DOĞA ÇEVRE SU ÇÖP KİMYASAL KÖMÜR FOSİL TOPRAK HAVA ATIK PİL EKOSİSTEM HURDA YAĞ MİKROP GÜNEŞENERJİ

18 Kasım 2012 Pazar

İğneada’da Termik Santrala karşı eylemler sürüyor!..







İğneada’da Termik Santrala karşı eylemler sürüyor!.
                                                                         
                                                                        18 Kasım 2012

17 Kasımda İğneada, Beğendik Köyünde "Termik ve Nükleer Santral İstemiyoruz!" adlı bir çadır kamp düzenleneceğini duyunca Silivri Çevre Derneğinden Başkan Ali Korsan ve yönetim kurulu üyeleri Adem Akıncıoğlu ile Ertuğrul Akçaoğlu sabah erkenden İğneadaya doğru yola koyulduk.
İğneadalılar, Beğendik köylüleri, Trakyanın her köşesinden gelmiş çevreciler, dağcılar, bisikletliler ve motorsikletlilerden oluşan bir grup, termik santralın yapılmak istendiği yerde çadır eylemi yapıyor ve yapılmak istenen santralı protesto ediyorlar. Yüze yakın çadırda yaklaşık üçyüz kişi bu geceyi çadırda geçiriyorlar.
Öğle saatlerinden itibaren toplanmaya başlayan gruplar, sözde santral alanına çadırlarını kurdular. Sonra topluca çorba ve pilav yenildi.
Daha sonra İğneada Belediye Başkanının gelmesiyle, gruplar sınıra yürüyerek eyleme destek veren komşu Bulgar köylüleriyle buluşmak istediler fakat yetkililer buna izin vermediler. Bunun yerine yarın kumsalda sembolik bir protesto yürüyüşü yapılacak.
Akşam saat beşte sahilde büyük bir ateş yakıldı. Aynı saatte karşıdaki Bulgar köyü Rezova'da da büyük bir ateş ve meşaleler yakılarak Beğendik'deki eyleme destek verildi. Rezovalıların ateşi tam snırdaydı. Beğendikteki protestocular ise askeri bölge nedeniyle ateşlerini sınırdan yaklaşık iki kilometre uzakta yaktılar.
Dünyanın ender rastlanan harikalarından biri olan Longoz Ormanlarının (su basar ormanların) bulunduğu İğneada Yöresi daha önce sularının İSKİ tarafından İstanbula taşınması tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Şimdi de Nükleer ve Termik santral yapılma tehlikesi ile karşı karşıya.
2500 hektar alanı kaplayan İğneada longozları, bu güne kadar yapılan araştırmalara göre, 27 tür ağaç ve ağaççık, 4'ü endemik olmak üzere toplam 671 tür bitki, 221 tür kuş, 50 tür memeli, 35 tür sürüngen, 310 tür böcek, 30 tür tatlı su balığı ve 20 tür ekonomik değeri olan deniz balığı türünün yaşam alanıdır.
İğneada longozları ve akarsuları üzerindeki tehdit, milyonlarca yıldır buradaki farklı ekosistemlerde varlığını sürdüren zengin, canlı yaşamla birlikte balıkçılığı ve bölge halkına yeni bir geçim kaynağı sağlayacak olan ekoturizmin gelişmesini de tehdit etmektedir.
İğneada'da bir nükleer santral ya da termik santral yapılmasına izin verilemez. Bu bir doğa cinayetidir. İğneada çevresindeki doğa harikaları kıskançlıkla korunmalıdır.
Türkiyenin termik santrallarla ya da nükleer santrallarla elde edilecek enerjiye ihtiyacı yoktur.
Bu Güneş, Bu Rüzgar Bize Yeter!
                                                                    Başkan    
                                                                            Ali Korsan 


Adres:                                                                                         
Piripaşa Mahallesi, Cumhuriyet Caddesi,                                                                    TEL:  0212 727 55 88                                
Makbule Yönel İş Merkezi, Çekme Kat, No: 206                                                       GSM: 0532 241 74 67                    

Silivri 34570 İSTANBUL                                                                  E Mail: silivricevredernegi@gmail.com

 

31 Ekim 2012 Çarşamba

İğneada'daki "Termik Santral İstemiyoruz" Eylemine Katıldık...





