma Derneği'nin Şehir Planlama Müdürlüğü'nde

      22.11.2010 tarih ve TN: 3586796 sayı ile kayıtlı yazısı.

      c) 05.12.2007 gün ve S/162 sayılı Başkanlık Oluru.

      d) İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 13.02.2009 gün ve 103 sayılı Kararı.

      e) Ambarlı-Marmara Çevre ve Yardımlaşma Derneği'nin Şehir Planlama

      Müdürlüğü'nde 13.08.2009 tarih ve TN: 1970909 sayılı yazısı.

      f) Avcılar Gümüşpala Dayanışma Derneği'nin Şehir Planlama Müdürlüğü'nde

      14.08.2009 tarih ve TN: 1928442 sayılı yazısı.

      g) 04.05.2010 tarih ve 2010-S/TN: 2818419 sayılı yazımız

      h) İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 15.06.2010 gün ve 1304 sayılı Kararı

       İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 15.06.2010 tarihli ve 1304 sayılı Kararı doğrultusunda 15.06.2009 onanlı 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'nda yapılan değişiklik 16.07.2010 tarihinde Büyükşehir Belediye Başkanı'nca onaylanarak 22.10.2010-22.11.2010 tarihleri arasında otuz gün süreyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi Harita Müdürlüğü'nde askıya çıkarılmıştır. Bu Karar ile G21 Plan Paftası'ndaki Ambarlı Stratejik Bölgesi sınırı düzeltilmiş sehven "Ambarlı Stratejik Bölgesi" olarak gösterilen Doğalgaz Kombine Çevrim ile Fuel-Oil Elektrik Santrallerinin bulunduğu bölgenin "Güvenlik Bölgesi" lejantına alınmasına karar verilmiştir. F23 Plan Paftası'ndaki lejant listesine "Ambarlı Güvenlik Bölgesi" ifadesi eklenmiştir.

       İTİRAZ KONUSU

       Askı süresi içerisinde ilgi (a) ve (b) yazılar (TN: 3572450, TN: 3586796) ile aşağıda belirtilen konularda itiraz edilmektedir:

1. Üzerinde İstanbul'un ve ülkenin en kritik tesisleri bulunan, Bakanlar Kurulu Kararı ile 1997 yılında "Güvenlik Bölgesi" ilan edilen Doğalgaz Çevrim Santrali'nin bulunduğu bölgenin "Lojistik Bölge" olması kararı 2565 sayılı Kanun ile Bakanlar Kurulu Kararı'na aykırıdır.

2. Plan'da enerji santralinin olduğu yerde önerilen "Lojistik Bölge" kararı kaldırılarak, "Elektrik Üretim Alanı" lejantının konulması.

3. Ambarlı Bölgesi'ndeki doğalgaz boru hattı plan paftası ve plan notlarında "yapı yasağı ya da sınırlama getirilen diğer alanlar" başlığı altında "yeşil renkli çizgi" olarak; koruma bandı ise "Yeşil Alan Şartı ile Koruma ve Emniyet Sahası" şeklinde gösterilmelidir.

4. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin görevleri arasında olmasına rağmen; "yanıcı ve parlayıcı maddeler" için yer önerilirken; "patlayıcı maddeler" için depolama yeri önerilmemiştir. Bu nedenle, Beyciler'de önerilen yanıcı ve parlayıcı madde deposu tanımına ve plan notlarına patlayıcı ifadesinin eklenmesi ve paftada bu fonksiyonun ayrıca gösterilmesi gerekmektedir.

5. "1980 yılında desantralize edilmesi gereken, ancak bölgedeki stratejik tesisler için asıl tehlikeyi oluşturarak faaliyette bulunan 4 adet patlayıcı LPG küre tankları ve "Güvenlik Bölgesi" içinde kanunsuz yapılan 2 adet LPG küre tanklarının da taşınması" hükmü Plan Notları'nda mutlaka yer almalıdır. Plan ile Tekirdağ-Sultanköy'e desantralizasyonu önerilen patlayıcı LPG depolarının desantralizasyonuna ilişkin uygulamanın nasıl olacağı hakkında da açıklama getirilmesi gerekmektedir.

6. Elektrik santrallerinin desantralize edilmesi ile ilgili hükümler Türkiye'nin enerji politikalarına aykırıdır.

7. Ambarlı Limanı, limanlar için aranan yer seçimi şartlarından hiç birisine sahip değildir. Bölge, zemin ve deprem riski açısından çok sorunlu olup, sel riski yüksek Haramidere deltasında da kalmaktadır. Ayrıca, bölgeden Türkiye için çok kritik doğalgaz boru hatlarının geçmesi, çevresinin fiili şartları sebebiyle de bölgesel bir liman için uygun değildir. Bu durum, ilgili kurumların görüşleri ve mahkeme kararlarıyla da teyit edilmiştir. Açıklanan sebeplerle, Ambarlı Limanı mevcut haliyle muhafaza edilmeli ve işletilmelidir. Ambarlı Limanı'nın mevcut haliyle muhafazası ve Gümüşyaka Limanı'nın bitirilmesine hız verilmesi için gerekli ifadeler Plan Raporu'na eklenmelidir.

       PLAN SÜRECİ

       İlgi (c) Başkanlık Oluru ile plan çalışmalarına başlanan 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı, Büyükşehir Belediye Meclisi'nin ilgi (d) Kararı ile uygun bulunmuştur. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından 15.06.2009 tarihinde onaylanarak yürürlüğe giren 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Harita Müdürlüğü tarafından 17.07.2009-17.08.2009 tarihleri arasında otuz gün süre ile askıya çıkartılmıştır.

       15.06.2009 onanlı 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'na ilgi (e) ve (f) yazılar ile yapılan itirazlar ilgi (g) yazı ile değerlendirilmek ve karar alınmak üzere İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'ne iletilmiş olup söz konusu itirazlara yönelik olarak ilgi (h) Meclis Kararı alınmıştır. Bu Karar doğrultusunda düzenlenen Plan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanınca 16.07.2010 tarihinde onaylanarak 22.10.2010-22.11.2010 tarihleri arasında otuz gün süreyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi Harita Müdürlüğü'nde askıya çıkarılmıştır.

       Bu Karar ile G21 Plan Paftası'ndaki Ambarlı Stratejik Bölgesi sınırı düzeltilmiş sehven "Ambarlı Stratejik Bölgesi" olarak gösterilen Doğalgaz Kombine Çevrim ile Fuel-Oil Elektrik Santrallerinin bulunduğu bölgenin "Güvenlik Bölgesi" lejantına alınmasına karar verilmiştir. F23 Plan Paftası'ndaki lejant listesine "Ambarlı Güvenlik Bölgesi" ifadesi eklenmiştir

       MER'İ PLANDAKİ DURUMU

       İtiraza konu bölge 15.06.2009 onanlı 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'nda "Lojistik Bölge", "Ambarlı Stratejik Bölgesi" ve "Ambarlı Güvenlik Bölgesi" fonksiyonlarında kalmaktadır. Bölgede ayrıca "Jeolojik Açıdan Yerleşime Sakıncalı Alan" taraması bulunmaktadır.

       DEĞERLENDİRME ve SONUÇ

       Söz konusu kullanımlara ilişkin Plan Uygulama Hükümleri'nde aşağıdaki ifadeler yer almaktadır.

       8.4.8. Ambarlı Stratejik Bölgesi: Başbakanlık tarafından 1995 yılında "Birinci Derece Stratejik Bölge" olarak ilan edilen, içerisinde Türkiye ve İstanbul için kritik öneme sahip tesislerin bulunduğu Ambarlı Stratejik Bölgesi'nde; yanıcı ve parlayıcı LPG depolama ve dolum tesisleri ile elleçlemesi yapılamaz. Ambarlı Limanı gerisinde bulunan enerji santralinin desantralize edilmesi durumunda, bu alan lojistik bölge olacaktır.

