DOĞA ÇEVRE SU ÇÖP KİMYASAL KÖMÜR FOSİL TOPRAK HAVA ATIK PİL EKOSİSTEM HURDA YAĞ MİKROP GÜNEŞENERJİ

11 Haziran 2013 Salı

Devlet Halkına Savaş Açtı Bugün susan bir daha konuşmasın!




                    Devlet Halkına Savaş Açtı                                     Bugün susan bir daha konuşmasın!

İktidara geldikleri günden beri yeşil alan gördükleri her alanı boş kalmış, değerlendirilmesi gereken alan olarak gören, kültürel amaçlı binaları rant getirecek yatırımlara kurban eden, her fırsatta kendilerine karşı haksızlık edildiğini, kendilerinin çok demokrat olduklarını tekrarlayıp duran pek sevgili iktidarımız, taksimde, şehirlerine, parklarına sahip çıkmaya çalışan insanlara karşı savaş açtı.
 Şu ana kadar söylenen, en az iki kişinin öldüğü, yüzlerce yaralının olduğu yolundaki haberlere rağmen, gerek İstanbul Valisi, gerek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı televizyonlara çıkıp, hiçbir müdahelenin olmadığını ya da aslında taksimde hiç de Aöyle söz edildiği gibi projelerin yapılmayacağını yüzleri kızarmadan söyleyebiliyorlar.

Bir yandan hiçbir müdahalenin olmadığını açıklayan Vali Mutlu, diğer yandan 12 kişinin yaralı olarak hastanelere kaldırıldığını, 63 kişinin göz altına alındığını söylüyor.Eğer müdahale olmadıysa bu kişiler nasıl yaralandı, neden göz altına alındılar? Sayın Valinin söylediklerinden hangisi doğru? Biz bu söylenenlerin hangisine inanacağız?

Eğer öyle projeler yoksa bu projelerle ilgili kararlar, planlar nerden çıktı ya da bu projeye yürütmeyi durdurma kararı veren idare mahkemesi, olmayan bir projeyi mi durdurdu. Mahkeme kararı mı doğru söylüyor yoksa Kadir Topbaş mı? Bunu biraz düşünmek gerekiyor.

Televizyonlarda gördüğümüz, havaya atmak yerine nişan alarak ateş eden, insanların yaralanmasına, belki de ölmesine neden olan polisler kimden emir alarak bu eylemi yapmaktadırlar?

Tüm bu olaylar gerçekleşirken, bayat dizileri, dandik magazin programlarını göstererek haber vermeme görevlerini yerine getiren ulusal yalaka medyayı da ayrıca kutluyorum.

Şehirlerini, yaşam alanlarını, parklarını savunmak isteyenlere karşı açılan bu savaşın sorumlusu kimdir? Bu sorumlulara karşı nasıl bir işlem yapılacaktır. Yoksa yine, bunları yapanlar bir avuç çapulcuydu deyip, işin içinden sıyrılmaya mı çalışacaksınız?
Bilin ki, gerek İstanbulda, gerek ülkenin diğer şehirlerinde yaşam haklarını savunan çapulcuların bir parçası olmaktan çok mutluyuz…                          

BASIN SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL AKÇAOĞLU           SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ








5 Haziran 2013 Çarşamba

Gezi Parkı Direnişinin Gölgesinde Bir Çevre Günü








T.C. Anayasası Madde 56- Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Anayasa böyle dese de son zamanlarda işler hiç de böyle yürümüyor. Çevremiz son hızla sağlıksızlaşıyor. Her yönden çevreye ve doğaya yöneltilen saldırılar çoğalıyor. Çevre sorunlarına müdahale etmeye çalıştığımızda ya da yaşam alanlarımıza sahip çıkmaya kalktığımızda baskılarla karşılaşıyoruz.
Çevrenin ve doğanın korunması için önemli bir adım olan ÇED (Çevresel Etki Değerlendirilmesi) uygulamaları her fırsatta devre dışı bırakılmaya çalışılıyor. Çevreye zararlı olabilecek birçok yatırım şimdiden ÇED uygulamaları dışına çıkarılmış durumda.
Yeni çıkarılmaya çalışılan Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu denen kanun tabiatı korumak değil, tabiatın nasıl yağmalanacağının kanunu gibi gözüküyor.
Günlerdir Taksim Gezi parkı ve ağaçlarını korumak için sürdürülen çabalar ve buna karşı yapılanlar hepimizin gözü önünde gerçekleşiyor. Bu tür olaylar, çevrenin ve doğanın korunması için çaba harcamanın giderek daha sert cezalandırılacağını düşündürüyor.
Bugün ülkemiz, madencilerin talanına açılmıştır. Ülkemizin her köşesinde siyanür ile altın ve gümüş madenciliği yapılmaktadır.
İhtiyacımız olmadığı kadar çok enerji yatırımı yapılmaktadır ve bunların çoğu hidrolik santrallerdir. Bu santraller enerjiden daha çok su kaynaklarımızı tekelleştirmek, yağmalamak için yapılıyor olduklarını düşündürmektedirler.
Tüm dünyanın yavaş yavaş terk etmeye hazırlandığı nükleer santrallere yatırım yapmak ülkemiz için bir aymazlık halidir.
Tarımımız da benzer tehlikelerle karşı karşıyadır. Bugün artık yerel tohumlarla üretim yapmak neredeyse imkansız hale getirilmeye çalışılmakta ve hem çiftçilerimiz, hem de tüketicilerimiz tohum şirketlerine mecbur kılınmaktadır.
Neredeyse herkesin karşı çıktığı GDO'lu ürünlerin ithali ve bu ürünlerin ülkemizde üretilmesine karşı olan yasaklar küçük adımlarla delinmeye çalışılmaktadır.
Tüm bu koşullar altında bir çevre günü kutlamak bize hiç iç açıcı gelmese de hepinizin çevre gününü kutlar ve hepinizi çevre sorunlarına karşı duyarlı olmaya davet ediyoruz...                                                                                 

