DOĞA ÇEVRE SU ÇÖP KİMYASAL KÖMÜR FOSİL TOPRAK HAVA ATIK PİL EKOSİSTEM HURDA YAĞ MİKROP GÜNEŞENERJİ

20 Haziran 2014 Cuma

AKP Silivri İlçe Başkanı Dilek Demiral'ın Söyledikleri Hakkında...

Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan, basın toplantısında kendisini eleştiren AK Parti İlçe Başkanı Demiral'a, İBB Başkanı Topbaş'ı adres gösterdi.


Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan, basın toplantısında kendisini eleştiren AK Parti İlçe Başkanı Demiral'a, İBB Başkanı Topbaş'ı adres gösterdi.    

Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan, AK parti İlçe Başkanı Dilek Demiral'ın, basın toplantısında kullandığı "Çevrecilik beyanat vermekle ya da, belediyeden çay bahçesi almakla olmuyor" şeklindeki cümlesin cevap verdi.

Demiral'ın öncelikle kendisine ait olan manda çiftliği aracılığıyla Silivri'deki Kula Deresi'ni kirleten İBB Başkanı Kadir Topbaş'a dönüp bakmasını tavsiye eden Korsan, "Biz küçücük bir sivil toplum kuruluşuyuz. Biz beyanat verdik. Siz iktidar partisinin kocaman ilçe teşkilatı başkanısınız. Siz bu konuda ne yaptınız? Yarın oradaki köylülerden nasıl oy istemeye gideceksiniz? 'O köy olmasa da olur' mu diyeceksiniz." şeklinde konuştu.

Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan'ın yazılı açıklaması şu şekilde: 

Türkçemizde "ağzı olan konuşuyor" diye bir söz vardır. İnsanların gereksiz yere konuştuklarında kullanılan bir sözdür. Biz bu görüşe katılmıyoruz. Herkes konuşmalı. Bol bol konuşmalı. Fakat konuşurken ne konuştuğuna, ne söylediğine dikkat etmeli. Bazı şeyleri sırf konuşmuş olmak için söylememeli. Ne söylediğini bilmeli.
AKP Silivri İlçe Başkanı Sn. Dilek Demiral, düzenlediği basın toplantısında Silivri Çevre Derneği hakkında da konuşmuş. Söylenecek çok şey var fakat biz sadece söylediklerinden bazılarına cevap vermek istedik.

Önce çay bahçesinden başlayalım. Sn. Özcan Işıklar bu çay bahçesini verdiğinden beri dillerden düşmedi. Ne kadar çok insanın gözü varmış meğer. Biz istemedik, Sn Işıklar kendi isteğiyle verdi. Bu kadar gözünüz kaldıysa siz de isteyin, eminim bir tane de size verir.

Gelelim beyanat vermeye... Bazı konularda elimizden gelen ne yazık ki sadece beyanat vermek. AKP iktidarının bir oldu bittiye getirerek ilçemizin başına bela ettiği, artık onunla anılır ve bilinir olduğumuz Silivri Cezaevi'nin atıklarının Kula Deresi'ni kirletmesi konusunda sadece beyanat verebilirdik. Cezaevine yeni bir arıtma tesisi yapacak halimiz yoktu. Defalarca beyanat verdik. Sonunda Cezaevine yeni bir arıtma tesisi yapıldı. Tam Kula Deresi artık kurtuldu diye sevinirken, Sn. Topbaş'ın mandaları Kula Deresi'nin canına okudu. Köylülerden gelen şikayet üzerine yine beyanat verdik. Başka ne yapacaktık. Gidip mandaların altına bez bağlayamazdık ya. Üstelik bu defa beyanatımız pek işe de yaramışa benzemiyor. İlk günlerde, on güne kalmaz sorunu halledeceğiz denmesine rağmen, yirmi gün geçti, sorun hala hallolmadı. Daha dün köylüler, sorun daha çok büyüdü diye şikayet ediyorlardı.

Biz küçücük bir sivil toplum kuruluşuyuz. Biz beyanat verdik. Siz iktidar partisinin kocaman ilçe teşkilatı başkanısınız. Siz bu konuda ne yaptınız? Yarın oradaki köylülerden nasıl oy istemeye gideceksiniz? "O köy olmasa da olur" mu diyeceksiniz.

Ayrıca, Silivri Çevre Derneği'nin beyanat vermek dışında ne işler yaptığını bilmiyorsanız, çevrenizde şöyle bir soruşturun. Size anlatacaklardır. Eğer isterseniz biz de size yirmi yıllık bir faaliyet raporu göndeririz.

5 Haziran 2014 Perşembe

5 Haziran Dünya Çevre Günü Basın Açıklaması










Yıl 2014. Bir Çevre Günü'nde daha herkesin bildiği Silivri'nin çevre sorunlarını bir kere daha gözden geçirelim.

Şu anda, en önemli sorunumuz Boğluca Deresinin ıslahı gibi gözüküyor. İSKİ yıllar önce başladığı çalışmaları hala bitiremedi. Birkaç istimlâkı tamamlayamadıkları için Silivri'nin ortası bir yıkıntı halinde.



Yine Büyükşehir ve İSKİ'nin büyük bir hevesle yedi-sekiz yıl önce başladıkları kanalizasyon ve biyolojik arıtma tesisi çalışmaları yerinde sayıyor. Silivri'nin tüm kanalizasyon atıkları denize boşalmaya devam ediyor. Derin deniz deşarjı da yetersiz kaldığında kanalizasyon atıkları Boğluca Deresi ağzından Silivri sahiline boşaltılıveriyor. Sonra Büyükşehir belediyesinin kayıkları ve ekipleri sahilden yosun topluyorlar. Aslında çok iyi biliyorlar ki, o yosunlar toplamakla bitmez. Onlar denize dökülen kanalizasyon atıklarından besleniyorlar ve aynı hızla üremeye devam edecekler.

Ayrıca İskele Meydanında, Atatürk Anıtının hemen yanından geçen kanalizasyon kanalı onbeş-yirmi günde bir tıkanıp taşıyor ve tüm iskele meydanını atıklar kaplıyor. İSKİ'nin tüm yaptığı vidanjör gönderip, kısa bir süre sonra tekrar tıkanıncaya kadar kanalı açmak, Kanal bir daha tıkanmasın diye yapılan bir çalışma yok. Önümüz yaz. Silivri bir turizm kasabası. İSKİ'nin bu başarılı (!) çalışmaları sayesinde Silivri'ye gelenler kanalizasyon atıkları içinde dolaşmak zorunda kalacaklar ve sürekli burunlarını tıkayacaklar.


Bunun bir benzeri Erseven Sitesinin önünde yaşanıyordu. İSKİ tıkanıklığın sebebini ortadan kaldıramadığı için sonunda kanal ile deniz arasına bir boru döşeyerek kanaldan taşanları doğrudan denize boşaltmaya başladı. Yüzeye çıkan birşey olmadığı için kimse farketmiyor fakat kanalizasyon doğrudan denize boşalmaya devam ediyor. İSKİ'ye göre, inşallah derenin ıslahı bitip sonra da arıtma tesisi yapılınca burası da yeniden yapılıp, düzeltilecek.

Bunlara ek olarak yalnızca liman içinde, balıkçılardan, piramit çay bahçesine kadar olan sahil şeridinde yağmur kanalı adı altında atık tahliye kanalları bulunmaktadır.

Silivri'nin en önemli sorunlarından bir diğeri otopark sorunudur. Kaymakamlığın yanına yapılacak yeraltı otoparkı Silivri Belediyesi ile Büyükşehir arasında süren bir yılan hikayesine döndü. Büyükşehir bunu engelleyip duruyor. Fakat Silivri'nin artık beklemeye tahammülü yok. Belki de bu projeden vazgeçip yeni dönemle birlikte yeni otopark projeleri yapmak gerekiyor.

Silivri'nin en önemli sorunlarından bir başkası ise yeşil alanların yetersizliği. Sayın Özcan Işıklar geçen dönem ilçemizin bir çok yerinde çok sayıda parklar yaptı fakat çok daha fazla yeşil alan ihtiyacımız var.

