SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ
Basın Açıklaması 24.12.2010
AKP'ye Cevabımızdır...
Geçen
hafta, sahilde kesilen ağaçlarla ilgilendiğimiz sırada AKP Silivri ilçesi, bir
çevre komisyonu kurmuş ve bu komisyon da havaalanı konusunda daha önce
yazdıklarımıza cevaben bir bildiri yayınlamış. Bir havaalanına sahip olmanın ne
güzel olacağını söylemişler. Silivrinin nasıl büyüyeceğini, nasıl gelişeceğini
söylemişler. Nasıl herkesin iş sahibi olacağını söylemişler. Silivrinin tarım
alanlarının yok edilmeyeceğini, su kaynaklarına zarar verilmeyeceğini
söylemişler. Peki de bu nasıl olacak? Bu konuda hiçbir şey söylememişler. Yani
bir dolu şey söylemişler fakat aslında işe yarar hiçbir şey söylememişler.
Önce
ne demek istediklerini anlamadığımız bir demokrasi lafı etmişler. Tartışmaların
olumlu yönde olması demokrasi geleneğimizi geliştirirmiş. Tartışmaların olumlu
yönde olması demek, sizin söylediklerinizi onaylamak demek mi ? Sizin
söylediklerinizi onaylayınca demokrat, ama onaylamayınca, karşı çıkınca, anti
demokrat mı oluyoruz? Ne demek istediğinizi kendiniz anladınız mı bu cümleden?
Neyse
gelelim konumuza...
İstanbul’a yapılacak 3. havaalanı, İstanbul’umuzun daha
yaşanabilir olmasını amaçlayan 1/100.000’lük çevre düzeni planının çok önemli
bir parçasıymış. Bu plan İstanbul ilinde yaşayan, sadece insanların değil, tüm
canlıların ihtiyaçlarını göz önüne alarak düzenlenmişmiş. İstanbul İl sınırı
içerisinde şehre nefes aldıran ormanların korunması, tabi buna bağlı olarak
oradaki doğal hayatın da korunması, tarım alanlarının, su toplama havzalarının
hatta göçmen kuşların uçuş güzergâhları bile göz önüne alınarak hazırlanmış
bilimsel bir projeymiş. Havaalanı da bu projenin ayrılmaz bir parçasıymış.
Havaalanının yapılmak istenmesi demek tarım alanlarının yok edilmesi anlamına
gelmezmiş, zaten böyle bir şeyde söz konusu olamazmış.
Mış
mış da mış mış diye uzayıp giden ama inandırıcılığı olmayan bir yazı. Neymiş
efendim, hazırlanmış plan, ormanları, su toplama havzalarını, hatta göçmen
kuşları bile göz önüne alarak hazırlanmış bir planmış.
Ne
demiş atalarımız... “Ayinesi iştir kişinin laf'a bakılmaz”. Yani, adamın
dediğine değil, yaptığı işe bak demişler. Biz de şöyle bir bakıyoruz, üçüncü
havaalanından önce yapılmak istenen bir üçüncü köprü var. Bu köprü nereye
yapılacak, bu köprünün çevre yolları nereden geçecek diye. Aman Tanrım.
Neredeyse tamamı ormanların içinden geçiyor. Tam bir orman katliamı. Ne
demişlerdi yukarıda? Planları ormanlara saygılıymış!..
Şimdi,
“nereden çıktı bu üçüncü köprü” derseniz onu da açıklayalım. Bu üçüncü köprü
ile üçüncü havaalanı birbirini tamamlayan projeler. Üçüncü köprünün bir ayağı
da üçüncü havaalanına bağlanacak. Hangi yoldan geçip birbirlerine
bağlanacaklar? Ormanların, tarım arazilerinin ve su toplama havzalarının
içinden geçerek birbirlerine bağlanacaklar.
Az
yukarıda ormanları, tarım arazilerini, su havzalarını göz önüne alarak
hazırladık projelerimizi, dememişler miydi? Sanırım tam da böyle yapmışlar.
Ormanların, tarım arazilerinin ve su havzalarının üstünden geçecek onları yok
edecek projeler hazırlamışlar.
Bu
projeler burada bitecek sanmayın. Ardından bir de liman projesi gelecek. Yeni
bir karayolu var, köprüsü ve çevre yolları var, havaalanı var, limanı olmazsa
olur mu? Gümüşyaka’ya da bir liman koyduk mu tamam olur. Bu da yeni bir proje
değil. Ne zamandır söyleyip duruyorlar zaten. Tabii liman dediğiniz de öyle
denize iki mendirek yapmakla bitmiyor. Onun da karadaki tesisleri, depoları,
bağlantı yolları derken Gümüşyaka ve çevresindeki tarım alanlarını da arada
harcayıverdik gitti.
Bir
de on yıl içinde Silivriye yerleşecek bir buçuk milyon insan sorunu mu vardı?