İğneada'daki "Termik Santral İstemiyoruz" Eylemine Katıldık...


Bugün, 31 Ekim 2012 tarihinde Saat: 13:00'de Kırklareli ili, Demirköy İlçesi, Beğendik Köyü sınırları içinde, Emba Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yapılması düşünülen Trakya Entegre Termik Santrali Projesi ÇED bilgilendirme toplantısının yapılacağını öğrendik. Sabah erkenden Silivri Çevre Derneği olarak, Başkan Ali Korsan, üyeler Ertuğrul Akçaoğlu, Halim Tan ve Muhammed Erol yollara düştük, sonunda Beğendik'ten hemen önceki belde olan İğneada'ya vardık. İğneada meydanında bir kalabalık ve hareketlilik vardı. Herkes pankartlarını hazırlamış, Beğendik'e gitmeye hazırlanıyordu. Biz de konvoya katıldık ve Beğendik'e doğru yola koyulduk.


Beğendik'e vardığımızda, köyün girişinde bizi jandarma karşıladı. Üst aramasından geçtikten sonra köyün içine doğru ilerledik. Bizim üstümüzü arayan jandarma her ne hikmetse daha sonra gelen santral yapımcılarının üstünü aramadı. Halbuki bizce asıl tehlikeli kişiler onlardı. Beğendik'te yaşamı katletmeye hazırlanıyorlardı. Asıl onların aranması gerekirdi.

Köyün içine ilerlediğimizde orada da bir kalabalık bizi bekliyordu. Biz de Beğendikliler'in kalabalığına karışınca dört yüz nüfuslu köyün nüfusu ikiye katlanmış gibi oldu. Herkes bir ağızdan "Termik Santral İstemiyoruz" diye bağırıyordu. Yürümeye devam ettik ve hep birlikte toplantının yapılacağı söylenen köy kahvesinin önüne geldik. Kahve kapalıydı. Saat 13:00 olmuştu ve bilgilendirme yapacak yetkili kişiler henüz ortada yoktular. Meydanda toplanan herkes "Termik Santral İstemiyoruz" diye bağırmaya devam ediyordu.

Daha sonra gelen santral yapımcıları, Jandarmaların, Jandarma Robokoplarının ve Çevik Kuvvet Polislerinin oluşturduğu koruma duvarının arkasına saklandılar. Beğendik'lilerin yanında yer alan Demirköy ve İğneada belediye başkanları ve bazı CHP'li ve MHP'li İl Genel Meclisi üyeleri de koruma duvarının arkasına geçerek bir süre tartıştılar. Bu süre boyunca herkes "Termik Santral İstemiyoruz" diye bağırmaya devam ediyordu. Açıkça belliydi ki Beğendik'liler bu termik santralı hiç istemiyorlardı.

Sonunda bu toplantının yapılamadan sonuçlandığını belirten bir tutanak hazırlanarak, hazır bulunan İğneada Belediye Başkanı Tahir Işık ve Demirköy Belediye Başkanı Muhlis Yavuz ve Beğendik Köyü Muhtarı Zeki Ercan ile Kırklareli İl Genel Meclisi Üyeleri Selahattin Birkaya, Aydın Karakoç, Behçet Şen, Hüseyin Taşkın, Safet Üresin ile avukatlar, bazı kitle örgütü yöneticileri ve vatandaşlar tarafından imzalandı.

Santralciler, "biz yine geleceğiz" diyerek giderlerken, Beğendikliler ve misafirleri birinci raundu kazanmış olmanın mutluluğu yüzlerinde "Termik Santral İstemiyoruz" diye bağırmaya devam ediyorlardı.