Eskiden her evin kendi bahçesi ve kendi ağaçları vardı. Yeni imar düzeniyle neredeyse Silivri'nin içinde hiç ağaç kalmadı. Kalan tek tük ağacın da çeşitli bahanelerle her gün kesildiğini görüyoruz. Silivri'nin ciddi bir rüzgar erozyonu sorunu var. Esen her rüzgar ovadan Silivri'ye toz bulutları getiriyor. Silivri'yi bu tozlardan korumak için Yeşil Bir Kuşağa ihtiyaç var. Dolayısıyla yalnız Silivri'nin içinin ağaçlandırılması değil, çevresinin de yeşil bir kuşakla sarılması gerekiyor.

Yaya kaldırımları yayalar içindir. Elektrik direkleri, tabelalar ve kaldırım ortasına ağaç dikilerek işgal edilmeleri kaldırımları kullanılmaz hale getirmektedir. Bunlar kaldırımların kenarına alınmalıdır. Ayrıca kaldırımların ortasına kadar uzanan apartman merdivenleri de başka bir sorundur ve hergün artmaktadır.

Ayrıca:

Turizm için tarihi dokunun korunması ve Aziz Nektaryus'un evinin yapılarak ziyarete açılması,

Silivri'ye çok amaçlı Kültür Evi ve tiyatro salonu yapılması,

Kentsel dönüşüm yapılarak sahilin düzenlenmesi,

Kapalı Semt Pazarları yapılması,

Silivri'nin merkezi bir yerine bir Silivri Müzesi yapılması Silivri'nin acil ihtiyaçları arasındadır.

Bir de Sayın Özcan Işıklar, seçim konuşmalarında Silivri sahiline 40 km. sahil yolu yapacağız, dedi. Biz sahil yolu değil, 40 km. açık plaj istiyoruz. Sahiller yol değil, plaj yapılmalı ve bu plajlar birileri tarafından yağmalanmadan herkesin kullanımına açık olmalıdır.

                                                                                                                                        05 06 2014
                                                                                                                SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ 
                                                                                                                   Başkanı Ali KORSAN













3 Haziran 2014 Salı

Silivri Belediyesi Çevre Günü etkinlikleri kapsamında.. 3 HAZİRAN 2014 ÇEVRE GÜNÜ



                                                                                                                               03 Haziran 2014 Salı

Tertemiz Geleceğe Birlikte Yürüyelim! Silivri Belediyesi 

Çevre Günü etkinlikleri kapsamında öğrencilerin ve Silivrililerin katılımıyla Silivri Sahil şeridi temizliği ve bir dizi etkinlik gerçekleştirecek. 
GÜNDEM 03 Haziran 2014 Salı 16:16ABONE OL Tertemiz Geleceğe Birlikte Yürüyelim! 

Silivri Belediyesi Çevre Günü etkinlikleri kapsamında öğrencilerin ve Silivrililerin katılımıyla Silivri Sahil şeridi temizliği ve bir dizi etkinlik gerçekleştirecek.
 Silivri Belediyesi Çevre Günü etkinlikleri kapsamında 
Silivri Çevre Derneği, TEMA Vakfı Silivri Temsilciliği, Kent Konseyi ve Silivri İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ortaklığında bir dizi etkinlik gerçekleştirilecek. 4 Haziran Çarşamba Günü 17.00’de Sahil Nazım Hikmet Heykeli önünden başlayacak Çevre Kortejinin ardından, sahil kordon boyunda deniz içi de dahil olmak üzere mıntıka temizliği yapılacak. 

BALIK ADAMLAR TEMİZLİK YAPACAK Etkinlik kapsamında sualtı rekorlarıyla tanınan emekli SAT komandosu Namık Ekin de ekip arkadaşlarıyla birlikte Silivri denizinde dalış yapacak. Balık adamlar su altındaki atıkları gün yüzüne çıkaracak.
 ÇEVRE GÜNÜ PROGRAMI: 4 HAZİRAN 2014 ÇARŞAMBA -Çevre Korteji -Silivri Sahili kıyı temizliği -Namık Ekin ve ekibinin dalışı -Protokol konuşmaları -Çevre konulu şiirlerin okunması -Öğrencilerin ağaç figürü oluşturması -Atık Pil Toplama Kampanyası ödül töreni - Silivri Belediyesi Geri Dönüşüm Panosunun açılışı -Katılımcılara ıhlamur fidanlarının dağıtımı 

Güncelleme Tarihi: 03 Haziran 2014, 16:18 #Tertemiz Geleceğe Birlikte Y!ürüyelim

SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ
Başkanı ALİ KORSAN











2 Haziran 2014 Pazartesi

Silivri Sahili yosunlardan temizleniyor




Haberin videosu için alternatif link http://www.sha.com.tr/silivri-sahili-yosunlardan-temizleniyor-video,592.html 
 

SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ GİRİŞİMLERİYLE SAHİL YOSLARIN TEMİZLİĞİ

 Silivri Sahili yosunlardan temizleniyor 

 İstanbul Büyük şehir Belediyesi ekipleri, son haftalarda Silivri sahiline vuran ve ortaya kötü kokular çıkaran yosunları temizlemek için çalışma başlattı.

 GÜNDEM 02 Haziran 2014 Pazartesi 19:19ABONE OL 

 İstanbul Büyük şehir Belediyesi ekipleri, son haftalarda Silivri sahiline vuran ve ortaya kötü kokular çıkaran yosunları temizlemek için çalışma başlattı. Özellikle Erseven sitesi önünde yoğun bir şekilde görülen yosunlar son haftalarda kalın bir tabaka haline gelmiş ve sahile yaydığı kötü kokuyla da dayanılmaz boyuta ulaşmıştı.

 İstanbul Büyük Şehir Belediyesi (İBB) ekipleri, sahili etkisi altına alan yosunları temizlemek için çalışma başlattı. 

Bugün İSTAÇ’tan gelen yaklaşık 50 kişilik temizlik ekibi ,sahile vuran yosunları Yosun temizleme aracı, tırmık ve küreklerle toplamaya başladı. Poşete konulan yosunlar kamyonlara doldurularak çöpe götürülüyor. 

Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan’da görevlilerin çalışmalarını yerinde inceleyerek çalışmalarından dolayı teşekkür etti.

 Haberin videosu için alternatif link Güncelleme Tarihi: 02 Haziran 2014, 19:48 #Silivri Sahili yosunlardan temizleniyor

SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ 
Başkanı ALİ KORSAN











30 Mayıs 2014 Cuma

Muhallebi Kralı Kadir Topbaş'ın Mandaları Kula Dere'yi Batırdı!..





İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, İstanbul'un dört bir yanına dağılmış olan muhallebi dükkanlarında kullanılmak için manda sütü üreten çiftliklerinden biri geçtiğimiz yıl Silivri'nin Büyük Sinekli Köyü'nde inşa edildi. Altıyüz baş civarında mandanın bakıldığı çiftliğin tüm atıkları son on gündür çiftliğin yakınından geçen Kula Dere'ye akıtılmakta ve dere kısa bir zamanda bataklığa dönmüş durumdadır.

Birçok köyün arazisinden, bostanların, mısır ve ayçiçek tarlalarının arasından geçerek Kınalı mevkiinde yer alan yazlıkların arasından Marmara Denizi'ne dökülen Kula Dere'yi daha önce Silivri Cezaevi'nin atıkları kirletiyordu. Uzun mücadelelerden sonra yetersiz arıtma tesisini büyüterek artık dereyi kirletmeyen Cezaevinin yerini şimdi Muhallebi Kralı Topbaş'ın mandaları aldı.

Büyük bir bölümü bataklığa dönmüş olan derede mandaların dışkıları suyun üzerinde yüzüyor ve başta balıklar olmak üzere tüm su canlıları ölmektedir
.

Silivri Belediyesi'ni, Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanlığı'nı, İstanbul İl Çevre Müdürlüğü'nü, İSKİ'yi ve ilgili bakanlıkları göreve davet ediyoruz.

Sularımızı kirletmeyelim. Derelerimiz özgür aksın!..





Muhallebi Kralı Kadir Topbaş'ın Mandaları Kula Dereyi Batırdı

23 Mayıs 2014 Cuma

Devlet Silivri'yi De Satıyor! Taşı Toprağı Satılık İstanbul...





Devlet Silivri'yi De Satıyor! Taşı Toprağı Satılık İstanbul...


