DOĞA ÇEVRE SU ÇÖP KİMYASAL KÖMÜR FOSİL TOPRAK HAVA ATIK PİL EKOSİSTEM HURDA YAĞ MİKROP GÜNEŞENERJİ

29 Aralık 2006 Cuma

Siyasiler nihayet uyandı!

 

DEĞİŞİM gazetesi   29.12.2006

 

Silivri’ye tehlikeli atık bertaraf tesisi olayını ilk DEĞİŞİM gazetesi gündeme getirmişti

 

Siyasiler nihayet uyandı!

Sinekli Köyü’ne yapılması planlanan zehirli atık depolama tesisi, Silivri’deki siyasi parti ilçe başkanlarını bir araya getirdi. Önceki akşam CHP Silivri İlçe Binasında buluşan DYP, ANAP, ÖDP, MHP ve UBP Silivri İlçe Başkanları, Silivri’de böyle bir tesis yapılmasına izin veremeyeceklerini belirterek, “Şimdi siyasi kaygılar bir tarafa bırakılmalı. Sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirerek, halkın da katılacağı ortak sivil bir platform oluşturulmalı. Silivri ve Silivri’mizin geleceği, bizlerin siyasi beklentilerinden çok daha önemli” dedi. İlçe Başkanları, siyaset üstü bir güç birliğine varılması konusunda mutabakata vardı.

Silivri, zehirli atık tehlikesiyle karşı karşıya! Sinekli Köyü’ne yapılması planlanan zehirli atık depolama merkezi projesine karşı harekete geçen Silivri’deki siyasi parti ilçe başkanları, önceki akşam acil durum toplantısı düzenledi.

İlk olarak Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan’ın dile getirdiği, Sinekli Köyü’ne zehirli atık depolama merkezi yapılacağı duyumundan yola çıkan CHP’li yöneticiler, Salı günü düzenledikleri basın toplantısında, Silivri’yi büyük bir tehlikenin beklediğini duyurmuştu.

CHP’li İl Genel Meclis Üyeleri’nin yaptıkları araştırma sonucunda, Silivri’ye bir zehirli atık depolama merkezi yapılacağını öğrenen CHP Silivri yönetimi, konuyu diğer siyasi parti yöneticilerine iletti.

Önceki akşam konuyla ilgili toplanan CHP, DYP, ANAP, ÖDP, MHP ve UBP Silivri İlçe Başkanları, tesisle ilgili görüşlerini ortaya koydu. Yapılması planlanan tesisin Silivri için zararlarını tartışan Başkanlar, bu tesisin Silivri’ye yapılması durumunda; toprak, hava ve suda oluşturacağı tehlikeye karşı Silivri halkını uyarma ve tesisin yapımına karşı konması için ortak hareket etme konusunda güç birliği yapılması yönünde anlaşma sağladı.

CHP İlçe Başkanı Mümin Tuğlu, DYP İlçe Başkanı Salih Yazıcı, ANAP İlçe Başkanı A. Refik Bek, ÖDP İlçe Başkanı Süheyl Kırkıcı, MHP İlçe Başkanı Şenol Türkyılmaz, UBP İlçe Başkanı Ercan Çakır, Silivri’yi bekleyen tehlikeye karşı siyasi kaygı düşünülemeyeceğini belirterek, “Şu anda Silivri’yi büyük bir tehlike bekliyor. Sinekli Köyü’ne bir zehirli atık depolama tesisi yapılmak isteniyor. Buna seyirci kalınması mümkün değildir. Artık burada siyaset bitmiştir. Bundan sonra; ilk olarak sivil toplum kuruluşlarıyla, muhtarlarla, derneklerle, odalarla, sendikalarla görüşeceğiz. Konuyu vatandaşa iletip, gerekiyorsa kitlesel eylem süreci başlatacağız” dedi.

Konuyla ilgili çalışma başlatacaklarını belirten siyasi parti başkanları, bir sonraki toplantıyı tarafsız bir mekânda gerçekleştirmeye karar verdi. Daha geniş katılımlı bir toplantı yapılmasını kararlaştıran siyasi parti ilçe başkanları, “Silivri’nin geleceği, siyasi kazanımların çok daha ötesindedir” dedi.

26 Eylül 2006 Salı

SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ NE İSTİYOR?

 





SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ NE İSTİYOR?

                                                                                                                                            26 09 2006

Silivri Çevre Derneği, ilçenin öncelikli ihtiyaç ve sorunlarını tespit edip,  rapor halinde kamuoyuna sundu. Dernek Başkanı Ali Korsan yerel yönetimden beklentilerini şöyle açıkladı:  

 

Toplu konutlar bölgesindeki Karılar Deresi'nin ıslahı.

Toplu konutlar bölgesindeki çöp alanının kaldırılması yada rehabilite edilmesi.

Deniz kirliliğinin önlenmesi için Silivri atık su arıtma tesisinin yapılması.

Fabrikaların arıtma tesisi kurmalarının sağlanması ve konunun takibinin yapılması.

Silivri'ye huzurevi yapılması.

Silivri'ye acilen çok amaçlı kültür merkezi yapılması.

Silivri'ye fuar ve kongre merkezi yapılması.

Piri Mehmet Paşa Camii etrafındaki dükkanların yıkılarak şehir merkezinin genişletilmesi.

Silivri'nin otopark sorununun çözülmesi için Hamam'ın yanındaki yer istimlak edilerek, 5 katlı otopark yapılması.

Cumhuriyet Mahallesi ve Parkköy civarındaki heyelan bölgesinde erozyon mücadelesi yapılması. Söz konusu bölgelerin şehre, yeşil alan olarak kazandırılması.

E-5 Karayolu etrafının ağaçlandırılması. Mevcut ağaçların bakımının yapılması.

Kıyıları tapulu mallar gibi gören yazlık sitelerin uyarılarak, sahillerin tüm halka açılmasının sağlanması.

Silivri'deki okullarda botanik park alanları oluşturularak, gençlerde çevre bilinci oluşturulması yönünde somut adımlar atılması.

Silivri köylerinde uygun olan yeşil alanların mesire yerlerine dönüştürülerek, Silivri'nin  günübirlik turizmine katkı sağlanması.

Cemal Kozanoğlu'nun "Her Yönüyle Silivri" adlı kitabı tekrar basılarak, Avşa Feribotu ve diğer uygun yerlerde turistik amaçlı satılması.

