DOĞA ÇEVRE SU ÇÖP KİMYASAL KÖMÜR FOSİL TOPRAK HAVA ATIK PİL EKOSİSTEM HURDA YAĞ MİKROP GÜNEŞENERJİ

10 Temmuz 2012 Salı

Ergene Nehri Can Çekişiyor Yöneticiler Seyrediyor

 

Ergene Nehri Can Çekişiyor Yöneticiler Seyrediyor


Kirliliğin had safhaya ulaştığı, Trakya'nın can damarlarından Ergene Nehri, son günlerde yeniden ulusal basının gündemine geldi

Ergene Nehri Can Çekişiyor Yöneticiler Seyrediyor

Bir yıl önce Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında geçen bir konuşmanın durup durup da bir yıl sonra ulusal medyaya servis edilmesi, kafalarda çeşitli soru işaretleri yaratmıştı. Yine de Ergene Nehri'ndeki korkunç boyutlara varmış kirliliğe bir nebze olsun dikkat çekilecek olması açısından bunu bir fırsat bilen Silivri Çevre Derneği, konu ile ilgili haber yapan Show TV ve SKYTURK 360 televizyon kanallarına açıklama yaptı.

 

Çorlu'da, Sağlık Mahallesi'nde çekim yapıp konu ile ilgili kişilerle görüşen muhabir Gül Akman ile kameraman Sercan Taşkın'ın yaptığı haber çekimlerinde konuşan Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan, kirliliğin bir an önce önüne geçilmesi gerektiğini söyleyerek, ilgili kurumlarca yapılacağı söylenen arıtma tesisleri planlarının da seçim yatırımı olduğunu, oysaki durumun seçim yatırımı olarak görülemeyecek kadar ciddi boyutlara vardığını vurguladı.

 

194 kilometre uzunluğundaki Ergene Nehri'nin doğduğu yerde, Kırklareli'nin Kaynarca Beldesinin ortasındaki Beş Çeşme'de içilebilir düzeyde olan suyun, İstanbul Kazlıçeşme'den Çorlu civarına taşınan deri fabrikalarının her türlü atıklarını derelere bırakmaları sonucu aşırı derecede kirlenmiş ve Çorlu Sağlık Mahallesi civarında adeta zift gibi, katran gibi bir hal aldığı görülmekte.

 

Silivri Çevre Derneği başkanı Ali Korsan habercilere yaptığı konuşmasında, insanların sağlıklı bir ortamda yaşamasının anayasal bir hak olduğunu vurgulayarak, Çorlu Sağlık Mahallesi'nde ve civarında birçok kişinin solunum yolları enfeksiyonlarından, cilt kanserinden, astımdan tedavi gördüğünü söyledi. Konu ile ilgili bölgede araştırma yapmak isteyenlerin bile engellendiğini, kirliliğin ulaştığı noktanın ortaya çıkmasının istenmediğini söyledi. Bir an önce sanayinin yoğun olduğu bölgede arıtma tesislerinin kurulmasını ve bu arıtma tesislerinin de düzenli olarak çalıştırılması gerektiğini vurgulayan Korsan, insan sağlığının ve doğanın her şeyden önce geldiğini, bunun bilincinde olan yöneticilere ihtiyacımız olduğunu söyledi.
                      


8 Temmuz 2012 Pazar

Uluslararasi Yesil-Kizil Alternatifler ilk bulusmasi 5 Temmuz'da İstanbul'da basliyor

 

Uluslararasi Yesil-Kizil Alternatifler ilk bulusmasi 5 Temmuz'da İstanbul'da basliyor


Başlık ekle

8 soruda projemiz : 1) Ne zaman?/

  5 Temmuz 2012 (Perşembe) – 8 Temmuz 2012 (Pazar) 2) Nerede? İstanbul, Türkiye. İstanbul Teknik Üniversitesi,Yabancı Diller Yüksek Okulu, Maçka Kampüsündedir. 3) Bu çağrının arkasında kimler var? Bu, tamamıyla şeffaf bir proje. Şimdilik bu mektubu imzalayan örgütler tarafından organize edilmektedir. Arkamızda hiçbir çıkar grubu, vakıf, hükümet, özel şirket ya da AB’ye bağlı kuruluş,vs. bulunmamaktadır
Bağımsız kalmayı seçtik ve bunun bedelini ödeyeceğiz. Elimizden gelen her şeyi gönüllü olarak yaparak bu buluşmanın katılımcılar için en ucuza çıkmasını sağlayacağız. Var olan az miktardaki paramızı uzaklardaki aktivistleri İstanbul’a getirmek için harcayağız.

 4) Bu proje nedir? Öncelikle, projemizin hedefi bir araya gelmek ve kızıl-yeşil gündem üzerine Sevgili Yoldaşlar, Birkaç ay önce, bazı kızıl-yeşil politik örgütlerle birlikte 2012 yazında uluslararası bir kızıl-yeşil buluşma için çağrı yapma fikrini ortaya attık.
 Birkaç ay süren tartışmaların ardından yeterince olgunlaştığına inandığımız bu proje artık, sunulmaya hazır hale geldi. İlginizi çekeceğini umduğumuz bu uluslararası buluşmayı hazırlamamızda bizimle birlikte olmanızı ve İstanbul’daki buluşmaya katılımınızı bekliyoruz. 
Kızıl-yeşil dayanaşıma için uluslararası selamlar Selda Canan (Yesil ve Sol, Turkey), Mathieu Colloghan (Les Alternatifs, France), Thomas Couderette (Mouvement des Objecteurs de Croissance, France), Mike Davies (Alliance for Green Socialism, Britain), Catherine Faivre D’Arcier (Gauche Anticapitaliste, France), Paco Fernández (Los Alternativos - Alternativa Roja y Verde, Spanish State) and Paulo Marques (Grupo de Contacto RAGA/Brasil). Red And Green Alternative network redandgreenalternatives@gmail.com verimli bir bilgi alışverişinde bulunmaktır. 
Kızıl ve yeşil gündem arasındaki ilişkileri, iki kültür arasındaki gerilim noktalarını ve yanısıra doğal bağlantıları incelemeyi umuyoruz. Sosyal adalet ve ekoloji hedeflerimize bakarken ortaya çıkan birliktelik ve karşıtlıkları incelemek istiyoruz. İkincil olarak; insanlığın ve çevrenin kapitalist sömürüsüne karşı mücadele ederken bilgi alışverişinin ve kampanya taktiklerinin paylaşımını ve sınırlar ötesi gerçekçi bir dayanışmayı sağlayacak kızıl ve yeşil bir ağ kurmayı umuyoruz. Özellikle sömürücü şirketlerin ülkeleri ile sömürünün hedefi olan ülkeler arasındaki işbirliği kurabilmeyi ummaktayız. 

5) NEDİR BU “ Kızıl ve Yeşil ” ? Bu girişim, ne yeni bir enternasyonalin inşası amaçlanıyor ne de ucuza politik seyahat imkanı anlamına geliyor. Birçok aktivistin de farkına vardığı gibi ekolojik perspektiften yoksun bir sosyal proje hiçbir anlam ifade etmemektedir. Benzer şekilde, sosyal boyutları olmayan ekolojik projeler de bir işe yaramamaktadır. Kapitalizmin hem toplumu hem de doğayı tahrip ettiğini açıkça görüyoruz. Ne yazık ki; yeşil hareket sıklıkla kapitalizmi kabul ederken, sol gruplar da büyüme ve kalkınma üzerinden bir söylem geliştirmeyi yeterli görüyor. Bu iki mesele arasındaki bağı gören kızılyeşil eylemciler ise politik düzlemde kendilerine alan bulamamanın sıkıntısını çekmektedir. Giderek derinleşen krizler ( iklim, sosyal, ekonomik, gıda, demokrasi ) sorunları daha da merkezi hale getirirken, toplumların iyi yönde gelişeceğine dair hiçbir emare gözükmüyor.
 Aksine, zenginlerin ayrıcalıklarının korunması, yoksulların haklarının ellerinden alınması ve hepimizin bir parçası olduğu doğanın imhası yönünde yürütülen çalışmalar ivme kazanmış durumda. 
Kızıl ve yeşil bir gündem oluşturmak kolay bir seçenek değil. Bazı çelişkilerle karşılaşmamız muhakkak. Fakat, belki bu çelişkiler yeni kapılar açacak. Bu proje katılıma açık bir proje. Birlikte bir şeyler kurmayı istiyoruz.

 6) KİMLER DAVETLİ ? Tabii ki, öncelikle Türkiye’nin her yerinden eylemcileri bekliyoruz. Arjantinli, Brezilyalı, İngiliz ve İspanyol kızıl-yeşil delegelerimiz katılacak. Olumlu politik ilişkilerimizin olduğu Almanya, Belçika, Belarus, Bolivya, Kosta Rika, Almanya, Haiti, Hindistan, İrlanda, Pakistan, Filistin, vb. gibi ülkelerdeki arkadaşlarımı da bekliyoruz. Ayrıca, diğer ülkelerdeki ilişkilerimizin katılımını da umuyoruz. Ve tabii, sizin de ! Seyahat etme imkanı olmayan bazı insanlardan yazılı katkı sunacaklarını biliyoruz. Çeşitli politik örgütlerden delegelerin, sendikacıların, alternatif medya eylemcilerinin, araşatırmacıların ve bireylerin de katılım olacak.

 7) NE TÜR BİR KIZIL-YEŞİL BULUŞMA? Devasa bir buluşma yerine eylemciler arasında değişimi olanaklı kılacak küçük bir buluşma planlıyoruz. Değişik konularda 50 kadar atölye planlıyoruz. Fakat geniş çaplı bir karmaşaya hiç niyetimiz yok ! Değişik atölyeler tasarlıyoruz; “tanıklık” : mücadeleleri,taktikleri, zafer ve yenilgileri anlatmak , “analiz”: olup bitenler üzerine bir değerlendirme yapmak ve sürece müdahele olanaklarını tartışmak, “kampanya”: uluslararası kampanyalar başta olmak üzere, yöntem ve kampanya önerilerini dinleme. Kavram dağarcığımız, projelerimiz ve paylaşma yöntemlerimiz üzerine çalışmak istiyoruz. Profesyonel çevirmen sağlamaya bütçemiz yeterli olmadığı için çalışma dili İngilizce olacaktır. Elimizden geldiği ölçüde İngilizceden diğer dillere ve İngilizceye çeviri sağlamaya çalışacağız. Bu konuda her türlü yardıma ve gönüllülere açığız.