İçeriğe atla Gmail ürününü ekran okuyucularla birlikte kullanma Meet Chat 1.153 ileti dizisinden 657. BASIN AÇIKLAMASI YAPILACAK MI? adem akıncıoğlu
  23 May 2014 14:59 Alıcı: ali, ertuğrul, ben, nejat Taşı Toprağı Satılık İstanbul... Özelleştirme Yüksek Kurulu, İstanbul’daki 71 taşınmazı özelleştirecek. Yapılaşma yasağı olan dere yatakları, yol, dini tesis, arkeolojik alan gibi parsellerin olduğu taşınmazlara gelecek imar izniyle toplamda 2 bin dönüm arazi imara açılacak.

 8 Mayıs 2014’te Resmi Gazete’de yayımlanan Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı’na göre İstanbul’da 71 taşınmaz için özelleştirme kararı alındı. Özelleştirilen taşınmazlar arasında yapılaşma yasağı olan dere yatakları ile yol, dini tesis, belediye hizmet alanı gibi parseller var. Devlet 

Silivri'yi De Satıyor! Karara göre, Sarıyer Gümüşdere’de 590 bin 343 metrekarelik dere koruma, rekreasyon, dinlenme alanı, Rumelifeneri’nde 28 bin 450 metrekarelik askeri alan, Kartal Gümüşpınar’da 257 bin metrekarelik yeşil alan ve yol, Silivri

 Alibey Mahallesi’nde 56 bin 557 metrekarelik tarımsal üretim teknolojileri geliştirme parkı özelleştiriliyor. 
Çatalca Kaleiçi Mahallesi’nde 193 bin metrekarelik plansız alan, 197 bin 512 metrekarelik tarım alanı yapılaşmaya açılıyor, Eyüp Kemerburgaz’da 8 bin 473 metrekarelik tarım alanı özelleştiriliyor. Fatih Binbirdirek’te 12 parselde toplam 16 bin 800 metrekarelik arkeolojik alan da özelleştirme kapsamında. Rumelifeneri’nde 21 bin metrekarelik açık spor tesisi ve yol,
 Silivri Alipaşa Köyü’nde 30 bin metrekarelik yol, park, dini tesis alanı, Çatalca Kaleiçi Mahallesi’nde 75 bin metrekarelik tarım ve enerji nakil hattı koruma kuşağı da bu kapsamda özelleştirilecek. Fabrikanın her tarafı kapalı.Toz işgali altında.jpg görüntüleniyor.

17 Mayıs 2014 Cumartesi

YEŞİL VE SOL 2014 BAHAR BULUŞMASI PROGRAM


YEŞİL VE SOL 2014 BAHAR BULUŞMASI 17 – 19 MAYIS 2014 OCAKLAR MAHALLESİ / ERDEK / BALIKESİR 

2. DUYURU Yine Ocaklar’da düzenlediğimiz ilk buluşmanın üzerinden altı yıl geçti. Bu altı yıl içinde, ülkenin birçok yerinde, hali hazırda devam edenlerin yanı sıra, ekolojik yıkıma neden olacak birçok tehdide karşı yeni mücadeleler başladı. Gıda, ekoloji tartışmalarının merkezine oturdu. Daha fazla insan kentleri terk ederek, kırsal alanda yeni yaşam deneyimleri için harekete geçtiler. Ekoloji kökenli platformlar, devinimlerini kaybetse de varlığını sürdürdüler. Gerek ulusal çapta, gerekse yerel ölçekte birçok sivil toplum kuruluşu çalışmalarını devam ettirdi. 

Yeşil hareket içinden bir parti çıktı, başka bir partiyle birleşti, şimdi bir başkası ile birleşme eğiliminde. Ve Türkiye’de ortaya çıkışından yıllar sonra, yeşil hareket gezi direnişi ile ilk kez ülke çapında gündeme oturdu. Ancak ne yazık ki var olan dağınıklığı nedeniyle, kendisine yönelen toplumsal duyarlılığa yeterince güçlü bir yanıt veremedi. Tüm bunların yanı sıra ülkede yaşanan ekolojik krize demokrasi krizi de eklendi ve çarpık kurulmuş hukuk devleti, yaşanan sorunlara yanıt üretemez hale geldi. 