Silivri'yi simgeleyen bir yoğurtçu heykeli yapılarak şehir merkezinde uygun bir yere konulması.

Eski kum ocaklarını işletenlerin yasal sorumlulukları  olan, kum ocakları alanlarının işletmecileri tarafından ağaçlandırılmasının sağlanması için baskı yapılması.

Silivri köylerinde organik tarım için pilot köy belirlenerek, Silivri çiftçisine yeni iş ve ekonomik kaynaklar sağlanmasına önayak olunması.

Silivri'ye üniversite kurulması için girişimlerde bulunulması.

Fatih Mahallesi'ndeki Sarnıç'ın müze haline dönüştürülmesi.

Aziz Nektorius evinin Yunanistan'la koordineli olarak yapılması ve turizme açılması.

Silivri'ye acilen kalıcı bir pazar yeri yapılması.

 

 SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ   ALİ KORSAN   

24 Eylül 2006 Pazar

GECİKMİŞ BİR CEVAP..!


                       




         GECİKMİŞ BİR CEVAP..!

24 Eylül 2006

Bu ayın ilk günlerinde Silivri’ye yapılması düşünülen Tehlikeli Atık Bertaraf Tesisi’ni istemediğimizilirten  bir basın bülteni yayınladık.

Birçok yerel gazete konuya sıcak yaklaşarak basın bülteninin tamamını ya da bir bölümünü yayınladılar. Konu hakkında yorumlarda bulundular. Bütün bunlardan sonra 5 Eylül günü Silivri Değişim gazetesinde “Ali Korsan popüler olma derdinde” başlıklı bir yazı yayınlandı.

Yazıda, kendisiyle görüşülen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanlığı Katı Atık Bertaraf Tesisleri Müdürü Eyüp Nazif Korkut’un,  Tehlikeli Atık Bertaraf Tesisi kurulması hakkında kendisinin bir bilgisi olmadığını hatta Daire Başkanları dahil kimsenin haberi olmadığını söylediği ve “sanırım sayın Korsan popülarite kazanma niyetiyle bir demeç verdi” dediği belirtilmiş.

Bu yazıyı okuduktan sonra gülsem mi ağlasam mı bilemedim. İstanbul Belediyesinin bir müdürü yalan söylüyor. Bir gazeteci elindeki bilgileri sorgulamak yerine bu yalanı yarım sayfa olarak yayınlıyor.

Peki nedir gerçekler:

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Anadolu Ajansı Muhabiri Sergül Yolcu’ya İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çevre yatırımları hakkında bilgi verirken Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanlığı’nın yeni projeleri arasında “Tehlikeli Atık Bertaraf Tesisi ile Evsel Katı Atık Depo Alanı’nı içeren Entegre Bertaraf Tesisi, Tıbbi Atık Bertaraf Tesisi” gibi projelerin de olduğunu söyler. Bu söyleşinin haberi 02.05.2006 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesinin web sayfasında da yayınlanır.

Ayrıca, İBB Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanlığı’nın bir Tehlikeli Atık Entegre Bertaraf Tesisi kurmak için İl Mahalli Çevre Kuruluna yer tahsisi başvurusu ve İl Mahalli Çevre Kurulunun önerilen alanların uygun olmadığı için bu başvuruyu 26 Haziran 2006 tarihinde yaptığı toplantıda reddettiği ile ilgili bir karar vardır.

Bunların dışında İBB Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanı İbrahim Demir’in konuyla ilgili yaptığı açıklamalar vardır.

Tüm bunlar bir Tehlikeli Atık Entegre Bertaraf Tesisi kurulmasına çalışıldığının kanıtıdır. Bir yetkili, tüm bu verilere rağmen böyle bir şey olmadığını söylüyorsa ya yalan söylüyordur, ya da konu kendi yetki alanının dışında olduğu için haberdar değildir. Bu durumda da söylemesi gereken böyle bir şey yok demek yerine ben bilmiyorum demektir.

Bir gazetecinin ise, hele de söz konusu gazeteci, yapılacak tesisin etkileyeceği yörede yaşayan bir gazeteci ise daha sorumlu olması beklenir diye düşünüyorum.

Tüm bunları öncelikle Silivri’de yaşayan bir yurttaş olarak, Silivri Çevre Derneği olarak ve uzun yıllar çevre konularında gazetecilik yapmış birisi olarak yazıyorum ve daha sorumlu bir yaklaşım beklemenin hakkım olduğunu düşünüyorum.                

                                   SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ   ALİ KORSAN    BASIN Sözcüsü 
                                                                                                                                                                        Ertuğrul AkÇAOĞLU                       

15 Eylül 2006 Cuma

Silivri'nin Sorunları Politikayla Değil, Sivil Toplum Örgütleriyle Çözülür! Radyo konuşması..



FM 96.0 frekansından yayın yapan Gerçek Radyonun konuğu olan Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan, başkanlık döneminde yaptığı çalışmaları ve neden bir sivil toplum örgütünde görev aldığını anlattı. Ali Korsan, Fatma Sarıbıyık’ın hazırlayıp sunduğu “Silivri Gündem” programında hem Sarıbıyık’ın hem de Gerçek Radyo dinleyicilerinin sorularını yanıtladı. Silivri Çevre Derneği'nin 1989 yılında kurulduğunu, 1996 yılından bu yana da Çevre Derneği başkanlığı görevini yürüttüğünü söyleyen Korsan, bir sivil toplum örgütünde görev alma sebebini şu şekilde açıkladı. “1996 yılında yapılan bir kongreyle bu görevi aldım. Bölgemizde, çevremize nasıl faydalı olabiliriz diye, ben ve yönetimim çalışmalarımıza başladık. Ben ve yönetimim, en kolay iletişim aracı olan yerel basın ve yerel radyolarla işbirliği yaparak bölgemizdeki sorunları kamuoyuna duyurarak, yerel yönetimler üzerinde baskı oluşturduk. Tabii basın aracılığıyla kamuoyuna duyurduğumuz bölgenin sorunlarından bazılarının çözümünde başarılı olduk, bazılarında ise olamadık. Silivri Çevre Derneği kuruldu 1989 yılında kuruldu. O dönemin başkanı Ahmet Yücegök’tü. Onlar bu görevi arkadaşlarıyla birlikte yürütüyorlardı . Ben o dönemlerde derneğe üye bile değildim. Ben o dönemlerde politikayla uğraşıyordum. Ama daha sonra, politikayla Silivri’ye bir şeylerin yapılamayacağını, ancak bir sivil toplum örgütünde görev alırsam Silivri için güzel işler yapabileceğimi anladım. Bu nedenle de 10 yıldan beri bu görevdeyim. Tabii bu arada çok önemli işler 
gerçekleştirdik. O günlerde bu kadar çevre bilincimiz yoktu. Ama araştırmalarımız ve bu işle uğraşmamız neticesinde hem kendimizi geliştirdik hem de bir sürü olayı ortaya çıkardık. Sorunlar ortaya çıktıkça tehditler almaya başladık. Ama biz bütün bu tehditlere rağmen Silivri halkının çıkarlarını korumak için yılmadık”.