 8) NASIL YAPILANDIRILACAK? Perşembe günü açılış toplantısı, Pazar sabah ise asamble yapılacaktır. Atölyeler beş dikey ve beş yatay tematik üzerinden gidecektir : Temalar: Enerji : Örnek : enerji ihtiyaçları; kaya gazı, nükleer, peak oil. Su ve Toprak : Örnek : Global perspektif; gıda üretimi, endüstriyele karşı yerel; su ürünleri; toprak verimliliği; suyun özelleştirilmesi; su sorunu İktidar : Örnek: Demokrasi (1848-2012?); özyönetim; katılımcı demokrasi, devlet; erkek egemenliği; özgürlük Küresel Isınma ve Kirlilik : Örnek : Küresel uyarı olguları ve etkisizlik; sellerin bilançosu; gıda bilançosu, iklim mültecileri, kirlilik. Büyük Sermaye Projeleri : Örnek : Barajlar, havaalanları, yol ve demiryolu,enerji, kentsel dönüşüm, madenler Ve beş yatay perspektif : Küçülme ve tüketim : Örnek : Bize satılan şeyler, tüketime bağlı mutluluk miti, metalaştırma ve parasallaşma, sınırsız büyüme, ne üretmeliyiz , yerel ekonomi Adil Bölüşüm : Kuzey & Güney : Örnek : Tüketim ve kaynakların aritmetiği, emperyalizm ve sömürgecilik, kuzey ve güneyin meselelerini / kampanyalarını bağdaştırma, yerlilerin mücadeleleri, kadınlar, azınlıklar Kamu Malları ve Dışsallıklar : Örnek: Kapitalistlerin dışladıkları, doğal kamu malları : hava, su, sağlık, eğitim, toprak ; kamu mallarının özelleştirilmesi İlerleme, Doğa, Yerli ve Yerel Bilinç : Örnek : Yıkıcı ve insanlık dışı bir şey olarak ilerleme, insanlar ve doğal ekosistem, ekolojik servisler , bioçeşitlilik, kaynaklar : dünyayı soymak, yerli ve yerel bilinç, insanca yaşam koşullarına muhtaç olmama, mutluluk. Mücadele Araçları : Örnek: protesto, sivil itaatsizlik, bizim olanı geri alma ya da savunma, kitlelerin eğitimi, kollektif çalışma, seçimler, internet. Bütün etkinliğe sirayet etmiş 3 ana fikirle beraber : Kızıl ve/ya Sol : Örnek : karşılıklı dayanışma, sol meselelere yeşil bakış açısıyla yaklaşım, yeşil meselelere sol bakış açısıyla yaklaşım. Görme Biçimleri : Örnek : Toplumsal Cinsiyet, etnik gruplar, cinsel yönelim. Sözcükler/Kavramlar : Örnek : Başka anlamlara geldiği için yanlış anlaşılabilen kelimeler, aynı anlama gelen farklı kelimeler, bazı kültür ve dillerdeki anlamları sebebiyle kullanılmaması gereken sözcükler, ülkelerin siyasi geçmişlerinden kaynaklanan politik kavram farklılıkları. Şimdi sizden beklediklerimiz : 
a) Hemen redandgreenalternatives@gmail.com adresine bu preojeye desteğinizi belirten bir ileti yollayabilirsiniz. 
b) Her türlü spesifik atölyeler önerin. Eğer siz bir atölye ile uğraşacaksanız, ne güzel, önerin. Eğer bir atölye ile uğraşamayacaksanız, fakat yine de böyle bir atölye istiyorsanız, bu da güzel, yine önerin.
 c) Buluşmaya katılıp katılamayacağınızı ve muhtemel kişi sayısını belirtin. Özel ihtiyaçlarınız varsa ( örneğin uzak bir yerden geliyorsanız ve konaklama ihtiyacınız varsa) lütfen bizi bilgilendirin 
d) Buluşmayı daha iyi ve üretken kılacağını düşündüğünüz her türlü fikri belirtmekten çekinmeyin. 

Kızıl & Yeşil Selamlar Yesil ve Sol, Turkey Alliance for Green Socialism, Britain Mouvement des Objecteurs de Croissance, France Gauche Anticapitaliste, France Les Alternatifs, France Grupo de Contacto RAGA/ Brasil Los Alternativos - Alternativa Roja y Verde, Spanish state

Silivri selimpasa mh. Plajindaki cevre kirliligi ŞİKAYET




silivri çevre derneği,ne gelen şikayet 

Silivri selimpasa mh. Plajindaki cevre kirliligi


Silivri selimpasa mh. Plajindaki cevre kirliliginden ufak bir kesit.cocuklar denize giriyor bulasici hastalik riski yuksek.
Selamlar
Murat ozcan 05334994972
(YASARIN ARKADASI)
Ek alanı

6 Temmuz 2012 Cuma

Silivri'de Rüzgâr Santralleri














Silivri'nin Akören ve Gazitepe köylerine üç adet rüzgâr santrali kuruluyor. Arıkanlı Holding bünyesindeki ARIEN Elektrik Üretim AŞ tarafından kurulacak olan rüzgar santrallerinin inşaası birkaç ay içinde tamamlanacak ve önümüzdeki ilkbaharda elektrik üretmeye başlayacaklar.





Akören'e kurulacak olan rüzgâr gülü Arıkanlı'ya ait bir bağın içine, Gazitepe'ye kurulacak olanlar ise biri hazine arazisine ve diğeri köy merasına kurulacak.
Biz rüzgâr santrallerini severiz fakat santrallerin yapılacakları yerler konusunda da hassasız. Meralara çivi çakamazsınız, rüzgâr santrali yapmak da nereden çıktı dedik fakat gittiğimizde gördük ki, mera, mera olmaktan çıkmış, bir çöplük haline gelmiş. Bazı şerefsizler kum çıkarmak için merayı kazmışlar, sonra delik deşik bırakmışlar. Başka bazı şerefsizler de meraya çöp ve moloz dökerek, merayı bir çöplüğe dönüştürmüşler. Meraları koruyacak, gözetecek "mera başkanlığı" diye bir kurum var. Bu mera başkanları ne iş yapar, meraları nasıl korur ve kollar merak etmeden duramadık.


Toplantıda konuşan Gensed yönetim kurulu başkan yardımcısı Hakan Erkan santralın sadece 25 m2 bir alan kaplayacağını, ayrıca bir yolu olacağını, bunun dışında bir alana ihtiyaçlarının olmadığını belirtirken, merayı da temizleyeceklerini ve çukurları dolduracaklarını, ayrıca santralin güvenliği için yerleştirecekleri gece görüşlü kameralar sayesinde bundan böyle kimsenin meraya çöp ya da moloz dökemeyeceğini de sözlerine ekledi.


Erkan'ın, köyden sekiz-on gencin güvenlik görevlisi ve benzeri işler için işe alınacağını söylediği an, konuşmanın en çok ilgi çeken anıydı.


Bazı köylüler de yapılacak santralin kendi elektrik bedellerini ne kadar ucuzlatacağını merak ettiklerini sordular.


Erkan, üretilecek enerjinin merkezi sisteme verileceğini, bunun köyün elektrik ücretlerine bir katkısının olmayacağını anlatırken, üç rüzgar gülünden yaklaşık 32,4 GWh elektrik enerjisi üreteceklerini, bunun yaklaşık 11.200 kişilik bir yerleşimin ihtiyaçlarını karşılamaya yeteceğini söyledi.

Silivri AKP İlçe Başkanı Metin Karakaş'a Cevap


Biz, Silivri Çevre Derneği olarak güncel politikadan ve politikacılardan uzak durmaya çalışıyoruz. Politika kişi olarak hepimizin ilgilendiği bir konu olsa da derneğimizin ilgi alanı dışındadır. Derneğimiz öncelikli olarak Silivri’nin çevre sorunlarıyla ilgilenir. Daha geniş çerçevede Trakya’nın ve sonra Türkiye’nin çevre sorunlarıyla ilgilenir. Politika derneğimizin ilgi alanına girmez. Biz, çevre koruma çalışmalarına, hangi siyasi görüşten olurlarsa olsunlar tüm Silivrililerin katılmasından yanayız. Bu nedenle tüm siyasilere eşit uzaklıkta durmaya çalışıyoruz. Buna rağmen işi gücü olmayan politikacılar derneğimize sürtünmeden duramazlar. AKP Silivri İlçe başkanı Metin Karakaş da son zamanlardaki politik sessizliğini derneğimize sürtünerek gidermeye çalışıyor. İşin ilginç yanı bazı gazeteciler de Metin Karakaş’ın basın toplantısını tamamen duygusal (!) bulmuş olacaklar ki bir basın toplantısından birçok haber çıkararak Metin Karakaş’a yaranmaya çalışmışlar.

Gelelim Karakaşın söylediklerine…

Selimpaşa’ya yapılacak bok çukuru için teşekkür etmemişiz. Tabii ki etmeyeceğiz. Siz orada değildiniz. Görmediniz. Selimpaşalıların itirazlarına rağmen, gayri ciddi bir ÇED toplantısıyla karar çıkarıldı. Toplantıdan dönerken gördük ki, söz konusu alanda çoktan çalışılmaya başlanmıştı. ÇED toplantısı bir formalite olmalıydı. Daha baştan olur kararı çıkacağına eminmiş gibi çalışılıyordu.

Ali Korsan’a mı soracağız demişsiniz. Tabii ki soracaksınız. Ali Korsan’a soracaksınız, Selimpaşalılara soracaksınız, Silivrililere soracaksınız. ÇED toplantısı bunun için yapılmaz mı? Ben, yörede yaşayanlara fikirlerini ve rızalarını sormak için yapıldığını sanıyordum. Yoksa yanılıyor muyum?

Biz gerektiğinde teşekkür etmesini de biliriz. Söz gelimi Gazitepe’ye yapılmak istenen havaalanı projesine itiraz ettiğimizde, bu yanlış bir proje, buraya havaalanı yapmak büyük hatadır dediğimizde, birçok AKP’li ve CHP’li arkadaşımız bize gülmüş, bu projeden dönülemez demişlerdi. Fakat Sayın Başbakanımız bizi duymuş ve o da benzer kanıda olmalı ki, projeyi Silivri’den taşımıştı. Bu duyarlılığından dolayı Başbakanımıza teşekkür ederiz.

Diğer söylenenlere gelirsek…

Neler söylemişti Karakaş: İSKİ harika çalışıyordu, İSKİ projeleri bitince Marmara Denizi pırıl pırıl olacaktı. İSKİ, beş yıl önce nasılsa yeni arıtma tesisi yapıyoruz diye Belediye Konutları bölgesindeki arıtma tesisini yıkmıştı. O tesisi, konutlarda oturanlar, kendi paralarıyla yaptırmışlardı. Beş yıldır Konutlar’ın lağımları Boğluca Deresi vasıtasıyla denize akıyor. Hani o pırıl pırıl yapacağınız Marmara Denizi’ne…

Başka neler yapmıştı İSKİ? Boğluca Deresi üzerindeki köprünün altından, su seviyesinin az üstünden kocaman bir su borusu geçirmişti. Selde baraj görevi gören bu boru yüzünden Devlet Hastanesini ve çevresini su basmıştı. Bu büyük maddi ve manevi kayıplara neden oldu.

