DOĞA ÇEVRE SU ÇÖP KİMYASAL KÖMÜR FOSİL TOPRAK HAVA ATIK PİL EKOSİSTEM HURDA YAĞ MİKROP GÜNEŞENERJİ

31 Mayıs 2017 Çarşamba

Dünya Çevre Günü'nde Hep Birlikte Çayırdere'deyiz


SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ

Basın Açıklaması, 31 Mayıs  2017

 

Dünya Çevre Gününde hep birlikte Çayırderedeyiz.

Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, 31 Mayıs-5 Haziran tarihlerini Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası olarak ilan etmiş ve her yıl bu başlık altında bir dizi etkinlik gerçekleştiriyor.

Bu yılki etkinlik, Çerkezköy ve Çayırdere arasına yapılacak termik santral nedeniyle Çayırdere köy meydanında, Silivri Belediyesi, Silivri Çevre Derneği, tüm Silivrililer ve Çayırdereliler ile birlikte basın bildirisi okumak olacak.

Silivri Belediyesi ve Silivri Çevre Derneği ile birlikte Silivri Motorsiklet Kulubü, Greenpeace, KOS (Kuzey Ormanları Savunması), Tema Silivri Temsilciliği  bu basın açıklamasına katılacaklar.

Saat onbir'den itibaren Silivri Çevre Derneği çay bahçesinde toplanmaya başlayacağız ve sonra otobüslerle Çayırdereye doğru yola çıkacağız.

Tüm Silivri halkı, sivil toplum örütleri, siyasi partiler bu basın açıklamamıza davetlidirler.

                            Başkan    

                                                                                                                                  Ali Korsan                                                                                                                                   

Piripaşa Mahallesi, Cumhuriyet Caddesi,                          TEL:  0212 727 55 88                                

Makbule Yönel İş Merkezi, Çekme Kat, No: 206              GSM: 0532 241 74 67                    

Silivri 34570 İSTANBUL                                                                     E Mail: silivricevredernegi@gmail.com














22 Mayıs 2017 Pazartesi

Kömürlü Termik Santrale Karşı Çalışmalarımız Devam Ediyor...


Silivri Çevre Derneği ve Kuzey Ormanları Savunması (KOS), 21 Mayıs 2017 Pazar günü öğleden sonra Silivri Çevre Derneği Çay Bahçesinde, Silivri ile Çerkezköy sınırına yapılmak istenen Kömürlü Termik Santrale karşı yürütülen mücadelenin bundan sonraki adımları üzerine görüş alış verişinde bulunmak üzere bir toplantı yaptı. Toplantıya Silivri Çevre Derneği'nden Başkan Ali Korsan, Ertuğrul Akçaoğlu, Ahmet Yücegök, Eyüp Mar, Kamil Bilici, KOS'tan Onur Akgül, Özgür Erbay, C.Onur Karasu, Deniz Demir, Ege Tok ve İğneada DAYKO'dan Yaşar Mersin ve Mehmet Mersin katıldılar.

Bu toplantıyı daha önce facebook'ta duyurarak açık çağrı yapmamıza ve yüz elli'nin üzerindeki kişiyi özel olarak işaretlememize rağmen, "toplantı yaptığınızda bizi haberdar etmiyorsunuz" diye şikayette bulunan arkadaşlardan hiç biri toplantıya katılmadı. Sanırım bu arkadaşların her biri özel olarak telefonla davet edilmeyi bekliyorlardı, fakat kusura bakmasınlar, bizden bu kadar. Gerisi kendi ilgilerine kalmış. Kendilerini çalışmaların bundan sonraki adımlarına katılmaya bekliyoruz.
Toplantıda, bundan sonraki süreçte yapmayı düşündüğümüz işleri konuştuk ve bir zaman çizelgesi çıkardık. Önce, Dünya Çevre Günü'ne kadar yapılacakları ve sonraki bir ay boyunca Silivri ile Çayırdere ve santralden birinci derecede etkilenecek olan civar köylerde yapacağımız etkinlikler hakkında konuştuk. Daha sonra Çayırdere ve çevre köyleri ziyarete gittik.

Çayırdereye akşam üzeri gittiğimiz için köy kahvesi fazla kalabalık değildi. Yine de bulunanlarla sohbet ettik. Danıştayda açılmış bulunan dava üzerine konuştuk ve bundan sonra yapmayı düşündüklerimizden kısaca söz ettik. Daha sonra Çayırdere'nin çevre köylerinden Sayalar'a gittik. Sayalar'a vardığımızda da vakit erkendi ve kahve çok kalabalık değildi. Bir çay içimi süresince sohbet ettik ve ayrıldık. Bir sonraki durağımız Danamandıra idi. Danamandıra'da da kısa bir sohbetten sonra yemek molası verdik.