       8.4.9.2. Lojistik Bölgeler: Gümrükler, antrepo ve depolar, nakliye ambarları, kargo aktarma tesisleri, perakende dağıtım birimleri, haller, barkodlama, ambalajlama, sigorta, gümrük, acente, taşıma işleri komisyoncuları, Ro-La stok ve triyaj alanları, TIR-kamyon parkları, manevra sahaları, lojistik faaliyetlerden kaynaklanan atıkları değerlendirme istasyonları, lojistik destek hizmetleri veren işletmeler ve sosyal tesisler vb. lojistikle ilgili fonksiyonların yer alabileceği alanlardır. Lojistik bölgeler içerisinde, ilgili kurum ve kuruluşların uygun görüşü ve gerekli önlemler alınmak kaydıyla, gürültü-görüntü kirliliğine neden olan ve çevre için risk oluşturan "geri dönüşümlü atıkları değerlendirme işlevi gören birimler" yer alabilir.Lojistik bölgelerde sanayi faaliyetleri yer alamaz."denilmektedir.

       8.4.1.3.3. Jeolojik Açıdan Yerleşime Sakıncalı Alanlar: Jeolojik açıdan yerleşime sakıncalı alanların sınırları ve kullanım kararları ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerine göre alt ölçekli planlarda netleştirilecektir. Zorunlu yapılaşma ve mevcut yapılar için ilgililerince zemin iyileştirme ya da temellerin güçlendirilmesi zorunludur. Jeolojik açıdan yerleşime sakıncalı alanlarda 8.3. Doğal Afetler Açısından Riskli Alanlara Yönelik Hükümler geçerlidir.

       Söz konusu plan notunda atıfta bulunulan 8.3. Doğal Afetler Açısından Riskli Alanlara Yönelik Hükümlerde ise bölge ile ilgili olarak aşağıdaki plan notu yer almaktadır:

       8.3.3. Her tür ve her ölçekteki imar planları için yetkili kurum tarafından onaylanmış olan 1/1.000 veya 1/2.000 ölçekli mikro bölgeleme çalışmaları esas alınır. Mikro bölgeleme çalışması olmayan alanlar da ise 1/25.000 ve 1/5.000 ölçekli imar planları için 1/5.000, 1/1.000 ölçekli imar planları için ise yetkili kurum tarafından onaylanan 1/2.000 veya 1/1.000 ölçekli jeolojik, jeoteknik etüt raporları veya benzer adlar altında hazırlanan jeolojik açıdan yerleşime uygunluk harita ve raporları esas alınır. Bölgesel olarak ilgili kurum ve kuruluşlarca yapılacak olan bölgesel enerji, iletişim, ulaşım ve benzeri altyapılar ile doğalgaz boru hatları ve tesisleri için de aynı çalışmalar esas alınır.

       Ayrıca, Genel Hükümlerin 8.2.2. Maddesi'nde, "1/100.000 ölçekli plan paftasında çizilen çeşitli arazi kullanım ve yerleşme alanlarına ait sınırlar şematik olarak gösterildiğinden; bu plan üzerinden plan ölçeği ile ölçü alınamaz, yer tespiti ve uygulama yapılamaz. Hakim fonksiyonun belirtildiği bu alanların ve bu alanlar içerisinde yer alacak diğer fonksiyonların dağılımları ve bu dağılımların yoğunlukları, sınırları ve detayları alt ölçekli planlarda belirlenecektir." denilmektedir.

       1-2. Üzerinde İstanbul'un ve ülkenin en kritik tesisleri bulunan, Bakanlar Kurulu Kararı ile 1997 yılında "Güvenlik Bölgesi" ilan edilen Doğalgaz Çevrim Santrali'nin bulunduğu bölgedeki "Lojistik Bölge" kararının kaldırılarak, "Doğalgaz ve Elektrik Santral Alanı" olarak gösterilmesi ile ilgili talep doğrultusunda; söz konusu bölgenin "Lojistik Bölge" fonksiyonundan çıkarılarak "Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı" fonksiyonuna alınmıştır. Bu bölgede 2565 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine uyulacaktır.

       Su ürünleri halinin yerinin Gürpınar olarak kesinleşmesi sebebiyle, bu kapsamda, meri Plan'da Ambarlı Liman Bölgesi'nin doğusunda önerilen "Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı" sembolünün Bilgi Paftası'ndaki şekliyle mevcut Doğalgaz Çevrim Santrali'nin bulunduğu bölgeye kaydırılmasının uygun olacağı düşünülmektedir (EK-2).

       Plan kararlarının ve gerekçelerinin açıklandığı "7.7.3. Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı" bölümünde altı çizili ifadenin eklenmesi, üzeri çizili ifadenin çıkarılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

       "... Plan'da, Çatalca-Yassıören köyünün kuzeyinde önerilen donatı alanı "itfaiye eğitim alanı", Tuzla-Aydınlı'da önerilen donatı alanı "sebze-meyve hali", Silivri-Beyciler köyünün güneyinde önerilen donatı alanı "yanıcı, patlayıcı ve parlayıcı madde depoları", Gürpınar'da veya Ambarlı Limanı'nın doğusunda önerilen donatı alanı Tarihi Yarımada'dan taşınması kararı verilen Kumkapı'daki mevcut balık haline yönelik "su ürünleri hali" ve Avcılar-Ispartakule'de önerilen donatı alanı ise sadece TCDD tarafından Avrupa Hızlı Tren Hattı ile entegre olacak şekilde triyaj alanı ve yük transfer merkezi ihtiyacı için kullanılacaktır."

       "Ambarlı Stratejik Bölgesi'ndeki mevcut Doğalgaz Kombine Çevrim ve Fuel-Oil Elektrik Santrali Plan'da Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı olarak gösterilmiştir....."

       Plan Uygulama Hükümleri'nin konuyla ilgili 8.4.7.3. Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanları plan notuna ise altı çizili ifadenin eklenmesi, üzeri çizili ifadenin çıkarılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

       "... Çatalca-Yassıören köyünün kuzeyinde önerilen donatı alanı "itfaiye eğitim alanı", Tuzla-Aydınlı'da önerilen donatı alanı "sebze-meyve hali", Silivri-Beyciler köyünün güneyinde önerilen donatı alanı "yanıcı, patlayıcı ve parlayıcı madde depoları" olarak kullanılacaktır."

       "Gürpınar'da veya Ambarlı Limanı'nın doğusunda önerilen donatı alanı "su ürünleri hali" olarak kullanılabilir."

       "Ambarlı Stratejik Bölgesi'ndeki Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı, mevcut Doğalgaz Kombine Çevrim ve Fuel-Oil Elektrik Santrali'dir."

       3. Ambarlı Bölgesi'ndeki doğalgaz boru hattının Plan paftası ve plan notlarında "yapı yasağı ya da sınırlama getirilen diğer alanlar", koruma bandının ise "Yeşil Alan Şartı ile Koruma ve Emniyet Sahası" olarak gösterilmesi ile ilgili talepler alt ölçekli planları ilgilendirmektedir. Konuyla ilgili olarak, Plan Uygulama Hükümleri'nde aşağıdaki ifade yer almaktadır.

       "8.2.14. Doğalgaz hatları, NATO akaryakıt boru hatları, enerji nakil hatları, isale hatları gibi tüm taşıyıcı ve iletken hatlar ilgili kurumları tarafından belirlenmiş olan kriterler göz önünde bulundurularak alt ölçekli planlarda gösterilecektir."        4. Silivri/Beyciler'de önerilen "yanıcı ve parlayıcı madde deposu" tanımına ve plan notlarına "patlayıcı" ifadesinin eklenmesi ve paftada bu fonksiyonun ayrıca gösterilmesi ile ilgili talepler doğrultusunda Plan Raporu ve Plan Notları'nın ilgili bölümlerine yukarıda madde 1-2. deki şekliyle "patlayıcı" ifadesi eklenmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

       Silivri/Beyciler'de gösterilen "Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı" fonksiyonu ile ilgili açıklamalarda ve plan notlarında "yanıcı, patlayıcı ve parlayıcı madde depolama alanı" fonksiyonuna atıf yapıldığı için bu ölçekte gösterilmesine gerek bulunmamaktadır. Nitekim Plan Uygulama Hükümleri'nin 8.2.2 maddesinde;

       "1/100.000 ölçekli plan paftasında çizilen çeşitli arazi kullanım ve yerleşme alanlarına ait sınırlar şematik olarak gösterildiğinden; bu plan üzerinden plan ölçeği ile ölçü alınamaz, yer tespiti ve uygulama yapılamaz. Hakim fonksiyonun belirtildiği bu alanların ve bu alanlar içerisinde yer alacak diğer fonksiyonların dağılımları ve bu dağılımların yoğunlukları, sınırları ve detayları alt ölçekli planlarda belirlenecektir" hükmü yer almaktadır.

