DOĞA ÇEVRE SU ÇÖP KİMYASAL KÖMÜR FOSİL TOPRAK HAVA ATIK PİL EKOSİSTEM HURDA YAĞ MİKROP GÜNEŞENERJİ

16 Temmuz 2010 Cuma

Silivri Cezaevinin Pisliği Ulusal Basında...

                                             Silivri Cezaevinin Pisliği Ulusal Basında...

Silivri Cezaevi kanalizasyonunun yarattığı sorunları, yerel basında sık sık gündeme getiriyor ve ilgilileri, gerekli önlemleri almaları için uyarıyorduk. Geçtiğimiz günlerde, Türkiye'de haberciliğin en önemli ödülü sayılan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Ödüllerinde Televiyon Haberi Dalında birincilik ödülü bulunan Sena Kiper ile kameraman Oktay Kalenderoğlu ve Volkan Seyrek'ten oluşan NTV Televizyonundan bir haber ekibi, cezaevi çevresinde çekim yaparak, Silivrili çevrecilerin, Kula Deresi çevresinde seracılık yapan çiftçilerin ve derenin Marmara’ya ulaştığı bölgede oturan yazlıkçıların şikâyetlerini ülke gündemine taşıdı.

Bu arada, Adalet Bakanlığı'ndan yapılan yazılı bir açıklamada “periyodik olarak su analizleri yapıldığı, iddiaların gerçeği yansıtmadığı, atık arıtma tesisinin kapasitesinin arttırılmasına yönelik çalışmaların da sürdürüldüğü” ifade edilmiş.

Silivri Çevre Derneği olarak, defalarca yerel basın mensuplarıyla birlikte yaptığımız tespitler, ulusal basından gelen haber ekibinin yaptığı tespit ve yörede yaşayan çiftçilerin ve yazlıkçıların şikâyetleri bir yanda dururken, Adalet Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, (hangi zat-ı muhteremlerin bu açıklamayı yaptığını bilmiyoruz) iddiaların gerçeği yansıtmadığı söyleniyor. Yani bu dolambaçlı ifadeyi tercüme edersek, bakanlıktan açıklama yapan zat-ı muhteremler, “iddia sahipleri yalan söylüyor” demek istiyorlar.

Madem biz yalan söylüyoruz, madem ortada bir sorun yok, o zaman neden arıtma tesisinin kapasitesini büyütmeye çalışıyorsunuz? Zaten merak ediyoruz, on bin kişi kapasiteli bir cezaevi yapıp, oraya üç bin kişilik atık tesisi yapmak hangi aklı evvelin işidir? Bunun arkasında nasıl bir sebep yatıyor olabilir? Yoksa sadece aklı evvel bir yöneticinin, ne gerek var on bin kişilik arıtma tesisine, biz daha ufağı ile idare ederiz, deyip yaptırdığı manasız bir tasarruf uygulaması mıdır? Yeni tesisi ne zaman bitirmeyi planlamaktasınız? Madem ortada bir sorun yoktur, o zaman buyurun sizi davet edelim; atıkların dereye boşaltıldığı yerde bir piknik yapalım. Siz sadece gelin, biz tüm hazırlığı yaparız. Kokudan mideniz bulanmadan size ikram ettiklerimizi yiyip içebilirseniz, derenin suyunda ellerinizi yıkayabilirseniz, biz iddialarımızdan vazgeçeriz. Eğer Silivri’ye gelecek kadar vaktiniz yoksa, dernek başkanımız Ali Korsan ve yönetim kurulu üyelerimizden Adem Akıncıoğlu, Fatma Sarıbıyık ve Emrah Maşalacı ve de Ziraat Mühendisi Ali Doğan ile birlikte NTV haber ekibinin son yaptığı tespit sırasında çekilen film, ulusal basında yayımlandı. Kolayca bulup izleyebilirsiniz. Bize, daha önce normal renkte ve berrak olarak akan derenin, atıkların dereye boşaltıldığı noktadan itibaren neden kahverengi olarak aktığını da açıklarsanız çok memnun oluruz.

Ayrıca, madem bir sorun yoktur, her şey mükemmel işlemektedir, o zaman bu tesisin neden ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) raporu hâlâ alınamamıştır? Neden bu tesis kaçak olarak işletilmektedir? Burası bir sanayi tesisi olsaydı, şimdiye kadar çoktan kapatılmış olması gerekirdi. Neden ÇED raporu olmayan, arıtma tesisi yetersiz bu kaçak tesis hâlâ çalışmaktadır ve kapatılmamaktadır?
Yetkilileri bu kaçak tesisi kapatmaya davet ediyoruz!..

14 Temmuz 2010 Çarşamba