Ardından Danamandıralılar'ın uzun ve şiddetli bir mücadele ile kurutulmaktan kurtardıkları göllerden Küçük Kokmuş gölüne gittik. Danamandıralılar gölleri kurtardıktan sonra göller SİT alanı ilan edilmiş ve Milli Parklar Müdürelüğü'nün kontrolüne geçmişti. Bu göller Danamandıralılar'ın mandalarını yaydıkları bir alandı. Milli Parklar Müdürlüğü'ne devredildikten sonra da mandalarını yaymaya devam edeceklerdi. Daha sonra Milli Parklar Müdürlüğü bu SİT alanını Esenyurt Belediyesi'ne piknik alanı olarak kiraladı ve Esenyurt Belediyesi de birinci derece SİT alanı olan ve bir çivi bile çakılmaması gereken bu bölgede, Küçük Kokmuş Gölü'nün etrafına asfalt yollar ve bir sahil kasabasında olması gerekenden daha fazla aydınlatma yaptı. Ayrıca beton ve tuğla tuvaletlerle taçlandırdı. Gölleri kiralayan Esenyurt Belediyesi, bölgeyi piknik alanına çevirdikten sonra göllere mandaların girmesini engelledi. Artık mandaların giremediği bu göllere her hafta sonu Esenyurt'tan otobüsler dolusu piknikçi getiriliyor.

Küçük Kokmuş Gölü'nün halini gördükten sonra Büyük Sinekli'ye doğru hareket ettik. Artık akşam olmuştu ve Büyük Sinekli'de kahve doluydu. Orada da kömürlü termik santral ve yaratacağı etkiler üzerine bir süre sohbet ettik. Artık günün sonuna gelmiştik, Silivrililer Silivri'ye ve KOS'lular da İstanbul'a doğru dönüş yolculuğuna başladık.
NE SİLİVRİ'DE, NE TRAKYA'DA, NE DE TÜRKİYE'DE
KÖMÜRLÜ TERMİK SANTRAL İSTEMİYORUZ!..



Yaşlılar, Çocuklar ve Güvercinlerin Çığlığı...

 






SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ

   Basın Açıklaması, 22 05 2017

 

Yaşlılar, Çocuklar ve Güvercinlerin Çığlığı...

 

Silivri sahilinde, yıllar önce çay bahçeleri yeniden düzenlenirken, çay bahçelerinin arasındaki bir alan da "yaşlılar ve çocuk parkı" adı ile, çay bahçesi yapılmadan sadece park olarak bırakılmıştı.

 

Gel zaman git zaman, bu parkta insanlar oturur ve aynı zamanda güvercinleri ve sokak hayvanlarını beslerken, bu parkın önüne bir takım seyyar arabalar kondu. Bu arabalarda yerel ürünlerin satılacağı söylendi. Düşündük ki bazı köylüler, Silivrinin köylerinde ürettikleri ürünlerini burada doğrudan halka ulaştıracaklardı.

 

Böyle olmadı. Yakın zamana kadar dükkanlarda bile satılması yasak olan açık sütler, kullanılmış pet su şişeleri içinde güneşin altında bekletilerek satılmaya başlandı. Zaten marketlerde ve bakkallarda bulabileceğimiz markalı yoğurtlar ve yumurtalar satılmaya başlandı. Tüm bunların üstüne tüy diken şey ise bir arabada sucuk satılmaya başlanması oldu. İddiaya göre bu sucuklar da Silivrinin köylerinde üretiliyormuş. Bu kadarla kalsa iyi, bu sucukçu, sucukları arabanın önünde kızartıp satmaya başladı.

 

Bu arabalarda su, soda, gazoz satılmaya başlandı. Hani bunlar yerel ürünler satacaklardı ya, gazozları bilemedik fakat herhalde su ve soda da Silivride çıkarılıp şişeleniyordur dedik. Geçen gün bir yenilik daha keşfettik. Bu arabalarda tavuklu pilav ve ayran da satılmaya başlanmıştı. Hadi tavuklar ve ayran Silivrinin köylerinden olabilir fakat pilavın kesinlikle başka yerden getirilmiş pirinç ile yapıldığına eminim.