       5-6. İlgi (a) ve (b) yazıların ekinde yer alan belgeler incelendiğinde, Ambarlı Stratejik Bölgesi'ndeki 4 adedi halen faaliyette bulunan 6 adet patlayıcı LPG depolama küre tanklarının bölgede kalmasının can ve mal güvenliği açısından zarar ve tehlikelere sebep olacağı gerekçesiyle bölge dışında uygun yerlere taşınması kararı alınmıştır. Nitekim, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kontrol Dairesi Başkanlığı Yanıcı, Parlayıcı Kimyevi Depolar Müdürlüğü'nün LPG tanları ile ilgili 25.07.2003 gün ve 12734-55-930-200/M-169 sayılı yazısında "... Patlama esnasında saniyede 1,6 Km.nin üzerinde hız oluşturarak büyük zararlar verir. Sonuç itibarı ile Yakuplu Belediyesi Angurya Çiftliği Mevkii üzerinde bulunan gaz depoları, doğalgaz boru hattı ve tesisleri ile elektrik santralleri bölgenin heyelan ve deprem alanı olması nedeniyle yumuşak zeminde çok büyük tehlike potansiyeli yaratmaktadır." denilmektedir.

       Yakuplu Angurya Çiftliği Mevkii'nde patlayıcı LPG depolama tesisi yapmak isteyen bir şirket hakkında faaliyet alanının ve yakın çevresinin heyelan bölgesinde bulunması, tesislerin patlayıcı özelliğe sahip olması ve ÇED Komisyonu temsilcilerinin olumsuz görüş vermesi sebebiyle "ÇED Olumsuz Kararı" verilmiştir. ÇED Olumsuz Kararı'na karşı İstanbul 3.İdare Mahkemesi'nde açılan Dava (2006/1763 E, 2008/2351 K) reddedilmiştir.

       Bölgedeki patlayıcı LPG depolama küre tankları 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu'na göre Genel Kurmay Başkanlığı'nın oluru ve Bakanlar Kurulu'nun 21.07.1997 tarih ve 97/9638 sayılı Kararı ile belirlenen "Güvenlik Bölgesi" içerisinde kaldığından ilgili mevzuata aykırılık taşımaktadır.

       Söz konusu patlayıcı LPG depolama tesislerinin bölgede bulunması, aşağıdaki gerekçelerle de mevzuat açısından uygun değildir:

* Yer uygunluk araştırması yapılmadan ve ÇED süreci başlatılmadan söz konusu tesislere yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni verildiğinden Çevre Kanunu'nun 10.maddesi ile ÇED Yönetmeliği'nin 6, 8 ve 28.maddelerine,

* "Sağlık Koruma Bandı" tespiti için Sağlık Bakanlığı'na müracat yapılmadığından Hıfzısıhha Kanunu'nun 268, 269, 271, 273, 274 ve 275.maddeleri ile Gayrısıhhi Müesseler Yönetmeliği'ne,

* 1.Derecedeki Stratejik Bölge içerisine Sivil Savunma İl Müdürlüğü'nün görüşü alınmadan inşaata başladığından Sivil Savunma Kanunu'nun 2, 8, 9 ve 15.maddeleri ile Sivil Müdafaa Bakımından Şehir ve Kasaba Planları ile Mühim Bina ve Tesislerde Tatbik Olunacak Esaslar Hakkında Tüzük'e,

* TEK (EÜAŞ)'ın acele kamulaştırma kapsamında kamulaştırılan ve satın alınan arazisinin (492 ada, 1 parsel) satılmasının ve Özel Güvenlik Bölgesi içine patlayıcı ve parlayıcı LPG depolama tesislerinin yapılması Kamulaştırma Kanunu'nun 31 ve 33.maddeleri, İmar Kanunu'nun 11 ve 18.maddeleri ile 2565 sayılı Kanun'a,

* Patlayıcı LPG depolama ve dolum tesisleri için arazi uygun olmamasına rağmen inşaata başlanmasının Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 4, 108 ve 139.maddelerine aykırıdır.

       Bir diğer önemli konu da mezkur Güvenlik Bölgesi'nin sınırlarının küçültülmesi ve Güvenlik Bölgesi dışına alınması girişimine yönelik çeşitli kurumlar tarafından olumsuz görüşler verilmiştir. Güvenlik Bölgesi'nin sınırlarını küçültmek için yapılan girişimlere karşı olumsuz görüşler aşağıda sıralanmıştır;

* İstanbul Valiliği, İl Jandarma Komutanlığı'ndan TEAŞ (EÜAŞ)'a ait Ambarlı Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali'nin 2565 sayılı Kanun kapsamında olduğu ve bu bölge içinde tesis edilmek istenen patlayıcı ve parlayıcı LPG tesislerinin tehlikeler oluşturduğu dikkate alınarak, önlem alınmasını ve yasal işlemlerin yürütülmesini isteyen talimatlar vermiştir.

* Genelkurmay Başkanlığı'nın Ambarlı'daki AYGAZ A.Ş. Parlayıcı ve Patlayıcı LPG depolama tesisleri ile ilgili olarak ilgili Bakanlıklara, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 03.05.2004 tarih ve 2335-88136 sayılı yazısı ile İstanbul Valiliği'ne gönderdiği yazısında ".... bir tesisin konumu, önemi ve güvenlik kriterleri gibi konularda herhangi bir değişiklik olmaması durumunda, o tesise ait özel güvenlik bölgesinin daraltılmasının somut gerekçeleri...." ve "... bölgedeki patlayıcı LPG tesisleri hakkında alınacak tedbirlerin bütün ilgililere stratejik ve ülke ekonomisi açısından hayati öneme haiz olduğu" ile İstanbul 6 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin 25.10.2002 tarih ve 1998/297 E., 2002/240 K. sayılı Kararı'nda "bazı teröristlerin Avcılar'daki tüp gaz dolum tesislerine saldırı yapmayı amaçladıklarına dair ifadeleri ve İstanbul'da son zamanlarda meydana gelen terör olaylarında kullanılan patlayıcıların gücü ve sonuçları dikkate alındığında, ... stratejik ve ülke ekonomisi açısından hayati sonuçlarının ülke ekonomisi ve savunması için çok ağır olabileceği göz önünde bulundurularak ... bölgeye ait 1/50.000 ve 1/25.000 ölçekli plan çalışmalarının bu kapsamda yeniden değerlendirilmesinin uygun olacağı" hususları yer almaktadır.

* Büyükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen 2004/1275 E.nolu Davaya Genelkurmay Başkanlığı'nın gönderdiği 16.05.2006 tarih ve 31310455 sayılı yazısında "... Özel Güvenlik Bölgesi'nin sınırlarının değiştirilmesinin uygun görülüp görülmediği konusunda Genel Kurmay Başkanlığı'ndan görüş talep edilmiştir. ... Söz konusu Özel Güvenlik Bölgesi ilgi (c) Yönetmeliğin 21.maddesi gereğince Genelkurmay Başkanlığı'nın da görüşü alınarak ilgi (ç) Bakanlar Kurulu Kararı ile tesis edilmiştir. İçişleri Bakanlığı tarafından 2003 yılı içerisinde alınan özel güvenlik bölgesinin sınırlarının değiştirilmesine ilişkin görüş istenmiştir. Bahse konu sınır değişikliği talebine Genelkurmay Başkanlığı'nca olumsuz görüş verilmiştir." hususları yer almaktadır.