Eskiden, enerjiye çok ihtiyacımız var teraneleriyle santral yapmaya çalışanlar, artık kimse bu laflara inanmayınca, bu enerji para ediyor, bunu satıp para kazanacağız demeye başladılar. Bunu yaparken birşeyi gözden kaçırıyorlar. Sularımızı, ormanlarımızı, yaşam kaynaklarımızı enerjiye feda ederek kazanacağınız paralar kaybettiklerimizi yerine koymaya yetmez. Yaşam kaynaklarımız tükenince sizlerin kaçıp gidecek yerleri olabilir. Bizim elimizde ise bu ülkeden başka gidecek yerimiz yok. Bu nedenle yaşam kaynaklarımızı size yağmalatmayacağız.

Bir gün paranın yenmeyeceğini siz de öğreneceksiniz.
Bu güneş, bu rüzgâr bize yeter.                                                                                                                              

                                                                  SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ BAŞKANI ALİ KORSAN




İĞNEADA Trakya Entegre Termik Santrali Projesi ÇED

 


                                                   SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ

Basın Açıklaması, 31 Ekim  2012

 

Bugün, 31 Ekim 2012 tarihinde Saat: 13.00 de Kırklareli ili, Demirköy İlçesi, Beğendik Köyü sınırları içinde, Emba Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yapılması düşünülen Trakya Entegre Termik Santrali Projesi ÇED bilgilendirme toplantısının yapılacağını öğrendik. Sabah erkenden Silivri Çevre Derneği olarak, Başkan Ali Korsan, üyeler Ertuğrul Akçaoğlu, Halim Tan ve Muhammed Erol yollara düştük, sonunda Beğendik'ten hemen önceki belde olan İğneadaya vardık. İğneada meydanında bir kalabalık ve hareketlilik vardı. Herkes pankartlarını hazırlamış, Beğendik'e gitmeye hazırlanıyordu. Biz de konvoya katıldık ve Beğendik'e doğru yola koyulduk.

Beğendik'e vardığımızda, köyün girişinde bizi jandarma karşıladı. Üst aramasından geçtikten sonra köyün içine doğru ilerledik. Bizim üstümüzü arayan jandarma her ne hikmetse daha sonra gelen santral yapımcılarının üstünü aramadı. Halbuki bizce asıl tehlikeli kişiler onlardı. Beğendikte yaşamı katletmeye hazırlanıyorlardı. Asıl onların aranması gerekirdi.

Köyün içine ilerlediğimizde orada da bir kalabalık bizi bekliyordu. Biz de Beğendiklilerin kalabalığına karışınca dört yüz nüfuslu köyün nüfusu ikiye katlanmış gibi oldu. Herkes bir ağızdan "Termik Santral İstemiyoruz" diye bağırıyordu. Yürümeye devam ettik ve hep birlikte toplantının yapılacağı söylenen köy kahvesinin önüne geldik. Kahve kapalıydı. Saat 13.00 olmuştu ve bilgilendirme yapacak yetkili kişiler henüz ortada yoktular. Meydanda toplanan herkes "Termik Santral İstemiyoruz" diye bağırmaya devam ediyordu.

Daha sonra gelen santral yapımcıları, Jandarmaların, Jandarma Robokopların ve Çevik Kuvvet Polislerinin oluşturduğu  koruma duvarının arkasına saklandılar. Beğendik'lilerin yanında yer alan Demirköy ve İğneada belediye başkanları ve bazı CHP'li ve MHP'li İl Genel Meclisi üyeleri de koruma duvarının arkasına geçerek bir süre tartıştılar. Bu süre boyunca herkes "Termik Santral İstemiyoruz" diye bağırmaya devam ediyordu. Açıkça belliydi ki Beğendik'liler bu termik santralı hiç istemiyorlardı.