2014 Bahar Buluşmasında tüm bu süreçleri, süreçlerin özneleriyle birlikte değerlendirmeye çalışacağız. Amacımız, yeşil hareketin toparlanma sürecine girebilmesi için, somut olarak yapılması gerekenleri ve nasıl yapılabileceğini tartışmaktır. Bu tartışmayı Ocaklar’a özgü yaşama dokunan uygulamalar eşliğinde gerçekleştireceğiz. Aşağıda program ve ayrıntılarını görebileceğiniz buluşmaya katılım için, kayıt formunu ve diğer formları ekte bulabilirsiniz. Görüşmek üzere, Kadir DADAN & Ender EREN, Yeşil ve Sol Çalışma Grubu 0530 403 13 66 & 0542 582 06 72 - bilgi@yesilvesol.org YEŞİL VE SOL 2014 BAHAR BULUŞMASI PROGRAM 16 MAYIS 2014 CUMA 21.00 – 22.00 HOŞGELDİN & TANIŞMA HOTEL SARE 17 MAYIS 2014 CUMARTESİ 10.30 – 19.00 TEORİK TARTIŞMA HOTEL SARE & BAĞBAHÇE 10.30 – 10.45 AÇILIŞ KONUŞMASI 10.45 – 12.30 KONFERANS – AHMET SOYSAL – GEZİ DİRENİŞİ VE DEMOKRASİ 12.30 – 13.30 ARA 13.30 – 15.30 TÜRKİYE’DE YEŞİL POLİTİKANIN ÇEYREK YÜZYILINDAN SATIRBAŞLARI 15.30 – 15.45 ARA 15.45 – 17.15 YEREL SEÇİM DENEYİMLERİ 17.15 – 17.30 ARA 17.30 – 19.00 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ 21.30 – 23.30 YILDIZLARA YOLCULUK & AYIN DOĞUŞU KLEPSE SIRTI & BAĞBAHÇE 18 MAYIS 2014 PAZAR 09.00 – 12.00 TOPRAKLA TEMAS BAĞBAHÇE 12.30 – 14.00 YEŞİL EKONOMİ ÇİFTÇINAR AİLE ÇAY BAHÇESİ ÜRETİCİ VE TAKAS PAZARI 14.30 – 17.00 GÖRÜŞ ALIŞ VERİŞİ HOTEL SARE & BAĞBAHÇE 14.30 – 17.00 BİRLİKTE HAREKET ETMEK İÇİN YEŞİL POLİTİKANIN OLASI ZEMİNLERİ 17.30 – 19.30 MUTFAK HOTEL SARE GİRİT, POMAK, BOŞNAK, SELANİK, KAPIDAĞ VE KATILIMCILARIN YÖRELERİNİN YEMEKLERİ 19.30 – 23.00 GÜNEŞİN SOFRASI HOTEL SARE 19 MAYIS 2014 PAZARTESİ 10.30 – 13.00 HALK SANATLARI ile ELELE / RENKLE TASARIMLAR – FATMA MERAL HORNE HOTEL SARE 14.00 – 15.00 ORTAK ARŞİV ÇALIŞMASI HOTEL SARE 15.00 – 16.30 BULUŞMA KARAR ÖNERİLERİ HOTEL SARE 16.30 – 17.00 KAPANIŞ KUMSAL PROGRAM AYRINTILARI Sevgili Dostlar, Geçen yıllardakilerden farklı olarak, bu yılki buluşmamızı, ekolojik yaşama yönelik deneyimlerle zenginleştirmeye çalışacağız. Amacımız, politikanın yaşamla olan iç içe geçmişliğinin farkına varmak, söylemlerimizin yaşamımızdaki izdüşümlerini ortaya çıkarmak ve görünür, hissedilir ve tekrarlanabilir bir izlek oluşturmaya çalışmaktır. Hemen işin başında size öneriyorum ki, eğer Cuma akşamı Ocaklar’da olursanız, yol yorgunluğu hissetmeden programı doya doya yaşayabilirsiniz. Size düşünsel ve uygulama olarak dolu dolu bir program sunuyoruz, bu fırsatı kaçırmayın. Programımızı, mümkün olan en yüksek oranda açık alanda, doğa içerisinde gerçekleştirmek niyetindeyiz. Hava muhalefeti nedeniyle oluşabilecek durumlara karşın olası seçenekleri sizlerle birlikte değerlendireceğiz. Cumartesi teorik ağırlıklı bir gün olacak. Ekoloji ve devrim kavramlarını birlikte irdeleyen felsefe yazarı Ahmet Soysal, Gezi direnişine bakışını demokrasi bağlamında ele alacak. Daha sonra, yıl içerisinde Karaburun ve Bozcaada’da sürecek serinin ilk ayağı olarak, çeyrek yüzyılını devirdiğimiz Türkiye’deki Yeşil politikanın satırbaşlarına tanıklıklarla değineceğiz. Son bölümde yerel seçimlerdeki bağımsız deneyimleri ve yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerini de tartışacağız. Cumartesi gecesini, yerküreye olan bağımlılığımızı daha iyi anlayabilmek için ,ormanın içinde, saz ve ney eşliğinde yıldızları ve ayın doğuşunu seyrederek bitireceğiz. Pazar gününe doğanın içinde başlayacağız. Teorik olarak savunduğumuz gibi toprakla teması yaşamak için, üç yıldır tarımsal faaliyetler yürüttüğümüz Bağbahçe’de olacağız. Ölçek sorununun, makineleşme düzeyinin ve elbette emek ve mülkiyet sorunlarının örneklerini göreceğiz. Elimiz toprağa değecek ve hepimizin dikili bir fidanı ve fideleri olacak. Pazar günü öğleden sonra, değişik coğrafyalarda üretenler olarak bir araya gelişimizi bir fırsata dönüştürecek ve yeşil ekonominin örnekleri olarak üretici ve takas pazarı kuracağız. Takas’ta kitap ve malzemeler de yer alacak. Bu amaçla tüm katılımcıların gelirken takasa girecek kullanılmayan malzemelerini yanlarında getirmelerini arzuluyoruz. Peşi sıra, “bireyler ve örgütlü yapılar olarak birlikte hareket edeceğimiz zemini nasıl inşa edeceğiz?” sorusuna yanıt arayacağız. Daha sonra mutfağa girip, yine yanımızda getirdiğimiz ya da takas sırasında temin ettiğimiz malzemeler eşliğinde yemeklerimizi hazırlayacağız. Güneşin Sofrasını birlikte kurup, birlikte kaldıracağız. Müzik ve dans bize eşlik edecek. Üçüncü gün olan pazartesi sabahı, Fatma Meral Horne, sanat ve tasarım üzerine yılların birikiminin oluşturduğu bilgelik içeren bir sunum yapacak ve hafta içinde Kapıdağ çocuklarının ve kadınlarının katılacağı atölyelerin çerçevesine tanıklı edeceğiz. Daha sonra ortak arşiv oluşturma çalışması yapacağız. Buluşma öncesinde dağıtılacak ve “Hangi kaynakları gözden geçirmeliyiz? Bunlara erişimi nasıl sağlayacağız?” sorularına yanıt arayacağımız formlardan çıkan sonuçları beraberce yorumlayacağız. Son olarak yine buluşma başında dağıtılacak formlarla biçimlenen ve buluşmaya katılanların düşüncelerini ortaklaştırmaya çalışan karar önerilerini ele alacağız. Buluşmamızı her zaman olduğu gibi Ocaklar kumsalında çekeceğimiz hatıra fotoğrafı ile sonlandıracağız. AHMET SOYSAL Ahmet Soysal (d. 1957, İstanbul), felsefe yazarıdır. İstanbul Saint-Joseph Fransız Lisesi'nde ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nde eğitim gördü. Herhangi bir üniversiteye bağlı olmadan çalışmaktadır. Metinlerini Türkçe ve Fransızca yazar. 1976'ya kadar Paris, Brüksel, Beyrut ve yeniden Brüksel'de yaşadı. 1976'dan beri İstanbul'dadır. İlk felsefe yazısını, dört arkadaşıyla birlikte kurduğu Beyaz dergisinin 1. sayısında yayınladı (Spinoza, Kurumlar ve Özgürlük, 1982). 1983 yılında Fazıl Hüsnü Dağlarca ile tanışan Soysal, şairin üstüne denemeler yazdı, şairin eserlerinden Fransızcaya çeviriler yaptı, onun yayın işlerinin sorumluluğunu üstlendi. Ahmet Soysal, 1995'e kadar 20 sayısı çıkan Beyaz dergisinde kendi yazılarının yanı sıra Fransızcadan çevirdiği felsefe ve şiir metinleri yayınladı. 1992-1996 arasında Paris'te Ecole Normale Supérieure'de Alter fenomenoloji dergisi çevresinde düzenlenen seminerlerde konuşmalar yaptı. 1994'ten beri İstanbul Fransız Kültür Merkezi'nde Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın Yayına ve Çeviriye Destek programını yönetmektedir. Soysal Türkçe kitaplarında ve Fransızca makalelerinde ağırlıklı olarak zaman, vücut ve "kendilik" temalarını işlemektedir "Kendilik, "ben" sözcüğünden ya da "kavramından" önce, öznenin vücuduyla, ya da vücut olarak özneyle, ilgili bir niteliktir, daha doğrusu ona içkindir. Vücutsal birey (ya da vücut olarak özne), "kendi"dir; ancak "kendi" olarak vücutsal bireydir: ve bu "kendi" belirlenimi dilden öncedir ve her çeşit dili (daha doğrusu, dilin her çeşit öznel kullanımını) taşır. Başka deyişle, vücutsal bireyin "kendi" olabilmesi için dile ve kurumlara ihtiyacı yoktur; o, özü itibarıyla "kendi"dir, "kendilik" olarak vücutsal bireydir." Ölüm Yazı Vücut, 2004, s. 28). Ego sorusu, çalışmalarında merkezî bir yer tutmakla birlikte, öznelerarasılık, başkalık, toplum gibi konulara da açılmaktadır ("Eğer birlikte-oluş, transendental nitelikliyse, bu birlikte-oluş'un üç temel boyutu olarak görünen başkası-ile-ihtiyaç ilişkisi (ki aynı zamanda nesneler-ile-ihtiyaç ilişkisi'dir), başkası-ile-arzu ilişkisi, başkası-ile-dilsel iletişim de, değişken bir iç içeliği kapsayarak, indirgenmez bir nitelik taşımaktadır." Birlikte ve Başka, 1999, s. 15). Birey ile toplumu, vücut temelli fenomenolojik bakış açısında bir arada düşünen Ahmet Soysal'ın yaklaşımında siyasi bir açılım vardır. Bu açılımda, öne çıkardığı kavramlardan biri "konum" kavramıdır: "Yer'in, insan öznelerinin "karşı karşıya" ve "bir araya" gelmesiyle oluşan belirlenimine konum (position) diyebiliriz. (...) Konum, sadece yer'le ilgili değil, yine temel olarak zaman'la da ilgilidir. Konum, zamansal'dır. Konum'un bir oluş'u (devenir) vardır. (...) Konum, başka konumlara "değmektedir" ya da onlarla bağlantılıdır, hatta iç içe'dir. Bu çoğul-konumluluk, bütünler ve bütünlerin toplamı olarak ele alındığında (...) konum, en genel anlamıyla, Tarih'in bir şimdiki-zamanı'nın somutluğu demektir. (Buna göre de, Tarih genel anlamıyla konumsallıktır.)" (Devrim Düşüncesi, s.29) Soysal'ın çalışmalarında, düşünce tarihinde ve çağdaş felsefede değişik biçimlerde süregelen kimi karşıtlıkları ya da ayrımları diyalektik yaklaşımdan bağımsız olan özel yollarla aşma çabası göze çarpmaktadır. Buna göre, Soysal'ın öne sürdüğü "konum" kavramı, ego/toplumsal, yer/zaman ikiliklerini, onları oluşturan terimlerden her birine aynı önceliği tanıyarak bağlantı ya da birlik durumunda ele almak zorunluluğunu dile getirmektedir. İtkisel Mantık (2012) kitabında, Soysal, itki ve mantık kavramlarını genişleterek, "jenealojik" bir bakış açısıyla, ve en yeni bilimsel çalışmalara göndererek, temel gördüğü üç itki tipini ele almaktadır: kozmolojik itki, biyolojik itki, dilsel itki. Çalışma, üç itki tipinin birliği sorusuyla birlikte bir ontolojik düşünceye, ve buradan da yenilenmiş bir ego düşüncesine açılmaktadır. "Ekranego" ya da "ego'sal eşik" kavramlarıyla, artık bedenselin de berisinde bir ego söz konusu olmaktadır. Buna göre, kendiliğin içkin yaşamı, gücül ve genel bir içkinlik düzlemine "kaydolan" bir yaşamdır. Burada iki "aynı'lık" kipi bağ oluşturmaktadır: eşiğin aynı'sı ile gücülün aynı'sı. Öznenin olumsal ve sonlu yaşamı, bu iki aynı'lık "arasında" meydana gelen bir süreçtir. Ahmet Soysal'ın felsefe tarihine değinen çalışmaları da vardır (bkz. Birlikte ve Başka I ve II). Edebiyat ve sanatla ilgili çalışmalarında felsefi yaklaşımını korumakta, söz konusu alanların temel sorunsallarını, uç anlatımlarını ele almaktadır. Çağdaş şiir ile çağdaş görsel sanatlar bu tür yazılarının önde gelen odakları olsa da hat sanatı, klasik ve çağdaş Batı müziği de ele aldığı konular arasındadır. Ruh Sorusu (2013) kitabında, Ahmet Soysal, bir yandan (kitabın ilk bölümü), Ruh (pneuma), Nefs (psükhe), Akıl (nous) kavramlarının yaşamsal deneyimde ayrılmasını ve kesişmesini, diğer yandan (kitabın ikinci bölümü), bu kavramların (öncelikle Ruh kavramının) üç tektanrıcı gelenekte ve felsefe tarihinde ortaya çıkışını ele almakta.

