2. DUYURU
Yine Ocaklar’da düzenlediğimiz ilk buluşmanın üzerinden altı yıl geçti.
Bu altı yıl içinde, ülkenin birçok yerinde, hali hazırda devam edenlerin yanı sıra, ekolojik yıkıma neden olacak birçok
tehdide karşı yeni mücadeleler başladı. Gıda, ekoloji tartışmalarının merkezine oturdu. Daha fazla insan kentleri terk
ederek, kırsal alanda yeni yaşam deneyimleri için harekete geçtiler. Ekoloji kökenli platformlar, devinimlerini kaybetse
de varlığını sürdürdüler. Gerek ulusal çapta, gerekse yerel ölçekte birçok sivil toplum kuruluşu çalışmalarını devam
ettirdi.
Yeşil hareket içinden bir parti çıktı, başka bir partiyle birleşti, şimdi bir başkası ile birleşme eğiliminde.
Ve Türkiye’de ortaya çıkışından yıllar sonra, yeşil hareket gezi direnişi ile ilk kez ülke çapında gündeme oturdu. Ancak
ne yazık ki var olan dağınıklığı nedeniyle, kendisine yönelen toplumsal duyarlılığa yeterince güçlü bir yanıt veremedi.
Tüm bunların yanı sıra ülkede yaşanan ekolojik krize demokrasi krizi de eklendi ve çarpık kurulmuş hukuk devleti,
yaşanan sorunlara yanıt üretemez hale geldi.
2014 Bahar Buluşmasında tüm bu süreçleri, süreçlerin özneleriyle birlikte değerlendirmeye çalışacağız. Amacımız, yeşil
hareketin toparlanma sürecine girebilmesi için, somut olarak yapılması gerekenleri ve nasıl yapılabileceğini
tartışmaktır. Bu tartışmayı Ocaklar’a özgü yaşama dokunan uygulamalar eşliğinde gerçekleştireceğiz.
Aşağıda program ve ayrıntılarını görebileceğiniz buluşmaya katılım için, kayıt formunu ve diğer formları ekte
bulabilirsiniz.
Görüşmek üzere,
Kadir DADAN & Ender EREN,
Yeşil ve Sol Çalışma Grubu
0530 403 13 66 & 0542 582 06 72 - bilgi@yesilvesol.org
YEŞİL VE SOL 2014 BAHAR BULUŞMASI
PROGRAM
16 MAYIS 2014 CUMA
21.00 – 22.00 HOŞGELDİN & TANIŞMA HOTEL SARE
17 MAYIS 2014 CUMARTESİ
10.30 – 19.00 TEORİK TARTIŞMA HOTEL SARE & BAĞBAHÇE
10.30 – 10.45 AÇILIŞ KONUŞMASI
10.45 – 12.30 KONFERANS – AHMET SOYSAL – GEZİ DİRENİŞİ VE DEMOKRASİ
12.30 – 13.30 ARA
13.30 – 15.30 TÜRKİYE’DE YEŞİL POLİTİKANIN ÇEYREK YÜZYILINDAN SATIRBAŞLARI
15.30 – 15.45 ARA
15.45 – 17.15 YEREL SEÇİM DENEYİMLERİ
17.15 – 17.30 ARA
17.30 – 19.00 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
21.30 – 23.30 YILDIZLARA YOLCULUK & AYIN DOĞUŞU KLEPSE SIRTI & BAĞBAHÇE
18 MAYIS 2014 PAZAR
09.00 – 12.00 TOPRAKLA TEMAS BAĞBAHÇE
12.30 – 14.00 YEŞİL EKONOMİ ÇİFTÇINAR AİLE ÇAY BAHÇESİ
ÜRETİCİ VE TAKAS PAZARI
14.30 – 17.00 GÖRÜŞ ALIŞ VERİŞİ HOTEL SARE & BAĞBAHÇE
14.30 – 17.00 BİRLİKTE HAREKET ETMEK İÇİN YEŞİL POLİTİKANIN OLASI ZEMİNLERİ
17.30 – 19.30 MUTFAK HOTEL SARE
GİRİT, POMAK, BOŞNAK, SELANİK, KAPIDAĞ VE KATILIMCILARIN YÖRELERİNİN YEMEKLERİ