Daha başka neler yapmıştı İSKİ? Erseven Sitesinin önündeki İSKİ’nin logarları sık sık volkan gibi su püskürtüyorlardı. İçme suyu sanmayın, lağım suyu… Sizi ve İSKİ’yi bu konuda defalarca uyardık. Buna rağmen halen hiçbir çözüm üretilmedi.

5 Temmuz 2012 Perşembe

Kizil ve Yesil Alternatif" Buluşmanın Silivri Cevre Dernegi bu organizasyonun resmi basvuru sahibi




Silivri Cevre Dernegi bu organizasyonun resmi basvuru sahibi








Cogunuzun bildigi gibi 5 - 8 Temmuz tarihleri arasinda ilk uluslararasi " Red and Green Alternative- Kizil ve Yesil Alternatif" bulusmasini gerceklestirecegiz. Yesil ve Sol hareketi olarak henuz resmi bir dernek yada olusum olmadigimizdan Silivri Cevre Dernegi olarak sizlerden; yer kiralama basvurusu ve organizasyon butce prosedurleri konusunda yardim istedik.  9 Ocak 2012 haftasinda Ali Korsan ve Ertugrul Akcaoglu ile yaptigimiz gorusmeler sonucunda bizlere olan desteginizi yine eksik etmediniz ve beraber calismaya basladik.
 
Ekte; Istanbul Teknik Universitesi Macka kampusunu resmi olarak kiralamak icin Silivri Cevre Dernegi olarak yaptigimiz basvurunun kopyasini gonderiyorum. Ayrica son imzacilari ile birlikte RAGA (Red and Green Alternative) cagri metnini de yine ekte bulabilirsiniz (Turkcesini de en kisa zamanda yayinlayacagiz).Uzun calismalar ve cabalar sonunda bulusma icin geri sayim basladi, bundan sonrasi icinde hep beraber iyi bir sonuca imza atmayi diliyorum.
 
Silivri Cevre Dernegi bu organizasyonun resmi basvuru sahibi, bu nedenle yurtdisindan imzaci olan ve butceyi paylasan katilimcilarin odemelerinin dernek hesabina banka uzerinden resmi olarak yatmasi gerekiyor. Bu odemeler yer kiralamasi, sekreterya maasi, reklam vs gibi organizasyonun gerceklesmesi icin gereken tum harcamalarda kullanilacak. Bu nedenle sizlerden asagida listeledigimiz bilgilerin en kisa zamanda ulastirilmasini da rica ediyorum
 
Dernek Banka Hesap No
Dernek Vergi No
Organizasyon icin hesabiniza gececek odemelerden vergi kesilecek mi?
Yabanci katilimcilardan istediginiz bir evrak varmi?
 
Benim atladigim ya da sormak istediginiz bir konu varsa ltf bildirin
Simdiden destegini eksik etmeyen ve emegi gecen herkese tesekkurler
 
Selamlar,
Selda Canan
Red and Green Alternative Kurucu Uyesi

7 Haziran 2012 Perşembe

5-Haziran Birleşmiş Milletler tarafından 1972 yılında ‘Dünya Çevre Günü









BASIN BİLDİRİSİ
                                            07 -Haziran -2012


5-Haziran Birleşmiş Milletler tarafından 1972 yılında ‘Dünya Çevre Günü’
olarak ilan edildi. 30 yıldır 5-Haziran’larda doğayı katledenler ‘çevreci’
etkinlikler ve ‘sosyal sorumluluk projeleri’ ile doğa dostu imajı çizmeye
çalışırken, yaşamı ve doğayı savunanlar ise vahşi sermayenin daha çok kar hırsı
ile çevreyi kirlettiği, doğayı ve yaşamı yok ettiği gerçeğine vurgu yaparlar.
Çorlu’lu yaşam savunucuları olarak bizler de bu 5-Haziran’da doğamıza,
sağlığımıza ve yaşamımıza sahip çıkmak için sesimizi yükseltiyoruz.
Verimliliği bakımından ülkemizin en önemli havzalarından biri olan Ergene
Havzası’nın tarım toprakları kapitalist sistemin yarattığı kontrolsüz sanayi
tarafından yok edildi. Verim azaldı ve bu topraklarda yetişen ürünler tüketiciler
tarafından tercih edilmez oldu. Havzaya can veren Ergene nehri ve onu besleyen
derelerde artık canlı yaşamıyor. Atıksu kanalına dönüşen nehirde 4.dereceye
ulaşan kirliliğin doğa ve insan dahil tüm canlılar üzerindeki etkisinin ölümcül
olduğu bilim insanlarınca açıklanıyor.
30 yıldır suyumuzu ve toprağımızı zehirlemeleri yetmezmiş gibi, daha çok
kar hesabıyla şimdi de havamızı zehirlemeye çalışıyorlar. Sistemle uyum
içindeki şirketler Şarköy’de ve Aşağı Sevindikli köyünde yapmak istedikleri
Termik santrallara izinlerini aldılar ve çok yakında inşaatlara başlama hesapları
yapıyorlar. Yine bu şirketler Trakya topraklarında birçok yerde Termik Santral
yapabilmek için başvurularını yaptılar.
Bu talan sürecinde Çorlu’muzun payına da ‘Tehlikeli Atık Bertaraf
Tesisi’düştü. İmar alanına 400 metre uzaklıkta kurmak istedikleri tesiste atıkları
bertaraf yöntemi asıl olarak gazlaştırma ve yakmaya dayalı olacağından
havamızın, dolayısıyla suyumuzun ve toprağımızın kirleneceği aşikardır. Yakma
esnasında içinde ağır metallerin bulunduğu sanayi atıkları ve arıtma
çamurlarından, tıbbi atıklardan, elektronik atıklardan, akü, pil, lastik, plastik
gibi maddelerden çıkacak zehirli gazlar solunum yolu hastalıkları, kanser gibi
hastalıklara yakalanmamıza neden olacaktır. Aynı zamanda gazların havada asit
yağmurlarına dönüşmesi ile ve depolama esnasında, bertaraf işlemleri
sonrasında oluşacak kirlilik toprağa geçecek ve yeraltı sularımıza sızacaktır.
Kirlenen toprak ve sulardaki ağır metaller doğayı ve tüm canlıları
etkileyecek; hastalıkların ve ölümlerin önü kesilemeyecektir. Besin zinciri
yoluyla insanlara geçecek ağır metaller nesilden nesle geçen ağır tahribatlar
yaratacaktır.
5-Haziran Dünya Çevre Günü’nde, bu tespitleri yaparak bir araya gelen,
başta Tekirdağ Tabip Odası, Tekirdağ Barosu, Tekirdağ Ziraat Mühendisleri
Odası, Eğitim Sen, Ergene İnisiyatifi, Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri
Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, Makine Mühendisleri Odası, Jeoloji
Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Şehir Plancıları Odası Çorlu
Temsilcilikleri, Çorlu Kent Konseyi, Çorlu Çevre Gönüllüleri Derneği, Çorlu
Ziraat Odası, Esnaf ve Sanaatkarlar Odası, Sağlık Emekçileri Sendikası, Roman
Kültür Derneği ve Gazeteciler Derneği olmak üzere duyarlı kuruluşlar ve yaşam
savunucusu bireylerin oluşturduğu ‘Tehlikeli Atık Tesisine Hayır’ Platformu
olarak, havamıza, suyumuza, toprağımıza, yaşamlarımıza kast eden bu projelere
karşı sonuna kadar mücadele etme kararlılığında olduğumuzu Çorlu’lularla
paylaşacağız.
Mücadelemize destek olan sanatçılar Pınar Aydınlar Sağ, Yasemin Göksu
ve Yusuf Güney’in yanında yerel sanatçılarımızın da katılacağı, Cumhuriyet
meydanında saat 19.00’da başlayacak ücretsiz halk konserine, sağlığına ve
geleceğine sahip çıkan tüm hemşerilerimizi bekliyoruz.
Şubat ayında askıya çıkan planlarına, kurum ve kişiler olarak yaptığımız
onlarca itiraz sonucu Tehlikeli Atık Bertaraf Tesisi’nin yapılabilmesi hukuken
tartışmalı hale gelmişti. Söz konusu tesise izin verebilmek için Tekirdağ Çevre
ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye
dayanarak yeniden onaylanan nazım imar planına itiraz dilekçelerimizi en geç
07 -Haziran -2012 Perşembe günü Tekirdağ Valiliği’ne teslim edeceğiz. Bu
tesisin kuruluşuna karşı çıkan tüm kurum, kuruluş ve bireyleri mücadelemize
destek olmaya ve planlara itiraz dilekçesi vermeye davet ediyoruz.
SAĞLIĞIMIZ VE GELECEĞİMİZ İÇİN HAYDİ YAŞAM ALANLARIMIZI
SAVUNMAYA !
ÇORLU’YA TEHLİKELİ ATIK TESİSİ KURDURMAYACAĞIZ !
ÇORLU ‘TEHLİKELİ ATIK TESİSİNE HAYIR’ PLATFORMU

6 Haziran 2012 Çarşamba

ÇEVRE GÜNÜNDE ZİYARETLER...








ÇEVRE GÜNÜNDE ZİYARETLER...

 HABERDAR Gazetesi ekibi ve Özel Silivri Hayat Hastanesi, Dünya Çevre Günü sebebiyle Silivri Çevre Derneği yöneticilerini ziyaret etti.

                                                                                                        SİLİVRİ 06 Haziran 2012 Çarşamba 17:21

Özel Silivri Hayat Hastanesi yönetimi, 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle Silivri Çevre Derneği yöneticilerine nezaket ziyaretinde bulundu.  Özel Silivri Hayat Hastanesi Halkla İlişkiler Koordinatörü Filiz Binal ve çalışma arkadaşı Erdem Alemdar tarafından gerçekleştirilen ziyaret sırasında Silivri'deki çevre sorunları ve çözümleri hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan, yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda Silivri Belediye Meclis Üyesi Ahmet Yücegök, Nedim Altınkeser, Adem Akıncıoğlu, KamilBilici, Ertuğrul Akçaoğlu, Emrah Maşalacı ziyaretin ardından gösterilen duyarlılıktan ötürü HABERDAR ailesine ve Özel Silivri Hayat Hastanesi yöneticilerine teşekkür etti. 

OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ ==> https://www.haberdar.com.tr/guncel/cevre-gununde-ziyaretler-h14435.html




5 Haziran 2012 Salı

5-Haziran Dünya Çevre Günü...