Başlık ekle


BAŞARILARIMIZIN TEK DESTEKÇİSİ YEREL BASINDIR
Göreve geldiğimiz ilk yıllarda Elbasan köyünde bir taş ocağı açılmak isteniyordu. Köy muhtarı benim telefonumu bulmuş, beni arayarak orada bir taş ocağı açılmak istendiğini, bu konuda kendilerine yardımcı olmamızı istedi. Biz de hemen yanımıza gazeteci arkadaşları da alarak o bölgeye gittik. O bölgeyle ilgili incelemelerimizi yaparak Anıtlar Kurulu'na şikayette bulunduk. Bizim Anıtlar Kurulu'na yaptığımız şikayet üzerine, Anıtlar Kurulu gerekli incelemeyi yaparak, o bölgeye taş ocağı yapmak isteyen firmanın ihalesini iptal etti. Tabii, bu, sadece bizim başarımız değildi. Yerel basındaki arkadaşlar da bizleri bu konuda yalnız bırakmayarak, yaptıkları haberlerle bu başarının elde edilmesine katkıda bulundular.”
DEĞİRMENCİ BİZE KIZARDI, AMA BAZEN YARDIMCI DA OLURDU
Bir başka konu ise, Silivri’de o dönem belediye başkanı olan Selami Değirmenci ile biraz takışıyorduk. Çevre sorunlarını gündeme getirdiğimizde kendisi bize kızmasına rağmen bazen yardımcı oluyordu. Silivri’de hazır beton girişimlerinde bulunduk. İlk olarak 1999 depreminden sonra Silivri’de hazır beton kullanımı için girişimlerde bulunduk. O dönemin belediye başkanı olarak bu konuyu meclisten geçirerek karar aldılar. Yine o dönemde Silivri’de hava kirliliği yaratan kömürler kullanılıyordu. Biz bu konuda da kamuoyu oluşturarak ithal kömürün kullanılmasını sağladık. Şimdi artık kömür tarihe karıştı. Bölgemize doğalgaz geldi. Bölgemize doğalgazın gelmesi büyük bir gelişmedir. Silivri doğalgaz ile çağ atladı diyebilirim.
Silivri Marinası’nın kıyı tahkimatı uygulama projesinin ihale edilmesi gerekçe gösterilerek, inşaat molozlarının ve hafriyatlarının Silivri Limanına döküldüğünü tespit ettik. Belediye Başkanı Selami Değirmenci, ben buraya dökerim, dedi. Biz de, İstanbul İl Çevre Müdürlüğüne ve Çevre Bakanlığına kaçak döküm yapıldığını beyan ettik, fotoğraflar çekip gösterdik ve ekipler geldiler. Gittik, yerinde tespit ettik, dediler. Silivri Belediye Başkanından ve Silivri Kaymakamlığından görüş istediler. Silivri Belediye Başkanı ise tavrını değiştirdi, biz oraya kaçak döküm yapmıyoruz, kaçak dökümü engelliyoruz dedi. O günden sonra döküm yapılmadı, ama zaten yapılmış olan dökümlerle körfezimiz dolmuş oldu.
DUYARSIZ KALAN SİYASİ PARTİLERİ KINIYORUM
Bize yardımcı olan sivil toplum örgütleri var. Onlarla sürekli irtibat halindeyiz. Ama, siyasilerden pek destek alamıyoruz desem yeri var. Çünkü çok geç davranıyorlar. Bütün siyasilerin yerel belediyelerde ya başkanları, ya meclis üyeleri var. Buna rağmen siyasiler çevre konularında çok zayıf kalıyorlar. Şu anda gündemde olan Silivri’ye yapılması planlanan kimyasal atık entegre tesisi konusunda iki haftadan beri basın yoluyla insanları uyarıyoruz. Ama hiçbir siyasi partinin bu konuda duyarlılık göstermediğini görüyorum. Hatta bazı siyasi partilere bu konuyla ilgili faks çektik, bilgilendirdik. Ama buna rağmen duyarsız kaldılar.
İstanbul İl Çevre Kurulu toplantısında bu entegre tesisin yapılmaması için ret kararı çıktı. Ama, Büyükşehir Belediye Başkanlığının, Büyük Sinekli bölgesinde bulunan boş kum ocaklarında bu kimyasal atık entegre tesisinin yapılması için ÇED sürecine gitmeyi planladıklarını öğrendik. Bölgemizde kimyasal atık deposunun ve yakma tesisinin yapılmasına karşıyız. Yani Pendik'teki varillerin, buradaki boş kum ocaklarına getirilip, gömülmesini istemiyoruz. Bunun için de, konuyu gündemde tutmak için sürekli yerel basından destek alıyoruz. Ama siyasi partilerden bu konuyla ilgili hiçbir destek alamıyoruz. Ve siyasi partileri bu konuda duyarsız kaldıkları için kınıyorum.
TURAN’IN SÖZÜNE GÜVENDİM, İNANDIM
4 ay önce Akşam Gazetesinde çıkan bir demeç vardı. Silivri’ye tehlikeli atık depolama tesisi yapılacak diye... Demeci veren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Dairesi Başkanı İbrahim Demir. Ben de bu demeci alıp belediye başkanı Hüseyin Turan ile görüştüm. Hüseyin Turan bana şunu söyledi. “Silivri’de böyle bir tesisin yapılmasını istemiyoruz. Çünkü daha önce başımıza bir cezaevi geldi. Böyle bir kimyasal atık tesisinin bölgemize gelmesine biz de karşıyız. Bu bölgeye böyle bir entegre tesisi olmayacak” dedi. Biz de belediye başkanı Hüseyin Turan’ın bu sözlerine güvendik ve inandık. Ama zaman ilerledikçe her şey yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Çalışmaların devam ettiği ve bu tesisin buraya yapılması için yer tespitlerinin yapıldığını, ÇED sürecinin hazırlandığını ve ÇED raporunu geçirmek için hazırlıkların devam ettiğini gördük. Bu nedenle de Silivri Çevre Derneği olarak bu olayın karşısındayız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Dairesi Başkanı İbrahim Demir ile hiç görüşemedik. Çünkü telefonla arıyoruz, telefonlarımıza çıkmıyorlar. Ama biz buraya bu tesisin yapılmaması için elimizden geleni yapacağız. Ve yaptırmamaya kararlıyız, bu tesisi buraya yapabilmeleri için önce bizi çiğnemeleri lazım.