                                      SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ Başkanı Ali KORSAN



31 Mart 2013 Pazar

Özcan Işıklar, Kasaba Taraftar Grubuyla kahvaltıdaydı...



Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Silivri Çevre Derneği çey bahçesinde
Silivri Spor Kasaba Taraftar Grubuyla sabah kahvaltısı yaptı.
Bu aynı zamanda bahar mevsiminin ilk sabah kahvaltısıydı...


Çok sayıda taraftarın katıldığı kahvaltıda bir konuşma yapan Işıklar, Silivri'de çevre ve sporun çok önemli olduğunu vurgulayarak Kasaba Taraftar Grubunun çevreye ve spora önemli katkılarından dolayı memnuniyetini belirterek, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Kasaba Taraftar Grubuna destek vereceklerini söyledi.


Silivri Belediye başkanı Özcan Işıklar sporun her dalında, özellikle olimpik spor dallarında da sporcu yetiştirmek için çalıştıklarını belirterek Kasaba Taraftar grubundan Olimpiyat spor
bilincinin Silivri'de gelişmesine katkıda bulunmalarını istedi.



18 Aralık 2012 Salı

İğneada’da Termik Santrale karşı eylemler sürüyor!..

İğneada’da Termik Santrale karşı eylemler sürüyor!..





17 Kasım 2012'de İğneada, Beğendik Köyü'nde "Termik ve Nükleer Santral İstemiyoruz!" adlı bir çadır kamp düzenleneceğini duyunca Silivri Çevre Derneği'nden Başkan Ali Korsan ve yönetim kurulu üyeleri Ertuğrul Akçaoğlu ile adem akıncıoğlu sabah erkenden İğneada'ya doğru yola koyulduk.


İğneadalılar, Beğendik köylüleri, Trakya'nın her köşesinden gelmiş çevreciler, dağcılar, bisikletliler ve motosikletlilerden oluşan bir grup, termik santralın yapılmak istendiği yerde çadır eylemi yapıyor ve yapılmak istenen santralı protesto ediyorlar. Yüze yakın çadırda yaklaşık üçyüz kişi bu geceyi çadırda geçiriyorlar.
Öğle saatlerinden itibaren toplanmaya başlayan gruplar, sözde santral alanına çadırlarını kurdular. Sonra topluca çorba ve pilav yenildi.

Daha sonra İğneada Belediye Başkanı'nın gelmesiyle, gruplar sınıra yürüyerek eyleme destek veren komşu Bulgar köylüleriyle buluşmak istediler fakat yetkililer buna izin vermediler. Bunun yerine yarın kumsalda sembolik bir protesto yürüyüşü yapılacak.
Akşam saat beşte sahilde büyük bir ateş yakıldı. Aynı saatte karşıdaki Bulgar köyü Rezova'da da büyük bir ateş ve meşaleler yakılarak Beğendik'deki eyleme destek verildi. Rezovalılar'ın ateşi tam snırdaydı. Beğendik Köyü'ndeki protestocular ise askeri bölge nedeniyle ateşlerini sınırdan yaklaşık iki kilometre uzakta yaktılar.

Dünyanın ender rastlanan harikalarından biri olan Longoz Ormanlarının (su basar ormanlarının) bulunduğu İğneada yöresi daha önce sularının İSKİ tarafından İstanbul'a taşınması tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Şimdi de nükleer ve termik santral yapılma tehlikesi ile karşı karşıya.

2500 hektar alanı kaplayan İğneada Longozları, bu güne kadar yapılan araştırmalara göre, 27 tür ağaç ve ağaççık, 4'ü endemik olmak üzere toplam 671 tür bitki, 221 tür kuş, 50 tür memeli, 35 tür sürüngen, 310 tür böcek, 30 tür tatlı su balığı ve 20 tür ekonomik değeri olan deniz balığı türünün yaşam alanıdır.