* Mezkur bölgede yapılan patlayıcı LPG küre tankları ile ilgili işlemlerden dolayı Yakuplu Belediyesi aleyhine açılan davaya ilişkin olarak Büyükçekmece 1.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 14.02.2008 tarih ve 2002/1995 E., 2008/135 K. sayılı Karar gerekçesinde "... birçok bilirkişi raporunda dile getirildiği üzere; 1/50.000 ölçekli İstanbul Metropoliten Alan Nazım Planı'na aykırı davranıldığı; 3194 sayılı İmar Kanunu'na dayalı olarak çıkartılan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 3/2, 7, 27 ve 28.maddelerine aykırı davranıldığı; yapılan plan ve plan değişikliklerinin planlama tekniklerine, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına uygun olmadığı; bölgede belirtilen nitelikte bir tesisin özetle milli felakete yol açabileceği." Hususlarına ilişkin bilgilerin yer aldığı görülmektedir.

       Söz konusu gerekçelerle; 15.06.2009 onaylı 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'nda, 1.derece deprem ve aktif heyelanlı bölgede, yoğun trafik, konut, sanayi ve birinci derecede stratejik tesislerin bitişiğinde bu tür tesislerin yapılmasının can ve mal güvenliği açısından risk oluşturacağı düşünülmektedir.

       İlgi (a) ve (b) yazılar ile plan açıklama raporu ve notlarına, Ambarlı Bölgesi'ndeki stratejik tesisler için tehlike oluşturan "Güvenlik Bölgesi" içerisindeki patlayıcı LPG küre tanklarının taşınması konusunun eklenmesi, LPG depolarının desantralizasyonuna ilişkin uygulamanın nasıl olacağı hakkında açıklama getirilmesi ve plan açıklama raporundan ve plan notlarından, "elektrik santrallerinin desantralize edilmesi" ile ilgili ifadenin çıkarılması talep edilmektedir.

       Plan kararlarının ve gerekçelerinin açıklandığı 7.Bölüm'ün konuyla ilgili "7.8.2.Lojistik Bölgeler" ve "7.9.Ambarlı Stratejik Bölgesi" bölümlerinde; altı çizili ifadelerin eklenmesi, üzeri çizili ifadelerin ise çıkarılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

       "7.8.2. Lojistik Bölgeler: ...Ambarlı'da yer alan akaryakıt ve LPG depolarının; bölge içerisinde oluşturduğu ciddi tehlike göz önünde bulundurularak, etrafında yapılaşma bulunmayan ve mevcutta da depolama işlevini sürdüren Tekirdağ-Sultanköy'e taşınması öngörülmüştür. Bununla ilgili olarak gerekli fizibilite çalışmalarının yapılması gerekmektedir."

       "Bakanlar Kurulu'nun 97/9638 sayılı Kararı ile Ambarlı bölgesindeki Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali ile Fuel-Oil Elektrik Santrali ve etrafındaki arazi "Güvenlik Bölgesi" olarak ilan edilmiştir. Söz konusu tesisler, yurt savunması ve ekonomisine önemli ölçüde katkıda bulunmakta olup, hizmet dışı kalmaları halinde milli güvenlik ve/veya toplum hayatı bakımından olumsuz sonuçlara neden olabilecek niteliktedir."

       "Yukarıda açıklanan gerekçelerle, Türkiye'nin enerji altyapısında kritik bir yeri olan bu bölgenin güvenirliliğini sağlamak açısından, bölgedeki stratejik tesisler için tehlike oluşturan yanıcı ve parlayıcı akaryakıt tesisleri ile patlayıcı LPG depolama ve dolum tesislerinin Silivri-Beyciler'de önerilen Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı'na taşınması önerilmektedir. "

       "Söz konusu tesislerin Silivri-Beyciler'de önerilen Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı içerisindeki konumları; ilgili mevzuat ve standartlar doğrultusunda alt ölçekli planlarda belirlenecek; yanıcı ve parlayıcı madde depolama tesisleri ile arasında gerekli emniyet mesafesi (sağlık koruma bandı) ayrılacaktır."

       "Gümüşyaka'daki lojistik bölgenin yanı sıra, söz konusu tesislerin 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Plan Revizyonu'nda Marmara Ereğlisi/Sultanköy'de önerilen "Akaryakıt Ürünleri Depolama Alanı"na taşınması olanakları da değerlendirilmelidir. Bununla ilgili olarak gerekli fizibilite çalışmalarının yapılması gerekmektedir..."

       "7.9. Ambarlı Stratejik Bölgesi ve Ambarlı Güvenlik Bölgesi: Ambarlı Türkiye'nin enerji politikaları çerçevesinde, doğal gaz ihtiyacını temin etmek ve Avrupa'dan Anadolu'ya, ya da Anadolu'dan Avrupa'ya gaz nakletmek amacıyla, yüksek basınçla çalışan doğalgaz ana iletim hatları olarak adlandırılan enerji koridoru üzerinde bulunmaktadır. Türkiye'nin enerji politikaları kapsamında yer alan Asya, İran ve Avrupa Birliği Doğal Gazları bütünleşik sistemi içerisinde Ambarlı Bölgesi'ndeki BOTAŞ Doğalgaz Tesisleri, bu entegrasyonun sağlanması açısından büyük önem arz etmektedir. Türkiye'nin elektrik üretiminin %12'si Ambarlı'daki bu iki santral aracılığıyla üretilmektedir"

       "Sadece İstanbul için değil, Türkiye ekonomisi açısından bu denli stratejik ve hayati öneme haiz tesislerin bulunduğu aynı zamanda birinci derece deprem bölgesinde kalan bu bölge (Ambarlı Limanı, Liman Mücavir Alanı); Başbakanlık tarafından 1995 yılında "Birinci Derece Stratejik Bölge"; olarak ilan edilmiştir. Ambarlı Stratejik Bölgesi içerisinde yer alan Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali ile Fuel-Oil Elektrik Santralini çevreleyen bölge ise 1997 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile "Güvenlik Bölgesi" olarak ilan edilmiştir."

       "Plan'da; içerisinde Türkiye ve İstanbul için kritik öneme sahip tesislerin bulunduğu "Ambarlı Stratejik Bölgesi", ile Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali ile Fuel-Oil Elektrik Santralini çevreleyen "Güvenlik Bölgesi" Plan'da gösterilmiş olup ve söz konusu fonksiyonlar bölgede kaldığı süre boyunca burada yanıcı ve parlayıcı patlayıcı LPG ile yanıcı ve parlayıcı akaryakıt depolama ve dolum tesisleri ile elleçlemenin yapılmaması kararı alınmıştır. Bu bölgede 2565 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine uyulacaktır."

       "Bu doğrultuda, Türkiye'nin enerji altyapısında kritik bir yeri olan bu bölgenin güvenirliliğini sağlamak açısından, bölgedeki stratejik tesisler için tehlike oluşturan patlayıcı LPG ile yanıcı ve parlayıcı akaryakıt depolama ve dolum tesislerinin Silivri-Beyciler'de önerilen Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı'na taşınması önerilmektedir. Bunun yanı sıra, söz konusu tesislerin 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Plan Revizyonu'nda Marmara Ereğlisi/Sultanköy'de önerilen "Akaryakıt Ürünleri Depolama Alanı"na taşınması olanakları da değerlendirilmelidir."

       Plan Uygulama Hükümleri'nin konuyla ilgili "8.4.8. Ambarlı Strateji Bölgesi" ve "8.4.9.2. Lojistik Bölgeler" plan notlarına; altı çizili ifadelerin eklenmesi, üzeri çizili ifadelerin ise çıkarılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

       "8.4.8.AMBARLI STRATEJİK BÖLGESİ ve AMBARLI GÜVENLİK BÖLGESİ: Başbakanlık tarafından 1995 yılında "Birinci Derece Stratejik Bölge" olarak ilan edilen, içerisinde Türkiye ve İstanbul için kritik öneme sahip tesislerin (Ambarlı Limanı ve Liman Mücavir Alanı, Doğalgaz Kombine Çevrim ile Fuel-Oil Elektrik Santrali) bulunduğu Ambarlı Stratejik Bölgesi ile 1997 yılında Bakanlar Kurulu Kararıyla ilan edilen Güvenlik Bölgesi'nde; yanıcı, patlayıcı ve parlayıcı LPG depolama ve dolum tesisleri ile elleçlemesi yapılamaz."