 ‘Dünya Çevre Günü’



                                                                    BASIN BİLDİRİSİ    5 Haziran 2012

5-Haziran Birleşmiş Milletler tarafından 1972 yılında ‘Dünya Çevre Günü’
olarak ilan edildi. 30 yıldır 5-Haziran’larda doğayı katledenler ‘çevreci’
etkinlikler ve ‘sosyal sorumluluk projeleri’ ile doğa dostu imajı çizmeye
çalışırken, yaşamı ve doğayı savunanlar ise vahşi sermayenin daha çok kar hırsı
ile çevreyi kirlettiği, doğayı ve yaşamı yok ettiği gerçeğine vurgu yaparlar.

Çorlu’lu yaşam savunucuları olarak bizler de bu 5-Haziran’da doğamıza,
sağlığımıza ve yaşamımıza sahip çıkmak için sesimizi yükseltiyoruz.
Verimliliği bakımından ülkemizin en önemli havzalarından biri olan Ergene
Havzası’nın tarım toprakları kapitalist sistemin yarattığı kontrolsüz sanayi
tarafından yok edildi. Verim azaldı ve bu topraklarda yetişen ürünler tüketiciler
tarafından tercih edilmez oldu. Havzaya can veren Ergene nehri ve onu besleyen
derelerde artık canlı yaşamıyor. Atıksu kanalına dönüşen nehirde 4.dereceye
ulaşan kirliliğin doğa ve insan dahil tüm canlılar üzerindeki etkisinin ölümcül
olduğu bilim insanlarınca açıklanıyor.
30 yıldır suyumuzu ve toprağımızı zehirlemeleri yetmezmiş gibi, daha çok
kar hesabıyla şimdi de havamızı zehirlemeye çalışıyorlar. Sistemle uyum
içindeki şirketler Şarköy’de ve Aşağı Sevindikli köyünde yapmak istedikleri
Termik santrallara izinlerini aldılar ve çok yakında inşaatlara başlama hesapları
yapıyorlar. Yine bu şirketler Trakya topraklarında birçok yerde Termik Santral
yapabilmek için başvurularını yaptılar.
Bu talan sürecinde Çorlu’muzun payına da ‘Tehlikeli Atık Bertaraf
Tesisi’düştü. İmar alanına 400 metre uzaklıkta kurmak istedikleri tesiste atıkları
bertaraf yöntemi asıl olarak gazlaştırma ve yakmaya dayalı olacağından
havamızın, dolayısıyla suyumuzun ve toprağımızın kirleneceği aşikardır. Yakma
esnasında içinde ağır metallerin bulunduğu sanayi atıkları ve arıtma
çamurlarından, tıbbi atıklardan, elektronik atıklardan, akü, pil, lastik, plastik
gibi maddelerden çıkacak zehirli gazlar solunum yolu hastalıkları, kanser gibi
hastalıklara yakalanmamıza neden olacaktır. Aynı zamanda gazların havada asit
yağmurlarına dönüşmesi ile ve depolama esnasında, bertaraf işlemleri
sonrasında oluşacak kirlilik toprağa geçecek ve yeraltı sularımıza sızacaktır.
Kirlenen toprak ve sulardaki ağır metaller doğayı ve tüm canlıları
etkileyecek; hastalıkların ve ölümlerin önü kesilemeyecektir. Besin zinciri
yoluyla insanlara geçecek ağır metaller nesilden nesle geçen ağır tahribatlar
yaratacaktır.
5-Haziran Dünya Çevre Günü’nde, bu tespitleri yaparak bir araya gelen,
başta Tekirdağ Tabip Odası, Tekirdağ Barosu, Tekirdağ Ziraat Mühendisleri
Odası, Eğitim Sen, Ergene İnisiyatifi, Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri
Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, Makine Mühendisleri Odası, Jeoloji
Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Şehir Plancıları Odası Çorlu
Temsilcilikleri, Çorlu Kent Konseyi, Çorlu Çevre Gönüllüleri Derneği, Çorlu
Ziraat Odası, Esnaf ve Sanaatkarlar Odası, Sağlık Emekçileri Sendikası, Roman
Kültür Derneği ve Gazeteciler Derneği olmak üzere duyarlı kuruluşlar ve yaşam
savunucusu bireylerin oluşturduğu ‘Tehlikeli Atık Tesisine Hayır’ Platformu
olarak, havamıza, suyumuza, toprağımıza, yaşamlarımıza kast eden bu projelere
karşı sonuna kadar mücadele etme kararlılığında olduğumuzu Çorlu’lularla
paylaşacağız.
Mücadelemize destek olan sanatçılar Pınar Aydınlar Sağ, Yasemin Göksu
ve Yusuf Güney’in yanında yerel sanatçılarımızın da katılacağı, Cumhuriyet
meydanında saat 19.00’da başlayacak ücretsiz halk konserine, sağlığına ve
geleceğine sahip çıkan tüm hemşerilerimizi bekliyoruz.
Şubat ayında askıya çıkan planlarına, kurum ve kişiler olarak yaptığımız
onlarca itiraz sonucu Tehlikeli Atık Bertaraf Tesisi’nin yapılabilmesi hukuken
tartışmalı hale gelmişti. Söz konusu tesise izin verebilmek için Tekirdağ Çevre
ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye
dayanarak yeniden onaylanan nazım imar planına itiraz dilekçelerimizi en geç

07 -Haziran -2012 Perşembe günü Tekirdağ Valiliği’ne teslim edeceğiz. Bu
tesisin kuruluşuna karşı çıkan tüm kurum, kuruluş ve bireyleri mücadelemize
destek olmaya ve planlara itiraz dilekçesi vermeye davet ediyoruz.

SAĞLIĞIMIZ VE GELECEĞİMİZ İÇİN HAYDİ YAŞAM ALANLARIMIZI
SAVUNMAYA !

ÇORLU’YA TEHLİKELİ ATIK TESİSİ KURDURMAYACAĞIZ !

ÇORLU ‘TEHLİKELİ ATIK TESİSİNE HAYIR’ PLATFORMU
                                                                                                                
                                                                                                                        5 Haziran 2012

9 Mayıs 2012 Çarşamba

NÜKLEER ENERJİ BİR ZORUNLULUK DEĞİL SİYASİ BİR TERCİHTİR!




 NÜKLEER ENERJİ BİR ZORUNLULUK DEĞİL SİYASİ BİR TERCİHTİR!


Küresel Eylem Grubu önderliğinde 26 Nisan'da Kadıköy'de düzenlenen “Nükleer Santrala Hayır” mitingine Silivri Çevre Derneği olarak katıldık. Yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı mitingde, nükleer karşıtı sloganlar atıldı.


AKP Hükumeti, geçtiğimiz haftalarda Sinop'a nükleer santral kurulacağını ilan etti. Çevre ve Orman Bakanlığı, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Fransa ve Japonya gibi nükleer enerjiye sahip ülkelerde bugüne kadar santral kaynaklı çevre sorunu yaşanmadığını söyledi. Biz bir hatırlatmada bulunmak istiyoruz: Bundan tam 22 yıl önce gerçekleşen Çernobil faciasının ardından, dönemin bakanı televizyonlara çıkıp radyasyonlu çayı içerek “Bakın ben içiyorum ve birşey olmuyor” demişti. Aynı Bakan, yıllar sonra, “Millete radyasyonlu çayları içirdik” şeklindeki itirafıyla, kendince vicdanını rahatlatmış, bir nevi günah çıkarmıştı. Şimdi de bakanlık, belki de yıllar sonra itiraf ederek vicdanını hafifletmesine neden olacak bir masala inanmamız için uğraşıyor.

Açıkça vurgulamak istiyoruz ki; bizim bu masallara karnımız tok! Nükleer santralleri bir zorunlulukmuş gibi göstermeye çalışanlara hatırlatıyoruz: Nükleer enerji bir zorunluluk değil, siyasi bir tercihtir. Milyonlarca Dolarlık bir rantın döndüğü siyasi bir tercihtir!

Aybaşında çevreciler tarafından yapılan basın toplantısında, nükleer santral yapımına şu 5 temel nedenden ötürü itiraz edilmişti: Her nükleer santral nükleer atık üretir. Nükleer santraller tehlikelidir. Nükleer santraller ekonomik olarak makul yatırımlar değildir. Rüzgar ve güneş enerjisinden yararlanmak ekonomik ve ekolojik açıdan dikkate alınması gereken alternatiflerdir.

Enerji verimliliği ve tasarrufu nükleer enerjinin en önemli alternatifidir.

Görüldüğü gibi, nükleer enerjinin savunabilir herhangi bir tarafı yoktur. Her anlamda tehlikesi su götürmez bir gerçek olan nükleer santrallere; ülkemiz kirlenmesin diye, çocuklarımıza sağlıklı bir gelecek bırakılsın diye, bu dünya insanlarının DNA'ları bozulmasın diye, yeni yeni ölümler ve facialar yaşanmasın diye karşıyız!

Başta AKP hükumeti olmak üzere, tüm nükleer yanlılarına söylüyoruz: Avrupa, bugün nükleer santral yapımından vazgeçtiği gibi, var olanları da kapatmaya çalışıyor. Eski teknolojilerini satmak için Türkiye gibi ülkelerde pazar yaratmaya çalışıyor. Nükleer santrallerin atıkları için dünyada hala sürekli depolama alanları kurulamıyorken, bu atıklar milyonlarca yılda yok olmazken, Çernobil kazası gibi olası bir kaza ya da sızıntıda can kaybı ve geniş bir çevrenin etkilenmesi söz konusuyken; nükleer santrallerin bakım ve güvenlik maliyetleri kuruluş maliyetlerini aşıyorken, nükleer santrallerin bilimsel olarak savunulabilir bir yanı yok!

Çevre Derneği olarak; nükleer santral yapımına karşı olduğumuzun ve bu amaçla düzenlenen her türlü eyleme sonuna kadar destek vereceğimizin bilinmesini istiyoruz.



Ali KORSAN

Silivri Çevre Derneği Başkanı


23 Nisan 2012 Pazartesi

Çamurlu Deresinden Pis Kokular Geliyor...




Semizkumlar’da, Altınorak Sitesi'nin içinden geçerek denize ulaşan Çamurlu Deresi'nden bir süredir pis kokular yayılıyor.


Bu kokulardan rahatsız olan site sakinleri, Silivri Belediyesi Çevre Müdürlüğü'ne şikâyette bulunmuşlar. Silivri Belediyesi Çevre Müdürlüğü de bölgede bir inceleme yaparak, sorunu İSKİ’ye bildireceklerini söylemişler. Aradan geçen iki hafta boyunca dereden pis kokular gelmeye devam etmiş fakat İSKİ’den bir sonuç çıkmamış.