İğneada Longozları ve akarsuları üzerindeki tehdit, milyonlarca yıldır buradaki farklı ekosistemlerde varlığını sürdüren zengin, canlı yaşamla birlikte balıkçılığı ve bölge halkına yeni bir geçim kaynağı sağlayacak olan ekoturizmin gelişmesini de tehdit etmektedir.

İğneada'da bir nükleer santral ya da termik santral yapılmasına izin verilemez. Bu bir doğa cinayetidir. İğneada çevresindeki doğa harikaları kıskançlıkla korunmalıdır.

Türkiye'nin termik santrallerle ya da nükleer santrallerle elde edilecek enerjiye ihtiyacı yoktur.

Bu Güneş, Bu Rüzgâr Bize Yeter!
















18 Kasım 2012 Pazar

İğneada’da Termik Santrala karşı eylemler sürüyor!..







İğneada’da Termik Santrala karşı eylemler sürüyor!.
                                                                         
                                                                        18 Kasım 2012

17 Kasımda İğneada, Beğendik Köyünde "Termik ve Nükleer Santral İstemiyoruz!" adlı bir çadır kamp düzenleneceğini duyunca Silivri Çevre Derneğinden Başkan Ali Korsan ve yönetim kurulu üyeleri Adem Akıncıoğlu ile Ertuğrul Akçaoğlu sabah erkenden İğneadaya doğru yola koyulduk.
İğneadalılar, Beğendik köylüleri, Trakyanın her köşesinden gelmiş çevreciler, dağcılar, bisikletliler ve motorsikletlilerden oluşan bir grup, termik santralın yapılmak istendiği yerde çadır eylemi yapıyor ve yapılmak istenen santralı protesto ediyorlar. Yüze yakın çadırda yaklaşık üçyüz kişi bu geceyi çadırda geçiriyorlar.
Öğle saatlerinden itibaren toplanmaya başlayan gruplar, sözde santral alanına çadırlarını kurdular. Sonra topluca çorba ve pilav yenildi.
Daha sonra İğneada Belediye Başkanının gelmesiyle, gruplar sınıra yürüyerek eyleme destek veren komşu Bulgar köylüleriyle buluşmak istediler fakat yetkililer buna izin vermediler. Bunun yerine yarın kumsalda sembolik bir protesto yürüyüşü yapılacak.
Akşam saat beşte sahilde büyük bir ateş yakıldı. Aynı saatte karşıdaki Bulgar köyü Rezova'da da büyük bir ateş ve meşaleler yakılarak Beğendik'deki eyleme destek verildi. Rezovalıların ateşi tam snırdaydı. Beğendikteki protestocular ise askeri bölge nedeniyle ateşlerini sınırdan yaklaşık iki kilometre uzakta yaktılar.
Dünyanın ender rastlanan harikalarından biri olan Longoz Ormanlarının (su basar ormanların) bulunduğu İğneada Yöresi daha önce sularının İSKİ tarafından İstanbula taşınması tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Şimdi de Nükleer ve Termik santral yapılma tehlikesi ile karşı karşıya.
2500 hektar alanı kaplayan İğneada longozları, bu güne kadar yapılan araştırmalara göre, 27 tür ağaç ve ağaççık, 4'ü endemik olmak üzere toplam 671 tür bitki, 221 tür kuş, 50 tür memeli, 35 tür sürüngen, 310 tür böcek, 30 tür tatlı su balığı ve 20 tür ekonomik değeri olan deniz balığı türünün yaşam alanıdır.
İğneada longozları ve akarsuları üzerindeki tehdit, milyonlarca yıldır buradaki farklı ekosistemlerde varlığını sürdüren zengin, canlı yaşamla birlikte balıkçılığı ve bölge halkına yeni bir geçim kaynağı sağlayacak olan ekoturizmin gelişmesini de tehdit etmektedir.
İğneada'da bir nükleer santral ya da termik santral yapılmasına izin verilemez. Bu bir doğa cinayetidir. İğneada çevresindeki doğa harikaları kıskançlıkla korunmalıdır.
Türkiyenin termik santrallarla ya da nükleer santrallarla elde edilecek enerjiye ihtiyacı yoktur.
Bu Güneş, Bu Rüzgar Bize Yeter!
                                                                    Başkan    
                                                                            Ali Korsan 


Adres:                                                                                         
Piripaşa Mahallesi, Cumhuriyet Caddesi,                                                                    TEL:  0212 727 55 88                                
Makbule Yönel İş Merkezi, Çekme Kat, No: 206                                                       GSM: 0532 241 74 67                    

Silivri 34570 İSTANBUL                                                                  E Mail: silivricevredernegi@gmail.com