       "Ambarlı Limanı gerisinde bulunan enerji santralinin desantralize edilmesi durumunda, bu alan lojistik bölge olacaktır."

       "Bu bölgede 2565 sayılı Kanun ve diğer ilgili mevzuat hükümleri geçerlidir."

       "Türkiye'nin enerji altyapısında önemli yeri olan bu bölgenin güvenirliliğini sağlamak için bölgedeki stratejik tesisler için tehlike oluşturan patlayıcı LPG tanklarının bölgeden taşınması esastır."

       "8.4.9.2. LOJİSTİK BÖLGELER: Gümrükler, antrepo ve depolar, nakliye ambarları, kargo aktarma tesisleri, perakende dağıtım birimleri, haller, barkodlama, ambalajlama, sigorta, gümrük, acente, taşıma işleri komisyoncuları, Ro-La stok ve triyaj alanları, TIR-kamyon parkları, manevra sahaları, lojistik faaliyetlerden kaynaklanan atıkları değerlendirme istasyonları, lojistik destek hizmetleri veren işletmeler ve sosyal tesisler vb. lojistikle ilgili fonksiyonların yer alabileceği alanlardır."


       "Lojistik bölgeler içerisinde, ilgili kurum ve kuruluşların uygun görüşü ve gerekli önlemler alınmak kaydıyla, gürültü-görüntü kirliliğine neden olan ve çevre için risk oluşturan "geri dönüşümlü atıkları değerlendirme işlevi gören birimler" yer alabilir."


       "Ambarlı Güvenlik Bölgesi'ndeki patlayıcı LPG ile yanıcı ve parlayıcı akaryakıt depolama ve dolum tesisleri Silivri-Beyciler'de önerilen Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı'na ve/veya Marmara Ereğlisi/Sultanköy'deki "Akaryakıt Ürünleri Depolama Alanı"na taşınacaktır."


       "Lojistik bölgelerde sanayi faaliyetleri yer alamaz."


       Plan kararlarının uygulama araçlarının ve eylem programının açıklandığı 9.Bölüm'de ise altı çizili ifadelerin eklenmesi, üzeri çizili ifadelerin ise çıkarılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.


      "9.2.5.20. Ambarlı Stratejik Bölgesi ve Ambarlı Güvenlik Bölgesi: Teknik / Fiziki Araçlar: Ambarlı Limanı gerisinde bulunan alan, enerji koridorunun ve TEAŞ'ın güvenliğinin sağlanması amacıyla, 1995 tarihinde Başbakanlık tarafından "Stratejik Bölge" ilan edilmiştir. Bu sınır Plan'a işlenmiştir. Sınır dahilinde kalan özel sektöre ait 2 adet LPG tankları tankı bölge için büyük tehdit oluşturmaktadır. Türkiye'nin enerji altyapısında önemli yeri olan bu bölgenin güvenirliliği açısından, söz konusu yapılanmanın bölgeden kaldırılması gerekmektedir."

      "9.3.2. İKİNCİ ETAP (11-15 Yıl): Ambarlı Stratejik Bölgesi ve Ambarlı Güvenlik Bölgesi: Ambarlı Limanı gerisinde bulunan alanda yer alan ve enerji koridorunun/TEAŞ'ın güvenliği açısından büyük tehdit oluşturan özel sektöre ait 2 adet LPG tanklarının Silivri-Beyciler'de önerilen Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı'na ve/veya Marmara Ereğlisi/Sultanköy'deki "Akaryakıt Ürünleri Depolama Alanı"na taşınması. tankının kaldırılması."  

   

       7. Ambarlı Limanı'nın limanlar için aranan yer seçimi şartlarına sahip olmaması, zemin, deprem ve sel riski (Haramidere) açısından sorunlu bir bölgede yer alması, bölgeden Türkiye için çok kritik doğalgaz boru hatlarının geçmesi ve çevresindeki fiili şartlar sebebiyle gelişme imkanının olmaması gerekçeleriyle; Ambarlı Limanı'nın mevcut haliyle muhafazası ve Gümüşyaka Limanı'nın bitirilmesine hız verilmesi için gerekli ifadelerin Plan Raporu'na eklenmesi talep edilmektedir.


       15.06.2009 onaylı 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'nda, yük limanları ile ilgili olarak, Pendik'teki liman mevcut sınırları ile korunmuş, Haydarpaşa Limanı'nın işlevsel dönüşümü öngörülmüş, Ambarlı Limanı mevcut kısıtlar göz önünde bulundurularak sınırlı olarak genişletilmiş ve Gümüşyaka'da yeni bir liman önerilmiştir.


       Bu kurgu içerisinde, İstanbul ve çevresine gelen yük gemilerinin öncelikli olarak Ambarlı Limanı'nı, öneri Kuzey Marmara Limanlarını (Tekirdağ, Yeniçiftlik ve Gümüşyaka limanları) ve İzmit Körfezi'ndeki limanları kullanmaları öngörülmektedir.


       Marmara Ereğlisi civarında bulunan ve JICA tarafından önerilen limanların İstanbul'un idari sınırları içinde olmamasından dolayı, önerilen limanın İl sınırları içinde kalması ve Gümüşyaka'da yer seçmesi uygun bulunmuştur.


       Söz konusu limanın, kargo taşımacılığında uzmanlaşan Çorlu Havaalanı ile 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı'nda bölgeye ve İstanbul'a hizmet vermek üzere Marmara Denizi'nin Tekirdağ İli kıyılarında önerilen limanlarla (Kuzey Marmara Limanları) bütünleşecek şekilde hizmet vermesi öngörülmüştür.


       Gümüşyaka'da rezerv liman kararı ve buna ilişkin uygulama programı, merkezi idarenin liman yer seçim tercihini yapması sonrasında alt ölçekli planlarda kesinleştirilecektir.


       Buna göre, Ambarlı Limanı, mevcut durumdaki tüm fiziki ve doğal kısıtlara rağmen; İstanbul'un yük limanı ihtiyacı için öngörülen yeni limanlar gerçekleştirilinceye kadar, kısa ve orta vadede İstanbul Avrupa Yakası'nda liman hizmetlerini karşılayacak tek liman olarak hizmet verecektir.


       Bununla birlikte, Ambarlı Limanı'nın mekansal yetersizliği bu bölgede yeni bir düzenlemeyi gerekli kılmıştır. Bu kapsamda, Ambarlı Limanı ulaşım bağlantıları güçlendirilerek, Ispartakule'de Marmaray ile entegre olduktan sonra Hadımköy'deki lojistik alanlara uzanan öneri demiryolu hattı ile desteklenmiştir. Böylece Ambarlı Limanı, önemli sanayi alanları ve lojistik bölgelerle demiryolu güzergahları ile ilişkilendirilmiştir.


       Ambarlı Liman Bölgesi'nin daraltılması; bölgede yer alan sanayi ve lojistik faaliyetlerin liman ile olan ilişkisinin kopartılması anlamına geleceğinden, bölgedeki yük akışı trafiğini daha da olumsuz etkileyecek niteliktedir. " Denilerek.


     15.06.2009 onaylı 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'nın çeşitli kararlarında değişiklik talep eden ilgi (a) ve (b) itirazların ilgili mevzuat hükümlerine göre incelenmek ve karar alınmak üzere Büyükşehir Belediye Meclisine havale olunmuştur.     

        

       KOMİSYON GÖRÜŞÜ: 15/06/2009 t.t.li 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'na yapılan itirazlar incelenmiş olup, plan paftasında ve plan notlarında Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından yapılması uygun mütalaa edilen değişikliklerin yapılması, bunun dışında kalan konularda 1/100.000 ölçekli plan hükümlerinin korunması Komisyonumuzca uygun görülmüştür.  

            

       Meclisimizin onayına arz olunur.”


Şeklinde hazırlanan İmar ve Bayındırlık Komisyonu raporu; İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin 6. Seçim Dönemi 3. Toplantı Yılı, Nisan Ayı Toplantılarının 15 Nisan 2011 tarihli 5. birleşiminde okunarak, yapılan işaretle oylama neticesinde raporun aynen ve Oybirliği ile kabulü kararlaştırılmıştır.