Derneğimizden üç kişilik bir ekip, başkan Ali Korsan, Fatma Sarıbıyık ve Ertuğrul Akçaoğlu, bugün, şikâyet konusu olan Çamurlu Deresini ve derenin denize aktığı yeri gezerek durumu tespit ettik.

Kendileriyle görüştüğümüz site sakinlerinden Lütfü Başaran ve Mehmet Taka, bu kirliliğin çok uzun süredir devam ettiğini, son haftalarda dayanılmaz boyutlara ulaştığını söylediler. Lütfü Başaran daha önceki zamanlarda derede balıkların yüzdüğünü, dere ağzına kefallerin girip yumurtladığını fakat şimdi sadece pis kokulu bir çamur deryası olduğunu söyledi. Çeşitli sanayi kuruluşlarının kimyasal atıklarını ve kanalizasyonlarını dereye boşaltmaları sonucu bu pisliğin oluştuğunu söyleyen Lütfü Başaran, önümüzdeki günlerde deniz mevsiminin açılmasıyla birlikte buradan denize girecek olanlar bu kimyasal atıkların ve kanalizasyon pisliğinin içinde yüzmek zorunda kalacaklar dedi.




Biz Silivri Çevre Derneği olarak, Silivri Belediyesi Çevre Müdürlüğünü ve bunun yanında İSKİ’yi ve İstanbul İl Çevre Müdürlüğünü bu sorunu acilen bir çözüme ulaştırmaları ve kirliliği yaratan sanayi kuruluşlarını bir an önce cezalandırmaları için göreve davet ediyoruz.

Derelerimizin temiz akmasını ve derelerimizde yeniden balıkların yüzdüğünü görmek istiyoruz.

10 Aralık 2011 Cumartesi

BEYCELER DOLUM TESİSLERİ YAPIILMASI..


Karar Özeti: 15.06.2010 tarihli ve 1304 sayılı  Meclis Kararı'na yönelik itirazlar

Karar Tarihi: 15.04.2011

Karar No: 900

Dosya No: 900

Karar:


Şehir Planlama Müdürlüğü'nün     08/ 02 /2011 gün  ve  3638581    sayılı yazısında; "  

İlgi: a) Ambarlı-Marmara Çevre ve Yardımlaşma Derneği'nin Şehir Planlama

      Müdürlüğü'nde 12.11.2010 tarih ve TN: 3572450 sayı ile kayıtlı yazısı.

      b) Avcılar Gümüşpala Dayanışma Derneği'nin Şehir Planlama Müdürlüğü'nde

      22.11.2010 tarih ve TN: 3586796 sayı ile kayıtlı yazısı.

      c) 05.12.2007 gün ve S/162 sayılı Başkanlık Oluru.

      d) İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 13.02.2009 gün ve 103 sayılı Kararı.

      e) Ambarlı-Marmara Çevre ve Yardımlaşma Derneği'nin Şehir Planlama

      Müdürlüğü'nde 13.08.2009 tarih ve TN: 1970909 sayılı yazısı.

      f) Avcılar Gümüşpala Dayanışma Derneği'nin Şehir Planlama Müdürlüğü'nde

      14.08.2009 tarih ve TN: 1928442 sayılı yazısı.

      g) 04.05.2010 tarih ve 2010-S/TN: 2818419 sayılı yazımız

      h) İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 15.06.2010 gün ve 1304 sayılı Kararı

       İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 15.06.2010 tarihli ve 1304 sayılı Kararı doğrultusunda 15.06.2009 onanlı 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'nda yapılan değişiklik 16.07.2010 tarihinde Büyükşehir Belediye Başkanı'nca onaylanarak 22.10.2010-22.11.2010 tarihleri arasında otuz gün süreyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi Harita Müdürlüğü'nde askıya çıkarılmıştır. Bu Karar ile G21 Plan Paftası'ndaki Ambarlı Stratejik Bölgesi sınırı düzeltilmiş sehven "Ambarlı Stratejik Bölgesi" olarak gösterilen Doğalgaz Kombine Çevrim ile Fuel-Oil Elektrik Santrallerinin bulunduğu bölgenin "Güvenlik Bölgesi" lejantına alınmasına karar verilmiştir. F23 Plan Paftası'ndaki lejant listesine "Ambarlı Güvenlik Bölgesi" ifadesi eklenmiştir.

       İTİRAZ KONUSU

       Askı süresi içerisinde ilgi (a) ve (b) yazılar (TN: 3572450, TN: 3586796) ile aşağıda belirtilen konularda itiraz edilmektedir:

1. Üzerinde İstanbul'un ve ülkenin en kritik tesisleri bulunan, Bakanlar Kurulu Kararı ile 1997 yılında "Güvenlik Bölgesi" ilan edilen Doğalgaz Çevrim Santrali'nin bulunduğu bölgenin "Lojistik Bölge" olması kararı 2565 sayılı Kanun ile Bakanlar Kurulu Kararı'na aykırıdır.

2. Plan'da enerji santralinin olduğu yerde önerilen "Lojistik Bölge" kararı kaldırılarak, "Elektrik Üretim Alanı" lejantının konulması.

3. Ambarlı Bölgesi'ndeki doğalgaz boru hattı plan paftası ve plan notlarında "yapı yasağı ya da sınırlama getirilen diğer alanlar" başlığı altında "yeşil renkli çizgi" olarak; koruma bandı ise "Yeşil Alan Şartı ile Koruma ve Emniyet Sahası" şeklinde gösterilmelidir.

4. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin görevleri arasında olmasına rağmen; "yanıcı ve parlayıcı maddeler" için yer önerilirken; "patlayıcı maddeler" için depolama yeri önerilmemiştir. Bu nedenle, Beyciler'de önerilen yanıcı ve parlayıcı madde deposu tanımına ve plan notlarına patlayıcı ifadesinin eklenmesi ve paftada bu fonksiyonun ayrıca gösterilmesi gerekmektedir.

5. "1980 yılında desantralize edilmesi gereken, ancak bölgedeki stratejik tesisler için asıl tehlikeyi oluşturarak faaliyette bulunan 4 adet patlayıcı LPG küre tankları ve "Güvenlik Bölgesi" içinde kanunsuz yapılan 2 adet LPG küre tanklarının da taşınması" hükmü Plan Notları'nda mutlaka yer almalıdır. Plan ile Tekirdağ-Sultanköy'e desantralizasyonu önerilen patlayıcı LPG depolarının desantralizasyonuna ilişkin uygulamanın nasıl olacağı hakkında da açıklama getirilmesi gerekmektedir.

6. Elektrik santrallerinin desantralize edilmesi ile ilgili hükümler Türkiye'nin enerji politikalarına aykırıdır.

7. Ambarlı Limanı, limanlar için aranan yer seçimi şartlarından hiç birisine sahip değildir. Bölge, zemin ve deprem riski açısından çok sorunlu olup, sel riski yüksek Haramidere deltasında da kalmaktadır. Ayrıca, bölgeden Türkiye için çok kritik doğalgaz boru hatlarının geçmesi, çevresinin fiili şartları sebebiyle de bölgesel bir liman için uygun değildir. Bu durum, ilgili kurumların görüşleri ve mahkeme kararlarıyla da teyit edilmiştir. Açıklanan sebeplerle, Ambarlı Limanı mevcut haliyle muhafaza edilmeli ve işletilmelidir. Ambarlı Limanı'nın mevcut haliyle muhafazası ve Gümüşyaka Limanı'nın bitirilmesine hız verilmesi için gerekli ifadeler Plan Raporu'na eklenmelidir.

       PLAN SÜRECİ

       İlgi (c) Başkanlık Oluru ile plan çalışmalarına başlanan 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı, Büyükşehir Belediye Meclisi'nin ilgi (d) Kararı ile uygun bulunmuştur. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından 15.06.2009 tarihinde onaylanarak yürürlüğe giren 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Harita Müdürlüğü tarafından 17.07.2009-17.08.2009 tarihleri arasında otuz gün süre ile askıya çıkartılmıştır.

       15.06.2009 onanlı 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'na ilgi (e) ve (f) yazılar ile yapılan itirazlar ilgi (g) yazı ile değerlendirilmek ve karar alınmak üzere İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'ne iletilmiş olup söz konusu itirazlara yönelik olarak ilgi (h) Meclis Kararı alınmıştır. Bu Karar doğrultusunda düzenlenen Plan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanınca 16.07.2010 tarihinde onaylanarak 22.10.2010-22.11.2010 tarihleri arasında otuz gün süreyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi Harita Müdürlüğü'nde askıya çıkarılmıştır.

       Bu Karar ile G21 Plan Paftası'ndaki Ambarlı Stratejik Bölgesi sınırı düzeltilmiş sehven "Ambarlı Stratejik Bölgesi" olarak gösterilen Doğalgaz Kombine Çevrim ile Fuel-Oil Elektrik Santrallerinin bulunduğu bölgenin "Güvenlik Bölgesi" lejantına alınmasına karar verilmiştir. F23 Plan Paftası'ndaki lejant listesine "Ambarlı Güvenlik Bölgesi" ifadesi eklenmiştir

       MER'İ PLANDAKİ DURUMU

       İtiraza konu bölge 15.06.2009 onanlı 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'nda "Lojistik Bölge", "Ambarlı Stratejik Bölgesi" ve "Ambarlı Güvenlik Bölgesi" fonksiyonlarında kalmaktadır. Bölgede ayrıca "Jeolojik Açıdan Yerleşime Sakıncalı Alan" taraması bulunmaktadır.

       DEĞERLENDİRME ve SONUÇ

       Söz konusu kullanımlara ilişkin Plan Uygulama Hükümleri'nde aşağıdaki ifadeler yer almaktadır.

       8.4.8. Ambarlı Stratejik Bölgesi: Başbakanlık tarafından 1995 yılında "Birinci Derece Stratejik Bölge" olarak ilan edilen, içerisinde Türkiye ve İstanbul için kritik öneme sahip tesislerin bulunduğu Ambarlı Stratejik Bölgesi'nde; yanıcı ve parlayıcı LPG depolama ve dolum tesisleri ile elleçlemesi yapılamaz. Ambarlı Limanı gerisinde bulunan enerji santralinin desantralize edilmesi durumunda, bu alan lojistik bölge olacaktır.