Sonunda bu toplantının yapılamadan sonuçlandığını belirten bir tutanak hazırlanarak hazır bulunan İğneada Belediye Başkanı Tahir Işık ve Demirköy Belediye Başkanı Muhlis Yavuz ve Beğendik Köyü Muhtarı Zeki Ercan ile  Kırklareli İl Genel Meclisi Üyeleri Selahattin Birkaya, Aydın Karakoç, Behçet Şen, Hüseyin Taşkın, Safet Üresin ile avukatlar, bazı kitle örgütü yöneticileri ve vatandaşlar tarafından imzalandı.

Santralcılar, "biz yine geleceğiz" diyerek giderlerken, Beğendikliler ve misafirleri birinci raundu kazanmış olmanın mutluluğu yüzlerinde "Termik Santral İstemiyoruz" diye bağırmaya devam ediyorlardı.

Eskiden, enerjiye çok ihtiyacımız var teraneleriyle santral yapmaya çalışanlar, artık kimse bu laflara inanmayınca, bu enerji para ediyor, bunu satıp para kazanacağız demeye başladılar. Bunu yaparken birşeyi gözden kaçırıyorlar. Sularımızı, ormanlarımızı, yaşam kaynaklarımızı enerjiye feda ederek kazanacağınız paralar kaybettiklerimizi yerine koymaya yetmez. Yaşam kaynaklarımız tükenince sizlerin kaçıp gidecek yerleri olabilir. Bizim elimizde ise bu ülkeden başka gidecek yerimiz yok. Bu nedenle yaşam kaynaklarımızı size yağmalatmayacağız.

Birgün paranın yenmeyeceğini sizde öğreneceksiniz.

Bu güneş, bu rüzgar bize yeter.

 

 

                                                                    Başkan    

                                                                            Ali Korsan 

Adres:                                                                                        

Piripaşa Mahallesi, Cumhuriyet Caddesi,                                                                    TEL:  0212 727 55 88                                

Makbule Yönel İş Merkezi, Çekme Kat, No: 206                                                       GSM: 0532 241 74 67                    

Silivri 34570 İSTANBUL                                                                  E Mail: silivricevredernegi@gmail.com






10 Ekim 2012 Çarşamba

Piri Mehmet Paşa Öğrencilerine Çevre Dersi...

Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan ve Silivri Belediyesi Çevre Mühendislerinden İbrahim Sevim, Piri Mehmet Paşa İlköğretim Okulu, 2 D sınıfında, öğretmen Tekin Zengi'nin daveti üzerine öğrencileri çevre sorunları konusunda bilgilendirecek birer konuşma yaptılar.

Öğrencilerin ilgiyle izlediği konuşmalarda, Dünyamızın su sorunları ve suyun yaşam için önemi vurgulanarak suları dikkatli kullanmamız gerektiği, derelerin, göllerin, denizlerin insan yaşamı için önemli olduğu kadar doğanın, bitkilerin ve hayvanların yaşamı için de önemli olduğu ve bunların kirletilmesinin, yok edilmesinin, yaşamı yok etmek olacağı anlatıldı.


Rüzgâr ve güneş enerjileri anlatılarak, insanların artık bu enerji kaynaklarını kullanarak diğer kirletici enerji kaynaklarının kullanımını azaltmaları gerektiği vurgulandı.

Ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması, geri dönüşüm, geri kazanım konularında bilgilendirilen öğrenciler bir ton atık kağıdın geri dönüşümünün sağlanmasıyla 17 ağacın kurtarılacağı ve tonlarca suyun tasarruf edileceğini öğrendiler.

Bitmiş pillerin çöpe, toprağa, suya atılmaması gerektiğini, bunların suyu ve toprağı zehirlediğini bu nedenle özel kutularda toplanması gerektiğini öğrendiler.