18 Nisan 2014 Cuma

BEYCELER KÖYÜNDE Mandolar Tarım Hayvancılık Çifliğine İÇME SULARINI KİLETİYORDU TUTANAK TUTULDU...

>


SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ,NİN ŞİKAYETİ ÜZERİNE BEYCELER KÖYÜN,DE 

 Mandolar Tarım Hayvancılık Çifliğine SİLİVRİ İÇME SULARINI KİLETİYORDU TUTANAK TUTULDU..
 T.C. Çevre Ve Şfhırdllk Bakanlığı ISTANBUL MÜDÜRLÜĞÜ ÇEVRE - ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK DENETIMLERJNDEN İL SORUMLU ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ T.C. 18/04/2014 13:25 -44931749/100/7629 T.C. İSTANBUL VALÎLÎĞÎ 00274791
 ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Çevre ve Şehircilik II Müdürlüğü Sayı : 44931749 Konu : Mandalar Tarım Hayvancılık ve Gıda San. Dış Tic. Ltd. Şti. DAĞITIMLl tlgi:a) 05/03/2014 tarihli ve 314-01-113234 sayılı Istanbul Su ve Kanalizasyon îdaresi Genel Müdürlüğü yazisi, b) n/03/2014 tarihli ve 312.99.12-57959 sayılı Silivri 

Belediye Başkanlığı yazisi, c) 14/03/2014 tarihli ve A090281 sayılı Çevre Denetim tutanağı, d) 15/04/2014 tarihli ve 7316 sayılı yazımız. ilgi (a) ve ilgi (b) yazılar ile ilimiz, Silivri İlçesi Beyciler Köyü sınırları içinde yer alan dereye hayvan çiftliğinin atıksulannı deşarj ettiğinden bahsedilerek gereğinin yapilmasi talep edilmektedir. 14/03/2014 tarihinde Mandalar Tarım Hayvancılık ve Gıda San. Dış Tic. Ltd. Şti. unvanlı hayvaıı yiftliğine denetim gerçekleştirilmiş olup denetim sırasında tesiste sıvı oluşan sıvı gübrelerin dereye ulaştığı ilgi (c) çevre denetim tutanağı ile tespit ve beyan edilmiştir, 