       8.4.9.2. Lojistik Bölgeler: Gümrükler, antrepo ve depolar, nakliye ambarları, kargo aktarma tesisleri, perakende dağıtım birimleri, haller, barkodlama, ambalajlama, sigorta, gümrük, acente, taşıma işleri komisyoncuları, Ro-La stok ve triyaj alanları, TIR-kamyon parkları, manevra sahaları, lojistik faaliyetlerden kaynaklanan atıkları değerlendirme istasyonları, lojistik destek hizmetleri veren işletmeler ve sosyal tesisler vb. lojistikle ilgili fonksiyonların yer alabileceği alanlardır. Lojistik bölgeler içerisinde, ilgili kurum ve kuruluşların uygun görüşü ve gerekli önlemler alınmak kaydıyla, gürültü-görüntü kirliliğine neden olan ve çevre için risk oluşturan "geri dönüşümlü atıkları değerlendirme işlevi gören birimler" yer alabilir.Lojistik bölgelerde sanayi faaliyetleri yer alamaz."denilmektedir.

       8.4.1.3.3. Jeolojik Açıdan Yerleşime Sakıncalı Alanlar: Jeolojik açıdan yerleşime sakıncalı alanların sınırları ve kullanım kararları ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerine göre alt ölçekli planlarda netleştirilecektir. Zorunlu yapılaşma ve mevcut yapılar için ilgililerince zemin iyileştirme ya da temellerin güçlendirilmesi zorunludur. Jeolojik açıdan yerleşime sakıncalı alanlarda 8.3. Doğal Afetler Açısından Riskli Alanlara Yönelik Hükümler geçerlidir.

       Söz konusu plan notunda atıfta bulunulan 8.3. Doğal Afetler Açısından Riskli Alanlara Yönelik Hükümlerde ise bölge ile ilgili olarak aşağıdaki plan notu yer almaktadır:

       8.3.3. Her tür ve her ölçekteki imar planları için yetkili kurum tarafından onaylanmış olan 1/1.000 veya 1/2.000 ölçekli mikro bölgeleme çalışmaları esas alınır. Mikro bölgeleme çalışması olmayan alanlar da ise 1/25.000 ve 1/5.000 ölçekli imar planları için 1/5.000, 1/1.000 ölçekli imar planları için ise yetkili kurum tarafından onaylanan 1/2.000 veya 1/1.000 ölçekli jeolojik, jeoteknik etüt raporları veya benzer adlar altında hazırlanan jeolojik açıdan yerleşime uygunluk harita ve raporları esas alınır. Bölgesel olarak ilgili kurum ve kuruluşlarca yapılacak olan bölgesel enerji, iletişim, ulaşım ve benzeri altyapılar ile doğalgaz boru hatları ve tesisleri için de aynı çalışmalar esas alınır.

       Ayrıca, Genel Hükümlerin 8.2.2. Maddesi'nde, "1/100.000 ölçekli plan paftasında çizilen çeşitli arazi kullanım ve yerleşme alanlarına ait sınırlar şematik olarak gösterildiğinden; bu plan üzerinden plan ölçeği ile ölçü alınamaz, yer tespiti ve uygulama yapılamaz. Hakim fonksiyonun belirtildiği bu alanların ve bu alanlar içerisinde yer alacak diğer fonksiyonların dağılımları ve bu dağılımların yoğunlukları, sınırları ve detayları alt ölçekli planlarda belirlenecektir." denilmektedir.

       1-2. Üzerinde İstanbul'un ve ülkenin en kritik tesisleri bulunan, Bakanlar Kurulu Kararı ile 1997 yılında "Güvenlik Bölgesi" ilan edilen Doğalgaz Çevrim Santrali'nin bulunduğu bölgedeki "Lojistik Bölge" kararının kaldırılarak, "Doğalgaz ve Elektrik Santral Alanı" olarak gösterilmesi ile ilgili talep doğrultusunda; söz konusu bölgenin "Lojistik Bölge" fonksiyonundan çıkarılarak "Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı" fonksiyonuna alınmıştır. Bu bölgede 2565 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine uyulacaktır.

       Su ürünleri halinin yerinin Gürpınar olarak kesinleşmesi sebebiyle, bu kapsamda, meri Plan'da Ambarlı Liman Bölgesi'nin doğusunda önerilen "Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı" sembolünün Bilgi Paftası'ndaki şekliyle mevcut Doğalgaz Çevrim Santrali'nin bulunduğu bölgeye kaydırılmasının uygun olacağı düşünülmektedir (EK-2).

       Plan kararlarının ve gerekçelerinin açıklandığı "7.7.3. Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı" bölümünde altı çizili ifadenin eklenmesi, üzeri çizili ifadenin çıkarılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

       "... Plan'da, Çatalca-Yassıören köyünün kuzeyinde önerilen donatı alanı "itfaiye eğitim alanı", Tuzla-Aydınlı'da önerilen donatı alanı "sebze-meyve hali", Silivri-Beyciler köyünün güneyinde önerilen donatı alanı "yanıcı, patlayıcı ve parlayıcı madde depoları", Gürpınar'da veya Ambarlı Limanı'nın doğusunda önerilen donatı alanı Tarihi Yarımada'dan taşınması kararı verilen Kumkapı'daki mevcut balık haline yönelik "su ürünleri hali" ve Avcılar-Ispartakule'de önerilen donatı alanı ise sadece TCDD tarafından Avrupa Hızlı Tren Hattı ile entegre olacak şekilde triyaj alanı ve yük transfer merkezi ihtiyacı için kullanılacaktır."

       "Ambarlı Stratejik Bölgesi'ndeki mevcut Doğalgaz Kombine Çevrim ve Fuel-Oil Elektrik Santrali Plan'da Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı olarak gösterilmiştir....."

       Plan Uygulama Hükümleri'nin konuyla ilgili 8.4.7.3. Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanları plan notuna ise altı çizili ifadenin eklenmesi, üzeri çizili ifadenin çıkarılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

       "... Çatalca-Yassıören köyünün kuzeyinde önerilen donatı alanı "itfaiye eğitim alanı", Tuzla-Aydınlı'da önerilen donatı alanı "sebze-meyve hali", Silivri-Beyciler köyünün güneyinde önerilen donatı alanı "yanıcı, patlayıcı ve parlayıcı madde depoları" olarak kullanılacaktır."

       "Gürpınar'da veya Ambarlı Limanı'nın doğusunda önerilen donatı alanı "su ürünleri hali" olarak kullanılabilir."

       "Ambarlı Stratejik Bölgesi'ndeki Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı, mevcut Doğalgaz Kombine Çevrim ve Fuel-Oil Elektrik Santrali'dir."

       3. Ambarlı Bölgesi'ndeki doğalgaz boru hattının Plan paftası ve plan notlarında "yapı yasağı ya da sınırlama getirilen diğer alanlar", koruma bandının ise "Yeşil Alan Şartı ile Koruma ve Emniyet Sahası" olarak gösterilmesi ile ilgili talepler alt ölçekli planları ilgilendirmektedir. Konuyla ilgili olarak, Plan Uygulama Hükümleri'nde aşağıdaki ifade yer almaktadır.

       "8.2.14. Doğalgaz hatları, NATO akaryakıt boru hatları, enerji nakil hatları, isale hatları gibi tüm taşıyıcı ve iletken hatlar ilgili kurumları tarafından belirlenmiş olan kriterler göz önünde bulundurularak alt ölçekli planlarda gösterilecektir."        4. Silivri/Beyciler'de önerilen "yanıcı ve parlayıcı madde deposu" tanımına ve plan notlarına "patlayıcı" ifadesinin eklenmesi ve paftada bu fonksiyonun ayrıca gösterilmesi ile ilgili talepler doğrultusunda Plan Raporu ve Plan Notları'nın ilgili bölümlerine yukarıda madde 1-2. deki şekliyle "patlayıcı" ifadesi eklenmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

       Silivri/Beyciler'de gösterilen "Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı" fonksiyonu ile ilgili açıklamalarda ve plan notlarında "yanıcı, patlayıcı ve parlayıcı madde depolama alanı" fonksiyonuna atıf yapıldığı için bu ölçekte gösterilmesine gerek bulunmamaktadır. Nitekim Plan Uygulama Hükümleri'nin 8.2.2 maddesinde;

       "1/100.000 ölçekli plan paftasında çizilen çeşitli arazi kullanım ve yerleşme alanlarına ait sınırlar şematik olarak gösterildiğinden; bu plan üzerinden plan ölçeği ile ölçü alınamaz, yer tespiti ve uygulama yapılamaz. Hakim fonksiyonun belirtildiği bu alanların ve bu alanlar içerisinde yer alacak diğer fonksiyonların dağılımları ve bu dağılımların yoğunlukları, sınırları ve detayları alt ölçekli planlarda belirlenecektir" hükmü yer almaktadır.

       5-6. İlgi (a) ve (b) yazıların ekinde yer alan belgeler incelendiğinde, Ambarlı Stratejik Bölgesi'ndeki 4 adedi halen faaliyette bulunan 6 adet patlayıcı LPG depolama küre tanklarının bölgede kalmasının can ve mal güvenliği açısından zarar ve tehlikelere sebep olacağı gerekçesiyle bölge dışında uygun yerlere taşınması kararı alınmıştır. Nitekim, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kontrol Dairesi Başkanlığı Yanıcı, Parlayıcı Kimyevi Depolar Müdürlüğü'nün LPG tanları ile ilgili 25.07.2003 gün ve 12734-55-930-200/M-169 sayılı yazısında "... Patlama esnasında saniyede 1,6 Km.nin üzerinde hız oluşturarak büyük zararlar verir. Sonuç itibarı ile Yakuplu Belediyesi Angurya Çiftliği Mevkii üzerinde bulunan gaz depoları, doğalgaz boru hattı ve tesisleri ile elektrik santralleri bölgenin heyelan ve deprem alanı olması nedeniyle yumuşak zeminde çok büyük tehlike potansiyeli yaratmaktadır." denilmektedir.

       Yakuplu Angurya Çiftliği Mevkii'nde patlayıcı LPG depolama tesisi yapmak isteyen bir şirket hakkında faaliyet alanının ve yakın çevresinin heyelan bölgesinde bulunması, tesislerin patlayıcı özelliğe sahip olması ve ÇED Komisyonu temsilcilerinin olumsuz görüş vermesi sebebiyle "ÇED Olumsuz Kararı" verilmiştir. ÇED Olumsuz Kararı'na karşı İstanbul 3.İdare Mahkemesi'nde açılan Dava (2006/1763 E, 2008/2351 K) reddedilmiştir.

       Bölgedeki patlayıcı LPG depolama küre tankları 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu'na göre Genel Kurmay Başkanlığı'nın oluru ve Bakanlar Kurulu'nun 21.07.1997 tarih ve 97/9638 sayılı Kararı ile belirlenen "Güvenlik Bölgesi" içerisinde kaldığından ilgili mevzuata aykırılık taşımaktadır.