Cep telefonu kullanımından oluşan elektromanyetik alan etkisinin özellikle gelişme çağındaki çocuklar üzerinde yaratacağı sağlık problemlerinden bahsedilerek mecbur kalmadıkça cep telefonlarının kullanılmaması gerektiği ve baz istasyonlarının zararlarından bahsedildi.

Atık yağların doğaya atılmasının zararlarına dikkat çekildi. Sulara karışan bir litre yağın, milyonlarca litre suyu kirleteceği anlatıldı. Bunun yerine bitkisel atık yağların toplanarak biodizel yapılabileceği öğrenildi.


Öğrencilerin ilgiyle izlediği konuşmalar birlikte getirilen afiş ve broşürlerin verilmesiyle sonuçlandı.

Umuyoruz öğrenciler öğrendikleri bilgilerden sonra doğaya ve çevreye daha duyarlı yaklaşarak geleceğin çevre korumacıları olma yolunda ilerleyecekler.

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Gümüşyaka'da bir gölet… Sorumlusu Yok!..

Gümüşyaka, Silivri'nin en büyük beldelerinden birisi. Gümüşyaka'da bir sulama göleti var...

İki ay önce gittiğimizde bu göletin suyu neredeyse taşmak üzereydi. Önceki gün bazı Gümüşyakalılar bizi çağırdıklarında ise göletin dibinde bir karış yüksekliğinde çamurlu su ve binlerce ölü balık vardı. Su seviyesi en az iki buçuk metre düşmüştü.


Gölet çevresindeki konuştuğumuz kişiler, göletin suyunun çevredeki bazı büyük çiftlikler tarafından çekildiğini, gölette onbinlerce balığın kaldığını, büyük balıkların bazı köylüler tarafından toplandığını, bizim gördüğümüz balıkların kalan tortular olduğunu söylediler.

Durumu şikâyet etmeye ve bir önlem alınmasını sağlamaya çalıştığımızda asıl gariplik başladı. Konuştuğumuz hiç kimse sorumluluk almıyordu. Gölet hiç kimsenin sorumluluk alanına girmiyordu.

Aramadığımız kişi, kurum ve kuruluş kalmadı. O kadar uğraşın sonunda balıkların ölümünden kimin sorumlu olduğunu bulamadık. Herkes, konunun kendi sorumluluk sınırları dışında olduğunu ve başka biriyle konuşmamızı öneriyordu.


Silivri Belediyesi Çevre Müdürlüğü konunun kendilerini ilgilendirmediğini söyledi. Göletin çevresi İSKİ tabelaları ile doluydu, fakat İSKİ, göletin yetki sınırlarının dışında kaldığını söyledi. Gölet, Değirmenköy göletinden gelen suyla doluyordu, fakat Değirmenköy Sulama Kooperatifi yetkilileri, bölgede üyeleri olmadığı için Gümüşyaka göletinin kendilerini ilgilendirmediğini söyledi.

Değirmenköy sulama kooperatifinin bir yetkilisinin, “zaten o balıkları oraya biz koymuştuk” dediğini öğrendik. Balıkları gölete koymak öldürme yetkisi de veriyormuş gibi…


Daha sonra, göletin aşağısındaki bazı büyük çiftlik sahiplerinin, acil durumlar için yapılmış tahliye vanalarını açarak suyu boşalttıklarını ve suyu kendi çiftliklerine yönelttiklerini öğrendik. İddialar, çiftlik sahiplerinin suyu kendi arazilerinde yaptırdıkları havuzlara doldurdukları yönündeydi.

Şerefli büyük çiftlik sahipleri, göletin suyunu çalıp, göleti kurutmuş ve on binlerce balığın ölümünden sorumluydular.

Biz yetkililerden konunun sorumlularının bulunup, cezalandırılmasını ve göletin bir an evvel tekrar doldurularak, balıklandırılmasını ve tekrar aynı sorunun yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınmasını istiyoruz.
 




10 Temmuz 2012 Salı

GAZETE TRAKYA Haber Sitesi Ergene kirliligine...