4 Temmuz 2011 Pazartesi

Cami Bahçesi ve Çevresini Güzelleştirme Yarışması Sonuçlandı


T.C. Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından tüm Türkiye'de düzenlenen "Cami Bahçe ve Çevresini Güzelleştirme Yarışması" çerçevesinde Silivri'de de oluşturulan komisyon tarafından gerekli incelemeler yapıldı.

Silivri İlçe Müftüsü Mustafa Onat'ın başkanlığında oluşturulan 'Cami ve Bahçesini Güzelleştirme Yarışması Seçici Kurulu'nda, Silivri Belediyesi Park ve Bahçeler Birimi Müdürü Zerrin Budak, Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan, Silivri İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürlerinden Mecit Bayar ve Silivri Orman İşletme Şefi İsmail Karakaya yer aldı.

 Camilerin çevre düzenlemesi, tertip ve düzeni, temizliği konularında görevli olanların teşvik edilmesi, bu hususa önem verilmesinin sağlanması, yapılacak çalışmaların yaygınlaştırılarak toplum nezdinde de ilgi duyulur hale getirilmesi, müftülük ve cami görevlileri arasında kaynaşma, yardımlaşma ve koordinasyonu temin etmek amacıyla T.C. Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı'nca Çevre ve Orman Bakanlığı ile imzalanmış protokoller çerçevesinde düzenlenen "Cami Bahçe ve Çevresini Güzelleştirme" yarışması seçici kurulu, iki hafta boyunca, Silivri'nin, bahçeleri olan camilerinde titiz bir inceleme çalışması yürüttü.


Seçici kurul tarafından değerlendirmeye alınan camiler içerisinde Gümüşyaka Camisi, temizliği, başarılı çevre düzeni, bakımının en iyi şekilde yapılıyor olması sebepleriyle "Cami Çevresini Düzenleme Yarışması" birinciliğine layık görüldü.


Silivri Esentepe Camisi ikincilikle onurlandırılırken, Kavaklı Camisi de üçüncü olarak belirlendi.


T.C. Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen "Cami Bahçe ve Çevresini Güzelleştirme Yarışması"nın camilerin daha bakımlı ve temiz olmasını, cami çevrelerinin güzelleştirilmesini özendireceği düşünülüyor.


16 Haziran 2011 Perşembe

Silivri Gazi İlköğretim Okulu Öğrencilerinden Çevre Konulu Tiyatro Oyunu

Silivri Gazi İlköğretim Okulu Öğrencilerinden Çevre Konulu Tiyatro Oyunu


Çevreci Minikler Büyüledi



Silivri Gazi İlköğretim Okulu 5/C sınıfı öğrencilerinin hazırladığı “Bir Deniz Masalı” isimli tiyatro oyunu önceki gün gösterime girdi. 35 öğrencinin denizlerdeki çevre kirliliğini anlattığı tiyatro gösterisinde minik oyuncular kostümleri ve performansları ile büyük beğeni kazandı.
Marmara Denizi'nde yaşayan küçük bir balığın kirlilik nedeni ile temiz bir deniz arayışını anlatan ve dünyadaki çevre kirliliğini ve bu kirlilik nedeni ile birçok deniz canlısının neslinin tükenmek üzere olduğunu vurgulayan tiyatro oyununda, Gazi İlköğretim Okulu 5/C sınıfında okuyan 35 öğrenci büyük bir başarı gösterdi.



Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan, Gazi İlköğretim Okulu Müdürü Mehmet Yazıcı ve çok sayıda öğrenci velisinin de izlediği oyunun sonunda Okul Müdürü Mehmet Yazıcı, 35 öğrencisi  ile birlikte çevre konulu tiyatro oyununu hazırlayan ve yöneten sınıf öğretmeni Hülya Demirci’yi tebrik ederek çiçek verdi.



 Yazıcı “Birçok canlının nesli tükendi”

Öğrencileri ve Hülya öğretmeni kutlayarak, teşekkür eden Yazıcı, “İzlemiş olduğumuz bu oyunda öğrencilerimiz çok iyi bir performans sergileyerek, çevremizin ve denizlerimizin ne durumda olduğunu sizlere anlatmaya çalıştılar. Çok başarılı bir şekilde sergiledikleri bu oyunda da görüldüğü gibi, ülkemizde ve dünyada birçok çevre felaketi yaşanıyor.  Denizlerimiz, ormanlarımız, yeşil alanlarımız yok ediyor. Bu çevre kirliliği nedeni ile birçok deniz ve kara canlısının nesli tükeniyor. Daha temiz bir dünya için çevremizi koruyalım ve bunu çocuklarımıza aşılayalım”  dedi. 


5 Haziran 2011 Pazar

Selimpaşada Arıtma Tesisi Bazı Basın....







Selimpaşada Arıtma Tesisi  Bazı Basın....






Gmail SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ 

 Selimpaşada arıtma tesisi

 silivri çevre dernegi derneği 5 Haziran 2011 00:14 

 Size bir basın bildirisi gönderdik. Şimdi görüyoruz ki, bizim basın bildirimize eklemeler yaparak bizi zor durumda bırakacak bir haber yapmışsınız. 

 Haberi okuyunca ilk aklımıza gelen, "bunlar büyük şehir belediyesinden ya da İSKİ'den rüşvet almışlar bizi zor durumda bırakacak, inanılırlığımızı sarsacak bir haber yapmışlar" oldu.
 

Bir kişinin öldüğü seli, on kişinin öldüğü sel yapmışsınız.

Bir kişinin ölmesi yeteri kadar kötüdür. 
On kişi deyince haber daha etkili olmaz. Burada zaten yeterince sıkıntı yaşıyoruz. 
Bizi bir de, "bunlar yalan haber yaptırıyorlar" şüphesi altında bırakmayın. Size çalışmalarınızda başarılar dileriz. 

 Silivri Çevre Derneği Basın Sözcüsü 
 Ertuğrul Akçaoğlu 
silivri çevre dernegi derneği

31 Mayıs 2011 Salı

Selimpaşa’ya Yapılacak Arıtma Tesisi ve Bir Açıklama


12 Bin Nüfuslu Selimpaşa'ya 250 Dönümlük Bok Çukuru


On iki bin nüfuslu Selimpaşa’ya dört yüz bin kişilik bir bok çukuru yapılacakmış. Bu, zamanla iki milyon kişilik bir çukura dönecekmiş. Bunun için 250 dönümlük bir alanda arıtma tesisi yapılacakmış.
Selimpaşalılar’a böyle bir tesis ister misiniz diye sormadan, oldu bittiye getirerek, "bakın ne de güzel bir tesis, iki milyon kişinin atığını sizin beldenize getireceğiz" diye, sanki müjdeli bir haber veriyorlar.
Duyurusu son dakikada yapılan bir toplantı. Efendim neymiş, gazetede yayınlamışlar. Kaç kişi okuyor gazeteleri. Neden beş-on gün önceden anonsla duyurup, halkı bilgilendirmediniz. Son dakikada kahvehanelere asılan uyduruk ve küçücük bir yazıyla halka haber vermişlermiş.
Sadece toplantının yapılacağı kahvehanede oturan on beş-yirmi kişi haberdar olup toplantıya katıldı. Tesisin yapılacağı yerin yakınındaki sitelerde oturanların ve arsa sahiplerinin çoğunun haberi olmamış ki, oralardan gelen hiç kimse yoktu.
Bu tesis imar alanı içinde... Yani dört bir tarafında yeni yapılaşmalar olacak. Yurttaşlar tesis dolayısıyla arazilerinin değerinin düşeceğinden korkuyorlar. Bu tür tesislerin en büyük sorunu etrafa yaydıkları pis kokudur. İyi bir işletmeyle koku önlenir, diyorlar. Bugüne kadar bu tür işletmelerin hiç de iyi işletilmediklerini defalarca gördük. O tesisler mutlaka kokarlar. İkinci önemli sorun ise kamyon trafiğidir. Tesisden çıkarılan arıtma çamurunun son depolama yerine gönderilmesi için her gün sayısız kamyon seferi olacaktır. Başlangıç için dört yüz bin kişilik bir tesisten söz ediyoruz. Daha sonra ise iki milyon kişilik bir tesis... Ne kadar çamur çıkacağını, ne kadar kamyon gerekeceğini varın siz hesaplayın.