 Bu bağlamda, Mandolar Tarım Hayvancılık ve Gıda San. Dış Tic. Ltd. Şti. ye 31/12/2004 tnrihli ve 25687 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği K.ontrolü Yönetmeliği 26. Madde b bendi ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 8. Maddesi ve aynı kanumm (5491 sayılı kanun ile değişik) 11. Maddesi l. Paragrafı ihlal ettiğinden dolayı aynı kanunun 20/ı maddesi son paragrafı gereğince uygulanan idari yaptırım karan ilgi (d) yazımız ile sm konuşu tesise tebliğ edilmek üzere gönderilmiştir. 
 Bilgileniıize rica ederim. BELGENİN ASLI -:LEKTRONIK IIV12ALIDIR. Birsen ÇAKMAK II Müdürü a. II Müdürü Yardimcisi Dağıtım: Gereği: -Istanbul Bıiyiikşehir Belediye Başkanlığı Istanbul Su VL- Kanıılizasyon Idaresi Genel Müdürlüğü -Silivri Belediye Başkanlığı SİLİVRİ BELEDİYESt Doküman No: 7- W\ T<- -="" -ua-="" .i-td.="" 00-4435="" 0212="" 02="" 05="" 0="" 1-="" 113234="" 13.03.2014="" 137="" 14.="" 1521="" 20="" 210="" 23="" 2="" 318="" 34349="" 34570="" 3="" 4-fli="" 41="" 444="" 45="" 47="" 4fe78eb59cb1="" 5070="" 54="" 57959="" 611="" 727="" 90794095-312.99.12-57959="" :="" _="" a.j="" a="" aa="" ad="" adresi:="" adresi="" adresinden="" alibcy="" almayan="" aml="" arj="" arz="" at="" ayrintili="" b="" ba="" baba="" balmumcu-be="" balmumcu="" barbaros="" barkud="" bc="" beled="" belediye="" belediyemize="" belediyesi="" belge="" bi="" bil="" bilgi="" bilgilerinize="" bilgileriyle="" bu="" bulgulari="" bulvan="" bulvar="" bulvnn="" c-posta:="" c="" ca="" cad.="" cep="" cin="" cjl="" cl="" cls="" cm="" csb.eov.lt="" csl="" ctpi="" cu="" cvr="" d="" da="" dar="" de="" denbtlenen="" denet="" denetim="" denetlenen="" dereye="" dhl.="" do="" dsi="" e.="" e="" ebilirsiniz.="" ebys.si="" ederim.="" ehircilik="" ekfronik="" eki:="" ekinde="" elekfro="" elektronik="" ev="" evrak="" evre="" f="" faks.:="" fax="" fd="" foto="" fstanbul="" g="" genel="" ger="" gere="" gerekli="" guv.tr="" h.="" h="" hakk="" hayvan="" hizmete="" hk.="" hnp:="" http:="" hususunda="" huva="" i="" ibrahim="" iftli="" ii="" iiii="" ikfn="" ikta="" il="" ile="" ilgi:="" ilgi="" ilgili="" imza="" imzalan="" imzalanm="" in:="" in="" ini="" internct="" irhhut-.="" ise="" iski="" istanbul="" istinaden="" iu="" ivri.bei.tr:8080="" j-="" jc="" k="" kan="" kanum="" kapsaminda="" kay="" kba="" kimlik="" kl="" kodu="" konu="" ksu="" ksulan="" kt="" l="" l_="" labilir.="" lan="" le="" lektronik="" leri="" letmesi="" lge="" li="" libadiye="" lk="" lscs="" lu="" m-ojli="" m="" ma="" mahal="" mahallesi="" may.="" mevzuat="" mi="" mlti="" mza="" mzal="" n.:44931749="" n="" na="" nda="" nderilen="" nlemi="" no-="" no.="" no:137="" no:54="" no:="" no="" np="" nu="" num.:274791="" nur.d="" nz:="" o-.4="" olarak="" oldu="" otatot.="" ozcan="" pasaport="" portal="" posla:="" q="" r.="" r="" raf="" raflar="" resin="" retilmi="" rl="" rri="" s="" sa="" say="" sayfa="" seri="" sevim="" sicil="" sili="" silivri="" sinm="" sjuyr="" sjyvr="" sk="" sonucu="" sorgulama="" soyad="" sunulmu="" surctinc="" t.c.="" t="" tarafindan="" tarafm="" tarihi="" tarihli="" tarim.="" tcnuzlik="" te="" tel.="" telefon="" telefonu="" temizlik="" temsilc="" ten="" tespit="" tetkikin="" teyidi="" tf-="" ti="" tir.="" tl="" tnln="" tntn="" tt-tv="" ttp:="" tur.="" turgut="" tutana="" tutanak="" u="" uam="" um="" un="" userfiles="" uygun="" uyru="" v="" ve="" venli="" vergi="" vri.bcl.tr="" www.si1ivri.bel.tr="" y="" ya="" yabanc="" yap="" yapilmasi="" yaz="" yeri="" yerinde="" yerler="" yerlertne="" yetkili="" yiive="" yjv="" z="" za="" zal="" zenlenen="" zj="">r.'v=l^n \t^Ca^i '.^ersıA^ &: {ot in ı « Denetinim T.C. StLtVRt BELEDİYE BAŞKANLIĞI Başlama - Bitiş Tarihi Çevre Koruma ve Kontrol Bmnü .1'^./02/20İ^ Saaü .ü.../töml.Lt lo-So {orva^ nAlujlü.riA oLrfe^c J6iSı l^j^vo/N e-io f\^x^\i^tf. ^I»,'AC^/£.>/ nLtÜ'C-^e. l^ıllo.lıl/yıoır] uAk_s^L&r lc«Agr_ ^ ^ üL^ı^ı ,1-K/uU^ <^o.r^/klcLp' .4jriA>o(fi^f\ Ş. İT"---^- DÜZENLEYENLERİN Adı, Soyadı Kurumu Lbra^'tA 5£v.'M Silivri «îSs.' Gv^r^ KMAKUÎ Unvanı Sicil No. Imzası C^j(t3 MjS^ ^2.1 7~ö L^^zh -^~ Su.la.^G^ 1^3 nüsha yetkiiisinc olarak gerçek hazırlanan iciçiye işbu verildi. tutanalc mahalinde ...j(. Sayfa otarak düzenlendi, taraflarca okunarak doğruluğu kabul ile imzalaadı ve bir sureti tesis ^ y i?"^'N&ST ^?'^M. ^s' '¥'^İİ!S . ..." ". ^&M f ..'.,. ...i-^,-î- " %İ t .fi ' ^' fe^£^ ^fe-^^,.^ ^ ',^^E? ...s^"^ SS.^v-^^i. A?1 j^s -^ l S S-i^iS?^?"^ :rv A, il%J^fedlı»s r^S'^ligi'l T.C ISTANBUL BÜYÜKŞEHÎR BELEDÎYE BAŞKANLIĞI Istanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel MüdürlüSü Sayı : 76585927-314-01 - //^ -^ Konu : Atlksuyun Dereye Deşarjı15 ".f !!H StLIVRI KAYMAKAMLIĞ1NA Silivri / İSTANBUL IL°': =ss .ss-s.^-K'-" ^S=SHSESS^^ 'lamunlü^^^^^^z^^^a^^ yapmak 'deneün, ^^Mw^tty^^w^nc: verilmesi :^^'?^"scs^'2:"'r. ^£^^n ^j^-^^'^Z'2: hükümlerin ^te""^^fem^Z^'"^StıkT£^ ^ hususunda budunda; ^ uygulamp W^U^Z,rSîc^S"T:LTWa^tm '^ 6*""" çevre ^T^ST^TgîSrkme^ yap"nmlann uysult,Hmüd.5».'^.^.JTMe&l ^^S^^^mws^^ ve 8erekli, 5ehtrclHk"^Z,mewm SS yaPllmas' ,^Öİywva.kaü denetim]e""~ w 'S^"S^^ konu horunnwma hakkında U.BIt Yönetmel'^ ve u.nl" kon^^W^ tarafimıza"biigî ^km sw 'k6~^ den^"' attk ?^ ^ alan Bilgilerinizi ve geregini arz ederiz. Yer^Iasulan '.Müd. EKLER a) l Adet CD b) l sayfa Uydu Fotoğrafı DAÖTTIM sî, Silivri îstanbunl " Beled'yesi 14.BöIge Kayamakamlıgı Çevre Müdürlüğü Başkanlığı Müdürlüğü 4-' 4- Şenol ARSLAN V</^)Yazl /-);^siü.6ü-2-?>t. '/(?..../Ö3./2Q1^ Kaymakam ^ İçleri Elk.Mak.ve Md. f,c< MaIzJkm.D.Başkanı fen 7t?m7/^Ç/,W. '0. W. SİLİVRİ BELEDİY5Sİ OökumanNo:^'?^/ ^'s^s^r^3"^ Ayrıntılı bilgi için ütibat: Elektronik Posta: inaerkan@iski.gov.tr

27 Mart 2014 Perşembe

İğneada İçin Biraraya Geldiler (27.01.2014)













 
SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ <silivricevredernegi@gmail.com>

15-16 nisan 2014'te iğneada'daki toplantıya gidelim.
1 mesaj

adem akıncıoğlu <ademakincioglu@gmail.com>27 Mart 2014 00:44
Alıcı: silivri çevre derneği <silivricevredernegi@gmail.com>, ertuğrul akçaoğlu <ertugrula@gmail.com>, ali korsan <alikorsan@gmail.com>

İğneada İçin Biraraya Geldiler
(27.01.2014)

İğneada Beldesi ve Beğendik köyünde yapılması planlanan Termik Santrale karşı, 25 Ocak 2014 Cumartesi günü İğneada Resort Otel'de bir platform oluşturma toplantısı gerçekleştirildi.
İğneada Belediye Başkanı Tahir Işık önderliğinde gerçekleşen toplantıda Demirköy ve İğneada Çevre Platformu oluşturuldu.

Toplantıda İğneada, Demirköy ve çevresinin termik ve nükleer santral yapılmasına karşı korunması masaya yatırıldı.
Geçen yıl yapılan termik santral mitinginin ve protesto ateşinin konuya çok katkıda bulunduğunu ve gerekirse daha da geniş kapsamlı olarak bu organizasyonun tekrar yapılacağı planlandı. Işık yaptığı açıklamada derneklerin ve sivil toplum kuruluşlarının da katkılarını beklediklerini önemle vurguladı.
Toplantıya katılan Çevre Hukuk Derneğinden Av. Mukadder Özbaş ise yaptığı açıklamada; "Bu toplantı sadece danışma, dayanışma, fikir alışverişi ve platformu oluşturma açısından düzenlendi. Buluşmanın çok iyi geçtiğine inanıyorum. Daha 18 kadar toplantımız olacak. Çok iyi neticeler alacağız. Bundan sonraki toplantımızı 15-16 Nisan 2014 tarihinde gerçekleştireceğiz. Toplantıya olan katılım çok iyiydi, bundan sonrakilerde de aynısını umut ediyorum" dedi.
Toplantıya; İğneada Belediye Başkanı Tahir Işık, Demirköy Belediye Başkanı Muhlis Yavuz, İl Genel Meclis Başkanı Behçet Şen, İl Genel Meclis üyeleri Saffet Üresin, Selahattin Birkaya, Aydın Karakoç, İğneada Resort Otel Yönetim Kurulu Başkanı Emre Sağışman, Çevre Hukuk Derneği, Av. Mukadder Özbaş, Uzman Sebla Güngören, Uzman Demet Sezgin, Uzman Gökçen Ortaş, DAYKO İl Temsilcisi Göksal Çidem, mahalle köy muhtarları ve sivil toplum kuruluşları katılım gösterdiler.

 
 
*******************************
*******************************
 
bir başka haber/yazı:
 

TRAKYA HALKI ÖLÜYOR!

Ergene Nehri’nin doğduğu noktadan, denize döküldüğü noktaya kadarki 283 kilometre de yaşanan sorunlar.
TRAKYA HALKI ÖLÜYOR!