  

Ergene kirliligine bir tepki de Silivri Çevre Dernegi'nden geldi                    

                                              12 Temmuz 2012 Perşembe  

 

Silivri Çevre Dernegi, yazili olarak yayinladigi basin açiklamasinda kirliligin had safhaya ulastigi, Trakya'nin can damarlarımdan Ergene Nehri’nin, son günlerde yeniden ulusal basinin gündemine geldigini kaydederek, “194 kilometre uzunlugundaki Ergene Nehri'nin dogdugu yerde, Kirklareli'nin Kaynarca Beldesinin ortasindaki Bes Çesme'de içilebilir düzeyde olan suyun, Istanbul Kazliçesme'den Çorlu civarina tasinan deri fabrikalarinin her türlü atiklarini derelere birakmalari sonucu asiri derecede kirlenmis ve Çorlu Saglik Mahallesi civarinda adeta zift gibi, katran gibi bir hal aldigi görülmekte” dedi. 

Dernek tarafindan yapilan açi 

Ergene kirliligine bir tepki de Silivri Çevre Dernegi'nden geldi                    

                                              12 Temmuz 2012 Perşembe  

 

Silivri Çevre Dernegi, yazili olarak yayinladigi basin açiklamasinda kirliligin had safhaya ulastigi, Trakya'nin can damarlarindan Ergene Nehri’nin, son günlerde yeniden ulusal basinin gündemine geldigini kaydederek, “194 kilometre uzunlugundaki Ergene Nehri'nin dogdugu yerde, Kirklareli'nin Kaynarca Beldesinin ortasindaki Bes Çesme'de içilebilir düzeyde olan suyun, Istanbul Kazliçesme'den Çorlu civarina tasinan deri fabrikalarinin her türlü atiklarini derelere birakmalari sonucu asiri derecede kirlenmis ve Çorlu Saglik Mahallesi civarinda adeta zift gibi, katran gibi bir hal aldigi görülmekte” dedi. 

Dernek tarafindan yapilan açiklamada sunlar kaydedildi; 

“Bir yil önce Orman ve Su Isleri Bakani Veysel Eroglu ile Basbakan Recep Tayyip Erdogan arasinda geçen bir konusmanin durup durup da bir yil sonra ulusal medyaya servis edilmesi, kafalarda çesitli soru isaretleri yaratmisti. Yine de Ergene Nehri'ndeki korkunç boyutlara varmis kirlilige bir nebze olsun dikkat çekilecek olmasi açisindan bunu bir firsat bilen Silivri Çevre Dernegi, konu ile ilgili haber yapan Show TV ve Skyturk 360 televizyon kanallarina açiklama yapti.Çorlu'da, Saglik Mahallesi'nde çekim yapip konu ile ilgili kisilerle görüsen muhabir Gül Akman ile kameraman Sercan Taskin'in yaptigi haber çekimlerinde konusan Silivri Çevre Dernegi Baskani Ali Korsan, kirliligin bir an önce önüne geçilmesi gerektigini söyleyerek, ilgili kurumlarca yapilacagi söylenen aritma tesisleri planlarinin da seçim yatirimi oldugunu, oysaki durumun seçim yatirimi olarak görülemeyecek kadar ciddi boyutlara vardigini vurguladi. 

194 kilometre uzunlugundaki Ergene Nehri'nin dogdugu yerde, Kirklareli'nin Kaynarca Beldesinin ortasindaki Bes Çesme'de içilebilir düzeyde olan suyun, Istanbul Kazliçesme'den Çorlu civarina tasinan deri fabrikalarinin her türlü atiklarini derelere birakmalari sonucu asiri derecede kirlenmis ve Çorlu Saglik Mahallesi civarinda adeta zift gibi, katran gibi bir hal aldigi görülmekte.  