Kumburgaz’ın, Kamiloba’nın ve Celaliye’nin atıkları da bu tesiste arıtılacakmış. Yani siz Kumburgaz’da yapacaksınız, atıklarınız Selimpaşa’ya gelecek, orada arıtılıp, denize dökülecek. Bu tesis, üstelik geçen yılki sel felaketinin yaşandığı dere yatağına yapılıyor. Yeni bir sel felaketinde tüm atıklar Selimpaşa’yı basacak.

Biz Silivri Çevre Derneği olarak arıtma tesislerine karşı değiliz. Fakat bu tesisin yeri tamamen yanlış ve halkı mağdur edecek. Ayrıca tesisin boyutu; bize, önümüzdeki dönemde bölgeye ne kadar göç beklendiğini ve Anadolu’dan koparılacak bir kaç milyon kişinin daha bu bölgeye doldurulacağını gösteriyor. Bu proje, bir ihtiyaçtan kaynaklanmıyor. Bu, tamamen politik bir tercihin sonucudur.

AKP iktidarı zaten bunu söyleyip duruyor. Tüm Türkiye’yi, İstanbul başta olmak üzere Marmara Bölgesi’ne toplamaya çalışıyorlar. Boşalan Anadolu topraklarını ne yapacaklarını da açıklasalar belki daha anlaşılır olurlar.Selimpaşa’ya yapılacak arıtma tesisi hakkındaki bildirimizden sonra yerel gazetelerin bazılarında “Silivri Çevre Derneği arıtma tesisi istemiyormuş” gibi bir hava estirilmeye çalışılıyor. Bunun bir yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını düşünüyoruz. Biz, hiçbir yerde arıtma tesislerine karşıyız demedik. Herkes bilmeli ki çevre derneği arıtma tesislerinin en büyük savunucusudur. Biz her yerde arıtma tesisleri yapılmasını istiyoruz. Marmara’nın ve derelerimizin temiz kalmasını istiyoruz. Yalnız herkes şunu da bilmeli ki, yanlış bir yere yapılan herhangi bir tesise karşı çıkacağımız gibi yanlış yere yapılan arıtma tesisine de karşı çıkmak bizim görevimizdir. Bu bağlamda önceki bildirimizde de yazdığımız gibi Selimpaşa’ya yapılacak tesisin yeri yanlıştır. Bu nedenle biz Silivri Çevre Derneği olarak Selimpaşa’da yapılacak arıtma tesisine karşıyız.

Neler yazmıştık geçen bildiride:

1 - "Bu tesis imar alanı içinde. Yani dört bir tarafında yeni yapılaşmalar olacak."

Bu yeni yapılaşmalar tesisin 10-15 metre uzağında olacak, yani tesisin yanı başında ve dört bir tarafını çevirmiş olacaklar. Burada oturacak insanlar tesisin kokusundan şikâyet etmeye başladıklarında kim onlara burada yer almasaydınız ya da burada oturmasaydınız diyecek? Üstelik söz konusu alan düne kadar daha yeşil alanken bugün bir kararla arıtma tesisi alanı olmuş.

2 - "Bu tesis üstelik geçen yılki sel felaketinin yaşandığı dere yatağına yapılıyor."

Geçen yıl tam da arıtma tesisinin yapılacağı yerin önündeki sitede selden dolayı bir boğulma olayını ve ikiyüzün üzerinde otomobilin denize sürüklendiğini biliyoruz. Yani arıtma tesisinin yapılacağı alan bir sel yatağı. Önümüzdeki yıllarda benzer bir felaket olduğunda bu defa ortalığı sel ile birlikte atıklar da basacak. O zaman da birileri tüh, tüh; vah, vah diyecek ama bunun kimseye faydası olmayacak…

3 - Diğer itiraz noktamız ise arıtma tesisinin yapılacağı yerin, bu iş için en uygun yer olduğundan değil, sadece kamu arazisi olduğu ve bedavaya kapatılacağı için seçilmiş olmasındandır. Daha uygun ve daha güvenli yerler bulunabilir.

4 - Dördüncü itiraz noktamız ise projenin ihtiyaçtan çok politik bir yatırım olmasıdır. İstanbul’a göçü teşvik etmesi, göçü programlanmasıdır. Yalnızca Kumburgaz, Kamiloba, Celaliye ve Selimpaşa’ya hizmet vereceği söylenen tesisin bu kadar büyük olması gerekmez. Daha küçük ve daha uygun bir proje yapılabilir. Fakat sizin tüm Türkiye’yi İstanbul’a toplamak gibi bir amacınız varsa o zaman böyle projeler yaparsınız. Ve biz buna da itiraz ediyoruz.

Bizim itiraz nedenlerimiz bunlar. Bizim ve bazı Selimpaşalıların karşı çıkmasına rağmen bu proje yapılabilir. O zaman bu projenin yaratacağı sorunların tüm vebali, bugün bu projeyi savunanlara ait olacaktır.

 

24 Mayıs 2011 Salı

12 Bin Nüfuslu Selimpaşa'ya 250 Dönümlük Bok Çukuru

12 Bin Nüfuslu Selimpaşa'ya 250 Dönümlük Bok Çukuru


On iki bin nüfuslu Selimpaşa’ya dört yüz bin kişilik bir bok çukuru yapılacakmış. Bu, zamanla iki milyon kişilik bir çukura dönecekmiş. Bunun için 250 dönümlük bir alanda arıtma tesisi yapılacakmış.



Selimpaşalılar’a böyle bir tesis ister misiniz diye sormadan, oldu bittiye getirerek, "bakın ne de güzel bir tesis, iki milyon kişinin atığını sizin beldenize getireceğiz" diye, sanki müjdeli bir haber veriyorlar.





Duyurusu son dakikada yapılan bir toplantı. Efendim neymiş, gazetede yayınlamışlar. Kaç kişi okuyor gazeteleri. Neden beş-on gün önceden anonsla duyurup, halkı bilgilendirmediniz. Son dakikada kahvehanelere asılan uyduruk ve küçücük bir yazıyla halka haber vermişlermiş.
Sadece toplantının yapılacağı kahvehanede oturan on beş-yirmi kişi haberdar olup toplantıya katıldı. Tesisin yapılacağı yerin yakınındaki sitelerde oturanların ve arsa sahiplerinin çoğunun haberi olmamış ki, oralardan gelen hiç kimse yoktu.



Bu tesis imar alanı içinde... Yani dört bir tarafında yeni yapılaşmalar olacak. Yurttaşlar tesis dolayısıyla arazilerinin değerinin düşeceğinden korkuyorlar. Bu tür tesislerin en büyük sorunu etrafa yaydıkları pis kokudur. İyi bir işletmeyle koku önlenir, diyorlar. Bugüne kadar bu tür işletmelerin hiç de iyi işletilmediklerini defalarca gördük. O tesisler mutlaka kokarlar. İkinci önemli sorun ise kamyon trafiğidir. Tesisden çıkarılan arıtma çamurunun son depolama yerine gönderilmesi için her gün sayısız kamyon seferi olacaktır. Başlangıç için dört yüz bin kişilik bir tesisten söz ediyoruz. Daha sonra ise iki milyon kişilik bir tesis... Ne kadar çamur çıkacağını, ne kadar kamyon gerekeceğini varın siz hesaplayın.


Kumburgaz’ın, Kamiloba’nın ve Celaliye’nin atıkları da bu tesiste arıtılacakmış. Yani siz Kumburgaz’da yapacaksınız, atıklarınız Selimpaşa’ya gelecek, orada arıtılıp, denize dökülecek. Bu tesis, üstelik geçen yılki sel felaketinin yaşandığı dere yatağına yapılıyor. Yeni bir sel felaketinde tüm atıklar Selimpaşa’yı basacak.