SİLİVRİ BÖLGESİNDEKİ FABRİKALARIN ARITMA TESİSİ YOK
Sanayileşmeye karşıyız. Niye? Çünkü gelişen çağımızda, maalesef her beldeye bir sanayi alanı açılıyor. Altyapısı ve arıtma tesisi olmadan yerel yönetimler, küçük bağışlar karşılığında buralara ruhsat veriyorlar. Yerel yönetimlerin, ruhsat verirken tesislerin ne tür atıklar çıkardıklarını kontrol ederek bu işi yapmalarından yanayız. Ama, burada hep eksikler olduğunu görüyoruz. Ancak bu konuda fazla bir şey söylemek istemiyorum. Silivri'de her bölgede sanayi ve fabrikalar var. Ancak gördüğüm kadarı ile bu bölgedeki fabrikaların bir çoğunda arıtma tesisi yok.
Tekstil fabrikaları kimyasal atık ürettikleri için göstermelik arıtma tesisi yaptırmışlar. Mesela Değirmenköy'deki bir tekstil fabrikasında, beni içeri bile almak istemediler. Buralarda sağlıklı bir arıtma tesisi olduğunu görmedim. Göstermelik bir arıtma tesisi yapıyorlar ve çıkan kimyasal atıkları arıtmak yerine, orada bulunan derelere veriyorlar. Derelerimiz de denize kadar giderek o bölgeyi kirletiyor. Bu konuda sürekli uyarılarımız oluyor. İl ve ilçe çevre müdürlüklerine bu konuda yazılar yazıyoruz. Onlar da ceza kesiyorlar. Mücadelemizi böylece devam ettiriyoruz. Bir tane Kavaklı köyünde yıkama kot fabrikası var. Değirmenköy'de 3 tane tekstil fabrikası var. Bunları sürekli takip ediyoruz ve sürekli ceza kesiliyor. Ancak sonuç alamıyoruz.
Yerel yönetimlerin de denetimi altında olması gerek. Tabii bu konularda sıkıntılarımız var. Sanayileşmeyle çevre kirliliği artıyor. Ve biz kendi kendimize denizi ve dere yataklarını öldürüyoruz. Silivri sahili şu anda kokudan geçilmiyor. Ve hepsi Marmara Denizi'ne gidiyor. Çanta'da da arıtma tesisi var, ama orası da dereye ve denize akıtılıyor sanırım. Çünkü geçen yıl bunu tespit ettik. Orada denetleme yapamadığımız için şimdi bir şey söyleyemeyeceğim. Oradaki sanayi ile ilgili bize gelen bir şikayet de olmadığı için böyle bir sıkıntı var mı yok mu bilemiyorum. Çanta belediye başkanının zaten sahil şeridi için o arıtma tesisini yaptığını biliyorum. Şu an dereye ve denize veriliyor mu bilmiyorum. Ama kum ocaklarından miller geliyor. Ve oradan, sahil kısmında oturan vatandaşlardan böyle bir şikayet var. Kum ocakları hakkında İl Çevre Müdürlüğüne bir yazı yazdık, ama şu an bilmiyorum, sonuç ne olur. Bekleyip göreceğiz hep beraber ne olacağını.
SORUNLAR YERİNDE ÇÖZÜLMELİDİR
Silivri Belediyesinin eylül ayının ilk belediye meclisi toplantısında Belediye Başkanı Hüseyin Turan, kimsenin izinsiz konuşma yapamayacağını açıkladı. Ve ancak kendisi izin verirse konuşulabileceği kararını aldıklarını söylemişti. Ben bu kararı yanlış buluyorum. Çünkü bizler Silivri belediye meclis toplantısına davet ediliyorsak, o toplantıda bulunduğum kurumu temsilen bulunuyorsam, ben orada fikrimi beyan etmeliyim. Bir konu Silivri meclisinde gündeme geliyorsa ve tartışılıyorsa, o konu o mecliste çözülmelidir. Ve o konuyu temsil eden bir kurum başkanı ya da temsilcisi varsa orada fikrini söyleyebilmelidir. Ben sorunun yerinde çözülmesinden yanayım. Ancak mecliste konuşmamıza izin verilmiyorsa, biz dışarıda basına konuşuruz ve yine söyleyeceğimizi söyleriz. Belediye Başkanı Hüseyin Turan’ın mecliste ben izin verince konuşulacak diye bir karar almasını da doğru bulmuyorum. Dediğim gibi sorun yerinde tartışılmalı ve çözülmelidir. Sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri fikirlerini özgürce beyan edebilmeliler. Sosyal ve demokratik olmalılar. Artık 21. yüzyılda yaşıyoruz ve insanlar fikirlerini özgürce ifade edebilmeliler. Bu konunun da biran önce düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum.
NEW CENTER, CEZAEVİ GİBİ BETON YIĞINI
Silivri’de Eski Pazar İçi diye tabir edilen bir bölgemiz vardı. Küçük küçük dükkanlar vardı ve köylüler orada bahçelerinde yetiştirdiği ürünleri satabiliyorlardı. Ancak geçmiş dönemin belediye başkanı tutturdu ben burasını otopark yapacağım diye. Altını otopark, üstünü iş merkezi yapacağım diye. Biz o dönemde, başkanım burası yeşil alan olsun, etrafında ahşap dükkanlar olsun, dedik. Çünkü Silivri’de oksijen alabilecek yer yok, isteseniz de bulamazsınız diye ikaz etmemize rağmen, oralara pankart asmamıza rağmen, Pazar İçi konusunda başarılı olamadık. Şu anda Pazar İçi dediğimiz yere New Center alışveriş merkezi adı altında cezaevi gibi bir beton kitlesi kondu. Cezaevi gibi bir iş merkezi yapıldı ve Silivri’nin yüz karası. Çünkü oraya yapılan o beton kitlesi ne göze hitap ediyor, ne gönüle, ne de insanlığa... Şu anda orada sadece cezaevi gibi bir beton kitlesi duruyor. Ve ben utanıyorum bir Silivrili olarak. Oraya o cezaevi gibi beton kitlesinin yapımını durduramadığımız için de üzülüyorum. Şu anda kime sorarsanız sorun, Silivri’de hiç kimse oradan memnun değil.