Bunu ikiyle çarpın. Böyle projeler yapılırken her şey bol tutulur da nedense
insan sayısı az tutulur.
Bu
insanları nereye yerleştireceksiniz? Yaptığınız projelerde nereleri yerleşim
alanı olarak ayırdınız? Bu alanlar; tarım alanı ya da su havzası değil mi?
Bir
de bu insanların nereden geleceği sorusu vardı. Verdiğiniz cevaba kahkahalarla
gülmekten kırıldık. Bu insanlar anadoludan göç etmeyeceklermiş. İstanbulun
diğer semtlerinden geleceklermiş. Zaten hep böyle olmuştur. 2000 Nüfus
sayımında, nüfusu 50 binin altında olan Silivriye, hep İstanbulun başka
semtlerinden insanlar gelmişler ve nüfusu bugün 150 bin yapmışlardır.
İstanbul
zaten hiç göç almaz. İstanbullu kadınlar, bir gün başımıza en az üç çocuk
doğurun diyen bir başbakanın geleceğini bilerek önceden tedbir almışlar, üçer,
beşer doğurarak İstanbulun nüfusunu arttırmışlardır. Yoksa haşa İstanbula kimse
göç etmez. Son elli yılda Türkiyenin nüfusu iki buçuk kat artarken, İstanbulun
nüfusunun on kat artmasının göçle hiçbir ilgisi yoktur. Bütün kabahat
İstanbullu kadınların doğurganlığındadır.
Tabii
milyonlarca insan gelince, bu insanların hepsi de havaalanında çalışmayacağına
göre, bu insanlara da iş bulmak, dolayısıyla iş alanı açmak lazım. Bunları da
planladınız mı? Nerelere yeni iş alanları açacaksınız? O alanların özellikleri
nedir? Bir buçuk milyon yeni insan. 40 bin'inin havaalanında çalışacağını söylemişsiniz.
Geri kalanların birazının çocuk, birazının da yaşlı olduğunu varsayarsak,
nereden baksanız yedi-sekiz yüzbin insana iş bulmanız gerekecek.
Siz
Silivrililerin iyi ücretlerle iş bulacaklarını mı söylemiştiniz. Tam tersine,
yeni gelen yüz binlerce işsizle iş için çekişiyor olmasınlar sakın. Üstelik de
bu kadar işsiz varken iş ücretlerinin düşeceği bir pazarda...
Ayrıca
bu insanlara nereden yiyecek ve su sağlayacağınızı da sormuştuk. Bu konuda bir
fikir beyan etmemişsiniz.
Bununla
da bitmiyor. Bu insanlara çarşı-pazar lazım, okul lazım, hastane lazım. Ama
doğru ya siz bunları da planlamışsınızdır. Yazınızın başında daha yaşanabilir
bir İstanbul lafları ederken, yazınızın sonunda il olma yolunda giden bir
Silivriden söz etmişsiniz. Hayal mi gördünüz, rüya mı gördünüz bilemem ama
uyurken üstünüz açılmış olmasın.
Tekrar
söylüyoruz. Eğer ülke insanlarına hizmet götürmek istiyorsanız. Onları göçe
zorlamayacak, evlerini barklarını terk etmelerine sebep olmayacak projeler
üretin. Hizmet götürmeniz gereken yerler yalnızca İstanbul ve birkaç başka
büyük şehir değildir. Türkiyenin seksen bir ili, sayısız ilçesi var. Bunların
hepsine hizmet götürmek gerekir. İnsanlar kendi şehirlerinde, evlerinde,
karınları tok, mutlu, sağlıklı yaşasınlar. İki damla yağmur yağdığında, üç kar
tanesi düştüğünde ülkede hayat felce uğramasın.
Eğer
AKP olarak Silivri için bir şeyler yapmak istiyorsanız, bırakın havaalanını
filan, İSKİ'nin üç yıl önce kazıp her yere boru döşedikten sonra arıtma
tesisini neden yapmadan yarım bırakıp gittiğini takip edin. Yazın sıcak oldu,
kışın soğuk oldu deyip, ikide bir kesilen Silivrinin elektrik sorununu takip
edip bir çözüm bulun. Hani siyaset yapıyorsunuz ya, hani ikltidardasınız ya,
Silivri için bir şeyler yapın. Silivriye, Silivriliye bir faydanız dokunsun.
Üçüncü
köprüye ve üçüncü havaalanına hayır!
Göç
yaratan politikalara ve yatırımlara hayır!
Yeşil
ve sağlıklı bir Silivride yaşamak istiyoruz!
Silivri Çevre Derneği Başkanı Basın
Sözcüsü
Ali Korsan Ertuğrul Akçaoğlu
Adres:
TEL: 0212 727 55 88
Piripaşa
Mahallesi, Cumhuriyet Caddesi, GSM: 0532 241 74 67
Makbule
Yönel İş Merkezi, Çekme Kat, No: 206 E Mail: silivricevredernegi@gmail.com
Silivri
34570 İSTANBUL