 

Bu arada değişiklikler de birbirini kovalıyor. Geçen günlerde Silivri Belediyesi, bu parkın önündeki kısmı kaldırıp oraya ne işe yarayacağı pek anlaşılmayan yuvarlak bir alan yaptırdı. Buraya amfi tiyatro yapmaya çalıştılar desek, pek benzemiyor. Yuvarlak, düz zeminli bir alan, ortasında bir ağaç var. Şimdi bunu dedik diye sakın ağacı kesmeye falan kalkmayın. Sanırım, amfi tiyatronun ne olduğu hakkında pek bilgisi olmayan bir taşarona şuraya şöyle bir şey yap dediler. O da bu harika(!) eseri yarattı.

 

Aşağıda bu yuvarlak alan yaratılınca o seyyar satıcı arabaları oraya pek yakışmadı. Böylece arabaları yukarı, yaşlılar ve çocuk parkının ortasına çıkardılar. Yani park artık seyyar süt, yoğurt, sucuk ve tavuklu pilav satıcılarının işgaline girdi.

 

Bu arabalar hakkında biraz daha bilgi verelim. Giderek birer bakkal dükkanı ya da lokantaya dönen bu arabaların sahiplerinin vergi verip vermediğini bilmiyorum. Fakat elektrik, su vs. parası verdiklerini sanmıyorum.  Kira ödediklerini de sanmıyorum. Zaten arabaları da kendilerine belediye vermiş. Gıda ürünleri satmak için ruhsatları yok. Hijyen sağlamaya yönelik ne suyu, ne tesisi var. Birinin eşinin meclis üyesi olduğu ve çok da tarlası olduğu söyleniyor. Yani burada böyle bir kıyağa ihtiyacı yok.  Diğerlerinin de üreticilikle ilgisi yok. Bir yerlerden satın alıp burada satıyorlar.

 

Bu seyyar araba-dükkanların sağındaki solundaki çay bahçeleri belediyeye yılda elli bin küsur lira kira ödüyorlar. Hemen arkadaki dükkanların aylık kiraları dört bin liradan başlıyor. Bunların hepsi gıda ürünleri satıyorlar. Devlete vergi, belediyeye ruhsat parası ödüyorlar. Personel çalıştırıyorlar. Burada belediye eliyle yürütülen bir seyyar satıcı haksız rekabeti var.

 

Üstelik bu seyyar araba-dükkan sahipleri iki günde parkı öyle sahiplenmişler ki, burada güvercinleri besleyenlerle kavga edip, onları engellemeye çalışıyorlar. Dahası güvercinleri besleyenleri uzaklaştırmak için zabıta çağırıp, onları tartaklatıyorlar.

 

Bu araba-dükkanlar aracılığı ile yerel ürün satma projesi pek olmamış. Bu araba-dükkanlar buradan kaldırılsın ve parkı yaşlılara ve çocuklara bıraksın. Güvercinler ve tüm sokak hayvanları burada özgürce yaşasın. İsteyenler istedikleri gibi kuşları ve hayvanları beslemeye devam etsinler. Burası gerçekten park olarak kalmaya devam etsin. Zübeyde Hanımın heykelinin yeni yerleştirildiği yer olarak da adı Zübeyde Hanım Parkı olsun.

 

Sonra gerçek bir köylü pazarı açın. Nasıl yaparsınız bilemem fakat gelenlerin gerçekten köyde kendi yetiştirdikleri ürünleri satacakları bir pazar olsun. Üç arabalık sembolik bir şey değil, gerçekten köylülerin ihtiyaçlarına cevap verecek bir yapı olsun. Satıcılar gerçekten kendi ürünlerini satsınlar, halden getirecekleri malları satmasınlar.

 

İncik-boncuk satanların pazarına da benzemesin. Bir noktada sergi açanların daha sonra bu yer benim, burayı ancak bana dört, beş bin liralık bir bedel öderseniz başkasına devrederim diyecek şekilde sahiplenmesine fırsat verilmesin ve pazardan yararlananlar gerçekten kendi ürünlerini satsınlar. Başkalarının ürünlerinin (Tahtakaleden satın alınmış, Çin ürünlerinin) satıcısı olmasınlar. Bir aileden birden fazla kişi, (anne-kız, karı-koca) aynı evin bireyleri birden fazla masa almasınlar. İyi bir yerde yer açılınca sizi buraya alacağız diye insanları aylarca yedekte bekletip, sonra yer açıldığında Belediye Başkan yardımcısının tanıdıklarına verilmesin.

Sosyal Demokrat belediyeciliğe yakışır işler yapılsın. Eşe dosta kıyak yapılmasın.

 SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ

Başkan Ali KORSAN  Basın sözcüsü Ertuğrul AKÇAOĞLUAdres:Piri Mehmet Paşa Mahallesi, Cumhuriyet Caddesi,                                  GSM: 0532.241 74 67                       Makbul Yönel İş Merkezi, Çekme Kat, No: 206                    TEL:  0212.727 55 










Kömürlü Termik Santrala Karşı Çalışmalarımız Devam Ediyor...