TARİHİ KALE PARK TİNERCİ YUVASI OLDU
Silivri belediye başkanımız Silivri’nin sorunları hakkında duyarlı davranıyor ve sürekli yoğun bir çalışma içerisinde. İki buçuk yıldır bu görevde ve Silivri’nin her türlü sorunuyla yakından ilgileniyor. Ama şu anda Silivri’nin büyük bir sorunu var. Kale Park sorunu... Önceden Kale Park'ta küçük bir işletmeci vardı ve oraları daha derli topluydu. Ama Hüseyin Turan göreve geldiğinde orasının tekrardan düzenleme yapılacağını söyleyerek orası boşaltıldı. Şu anda orası yıkık dökük, harabe bir yer olarak duruyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yaklaşık iki buçuk yıldır yapılacağı söyleniyor. Ama iki buçuk yıldır burası atıl durumda bekliyor. Şu anda geceleri oraya gidemezsiniz. Tinerciler doldu. Silivri Kalesinin tarihi bir özelliği var. Ve bu tarihi kalenin tinerci yuvası olmasına içim elvermiyor. Belediye başkanımızdan en kısa zamanda Silivri Kalesini düzenlemesini, halkın hizmetine girmesini ve bu tarihi Kale Parkımızı tinercilerden kurtarmasını istiyorum. Öncelikle belediye başkanımızın acil sorunlara çözüm getirmesini istiyorum. Şu anda da en acil sorun Kale Park diye düşünüyorum.
TURAN’IN EN BÜYÜK HATASI RİSUS
Yerel yönetimin en büyük hatasını söylemek istiyorum. Kendilerini sürekli uyarmama rağmen kıyı kenar çizgisini ihlal ettiler. Kamu görevlilerini uyarıyorum; kıyı kenar çizgisi ihlal edildiği için yetkili kurumların harekete geçmesini istiyorum. Çünkü Mimar Sinan Köprüsünün oraya eğlence merkezi yapıldı. Ama yanlış bir yere yapıldı. Silivri’nin böyle bir eğlence merkezine ihtiyacı var, buna katılıyorum. Bu eğlence merkezi Toprak Mahsullerinin oraya yapılabilirdi, Boşnak Bahçe'ye yapılabilirdi, Ofisin oraya yapılabilirdi. Ama Mimar Sinan mahallesinde, Mimar Sinan Köprüsünün oraya yapılması yanlış. Çünkü burada insanların yürüyüş bandını kesiyorsunuz. İnsanların denize girecek alanını işgal ediyorsunuz ve 26 dönümlük bir alanı bir kişiye tahsis ediyorsunuz. Bu yetmezmiş gibi kıyı kenar çizgisini ihlal ediyorsunuz. Bu bir suçtur. Ama bütün uyarılarımıza rağmen oraya Risus diye bir eğlence merkezi kuruldu. Anıtlar Kurulu'ndan yetkililer geldi. Ve buranın durdurulması için kararlar alındı. Ama bu yerel yönetim ne hikmetse bu konuda ısrarda bulunuyor. Ne dünya görüşüne uygun bir yapı ne de ticari alan olarak düzgün bir yapı olmadığını düşünüyorum. Ayrıca Mimar Sinan Köprüsünün orada yaptıkları çevre düzenlemesi çalışmasını güzel buluyorum. Ama Risus olmasaydı. Risus olmasaydı, belediye başkanına, o bölgeye yaptığı çevre düzenlemesi çalışmasından dolayı plaket vermeyi düşünüyorduk. Fakat şu anda yaptıkları hatadan dolayı bunu düşünmüyoruz. Çünkü Silivri halkına ait bir yer, halka kapatılmış durumda. Bana göre oraya Risus’un yapılmasına izin verilmesi Silivri belediye başkanı Hüseyin Turan’ın en büyük hatasıdır.
TÜM ÇEVRE SORUNLARINA DUYARLIYIZ
Teşekkür ediyorum size. Bizim üç tane telefonumuz var ve sürekli açık bulunuyor. Silivri'de çevre ile ilgili bir sorun olduğunda, bize iletildiğinde, biz buna hemen müdahale ediyoruz. Tüm çevre sorunlarına duyarlı olduğumuzu herkes bilmeli. Bugüne kadarki duyarlılıklarından dolayı Silivri halkına teşekkür ediyorum. Köylülerimize de buradan teşekkür etmek istiyorum. Köylerimizde ağaçlar kesiliyor ve köylülerimiz bu durumu bize bildiriyor ve biz de bu konuyla ilgili gerekli duyarlılığımızı gösteriyoruz. Ve bu durumu durduruyoruz, gerekirse dava açıyoruz, gerekli işlemleri yapıyoruz. Köylülerimizi de duyarlı olmaya davet ediyoruz. Silivri halkının bizlere büyük destek olduğunu düşünüyorum.
Bir de şikayetler konusunda bir şey söylemek istiyorum. Biz Sivil Toplum Örgütüyüz. Kamuoyunu bilgilendirmek için yerel basınla iç içeyiz her zaman. Bizim de yapabileceklerimiz sınırlı. Biz de ilgili kurumlara bu konudaki şikayetlerimizi iletiyoruz. Çevre Bakanlığına, İl Çevre Müdürlüğüne, Silivri Çevre Müdürlüğüne, bölgemizdeki Kaymakamlık ya da İstanbul Valiliğine... Şikayetlerimizi bu birimlere bildiriyoruz. Hangi bölgede çevre sorunu varsa, İstanbul Valiliğine yazmalarını öneriyorum. İstanbul İl Çevre Müdürlüğüne şikayetlerini yazmaları, sorunlarını çözme konusunda önemli bir adım olacaktır. İlgili makamların, buralardaki teknik elemanların, sorunlu bölgedeki yanlışlıkların üzerine gittiklerini görüyorum. Gerekli kararı alıyorlar ve bu yanlışlıkları durduruyorlar.
15 Eylül 2006