19.30 – 23.00 GÜNEŞİN SOFRASI HOTEL SARE
19 MAYIS 2014 PAZARTESİ
10.30 – 13.00 HALK SANATLARI ile ELELE / RENKLE TASARIMLAR – FATMA MERAL HORNE HOTEL SARE
14.00 – 15.00 ORTAK ARŞİV ÇALIŞMASI HOTEL SARE
15.00 – 16.30 BULUŞMA KARAR ÖNERİLERİ HOTEL SARE
16.30 – 17.00 KAPANIŞ KUMSAL
PROGRAM AYRINTILARI
Sevgili Dostlar,
Geçen yıllardakilerden farklı olarak, bu yılki buluşmamızı, ekolojik yaşama yönelik deneyimlerle zenginleştirmeye
çalışacağız. Amacımız, politikanın yaşamla olan iç içe geçmişliğinin farkına varmak, söylemlerimizin yaşamımızdaki
izdüşümlerini ortaya çıkarmak ve görünür, hissedilir ve tekrarlanabilir bir izlek oluşturmaya çalışmaktır.
Hemen işin başında size öneriyorum ki, eğer Cuma akşamı Ocaklar’da olursanız, yol yorgunluğu hissetmeden
programı doya doya yaşayabilirsiniz. Size düşünsel ve uygulama olarak dolu dolu bir program sunuyoruz, bu fırsatı
kaçırmayın.
Programımızı, mümkün olan en yüksek oranda açık alanda, doğa içerisinde gerçekleştirmek niyetindeyiz. Hava
muhalefeti nedeniyle oluşabilecek durumlara karşın olası seçenekleri sizlerle birlikte değerlendireceğiz.
Cumartesi teorik ağırlıklı bir gün olacak. Ekoloji ve devrim kavramlarını birlikte irdeleyen felsefe yazarı Ahmet
Soysal, Gezi direnişine bakışını demokrasi bağlamında ele alacak. Daha sonra, yıl içerisinde Karaburun ve
Bozcaada’da sürecek serinin ilk ayağı olarak, çeyrek yüzyılını devirdiğimiz Türkiye’deki Yeşil politikanın satırbaşlarına
tanıklıklarla değineceğiz. Son bölümde yerel seçimlerdeki bağımsız deneyimleri ve yaklaşan cumhurbaşkanlığı
seçimlerini de tartışacağız.
Cumartesi gecesini, yerküreye olan bağımlılığımızı daha iyi anlayabilmek için ,ormanın içinde, saz ve ney eşliğinde
yıldızları ve ayın doğuşunu seyrederek bitireceğiz.
Pazar gününe doğanın içinde başlayacağız. Teorik olarak savunduğumuz gibi toprakla teması yaşamak için, üç yıldır
tarımsal faaliyetler yürüttüğümüz Bağbahçe’de olacağız. Ölçek sorununun, makineleşme düzeyinin ve elbette emek
ve mülkiyet sorunlarının örneklerini göreceğiz. Elimiz toprağa değecek ve hepimizin dikili bir fidanı ve fideleri olacak.
Pazar günü öğleden sonra, değişik coğrafyalarda üretenler olarak bir araya gelişimizi bir fırsata dönüştürecek ve yeşil
ekonominin örnekleri olarak üretici ve takas pazarı kuracağız. Takas’ta kitap ve malzemeler de yer alacak. Bu amaçla
tüm katılımcıların gelirken takasa girecek kullanılmayan malzemelerini yanlarında getirmelerini arzuluyoruz.
Peşi sıra, “bireyler ve örgütlü yapılar olarak birlikte hareket edeceğimiz zemini nasıl inşa edeceğiz?” sorusuna yanıt
arayacağız.