Hakan DEDEOĞLU

Doğduğu noktada, suyu içilebilir olan ve ergenlikdoğurganlık ve üretkenlik gibi anlamlara gelen Ergene’nin Tekirdağ itibarıyla zehirlemeye, yok etmeye başlaması çok önemlidir. Ülkemizin en kirli nehri olan Ergene ilk önce Trakya’nın, sonrada Türkiye’nin sorunudur. Bir zamanlar bereket saçan Ergene artık ölüm saçan bir hale dönüşmüştür.

Geçtiğimiz günlerde, HaberTürk TV’den İlknur Adalı, Ergene Nehri’ndeki sorunlarla ilgili olarak, Çorlu Sağlık Mahallesi’nden ve sonrasında Uzunköprü’den aktardıkları görüntülerle sorunları gündeme taşıdılar. 

Trakya’nın atardamarı olan Ergene’nin kirlilikle beraber toplardamara dönüşmüş hali, bölge insanının içinde bulunduğu durumu özetlemektedir. Topraktaki verimlilik yok edilmekle birlikte insanlarımız hızla ölmektedir. Bu, intiharın bir başka biçimidir. 

Sanayileşmeyle birlikte Çerkezköy’den, Trakya’ya giren kirlilik Çorlu’ya, Muratlı’ya, Lüleburgaz’a doğru yayılmıştır. Yıllarca iş-aş konusunun yanlış anlaşıldığı artık açıktır. İstihdam yaratmak adına başlatılmış gibi gösterilen süreç, Trakya halkını yok eden bir şekle dönüşmüştür. Bugün yaşananlar ne yazık ki “ İstanbul’un taşı toprağı altın” diyen zihniyetin neden olduğu sorunların uzantılarıdır. Öncelikle İstanbul’u yok edenler, gelinen noktada Trakya’yı bitirme yarışı içindedir.

Maalesef bugün ülkemizde en kolay şey ölmek! En yakınımdakinden, tanımadığım yurttaşa kadar karşılaşılan sorunlar o kadar fazla ki insanlarımız çaresizlik içinde oradan oraya koşturuyorlar. Bu, bir gün Ali İsmail bir diğer gün Berkin oluyor. Kanser hastaları ise ölümden kaçmak için mücadelelerine her yeni günden, adeta yeniden başlıyorlar. Hastalıklarına çare bulabilmek için, Edirne’de Trakya Üniversitesi, İstanbul’da ise Çapa ve Cerrahpaşa’da hastalıklarına çare arıyorlar. Parası ve imkanı olan mücadelesine devam ederken, parası ve desteği olmayanlar ne yazık ki mücadeleyi bırakmak zorunda kalıyorlar. Sanıyorum bu yaşananları “kader” diyerek kabullenemeyiz. Tüm bu yaşananların sebebi açık: Genel ve yerel iktidarların sorumsuz tavrı ve çoğunluğun sessiz kalışı…

Bugüne kadar onlarca kez televizyonlarda ve yazılı basında yaşananları anlatmaya çalıştık. Arkadaşlarımla birlikte, 19 yılı TEMA Vakfı’nda olmak üzere 25 yıldır gönüllülükle mücadele ediyoruz. Konu, siyaset üstü olup insanımızın geleceği açısından çok önemlidir. “Ben gelirsem en iyisini yaparım” hamasi siyaseti ne yazık ki bölgeyi bu hale getirmiştir. Çözüm bulmak için dürüst ve samimi olmak gerek şarttır. Yeter şart ise bunun için belli bir bilgi birikimi ve kapasitenin bulunmasıdır. 

Trakya’daki kirlilik 40 yıllık bir geçmişe dayanmaktadır. Trakya’da 1970’li yıllarda başlayan kirlilik, İktidarlar değişse de yanlış uygulamalar sonucunda bu noktaya ulaşmıştır. Bu şekilde devam ederse sonuç daha da kötüye gidecektir. Trakya Üniversitesi’nde binlerce insanımıza kanser konusunda hizmet verilmekte olduğu bilinmektedir. Sağlık Bakanı Edirneli olduğundan, kendisinden beklentimiz açıktır. Bu konuda gerekli yatırımların hızla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. İnsan yaşamında hiçbir konu sağlıktan daha önemli değildir.

Trakya’nın topraklarını, sularını talan edenler, kirletenler ne yazık ki bizlerle birlikte değiller. Kirlettiği bu topraklarda oturmayanların bölge insanının sorunlarını algılama şansı olamaz! Bu yüzden bizim yaşadıklarımızı yaşamıyor ve bizleri kesinlikle anlamıyorlar. Ancak şu bilinmelidir ki un temelli ürünler, pirinç ya da diğer birçok ürün açısından hepimiz aynı gemideyiz. Bununla yüzleşme zamanı gelmedi mi?   Geldi de geçiyor bile! Gerçeklerden kaçarak kurtulamayız. Ertelemek de çözüm olamaz. Trakya’da yaşananlar insanımızın kaderi olmamalıdır. Siyaset erkin kucağında değil, halkın menfaatlerinin peşinde olmalıdır.

 

haberin kaynağı: 
















 

 
 

20 Eylül 2013 Cuma

RÜZGAR VE ÇEVRİM SANTRALLERİ İNCELENDİ....










 Heyetin 2 günlük 'Enerji Gezisi', incelemeye katılan kafileyi memnun etti. Verimli geçen gezide, rüzgar ve doğalgaz çevrim santralleri hakkında yerinde araştırma ve inceleme yapma fırsatı bulan heyet, geziyi organize eden Trakya Gazeteciler Birliği Başkanı Naci Akyazı'ya teşekkürlerini sundu. Grup üyeleri, "Şarköy'ün Kızılcaterzi köyü mevkiinde kurulması planlanan doğalgaz çevrim santraline karşı olan önyargılar giderilmiş oldu. Burada (Bandırma), şirketin benzer yatırımlarını yerinde görerek inceleme fırsatımız oldu. Bu sayede bilgi ve fikir sahibi olduk. Tesisin çalışma sistemine ilişkin endişe duyduğumuz tüm konuları araştırdık, belde ve köy sakinlerinden bilgi aldık. Bu sayede içimiz rahat etti. Böylesine önemli bir geziyi organize eden Trakya Gazeteciler Birliği Başkanı Naci Akyazı'ya teşekkür ederiz." diye konuştu. Heyet, iki günlük inceleme ve araştırmagezisinin ardından Tekirdağ'a döndü. Nijat Ayvaz  
SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ OLARAK ALİ KORSAN H ERTUĞRUUUL AKÇAOĞLU ADE44M AKINCIOĞLU ORHAN TANAKINCI RÜZGAR VE ÇEVRİM SANTRALLERİ İNCELEMESİNE KATILDIK...
 Türkiye'de bir ilk! Şarköy'ün Kızılcaterzi mevkiinde kurulması planlanan, Doğalgaz Çevrim Santrali projesine karşı çıkan çevrelerin iddialarını araştırmak ve söz konusu yatırımın bir benzerini yerinde incelemek üzere Türkiye'de ilk kez düzenlenen 'Enerji Gezisi' sona erdi. 
 RÜZGAR VE ÇEVRİM SANTRALLERİ İNCELENDİ Trakya Gazeteciler Birliği tarafından organize edilen; çevre dernekleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve gazetecilerin katıldığı gezide, Bandırma'da bulunan Rüzgar tribünleri ile doğalgaz çevrim santrali gezildi.
 TİTİZLİKLE ARAŞTIRILDI Birlik Başkanı Naci Akyazı'nın başkanlığında 42 kişiden oluşan kafile, bölgede 3 yıldır faaliyet gösteren çevrim santralinin, doğaya etkilerini de araştırdı. Belde ve köylere giden heyet, vatandaşlarla görüştü. 
 'ÖNYARGILAR ORTADAN KALKTI' Bir gece konaklamalı olarak gerçekleşen Enerji Gezisi'ne katılanlar, gezinin verimli geçtiğini ve önyargıları ortadan kaldıran bilgilere ulaştıklarını söyledi. Kafile, geziyi organize eden Birlik Başkanı Akyazı'ya teşekkür etti. 
 HABERİ SAYFA ...... 'DA Bilgin Enerji Yatırım Holding'in iştiraki Sarp Elektrik Üretim A.Ş. tarafından, Şarköy'ün Kızılcaterzi köyü mevkiinde kurulması planlanan Doğalgaz Çevrim Santrali'ne, bazı çevrelerin karşı çıkmasıyla ortaya atılan iddiaları araştırmak için, Bandırma'da 3 yıldır faaliyette bulunan çevrim santraline gezi düzenlendi. 