3 Eylül 2006 Pazar

BUGÜNE KADAR NELER YAPTIK

                                                                  


 

BUGÜNE KADAR NELER YAPTIK

                                                                                                                                                                                            03 EYLÜL 2006

      1996’da göreve geldiğimizde yönetim kurulumuzla, bölgemizdeki çevre olaylarını nasıl önleyebiliriz diye bir çalışma yaptık. İlk etapta tespit ettiğimiz çevre sorunları kum ocakları, fabrikalar ve sanayi kuruluşları, çarpık yapılaşmalar, Karılar Deresinin islah edilmesiydi.

            Yerel basın ve yerel radyo-televizyon kuruluşlarıyla ortak çalışma içerisinde olduk. Bu arada ulusal basının da desteğini aldığımız zamanlar oldu. Geniş bir iletişim ağı kurmamız bize birçok sorun karşısında güç kazandırdı.

            Çevre Bakanlığı, İl Çevre Müdürlüğü gibi ilgili makamların yetkilileriyle yaptığımız görüşmeler ve yazışmalarla çalışmalarımızın sonuca ulaşmasını sağladık.

            Greenpeace (Yeşil Barış), Doğal Hayatı Koruma Vakfı gibi sivil toplum örgütleriyle de ortak çalışmalar yürüttük.

 

            10 yıldan beri Silivri Çevre Derneği başkanlığını yürütmekteyim. Kamuoyundan ve medyadan aldığımız destekle çevre bilinci sorumluluğuyla bu mücadelemize yönetim kurulumuzla birlikte devam etmekteyiz ve edeceğiz.

 

            Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz çalışma ve etkinliklerimizden bazıları şunlardır:

 

1-     Çatalca’nın Elbasan Köyünde açılmak istenen taş ocaklarının çevreyi ve doğayı katledeceği gerekçesiyle köy muhtarı ve yöre halkıyla ortak mücadele ederek, açılmasını engelledik. Anıtlar Yüksek Kurulu ve diğer ilgili kurumlarla yaptığımız yazışmalar, bölgede tarihi bir mağara olması nedeniyle taş ocağı ruhsatının verilmesi engellenmiş oldu.

 

2-     Boğluca Deresinin ıslah edilmesi için o günkü yerel yönetime, yerel basın ve televizyon aracılığıyla bir baskı ve kamuoyu oluşturduk. Konuyu sürekli gündemde tutarak derenin ıslahını sağladık.

 

3-     Danamandıra Köyündeki Büyük Kokmuş ve Küçük Kokmuş göllerinin yatağındaki torf tabakasını bir şirket almak istiyordu. Yöre halkının da bu isteğe karşı çıkması nedeniyle, 3 yıl boyunca mücadele ederek, göllerin kurutulması önlenmiştir. İl Çevre Müdürlüğü, Çevre Bakanlığı nezdinde yapılan yazışmalar neticesinde söz konusu alanın sulak alan olduğundan Sulak Alanların Korunmasına İlişkin Ramsar Sözleşmesi uyarınca şirketin sözleşmesinin iptal edilmesi sağlandı.

 

4-     Danamandıra Köyündeki Büyük Kokmuş ve Küçük Kokmuş Göllerinin etrafındaki 1.000 dönümlük alanın I. Derece SİT alanı ilan edilmesi sağlanmıştır.

 

5-     Milli Parklar Genel Müdürlüğüyle görüşmeler yaparak Danamandıra Köyündeki söz konusu alanın bitki örtüsü ve canlı türlerinin tespitleri yapılarak Türkiye’deki 34. Milli Park olarak ilan edilmesi için çalışmalar yaptık.

 

6-     Bölgemizde bulunan kum ocaklarıyla sürekli mücadele etmekteyiz. Yapılan ÇED Raporu toplantılarına katılarak, uygun olmayanların iptal edilmesini, uygun olanların da taş ocağı ruhsatnamesine bağlanmasını talep etmekteyiz.

 

7-     Total adlı firmanın bölgemize 120 dönümlük arazi üzerine LPG dolum tesisi yapmak istemesine Silivri Belediyesinin sıcak bakmasına karşısında, bu tesisin durdurulması için Silivri’deki siyasi partiler ve sivil toplum örgütleriyle ortak çalışma yapılmıştır. İlgili kurumlarla görüşme ve yazışmalar yaparak bölgemizde kamuoyu oluşturup LPG dolum tesislerinin kurulmasının önüne geçilmiştir.

 

8-     Şehir merkezinde bulunan Eski Pazariçi alanının yeşil alan olarak düzenlenmesi için imza kampanyası dahil birçok girişimlerde bulunduk. Fakat yerel yönetim söz konusu yere otopark ve işmerkezi yapmayı uygun gördü. Siyasi partilerin de bu konuda tarafsız kalmaları neticesinde Silivri şehir merkezine işmerkezi adı altında bir beton kütlesi kondu.

 

9-     Çatalca’nın İhsaniye Köyünde yapılması düşünülen stabilize ocağına karşı çıkan köy halkına destek olup ÇED Raporu toplantısına katıldık. Bölgenin yer altı mağaraları ve fay taşlarından oluştuğunu belirtip stabilize ocağının kurulmasını engelledik.

 

10- Silivri Belediyesinin “Silivri Marinası’nın Kıyı Tahkimatı Uygulama Projesi”nin ihale edilmesi gerekçe gösterilerek Silivri Limanı ve Boşnakbahçe Mevkii arasında kalan kısmın hafriyat, inşaat molozları ve toprak dökülerek kaçak bir şekilde doldurulduğu tespit edilip, Çevre Bakanlığı ve İl Çevre Müdürlüğüne şikayetlerimiz doğrultusunda bu işin durdurulmasını sağladık.

 

11- 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla 2002 ve 2003 yıllarında, bölgedeki ilköğretim okullarının da katılımı sağlanarak, çeşitli etkinlikler yapılmıştır.

 

12- Bölgemizdeki ilköğretim okullarında bazı dönemler, okulların çevre kollarıyla etkin halde iletişime geçip eğitsel kol faaliyetlerinde öğrencilere çevre ile ilgili dersler verdik.

 

13-  Silivri Belediye Meclisinin aylık olağan ve olağanüstü tüm toplantılarına düzenli olarak katılıyor ve çevreyi ilgilendiren konularda söz alıp meclis üyelerini uyarıyoruz.

 

14-  Silivri Limanı içinin 15 yıl aradan sonra, tarak gemisi getirtilerek temizlenmesi sağlanmıştır.