 






SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ

   Basın Açıklaması,  22 Mayıs 2017

 

Kömürlü Termik Santrala Karşı Çalışmalarımız Devam Ediyor...

 

Silivri Çevre Derneği ve Kuzey Ormanları Savunması (KOS), Pazar günü öğleden sonra Silivri Çevre Derneği Çay Bahçesinde, Silivri ile Çerkezköy sınırına yapılmak istenen Kömürlü Termik Santrala karşı yürütülen mücadelenin bundan sonraki adımları üzerine görüş alış verişinde bulunmak üzere bir toplantı yaptı. Toplantıya Silivri Çevre Derneğinden Başkan Ali Korsan, Ertuğrul Akçaoğlu, Ahmet Yücegök, Eyüp Mar, Kamil Bilici, KOS'tan Onur Akgül, Özgür Erbay, C.Onur Karasu, Deniz Demir, Ege Tok ve İğneada DAYKO'dan Yaşar Mersin ve Mehmet Mersin katıldılar.

Bu toplantıyı daha önce facebook'ta duyurarak açık çağrı yapmamıza ve yüz elli'nin üzerindeki kişiyi özel olarak işaretlememize rağmen, "toplantı yaptığınızda bizi haberdar etmiyorsunuz" diye şikayette bulunan arkadaşlardan hiç biri toplantıya katılmadı. Sanırım bu arkadaşların her biri özel olarak telefonla davet edilmeyi bekliyorlardı, fakat kusura bakmasınlar, bizden bu kadar. Gerisi kendi ilgilerine kalmış. Kendilerini çalışmaların bundan sonraki adımlarına katılmaya bekliyoruz.

Toplantıda, bundan sonraki süreçte yapmayı düşündüğümüz işleri konuştuk ve bir zaman çizelgesi çıkardık. Önce, Dünya Çevre Gününe kadar yapılacakları ve sonraki bir ay boyunca Silivri ile Çayırdere ve santralden birinci derecede etkilenecek olan civar köylerde yapacağımız etkinlikler hakkında konuştuk. Daha sonra Çayırdere ve çevre köyleri ziyarete gittik.

Çayırdereye akşam üzeri gittiğimiz için köy kahvesi fazla kalabalık değildi. Yine de bulunanlarla sohbet ettik. Danıştayda açılmış bulunan dava üzerine konuştuk ve bundan sonra yapmayı düşündüklerimizden kısaca söz ettik. Daha sonra Çayırderenin çevre köylerinden Sayalar'a gittik. Sayalar'a vardığımızda da vakit erkendi ve kahve çok kalabalık değildi. Bir çay içimi süresince sohbet ettik ve ayrıldık. Bir sonraki durağımız Danamandıra idi. Danamandırada da kısa bir sohbetten sonra yemek molası verdik.

Ardından Danamandıralıların uzun ve şiddetli bir mücadele ile kurutulmaktan kurtardıkları göllerden Küçük Kokmuş gölüne gittik. Danamandıralılar gölleri kurtardıktan sonra göller sit alanı ilan edilmiş ve Milli Parkların kontrolüne geçmişti. Bu göller Danamandıralıların mandalarını yaydıkları bir alandı. Milli Parklara devredildikten sonra da mandalarını yaymaya devam edeceklerdi. Daha sonra Milli Parklar bu sit alanını Esenyurt Belediyesine piknik alanı olarak kiraladı ve Esenyurt Belediyesi de birinci derece sit alanı olan ve bir çivi bile çakılmaması gereken bu bölgede, Küçük Kokmuş'un etrafına asfalt yollar ve bir sahil kasabasında olması gerekenden daha fazla aydınlatma yaptı. Ayrıca beton ve tuğla tuvaletlerle taçlandırdı. Gölleri kiralayan Esenyurt Belediyesi, bölgeyi piknik alanına çevirdikten sonra göllere mandaların girmesini engelledi. Artık mandaların giremediği bu göllere her hafta sonu Esenyurttan otobüsler dolusu piknikçi getiriliyor.

Küçük Kokmuş'un halini gördükten sonra Büyük Sinekliye doğru hareket ettik. Artık akşam olmuştu ve Büyük Sineklide kahve doluydu. Orada da kömürlü termik santral ve yaratacağı etkiler üzerine bir süre sohbet ettik. Artık günün sonuna gelmiştik, Silivrililer Silivriye ve KOS'lular da İstanbula doğru dönüş yolculuğuna başaldık.