Daha sonra mutfağa girip, yine yanımızda getirdiğimiz ya da takas sırasında temin ettiğimiz malzemeler eşliğinde
yemeklerimizi hazırlayacağız. Güneşin Sofrasını birlikte kurup, birlikte kaldıracağız. Müzik ve dans bize eşlik edecek.
Üçüncü gün olan pazartesi sabahı, Fatma Meral Horne, sanat ve tasarım üzerine yılların birikiminin oluşturduğu
bilgelik içeren bir sunum yapacak ve hafta içinde Kapıdağ çocuklarının ve kadınlarının katılacağı atölyelerin
çerçevesine tanıklı edeceğiz.
Daha sonra ortak arşiv oluşturma çalışması yapacağız. Buluşma öncesinde dağıtılacak ve “Hangi kaynakları gözden
geçirmeliyiz? Bunlara erişimi nasıl sağlayacağız?” sorularına yanıt arayacağımız formlardan çıkan sonuçları beraberce
yorumlayacağız.
Son olarak yine buluşma başında dağıtılacak formlarla biçimlenen ve buluşmaya katılanların düşüncelerini
ortaklaştırmaya çalışan karar önerilerini ele alacağız.
Buluşmamızı her zaman olduğu gibi Ocaklar kumsalında çekeceğimiz hatıra fotoğrafı ile sonlandıracağız.
AHMET SOYSAL
Ahmet Soysal (d. 1957, İstanbul), felsefe yazarıdır. İstanbul Saint-Joseph Fransız
Lisesi'nde ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nde eğitim gördü.
Herhangi bir üniversiteye bağlı olmadan çalışmaktadır. Metinlerini Türkçe ve Fransızca
yazar. 1976'ya kadar Paris, Brüksel, Beyrut ve yeniden Brüksel'de yaşadı. 1976'dan beri
İstanbul'dadır.
İlk felsefe yazısını, dört arkadaşıyla birlikte kurduğu Beyaz dergisinin 1. sayısında
yayınladı (Spinoza, Kurumlar ve Özgürlük, 1982). 1983 yılında Fazıl Hüsnü Dağlarca ile
tanışan Soysal, şairin üstüne denemeler yazdı, şairin eserlerinden Fransızcaya çeviriler
yaptı, onun yayın işlerinin sorumluluğunu üstlendi.
Ahmet Soysal, 1995'e kadar 20 sayısı çıkan Beyaz dergisinde kendi yazılarının yanı sıra
Fransızcadan çevirdiği felsefe ve şiir metinleri yayınladı. 1992-1996 arasında Paris'te
Ecole Normale Supérieure'de Alter fenomenoloji dergisi çevresinde düzenlenen seminerlerde konuşmalar yaptı.
1994'ten beri İstanbul Fransız Kültür Merkezi'nde Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın Yayına ve Çeviriye Destek programını
yönetmektedir.
Soysal Türkçe kitaplarında ve Fransızca makalelerinde ağırlıklı olarak zaman, vücut ve "kendilik" temalarını işlemektedir
"Kendilik, "ben" sözcüğünden ya da "kavramından" önce, öznenin vücuduyla, ya da vücut olarak özneyle, ilgili bir
niteliktir, daha doğrusu ona içkindir. Vücutsal birey (ya da vücut olarak özne), "kendi"dir; ancak "kendi" olarak vücutsal
bireydir: ve bu "kendi" belirlenimi dilden öncedir ve her çeşit dili (daha doğrusu, dilin her çeşit öznel kullanımını) taşır.