 

15-  Bölgemizde kurulan ve kurulmak istenen baz istasyonlarından uygun yere konulmayanlara karşı mücadelemiz devam etmektedir.

 

16-  Başbakan’a iletilmek üzere Silivri Belediye Başkanlığına, Silivri’nin acil sorunlarını tespit eden geniş bir rapor sunduk.

 

17-  En son alarak da Silivri’ye yapılmak istenen tehlikeli atık bertaraf tesisine karşı girişimler başlatılmıştır. Konu sürekli gündemde tutularak, Silivri’ye kimyasal atık mezarlığı yapılmasının önüne geçmek için çalışıyoruz.

 

Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan

3 Eylül 2006

 


1 Ağustos 2006 Salı

Silivri’ye “Tehlikeli Atık Bertaraf Tesisi” yapılacakmış!.

 

SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ BASIN AÇIKLAMASI  01 09 2006

Silivri’ye “Tehlikeli Atık Bertaraf Tesisi” yapılacakmış!..

İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanlığı; bir süredir İstanbul’da oluşan evsel ve endüstriyel atıkları bertaraf etmek amacıyla bir “entegre atık bertaraf tesisi” kurmaya çalışmaktadır. Bu tesise yer bulmak için İl mahalli Çevre Kuruluna başvurulmuş ve İl mahalli Çevre Kurulu 26 Haziran 2006 tarihinde yaptığı toplantıda kendilerine önerilen alanların hepsinin 2B, konut alanı veya orman alanı olduğunu görmüş ve bu nedenle projeye uygun alan olmadığı anlaşılmıştır.

 

Tesisi yapmaya uygun bir alan olmamasına rağmen, tesisin gerekli olduğuna karar verilerek söz konusu alanlardan birinde “çevresel etki değerlendirmesi olumlu” kararı alınması durumunda yapılabileceğine karar verilmiş.

 

Daha sonra bir gazete haberinden öğrendiğimize göre  İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanı İbrahim Demir, Silivri’de tüm İstanbul’un Tehlikeli Atıklarını bertaraf edecek ve tüm Trakya bölgesine hizmet edebilecek kapasitede bir tesis kurulacağını açıklamış.

 

Demir, tesisin entegre tesis olacağını, hem depolama, hem fiziko-kimyasal ön arıtma, hem de termal işlem yapılacağını yani yakma tesisi de olacağını belirtmiş.

 

Demir ayrıca, yaz sonuna kadar çet ve fizibilite raporlarının tamamlanacağını düşündüklerini, arazi tahsisi ile ilgili müracaatlarda bulunduklarını, hedeflerinin 3 yıl içinde tesisi bitirebilmek olduğunu söylemiş.

 

Özet olarak İstanbul’un ve tüm Trakya’nın tehlikeli atıkları ve tüm kimyasal atıkları çok yakında Silivri’nin Büyük Kılıçlı Köyü ile Sinekli Köyü arasında yer alan eski kum ocaklarında depolanacak.  Yani çok yakın zamanda yakma tesisinin baca gazları havamızı zehirlerken, çevremizde artık çok az kalmış olan ormanlarımızı ve tarım alanlarımızı da öldürecek, diğer yandan her türlü tehlikeli ve kimyasal atığın arıtma sularından olacak sızıntılar da yer altı sularına karışarak tüm içme ve sulama sularımızı zehirleyecek.

 

Bunları haber alan Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan, iki hafta önce bir basın açıklamasıyla konuyu yerel basına ve Silivri halkına, özellikle de yerel yöneticilerimize ve yerel siyasilerimize duyurmuştur.

 

Yerel siyasilerimizden bazıları konuyu araştıracaklarını söylemişler fakat kendilerinden bugüne kadar bir haber alınamamıştır. Diğerlerinden ise hiçbir ses çıkmamıştır. Sorunlarımıza bu kadar ilgisiz kalan bu kişilerin önümüzdeki seçim döneminde hangi yüzle halkın karşısına çıkıp oy isteyeceklerini merak ediyoruz.

 

Diğer yandan, gazetecilerin kendisiyle röportaj yaptığı Silivri Belediye Başkanı Hüseyin Turan, Büyükşehir Çevre Koruma Dairesi Başkanı İbrahim Demir ile görüştüğünü, böyle bir projenin olmadığını söylemiştir. Fakat elimizdeki İl Mahalli Çevre Kurulu kararları böyle bir projenin olduğunu doğrulamaktadır.

 

Birileri bizi kandırmaya  çalışıyor ama kim? Şimdilik biz bekliyoruz, fakat Silivri’ye zehirli atıkları depolayabileceklerini düşünenler bilsinler ki yanlış bir hayalin peşinde koşuyorlar!..

Silivri Çevre Derneği

Ali KORSAN

27 Haziran 2006 Salı

Silivri’ye “Tehlikeli Atık Bertaraf Tesisi” yapılacakmış!..






 SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ BASIN AÇIKLAMASI

Silivri’ye “Tehlikeli Atık Bertaraf Tesisi” yapılacakmış!..

İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanlığı; bir süredir İstanbul’da oluşan evsel ve endüstriyel atıkları bertaraf etmek amacıyla bir “entegre atık bertaraf tesisi” kurmaya çalışmaktadır. Bu tesise yer bulmak için İl mahalli Çevre Kuruluna başvurulmuş ve İl mahalli Çevre Kurulu 26 Haziran 2006 tarihinde yaptığı toplantıda kendilerine önerilen alanların hepsinin 2B, konut alanı veya orman alanı olduğunu görmüş ve bu nedenle projeye uygun alan olmadığı anlaşılmıştır.

Tesisi yapmaya uygun bir alan olmamasına rağmen, tesisin gerekli olduğuna karar verilerek söz konusu alanlardan birinde “çevresel etki değerlendirmesi olumlu” kararı alınması durumunda yapılabileceğine karar verilmiş.

Daha sonra bir gazete haberinden öğrendiğimize göre  İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanı İbrahim Demir, Silivri’de tüm İstanbul’un Tehlikeli Atıklarını bertaraf edecek ve tüm Trakya bölgesine hizmet edebilecek kapasitede bir tesis kurulacağını açıklamış.

Demir, tesisin entegre tesis olacağını, hem depolama, hem fiziko-kimyasal ön arıtma, hem de termal işlem yapılacağını yani yakma tesisi de olacağını belirtmiş.