NE SİLİVRİDE, NE TRAKYADA, NE DE TÜRKİYEDE

KÖMÜRLÜ TERMİK SANTRAL İSTEMİYORUZ!..

   Başkan

Ali Korsan

 

Adres:

Piri Mehmet Paşa Mahallesi, Cumhuriyet Caddesi,                               GSM: 0532.241 74 67

Makbule Yönel İş Merkezi, Çekme Kat, No: 206                                               TEL:  0212.727 55 88

Silivri 34570 İSTANBUL                                                                      E Mail: silivricevredernegi@gmail.com


Kömürlü Termik Santrala Karşı Çalışmalarımız Devam Ediyor...

 

9 Mayıs 2017 Salı

ÇEVRE MÜCADELESİ VİCDANDIR, SUSTURAMAZSINIZ!!!


 ÇEVRE MÜCADELESİ VİCDANDIR, SUSTURAMAZSINIZ!!!

                                         09 MAYIS 2017

Antalya Finike Kızılcadağ’da mermer ocaklarına karşı mücadele veren,

hem sivil toplum kuruluşlarında, hem de siyasette aktif olan Ali Ulvi

Büyüknohutçu ve Eşi Ayşin Büyüknohutçu dağ evinde silahla

öldürülmüşlerdir.

Doğaseverler olarak dağda yaşamaya başlamışlardır

Yirmibirinci yüzyılın en önemli sıçramalarından biri olan doğada

yaşam amacıyla Kızılcadağ’a yerleşen Büyüknohutçular, buradaki

mermer ocaklarının vahşetiyle karşılaşınca mücadeleye

başlamışlardır.

Mücadelenin daha başlangıcında komşularının evi

yakılmıştır

Alacadağ’da çok yoğun işletmecilik yapan mermer ocaklarına

karşı bölgede mücadeleye başlayan Büyüknohutçuların

komşularının yeni yapılan evleri yakılmıştır.

Sorumluları bulunmayan yangın pek çok şeyin ilk habercisi

olmuştur.

Mermer ocakları mücadelesinde tazminat davasıyla

karşılaştılar

Uzun zamandır devam eden mücadelede ilk olarak, 100 bin

liralık tazminatla karşılaştılar. Bu davadan haklı çıkarak

tazminat ödemekten kurtulmuş olsalar da sorunlar bitmemiştir.

Orman yangını yaşadılar

Yaşadıkları evin etrafındaki orman daha birkaç gün önce

yanmıştır. Mevsim olarak bu mevsimde, kasıtlı olmanın dışında

orman yangını yaşanmaz.

Yangını söndürmeyi başarmışlardır ama hunharca

katledilmişlerdir.

Hunharca cinayette caniler kadar yetkililer de suçludur

Son yıllarda her kademeden yetkililer çevre mücadelecilerini

açık açık hedef göstermişler, her yaptıkları doğa koruma

mücadelelerinde hakaretle, aşağılanmayla karşılaşmışlardır.

Bunca hedef gösterilme karşısında toplumun her kesiminden

çevreciler savunmasız bırakılmışlar ve bu elim olaya kadar işin

boyutunun büyümesine neden olunmuştur.

Tüm çevre mücadelecilerine, ekolojistlere, doğaseverlere,

doğa korumacılara çağrımızdır!

Bu hunharca işlenen cinayetin hepimize olduğunun bilinciyle;

ayağa kalkın! Her bölgede, her şehirde, her çevre sorunu olan

bölgede ayağa kalkın ve arkadaşımızın yarım bıraktığı

mücadeleyi daha da arttırarak devam ettirelim. Arkadaşımıza

sahip çıkalım. Aşağıdaki taleplerimizi hep birlikte en yüksek

sesimizle seslendirelim:

-Şu andan itibaren hepimizi hedef durumuna düşüren bu

cinayet hemen aydınlatılmalıdır.

-Bundan böyle yetkililer, bizlere karşı üsluplarını ve hitaplarını

değiştirmeli ve düzeltmelidir.

-Doğaya karşı yasalarla yapılmasına olanak verilen doğa

saldırıları durdurulmalıdır.

-Doğayı koruma yasaları daha da genişletilmelidir.

-Çevre mücadelecisi arkadaşlarımızın mücadele yolu daha da

yükseltilmelidir.

-Arkadaşlarımızın canına malolan bölgedeki mermer ocakları

derhal kapatılmalıdır.

A Platformu (Antalya Isparta Burdur Denizli Kaş Platformu            09 MAYIS 2017

                                                                                                       SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ 

                                                                                                                  ALİ KORSAN