Biz Silivri Çevre Derneği olarak arıtma tesislerine karşı değiliz. Fakat bu tesisin yeri tamamen yanlış ve halkı mağdur edecek. Ayrıca tesisin boyutu; bize, önümüzdeki dönemde bölgeye ne kadar göç beklendiğini ve Anadolu’dan koparılacak bir kaç milyon kişinin daha bu bölgeye doldurulacağını gösteriyor. Bu proje, bir ihtiyaçtan kaynaklanmıyor. Bu, tamamen politik bir tercihin sonucudur.

AKP iktidarı zaten bunu söyleyip duruyor. Tüm Türkiye’yi, İstanbul başta olmak üzere Marmara Bölgesi’ne toplamaya çalışıyorlar. Boşalan Anadolu topraklarını ne yapacaklarını da açıklasalar belki daha anlaşılır olurlar.

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Barış Özgür, Nükleer Santrallere Karşı İğneada'dan Ankara'ya Pedal Basıyor...

14 Mayıs 2011 Cumartesi sabahı Kırklareli'nin Demirköy ilçesine bağlı İğneada beldesinden bisikletiyle yola çıkan Barış Özgür, 15 Mayıs 2011 Pazar günü saat 13:00 civarında Silivri’ye vardı. İğneada'dan Silivri’ye kadar 177 km. pedal basan Barış Özgür, Silivri'de, tarihi Mimar Sinan Köprüsü'nde Silivri Çevre Derneği başkanı Ali Korsan ve yönetim kurulu üyeleri Ertuğrul Akçaoğlu, Lütfü Ertürk, Turgay Duru ve adem akıncıoğlu tarafından karşılandı.

Nükleer santrallere karşı pedal basan Barış Özgür, yol boyunca büyük ilgi gördüğünü, yolda görüştüğü herkesin eylemini desteklediğini ve kendilerinin de nükleer santrallere karşı olduklarını söylediklerini aktardı. İğneada'dan yola çıktıktan sonra zorlu bir etabı aştığını söyleyen Barış Özgür, Nükleer Santral tercihinin yanlış bir tercih olduğunu, önce 1979'da Amerika'nın Pensilvanya Eyaleti'ndeki Üç Mil Adası (Three Mile Island), ardından 20 Nisan 1986'da o zamanki adıyla Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ne bağlı Ukrayna'nın Kiev ili Çernobil kentindeki ve en son olarak da bu yıl Japonya'da Fukuşima santral kazalarından ders alınması ve böyle yanlış bir tercihten vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.




Ülkemizin, güneş ve rüzgâr enerjileri açısından çok zengin olduğunu söyleyen Barış Özgür, zengin jeotermal ve biokütle kaynaklarına sahip olduğumuzu ve bunların çok ucuz kaynaklar olduğunu, hem tehlikeli, hem pahalı nükleer santrallere ihtiyacımız olmadığını, nükleer santrallerin enerji verimlerinin de düşük olduğunu, asıl olarak bu santrallerin silahlanma amacıyla istendiğini, dünyanın savaşlara değil, barışa ihtiyacı olduğunu aktardı.



Daha sonra Silivri şehir merkezine gelen Barış Özgür ve Silivri Çevre Derneği yöneticileri Silivrililer'le görüştüler. Barış Özgür neden Nükleer Santrallere karşı olduğunu anlatırken, Silivrililer de Barış Özgür'ün eylemini desteklediklerini dile getirdiler. Silivri şehir merkezinde bir süre görüşmelerini sürdüren Barış Özgür daha sonra Silivri sahiline indi. Sahilde bisikletiyle tur atarken, pazar gününün güneşinden de yararlanarak sahile akın eden Silivrililer'in de büyük ilgisiyle karşılaştı.


Daha sonra istirahata çekilen Barış Özgür, pazartesi sabahı İstanbul'a gitmek üzere Silivri'den yola çıktı. 17 Mayıs 2011 Salı sabahı Ankara'ya doğru yola çıkacak olan Barış Özgür, 21 Mayıs 2011 Cumartesi sabahı, Türkiye'nin dört bir tarafından Ankara'ya doğru yürüyüşe geçmiş olan "Anadoluyu Vermeyeceğiz" kervanlarıyla birlikte Ankara'da olacak.

Nükleer santral yapılması düşünülen yerlerden biri olan Kırklareli-İğneada'dan yola çıkan Barış Özgür, daha sonra da, nükleer santral yapılması düşünülen Sinop ve Mersin-Akkuyu'ya da bisikletiyle gideceğini ve buralarda da nükleer santralleri protesto edeceğini söyledi.

28 Nisan 2011 Perşembe

İğneada’dan Ankara'ya Nükleer Santral Karşıtı Yürüyüş!..

                                   İğneada’dan Ankara'ya Nükleer Santral Karşıtı Yürüyüş!.

İğneada'dan yürüyüşe başlayarak, Ankara'ya gitmek üzere yola çıkan Nükleer Santral Karşıtı eylemci Timur Daniş, 28 Nisan 2011 Perşembe akşamı Silivri’ye vardı. Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan ve dernek üyelerince karşılanan Timur Daniş geceyi Silivri’de, Silivri Çevre Derneği'nin misafiri olarak geçirdi ve cuma sabahı erkenden yola koyularak İstanbul’a doğru yürüyüşüne devam etti.

Timur Daniş, İstanbul'da diğer yürüyüşçülerle buluşacak. 1 Mayıs'tan sonra İstanbul’dan Ankara’ya doğru yola devam edecek olan yürüyüşçüler, 22 Mayıs'ta Ankara'da olacaklar.

Ülkemizin 25 yıl önceki kazada yanan Çernobil Nükleer Santralından nasıl etkilendiği ve Japonya’daki yeni Fukuşima Kazasının etkileri de hâlâ gözler önündeyken nasıl böyle akıl almaz bir projeye adım atmaya niyetlendiği anlaşılmaz bir şeydir. Bu projeleri savunanların bir kere, beş kere değil, yüzlerce kere düşünüp sonra da bu projelerden vazgeçmeleri gerektiğini söyleyen Timur Daniş, Türkiye’nin nükleer enerjiye ihtiyacı olmadığını bunun siyasi bir karar olduğunu söyledi.

Önce gazetecilerin sorularını yanıtlayan Timur Daniş, akşamleyin de Silivri Çevre Derneği üyeleriyle sohbet etti. 

                                                                                                           SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ
                                                                                                                            Ali KORSAN

24 Nisan 2011 Pazar

24 Nisan Çernobil Nükleer Felaketi'nin 25. Yılı...

24 Nisan Çernobil Nükleer Felaketi'nin 25. Yılı Mitingi, Türkiye’nin Her Yerinden Gelen Katılımcılarla Gerçekleşti...

Dünyanın en büyük nükleer felaketi olan Çernobil Nükleer Enerji Santrali'ndeki kazanın yirmi beşinci yılı dolayısıyla düzenlenmiş olan miting, Mersin, Antalya, Sinop, Ankara, İzmir, Bursa başta olmak üzere çeşitli yörelerden gelen katılımcılarla gerçekleştirildi.

Çeşitli siyasi parti ve derneklerin de katıldığı miting, bugün (24 Nisan 2011 Pazar günü) saat 13:00'te, İstanbul, Kadıköy Natilius iş merkezi önünden yürüyüşle başladı ve Kadıköy iskele meydanındaki konuşmaların ardından gerçekleşen konser ile bitti.

Yürüyüş ve miting boyunca; "Halkına Fransız Kalma, Nükleer Santral Yapma"; "Tüpçü Başkan İstemiyoruz"; "Nükleere Hayır"; "Akkuyu Çernobil Olmayacak"; "Ne Dünyada, Ne Türkiye’de Nükleer Santral İstemiyoruz" gibi nükleer santrallere karşı çeşitli sloganlar atıldı.

Ritmart grubu yürüyüş boyunca çeşitli müziklerle tempo tuttu. Leman Bisiklet grubundan bisikletçiler de bisikletleriyle eyleme katıldılar.

Çok renkli geçen yürüyüş ve miting eğlenceli bir şekilde sona erdi. Silivri Çevre Derneği'nden Ali Korsan, Lütfü Ertürk ve Ertuğrul Akçaoğlu da mitinge katılanlar arasındaydı.

Ne Nükleer, Ne Termik, Ne HES; Bu Güneş, Bu Rüzgâr Bize Yeter!..