Demir ayrıca, yaz sonuna kadar çet ve fizibilite raporlarının tamamlanacağını düşündüklerini, arazi tahsisi ile ilgili müracaatlarda bulunduklarını, hedeflerinin 3 yıl içinde tesisi bitirebilmek olduğunu söylemiş.

Özet olarak İstanbul’un ve tüm Trakya’nın tehlikeli atıkları ve tüm kimyasal atıkları çok yakında Silivri’nin Büyük Kılıçlı Köyü ile Sinekli Köyü arasında yer alan eski kum ocaklarında depolanacak.  Yani çok yakın zamanda yakma tesisinin baca gazları havamızı zehirlerken, çevremizde artık çok az kalmış olan ormanlarımızı ve tarım alanlarımızı da öldürecek, diğer yandan her türlü tehlikeli ve kimyasal atığın arıtma sularından olacak sızıntılar da yer altı sularına karışarak tüm içme ve sulama sularımızı zehirleyecek.

Bunları haber alan Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan, iki hafta önce bir basın açıklamasıyla konuyu yerel basına ve Silivri halkına, özellikle de yerel yöneticilerimize ve yerel siyasilerimize duyurmuştur.

Yerel siyasilerimizden bazıları konuyu araştıracaklarını söylemişler fakat kendilerinden bugüne kadar bir haber alınamamıştır. Diğerlerinden ise hiçbir ses çıkmamıştır. Sorunlarımıza bu kadar ilgisiz kalan bu kişilerin önümüzdeki seçim döneminde hangi yüzle halkın karşısına çıkıp oy isteyeceklerini merak ediyoruz.

Diğer yandan, gazetecilerin kendisiyle röportaj yaptığı Silivri Belediye Başkanı Hüseyin Turan, Büyükşehir Çevre Koruma Dairesi Başkanı İbrahim Demir ile görüştüğünü, böyle bir projenin olmadığını söylemiştir. Fakat elimizdeki İl Mahalli Çevre Kurulu kararları böyle bir projenin olduğunu doğrulamaktadır.

Birileri bizi kandırmaya  çalışıyor ama kim? Şimdilik biz bekliyoruz, fakat Silivri’ye zehirli atıkları depolayabileceklerini düşünenler bilsinler ki yanlış bir hayalin peşinde koşuyorlar!..
Silivri Çevre Derneği
 
 Ali KORSAN















4 Mart 2006 Cumartesi

5 Haziran Dünya Çevre Gününüzü kutlar; yemyeşil bir dünyada, sağlık ve esenlik dolu günler dilerim…

 

 

 

 

     Silivri   Çevre Derneği

      

 

 

 

 

                                5 Haziran Dünya Çevre Gününüzü kutlar;

yemyeşil bir dünyada, sağlık ve esenlik dolu günler dilerim…

 

 

                                                                                         ALİ  KORSAN

                                                                                   Silivri Çervre Derneği

                                                                                              Başkanı

 

 

 

Cumhuriyet Cad. Makbule Yönel İşhanı

Kat: 1 No: 206 Silivri – İstanbul

Tel: 0212.727 55 88 Faks: 0212.727 55 99 GSM: 0532.241 74 67     04 03 2006

6 Ocak 2006 Cuma

İstanbul’un atıklarıyla Silivrilileri kanser etmeyin!..



                       06 01 2006

İstanbul’un atıklarıyla Silivrilileri kanser etmeyin!..

 

Silivri’de değil, İstanbul’da değil, Trakya’da Zehirli Atık İstemiyoruz! Bunun aksini düşünenler Silivri Çevre Derneğini ve tüm Silivrilileri karşılarında bulacaklardır!

 

Bundan dört ay önce, Çevre Derneği olarak ilçemiz sınırları içinde bir “Entegre Atık Bertaraf Tesisi” yapılmak istendiğinden haberdar olmuş ve hem yetkilileri, hem de kamuoyunu uyarmıştık.  O günden beri bu konudaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

 

Sözü edilen “Entegre Atık Bertaraf Tesisi” her türlü kimyasal ve zehirli atığın getirilip depolanacağı ve yok edilmeye çalışılacağı bir tesis olacak. Projeye göre yalnız İstanbul’daki değil, tüm Trakya’daki  ve belki diğer başka illerdeki kimyasal ve zehirli atıkların da getirilip yok edileceği bir yer olacak. Bu da bize tarım alanlarımızın zehirlenmesi, zaten yetersiz olan su kaynaklarımızın kirlenmesi şeklinde geri dönecek. Başta kanser olmak üzere, özellikle çocuklarda görülecek gelişme bozuklukları ve diğer zehirlenmeler ile karşılaşacağımız diğer hastalıklar ise bu işin ikramiyesi olacak.

 

Biz böyle bir tesisi ne Silivri’de, ne de İstanbul’un başka bir yerinde istemiyoruz. Burada yapmasınlar, şurada yapsınlar da demiyoruz. Bu tesisi yapmaya niyetlenenler arasınlar ve daha uygun bir yer bulsunlar. Bu onların görevi. Bizim görevimiz burada istemediğimizi tüm sesimizle onlara bildirmektir.

 

Doğusundan ve batısından sanayinin sardığı Silivri ortada bir vaha gibidir. Yıllardır kendini sanayinin kirleticiliğinden kurtarmayı başarmış olan Silivri’ye şimdi, yıllardır uzak durmaya çalıştığınız sanayinin çöplerini size gönderiyoruz demek en büyük haksızlıktır. Böyle bir haksızlığı kimse yapamaz ve buna Silivrililer olarak izin vermemiz mümkün değildir.

 

Bu proje tamamen ciddiye bindiğinde bu konuda bir ÇED yapılması gerekecek. Bunun sonunda da bir oylama yapılacak. Buna şimdiden hazırlanmaya başladık ve böyle bir oylamada red kararının çıkmasını sağlamak için tüm gücümüzle çalışacağız. Bu projeyi gerçekleştirmek isteyenler bunu bir oldu bittiye getirmeye çalışabilirler. Her türlü kötü oyuna karşı da hazırlıklı olacağız.

 

Biz bu tesisi istemiyoruz. Bu tesisi ne Silivri’de, ne İstanbul’da, ne de Trakya’da istemiyoruz. Böyle bir tesis isteyenler bu tesisi kendi çocuklarının oturduğu evlerin arka bahçesine yapsınlar!.. 

 

Silivri Çevre Derneği

Ali Korsan