       Söz konusu patlayıcı LPG depolama tesislerinin bölgede bulunması, aşağıdaki gerekçelerle de mevzuat açısından uygun değildir:

* Yer uygunluk araştırması yapılmadan ve ÇED süreci başlatılmadan söz konusu tesislere yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni verildiğinden Çevre Kanunu'nun 10.maddesi ile ÇED Yönetmeliği'nin 6, 8 ve 28.maddelerine,

* "Sağlık Koruma Bandı" tespiti için Sağlık Bakanlığı'na müracat yapılmadığından Hıfzısıhha Kanunu'nun 268, 269, 271, 273, 274 ve 275.maddeleri ile Gayrısıhhi Müesseler Yönetmeliği'ne,

* 1.Derecedeki Stratejik Bölge içerisine Sivil Savunma İl Müdürlüğü'nün görüşü alınmadan inşaata başladığından Sivil Savunma Kanunu'nun 2, 8, 9 ve 15.maddeleri ile Sivil Müdafaa Bakımından Şehir ve Kasaba Planları ile Mühim Bina ve Tesislerde Tatbik Olunacak Esaslar Hakkında Tüzük'e,

* TEK (EÜAŞ)'ın acele kamulaştırma kapsamında kamulaştırılan ve satın alınan arazisinin (492 ada, 1 parsel) satılmasının ve Özel Güvenlik Bölgesi içine patlayıcı ve parlayıcı LPG depolama tesislerinin yapılması Kamulaştırma Kanunu'nun 31 ve 33.maddeleri, İmar Kanunu'nun 11 ve 18.maddeleri ile 2565 sayılı Kanun'a,

* Patlayıcı LPG depolama ve dolum tesisleri için arazi uygun olmamasına rağmen inşaata başlanmasının Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 4, 108 ve 139.maddelerine aykırıdır.

       Bir diğer önemli konu da mezkur Güvenlik Bölgesi'nin sınırlarının küçültülmesi ve Güvenlik Bölgesi dışına alınması girişimine yönelik çeşitli kurumlar tarafından olumsuz görüşler verilmiştir. Güvenlik Bölgesi'nin sınırlarını küçültmek için yapılan girişimlere karşı olumsuz görüşler aşağıda sıralanmıştır;

* İstanbul Valiliği, İl Jandarma Komutanlığı'ndan TEAŞ (EÜAŞ)'a ait Ambarlı Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali'nin 2565 sayılı Kanun kapsamında olduğu ve bu bölge içinde tesis edilmek istenen patlayıcı ve parlayıcı LPG tesislerinin tehlikeler oluşturduğu dikkate alınarak, önlem alınmasını ve yasal işlemlerin yürütülmesini isteyen talimatlar vermiştir.

* Genelkurmay Başkanlığı'nın Ambarlı'daki AYGAZ A.Ş. Parlayıcı ve Patlayıcı LPG depolama tesisleri ile ilgili olarak ilgili Bakanlıklara, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 03.05.2004 tarih ve 2335-88136 sayılı yazısı ile İstanbul Valiliği'ne gönderdiği yazısında ".... bir tesisin konumu, önemi ve güvenlik kriterleri gibi konularda herhangi bir değişiklik olmaması durumunda, o tesise ait özel güvenlik bölgesinin daraltılmasının somut gerekçeleri...." ve "... bölgedeki patlayıcı LPG tesisleri hakkında alınacak tedbirlerin bütün ilgililere stratejik ve ülke ekonomisi açısından hayati öneme haiz olduğu" ile İstanbul 6 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin 25.10.2002 tarih ve 1998/297 E., 2002/240 K. sayılı Kararı'nda "bazı teröristlerin Avcılar'daki tüp gaz dolum tesislerine saldırı yapmayı amaçladıklarına dair ifadeleri ve İstanbul'da son zamanlarda meydana gelen terör olaylarında kullanılan patlayıcıların gücü ve sonuçları dikkate alındığında, ... stratejik ve ülke ekonomisi açısından hayati sonuçlarının ülke ekonomisi ve savunması için çok ağır olabileceği göz önünde bulundurularak ... bölgeye ait 1/50.000 ve 1/25.000 ölçekli plan çalışmalarının bu kapsamda yeniden değerlendirilmesinin uygun olacağı" hususları yer almaktadır.

* Büyükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen 2004/1275 E.nolu Davaya Genelkurmay Başkanlığı'nın gönderdiği 16.05.2006 tarih ve 31310455 sayılı yazısında "... Özel Güvenlik Bölgesi'nin sınırlarının değiştirilmesinin uygun görülüp görülmediği konusunda Genel Kurmay Başkanlığı'ndan görüş talep edilmiştir. ... Söz konusu Özel Güvenlik Bölgesi ilgi (c) Yönetmeliğin 21.maddesi gereğince Genelkurmay Başkanlığı'nın da görüşü alınarak ilgi (ç) Bakanlar Kurulu Kararı ile tesis edilmiştir. İçişleri Bakanlığı tarafından 2003 yılı içerisinde alınan özel güvenlik bölgesinin sınırlarının değiştirilmesine ilişkin görüş istenmiştir. Bahse konu sınır değişikliği talebine Genelkurmay Başkanlığı'nca olumsuz görüş verilmiştir." hususları yer almaktadır.

* Mezkur bölgede yapılan patlayıcı LPG küre tankları ile ilgili işlemlerden dolayı Yakuplu Belediyesi aleyhine açılan davaya ilişkin olarak Büyükçekmece 1.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 14.02.2008 tarih ve 2002/1995 E., 2008/135 K. sayılı Karar gerekçesinde "... birçok bilirkişi raporunda dile getirildiği üzere; 1/50.000 ölçekli İstanbul Metropoliten Alan Nazım Planı'na aykırı davranıldığı; 3194 sayılı İmar Kanunu'na dayalı olarak çıkartılan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 3/2, 7, 27 ve 28.maddelerine aykırı davranıldığı; yapılan plan ve plan değişikliklerinin planlama tekniklerine, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına uygun olmadığı; bölgede belirtilen nitelikte bir tesisin özetle milli felakete yol açabileceği." Hususlarına ilişkin bilgilerin yer aldığı görülmektedir.

       Söz konusu gerekçelerle; 15.06.2009 onaylı 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'nda, 1.derece deprem ve aktif heyelanlı bölgede, yoğun trafik, konut, sanayi ve birinci derecede stratejik tesislerin bitişiğinde bu tür tesislerin yapılmasının can ve mal güvenliği açısından risk oluşturacağı düşünülmektedir.

       İlgi (a) ve (b) yazılar ile plan açıklama raporu ve notlarına, Ambarlı Bölgesi'ndeki stratejik tesisler için tehlike oluşturan "Güvenlik Bölgesi" içerisindeki patlayıcı LPG küre tanklarının taşınması konusunun eklenmesi, LPG depolarının desantralizasyonuna ilişkin uygulamanın nasıl olacağı hakkında açıklama getirilmesi ve plan açıklama raporundan ve plan notlarından, "elektrik santrallerinin desantralize edilmesi" ile ilgili ifadenin çıkarılması talep edilmektedir.

       Plan kararlarının ve gerekçelerinin açıklandığı 7.Bölüm'ün konuyla ilgili "7.8.2.Lojistik Bölgeler" ve "7.9.Ambarlı Stratejik Bölgesi" bölümlerinde; altı çizili ifadelerin eklenmesi, üzeri çizili ifadelerin ise çıkarılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

       "7.8.2. Lojistik Bölgeler: ...Ambarlı'da yer alan akaryakıt ve LPG depolarının; bölge içerisinde oluşturduğu ciddi tehlike göz önünde bulundurularak, etrafında yapılaşma bulunmayan ve mevcutta da depolama işlevini sürdüren Tekirdağ-Sultanköy'e taşınması öngörülmüştür. Bununla ilgili olarak gerekli fizibilite çalışmalarının yapılması gerekmektedir."

       "Bakanlar Kurulu'nun 97/9638 sayılı Kararı ile Ambarlı bölgesindeki Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali ile Fuel-Oil Elektrik Santrali ve etrafındaki arazi "Güvenlik Bölgesi" olarak ilan edilmiştir. Söz konusu tesisler, yurt savunması ve ekonomisine önemli ölçüde katkıda bulunmakta olup, hizmet dışı kalmaları halinde milli güvenlik ve/veya toplum hayatı bakımından olumsuz sonuçlara neden olabilecek niteliktedir."

       "Yukarıda açıklanan gerekçelerle, Türkiye'nin enerji altyapısında kritik bir yeri olan bu bölgenin güvenirliliğini sağlamak açısından, bölgedeki stratejik tesisler için tehlike oluşturan yanıcı ve parlayıcı akaryakıt tesisleri ile patlayıcı LPG depolama ve dolum tesislerinin Silivri-Beyciler'de önerilen Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı'na taşınması önerilmektedir. "

       "Söz konusu tesislerin Silivri-Beyciler'de önerilen Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı içerisindeki konumları; ilgili mevzuat ve standartlar doğrultusunda alt ölçekli planlarda belirlenecek; yanıcı ve parlayıcı madde depolama tesisleri ile arasında gerekli emniyet mesafesi (sağlık koruma bandı) ayrılacaktır."

       "Gümüşyaka'daki lojistik bölgenin yanı sıra, söz konusu tesislerin 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Plan Revizyonu'nda Marmara Ereğlisi/Sultanköy'de önerilen "Akaryakıt Ürünleri Depolama Alanı"na taşınması olanakları da değerlendirilmelidir. Bununla ilgili olarak gerekli fizibilite çalışmalarının yapılması gerekmektedir..."

       "7.9. Ambarlı Stratejik Bölgesi ve Ambarlı Güvenlik Bölgesi: Ambarlı Türkiye'nin enerji politikaları çerçevesinde, doğal gaz ihtiyacını temin etmek ve Avrupa'dan Anadolu'ya, ya da Anadolu'dan Avrupa'ya gaz nakletmek amacıyla, yüksek basınçla çalışan doğalgaz ana iletim hatları olarak adlandırılan enerji koridoru üzerinde bulunmaktadır. Türkiye'nin enerji politikaları kapsamında yer alan Asya, İran ve Avrupa Birliği Doğal Gazları bütünleşik sistemi içerisinde Ambarlı Bölgesi'ndeki BOTAŞ Doğalgaz Tesisleri, bu entegrasyonun sağlanması açısından büyük önem arz etmektedir. Türkiye'nin elektrik üretiminin %12'si Ambarlı'daki bu iki santral aracılığıyla üretilmektedir"

       "Sadece İstanbul için değil, Türkiye ekonomisi açısından bu denli stratejik ve hayati öneme haiz tesislerin bulunduğu aynı zamanda birinci derece deprem bölgesinde kalan bu bölge (Ambarlı Limanı, Liman Mücavir Alanı); Başbakanlık tarafından 1995 yılında "Birinci Derece Stratejik Bölge"; olarak ilan edilmiştir. Ambarlı Stratejik Bölgesi içerisinde yer alan Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali ile Fuel-Oil Elektrik Santralini çevreleyen bölge ise 1997 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile "Güvenlik Bölgesi" olarak ilan edilmiştir."