Silivri Çevre Dernegi baskani Ali Korsan habercilere yaptigi konusmasinda, insanlarin saglikli bir ortamda yasamasinin anayasal bir hak oldugunu vurgulayarak, Çorlu Saglik Mahallesi'nde ve civarinda birçok kisinin solunum yollari enfeksiyonlarindan, cilt kanserinden, astimdan tedavi gördügünü söyledi. Konu ile ilgili bölgede arastirma yapmak isteyenlerin bile engellendigini, kirliligin ulastigi noktanin ortaya çikmasinin istenmedigini söyledi. Bir an önce sanayinin yogun oldugu bölgede aritma tesislerinin kurulmasini ve bu aritma tesislerinin de düzenli olarak çalistirilmasi gerektigini vurgulayan Korsan, insan sagliginin ve doganin her seyden önce geldigini, bunun bilincinde olan yöneticilere ihtiyacimiz oldugunu              söyledi.”    

 

                                                                                      Silivri Çevre Derneği Başkanı  

                                                                                                     Ali KORSAN 

 

GAZETE TRAKYA Haber Sitesi 

klamada sunlar kaydedildi; 

“Bir yil önce Orman ve Su Isleri Bakani Veysel Eroglu ile Basbakan Recep Tayyip Erdogan arasinda geçen bir konusmanin durup durup da bir yil sonra ulusal medyaya servis edilmesi, kafalarda çesitli soru isaretleri yaratmisti. Yine de Ergene Nehri'ndeki korkunç boyutlara varmis kirlilige bir nebze olsun dikkat çekilecek olmasi açisindan bunu bir firsat bilen Silivri Çevre Dernegi, konu ile ilgili haber yapan Show TV ve Skyturk 360 televizyon kanallarina açiklama yapti.Çorlu'da, Saglik Mahallesi'nde çekim yapip konu ile ilgili kisilerle görüsen muhabir Gül Akman ile kameraman Sercan Taskin'in yaptigi haber çekimlerinde konusan Silivri Çevre Dernegi Baskani Ali Korsan, kirliligin bir an önce önüne geçilmesi gerektigini söyleyerek, ilgili kurumlarca yapilacagi söylenen aritma tesisleri planlarinin da seçim yatirimi oldugunu, oysaki durumun seçim yatirimi olarak görülemeyecek kadar ciddi boyutlara vardigini vurguladi. 

194 kilometre uzunlugundaki Ergene Nehri'nin dogdugu yerde, Kirklareli'nin Kaynarca Beldesinin ortasindaki Bes Çesme'de içilebilir düzeyde olan suyun, Istanbul Kazliçesme'den Çorlu civarina tasinan deri fabrikalarinin her türlü atiklarini derelere birakmalari sonucu asiri derecede kirlenmis ve Çorlu Saglik Mahallesi civarinda adeta zift gibi, katran gibi bir hal aldigi görülmekte.  

Silivri Çevre Dernegi baskani Ali Korsan habercilere yaptigi konusmasinda, insanlarin saglikli bir ortamda yasamasinin anayasal bir hak oldugunu vurgulayarak, Çorlu Saglik Mahallesi'nde ve civarinda birçok kisinin solunum yollari enfeksiyonlarindan, cilt kanserinden, astimdan tedavi gördügünü söyledi. Konu ile ilgili bölgede arastirma yapmak isteyenlerin bile engellendigini, kirliligin ulastigi noktanin ortaya çikmasinin istenmedigini söyledi. Bir an önce sanayinin yogun oldugu bölgede aritma tesislerinin kurulmasini ve bu aritma tesislerinin de düzenli olarak çalistirilmasi gerektigini vurgulayan Korsan, insan sagliginin ve doganin her seyden önce geldigini, bunun bilincinde olan yöneticilere ihtiyacimiz oldugunu              söyledi.”    

 

                                                                                      Silivri Çevre Derneği Başkanı  

                                                                                                     Ali KORSAN 

 

GAZETE TRAKYA Haber Sitesi