Başka deyişle, vücutsal bireyin "kendi" olabilmesi için dile ve kurumlara ihtiyacı yoktur; o, özü itibarıyla "kendi"dir,
"kendilik" olarak vücutsal bireydir." Ölüm Yazı Vücut, 2004, s. 28). Ego sorusu, çalışmalarında merkezî bir yer tutmakla
birlikte, öznelerarasılık, başkalık, toplum gibi konulara da açılmaktadır ("Eğer birlikte-oluş, transendental nitelikliyse, bu
birlikte-oluş'un üç temel boyutu olarak görünen başkası-ile-ihtiyaç ilişkisi (ki aynı zamanda nesneler-ile-ihtiyaç
ilişkisi'dir), başkası-ile-arzu ilişkisi, başkası-ile-dilsel iletişim de, değişken bir iç içeliği kapsayarak, indirgenmez bir nitelik
taşımaktadır." Birlikte ve Başka, 1999, s. 15). Birey ile toplumu, vücut temelli fenomenolojik bakış açısında bir arada
düşünen Ahmet Soysal'ın yaklaşımında siyasi bir açılım vardır. Bu açılımda, öne çıkardığı kavramlardan biri "konum"
kavramıdır: "Yer'in, insan öznelerinin "karşı karşıya" ve "bir araya" gelmesiyle oluşan belirlenimine konum (position)
diyebiliriz. (...) Konum, sadece yer'le ilgili değil, yine temel olarak zaman'la da ilgilidir. Konum, zamansal'dır. Konum'un
bir oluş'u (devenir) vardır. (...) Konum, başka konumlara "değmektedir" ya da onlarla bağlantılıdır, hatta iç içe'dir. Bu
çoğul-konumluluk, bütünler ve bütünlerin toplamı olarak ele alındığında (...) konum, en genel anlamıyla, Tarih'in bir
şimdiki-zamanı'nın somutluğu demektir. (Buna göre de, Tarih genel anlamıyla konumsallıktır.)" (Devrim Düşüncesi, s.29)
Soysal'ın çalışmalarında, düşünce tarihinde ve çağdaş felsefede değişik biçimlerde süregelen kimi karşıtlıkları ya da
ayrımları diyalektik yaklaşımdan bağımsız olan özel yollarla aşma çabası göze çarpmaktadır. Buna göre, Soysal'ın öne
sürdüğü "konum" kavramı, ego/toplumsal, yer/zaman ikiliklerini, onları oluşturan terimlerden her birine aynı önceliği
tanıyarak bağlantı ya da birlik durumunda ele almak zorunluluğunu dile getirmektedir. İtkisel Mantık (2012) kitabında,
Soysal, itki ve mantık kavramlarını genişleterek, "jenealojik" bir bakış açısıyla, ve en yeni bilimsel çalışmalara
göndererek, temel gördüğü üç itki tipini ele almaktadır: kozmolojik itki, biyolojik itki, dilsel itki. Çalışma, üç itki tipinin
birliği sorusuyla birlikte bir ontolojik düşünceye, ve buradan da yenilenmiş bir ego düşüncesine açılmaktadır. "Ekranego" ya da "ego'sal eşik" kavramlarıyla, artık bedenselin de berisinde bir ego söz konusu olmaktadır. Buna göre,
kendiliğin içkin yaşamı, gücül ve genel bir içkinlik düzlemine "kaydolan" bir yaşamdır. Burada iki "aynı'lık" kipi bağ
oluşturmaktadır: eşiğin aynı'sı ile gücülün aynı'sı. Öznenin olumsal ve sonlu yaşamı, bu iki aynı'lık "arasında" meydana
gelen bir süreçtir. Ahmet Soysal'ın felsefe tarihine değinen çalışmaları da vardır (bkz. Birlikte ve Başka I ve II). Edebiyat
ve sanatla ilgili çalışmalarında felsefi yaklaşımını korumakta, söz konusu alanların temel sorunsallarını, uç anlatımlarını
ele almaktadır. Çağdaş şiir ile çağdaş görsel sanatlar bu tür yazılarının önde gelen odakları olsa da hat sanatı, klasik ve
çağdaş Batı müziği de ele aldığı konular arasındadır. Ruh Sorusu (2013) kitabında, Ahmet Soysal, bir yandan (kitabın ilk
bölümü), Ruh (pneuma), Nefs (psükhe), Akıl (nous) kavramlarının yaşamsal deneyimde ayrılmasını ve kesişmesini, diğer
yandan (kitabın ikinci bölümü), bu kavramların (öncelikle Ruh kavramının) üç tektanrıcı gelenekte ve felsefe tarihinde
ortaya çıkışını ele almakta.