       "Plan'da; içerisinde Türkiye ve İstanbul için kritik öneme sahip tesislerin bulunduğu "Ambarlı Stratejik Bölgesi", ile Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali ile Fuel-Oil Elektrik Santralini çevreleyen "Güvenlik Bölgesi" Plan'da gösterilmiş olup ve söz konusu fonksiyonlar bölgede kaldığı süre boyunca burada yanıcı ve parlayıcı patlayıcı LPG ile yanıcı ve parlayıcı akaryakıt depolama ve dolum tesisleri ile elleçlemenin yapılmaması kararı alınmıştır. Bu bölgede 2565 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine uyulacaktır."

       "Bu doğrultuda, Türkiye'nin enerji altyapısında kritik bir yeri olan bu bölgenin güvenirliliğini sağlamak açısından, bölgedeki stratejik tesisler için tehlike oluşturan patlayıcı LPG ile yanıcı ve parlayıcı akaryakıt depolama ve dolum tesislerinin Silivri-Beyciler'de önerilen Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı'na taşınması önerilmektedir. Bunun yanı sıra, söz konusu tesislerin 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Plan Revizyonu'nda Marmara Ereğlisi/Sultanköy'de önerilen "Akaryakıt Ürünleri Depolama Alanı"na taşınması olanakları da değerlendirilmelidir."

       Plan Uygulama Hükümleri'nin konuyla ilgili "8.4.8. Ambarlı Strateji Bölgesi" ve "8.4.9.2. Lojistik Bölgeler" plan notlarına; altı çizili ifadelerin eklenmesi, üzeri çizili ifadelerin ise çıkarılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

       "8.4.8.AMBARLI STRATEJİK BÖLGESİ ve AMBARLI GÜVENLİK BÖLGESİ: Başbakanlık tarafından 1995 yılında "Birinci Derece Stratejik Bölge" olarak ilan edilen, içerisinde Türkiye ve İstanbul için kritik öneme sahip tesislerin (Ambarlı Limanı ve Liman Mücavir Alanı, Doğalgaz Kombine Çevrim ile Fuel-Oil Elektrik Santrali) bulunduğu Ambarlı Stratejik Bölgesi ile 1997 yılında Bakanlar Kurulu Kararıyla ilan edilen Güvenlik Bölgesi'nde; yanıcı, patlayıcı ve parlayıcı LPG depolama ve dolum tesisleri ile elleçlemesi yapılamaz."

       "Ambarlı Limanı gerisinde bulunan enerji santralinin desantralize edilmesi durumunda, bu alan lojistik bölge olacaktır."

       "Bu bölgede 2565 sayılı Kanun ve diğer ilgili mevzuat hükümleri geçerlidir."

       "Türkiye'nin enerji altyapısında önemli yeri olan bu bölgenin güvenirliliğini sağlamak için bölgedeki stratejik tesisler için tehlike oluşturan patlayıcı LPG tanklarının bölgeden taşınması esastır."

       "8.4.9.2. LOJİSTİK BÖLGELER: Gümrükler, antrepo ve depolar, nakliye ambarları, kargo aktarma tesisleri, perakende dağıtım birimleri, haller, barkodlama, ambalajlama, sigorta, gümrük, acente, taşıma işleri komisyoncuları, Ro-La stok ve triyaj alanları, TIR-kamyon parkları, manevra sahaları, lojistik faaliyetlerden kaynaklanan atıkları değerlendirme istasyonları, lojistik destek hizmetleri veren işletmeler ve sosyal tesisler vb. lojistikle ilgili fonksiyonların yer alabileceği alanlardır."


       "Lojistik bölgeler içerisinde, ilgili kurum ve kuruluşların uygun görüşü ve gerekli önlemler alınmak kaydıyla, gürültü-görüntü kirliliğine neden olan ve çevre için risk oluşturan "geri dönüşümlü atıkları değerlendirme işlevi gören birimler" yer alabilir."


       "Ambarlı Güvenlik Bölgesi'ndeki patlayıcı LPG ile yanıcı ve parlayıcı akaryakıt depolama ve dolum tesisleri Silivri-Beyciler'de önerilen Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı'na ve/veya Marmara Ereğlisi/Sultanköy'deki "Akaryakıt Ürünleri Depolama Alanı"na taşınacaktır."


       "Lojistik bölgelerde sanayi faaliyetleri yer alamaz."


       Plan kararlarının uygulama araçlarının ve eylem programının açıklandığı 9.Bölüm'de ise altı çizili ifadelerin eklenmesi, üzeri çizili ifadelerin ise çıkarılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.


      "9.2.5.20. Ambarlı Stratejik Bölgesi ve Ambarlı Güvenlik Bölgesi: Teknik / Fiziki Araçlar: Ambarlı Limanı gerisinde bulunan alan, enerji koridorunun ve TEAŞ'ın güvenliğinin sağlanması amacıyla, 1995 tarihinde Başbakanlık tarafından "Stratejik Bölge" ilan edilmiştir. Bu sınır Plan'a işlenmiştir. Sınır dahilinde kalan özel sektöre ait 2 adet LPG tankları tankı bölge için büyük tehdit oluşturmaktadır. Türkiye'nin enerji altyapısında önemli yeri olan bu bölgenin güvenirliliği açısından, söz konusu yapılanmanın bölgeden kaldırılması gerekmektedir."

      "9.3.2. İKİNCİ ETAP (11-15 Yıl): Ambarlı Stratejik Bölgesi ve Ambarlı Güvenlik Bölgesi: Ambarlı Limanı gerisinde bulunan alanda yer alan ve enerji koridorunun/TEAŞ'ın güvenliği açısından büyük tehdit oluşturan özel sektöre ait 2 adet LPG tanklarının Silivri-Beyciler'de önerilen Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı'na ve/veya Marmara Ereğlisi/Sultanköy'deki "Akaryakıt Ürünleri Depolama Alanı"na taşınması. tankının kaldırılması."  

   

       7. Ambarlı Limanı'nın limanlar için aranan yer seçimi şartlarına sahip olmaması, zemin, deprem ve sel riski (Haramidere) açısından sorunlu bir bölgede yer alması, bölgeden Türkiye için çok kritik doğalgaz boru hatlarının geçmesi ve çevresindeki fiili şartlar sebebiyle gelişme imkanının olmaması gerekçeleriyle; Ambarlı Limanı'nın mevcut haliyle muhafazası ve Gümüşyaka Limanı'nın bitirilmesine hız verilmesi için gerekli ifadelerin Plan Raporu'na eklenmesi talep edilmektedir.


       15.06.2009 onaylı 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'nda, yük limanları ile ilgili olarak, Pendik'teki liman mevcut sınırları ile korunmuş, Haydarpaşa Limanı'nın işlevsel dönüşümü öngörülmüş, Ambarlı Limanı mevcut kısıtlar göz önünde bulundurularak sınırlı olarak genişletilmiş ve Gümüşyaka'da yeni bir liman önerilmiştir.


       Bu kurgu içerisinde, İstanbul ve çevresine gelen yük gemilerinin öncelikli olarak Ambarlı Limanı'nı, öneri Kuzey Marmara Limanlarını (Tekirdağ, Yeniçiftlik ve Gümüşyaka limanları) ve İzmit Körfezi'ndeki limanları kullanmaları öngörülmektedir.


       Marmara Ereğlisi civarında bulunan ve JICA tarafından önerilen limanların İstanbul'un idari sınırları içinde olmamasından dolayı, önerilen limanın İl sınırları içinde kalması ve Gümüşyaka'da yer seçmesi uygun bulunmuştur.


       Söz konusu limanın, kargo taşımacılığında uzmanlaşan Çorlu Havaalanı ile 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı'nda bölgeye ve İstanbul'a hizmet vermek üzere Marmara Denizi'nin Tekirdağ İli kıyılarında önerilen limanlarla (Kuzey Marmara Limanları) bütünleşecek şekilde hizmet vermesi öngörülmüştür.


       Gümüşyaka'da rezerv liman kararı ve buna ilişkin uygulama programı, merkezi idarenin liman yer seçim tercihini yapması sonrasında alt ölçekli planlarda kesinleştirilecektir.


       Buna göre, Ambarlı Limanı, mevcut durumdaki tüm fiziki ve doğal kısıtlara rağmen; İstanbul'un yük limanı ihtiyacı için öngörülen yeni limanlar gerçekleştirilinceye kadar, kısa ve orta vadede İstanbul Avrupa Yakası'nda liman hizmetlerini karşılayacak tek liman olarak hizmet verecektir.


       Bununla birlikte, Ambarlı Limanı'nın mekansal yetersizliği bu bölgede yeni bir düzenlemeyi gerekli kılmıştır. Bu kapsamda, Ambarlı Limanı ulaşım bağlantıları güçlendirilerek, Ispartakule'de Marmaray ile entegre olduktan sonra Hadımköy'deki lojistik alanlara uzanan öneri demiryolu hattı ile desteklenmiştir. Böylece Ambarlı Limanı, önemli sanayi alanları ve lojistik bölgelerle demiryolu güzergahları ile ilişkilendirilmiştir.


       Ambarlı Liman Bölgesi'nin daraltılması; bölgede yer alan sanayi ve lojistik faaliyetlerin liman ile olan ilişkisinin kopartılması anlamına geleceğinden, bölgedeki yük akışı trafiğini daha da olumsuz etkileyecek niteliktedir. " Denilerek.


     15.06.2009 onaylı 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'nın çeşitli kararlarında değişiklik talep eden ilgi (a) ve (b) itirazların ilgili mevzuat hükümlerine göre incelenmek ve karar alınmak üzere Büyükşehir Belediye Meclisine havale olunmuştur.     

        

       KOMİSYON GÖRÜŞÜ: 15/06/2009 t.t.li 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'na yapılan itirazlar incelenmiş olup, plan paftasında ve plan notlarında Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından yapılması uygun mütalaa edilen değişikliklerin yapılması, bunun dışında kalan konularda 1/100.000 ölçekli plan hükümlerinin korunması Komisyonumuzca uygun görülmüştür.  

            

       Meclisimizin onayına arz olunur.”


Şeklinde hazırlanan İmar ve Bayındırlık Komisyonu raporu; İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin 6. Seçim Dönemi 3. Toplantı Yılı, Nisan Ayı Toplantılarının 15 Nisan 2011 tarihli 5. birleşiminde okunarak, yapılan işaretle oylama neticesinde raporun aynen ve Oybirliği ile kabulü kararlaştırılmıştır.