 Trakya Gazeteciler Birliği Başkanı Naci Akyazı'nın başkanlığında gerçekleşen geziye, AYTEN ÇAGLAR / NURİ ÇAGLAR / EFSANE ÇAGLAR (İHA Şarköy Muhabiri/ DHA Şarköy Muhabiri/ HAYTAP Şarköy Temsilcisi), NAZMİ DUYGU (Tekirdağ İl Genel Meclisi Üyesi) İSMAİL PARİN (Habertrak Gazetesi Köşe Yazarı), SERAP ALP / KANİ ALP (Tekirdağ Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı/ Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Trakya Şube Başkanı), OĞUZCAN ÖZCAN (Habertrak Muhabiri), NACİ YILMAZ (Avrupa Gazetesi Muhabiri), RAZİ BAYLAN (Müteahhit - Çevre Gönüllüsü), SEVİM KARAOĞLU - ORHAN TANAKINCI (Silivri Çevre Derneği Danışmanı), UGUR SARI (Avrupa Gazetesi), ALİ KORSAN ( Büyükçekmece Çevre Derneği Başkanı ), DAMLA GÜNDOGAN / ARDA BACAK (Cadde Dergisi Muhabiri), ADEM AKINCIOGLU (Silivri Çevre Koruma Derneği), ERCAN KILIÇLI (Çorlu Gazetesi S. Yazı İşleri Müdürü), HASAN ERTUGRUL AKÇAOGLU (Silivri Çevre Koruma Derneği), CEMİLE KAYAR (Büyükçekmece Gazetesi S. Yazı İş. Müdürü), TUNCAR ÜNSAL (Avrupa Gazetesi), SALİH ZEKİ DEGİRMENCİ / AYŞE DEGİRMENCİ (Kimya Mühendisleri Odası Trakya Şube Başkanı/ Çevre Gönüllüleri Derneği), TURGUT EREN / GÜLİZAR EREN (İşçi Partisi Şarköy İlçe Başkan Yardımcısı/ Çevre Gönüllüsü), NİDA SEZER / NAGİHAN SEZER (Müteahhit - Çevre Gönüllüsü/ Müteahhit), FATİH ERGE / BIYAN ERGE (59 Haber Gazetesi – Sahibi/ 59 Haber Gazetesi - S. Yazı İşleri Müdürü), NAZİFE TOPRAK / SEDAT TOPRAK (Çevre Gönüllüsü/ Emekli Bankacı), NİJAT AYVAZ (Trakya Gazeteciler Birliği Genel Sekreteri), BEKİR ÖZCAN / HİKMET ÖZCAN (Esnaf/ Çevre Gönüllüsü), MEHMET ÖZCAN BÜYÜKOĞLU (Akşam, Güneş Gazeteleri adına) HÜSEYİN TUNCER ERTÜRK / KAMİL AY( Emekli - Çevre Gönüllüsü / Emekli - Çevre Gönüllüsü), AHMET TURAN KESEK / AHMET YASİN DEMİRBAŞ (MHP Tekirdağ İl Muhasibi), HATİP ŞİRAZİ BATI (Tekirdağ İl Genel Meclisi Üyesi) ve İLKER ÖZ (AK Parti İl Genel Meclisi Üyesi - Ziraat Mühendisi) katıldı.

 İLK DURAK RÜZGAR SANTRALİ Heyet, kendilerine tahsis edilen otobüsle sabah saatlerinde Tekirdağ Valiliği önünden hareket etti. Bandırma'ya ulaşan kafile, ilk olarak; bölgede 2006 yılında kurulan 35 MW gücünde enerji üretimi yapan, Bilgin Enerji'ye ait 23 Rüzgar Santrali'ni inceledi. Rüzgar Enerjisi ve Su Santralleri İşadamları Derneği Başkanı Ümit Tolga Bilgin, burada heyete bilgiler verdi. Bandırma Rüzgar Santrali projesinin 35 milyon Euro'ya mal olduğunu ifade eden Bilgin, kendilerinden sonra, Türkiye'de bir çok santralin yapıldığını anlattı. 
 Rüzgar tribünlerinin çalışma sistemi hakkında bilgiler aktaran Bilgin, "Rüzgar santrali, rüzgar varken dönüyor, yokken dönmüyor. Rüzgar yokken elektrik yok demek. O yüzden bunları destekleyici sistemler lazım. Bunların en önemlisi barajlı hidroelektrikler. Ancak bölgede sınırlı. Barajlı santrallerin dışında bunları tek destekleyecek santral, doğalgaz santralleri. Kömürler desteklemiyor.
 Çünkü kömürler hem baz çalışıyor, hem de çevreye zarar veriyor." diye konuştu.
 'TÜRKİYE, RÜZGAR ZENGİNİ' Türkiye'nin rüzgar bakımından son derece büyük zenginliğe sahip olduğunu işaret eden Bilgin, şöyle devam etti; "Türkiye'de karaları bitiremediğimiz için henüz denizlere geçmedik. Ancak yurtdışında özellikle Almanya'da ve Danimarka'da denizde, yaygın rüzgar santralleri var. Türkiye'nin ekonomisi bu konuda yetersiz olduğu için, Avrupa 2 katı alım garantisi verebiliyor. Böyle olunca sanayileri gelişiyor. Rüzgarı destekleyici kaynaklar olmadıktan sonra, bu santralin hiçbir anlamı yok." 'TALEP ARTIYOR' Santrallere olan talebin giderek arttığını, bu ihtiyacı evlerde kullanılan elektrikli ürünlerin sayısında yaşanan artışın yol açtığını söyleyen Bilgin, Trakya bölgesinde inanılmaz bir sanayi gelişimi yaşandığını ve bölgenin ciddi yatırımlar açısından cazibe merkezi olduğunu ifade etti. 
 DOĞALGAZ ÇEVRİM SANTRALİNDE İNCELEMELER ... Gezi kafilesi daha sonra şirketin Bandırma'daki Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali hakkında bilgi aldı. Santralin soğutulması için denizden su çekilen bölgesi ile deşarj noktasındaki tesisleri inceleyen heyet burada, Bilgin Enerji Yatırım Holding A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tolga Bilgin, Makina Yüksek Mühendisi - Teknik Danışman Zorlu Yalnız ile Proje Müdürü - İnşaat Mühendisi Fatih Mehmet Cavlı tarafından bilgilendirildi. Şarköy Doğalgaz Çevrim Santrali’nin kurulmasının planlandığı Kızılcaterzi köyü mevkiindeki alanın arazi mülkiyetinin, Sarp Elektrik Üretim A.Ş’ ye ait olduğunu bildiren Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tolga Bilgin, santral yatırımının gündeme gelmesiyle birlikte, en çok "Kurulacak olan santral havayı kirletecek mi?" sorusuyla karşılaştıklarını belirtti.
 Doğalgazın temiz bir yakıt olduğunu ve artık Türkiye’nin birçok il ve ilçesinde, evlerde ısınma amaçlı ve mutfaklarda kullanılan bu yakıtın, daha önceleri kömürden kaynaklı oluşan hava kirliliğine son verdiğini ifade eden Bilgin, Kızılcaterzi'de kurulması planlanan doğalgaz çevrim santralinin bir benzerinin Bandırma'da, 3 yıldır faaliyette olduğuna dikkat çekti. Bilgin, santralin çalışma sistemine ilişkin olarak şu bilgileri aktardı: "Santralde toz ve kül emisyonu yok. Santralde kullanılacak türbin teknolojisi, mevcut en iyi tekniğe sahiptir. 
Yüksek yanma verimliliği sayesinde baca gazı emisyonları en az seviyeye indirilmiştir ve bu değerler Avrupa ve dünya standartlarında belirlenmiş, çevre kriterleri sınır değerlerinin çok altında olacaktır. Tesise kurulacak online izleme sistemi sayesinde bu değerler anlık olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı birimlerince, sürekli gözetim altında tutulacaktır. Yine kıyaslamak gerekirse; bir yılda Çanakkale Boğazı’ndan geçen gemilerden kaynaklanan gaz emisyonunun kırkta birinden daha aza denk gelmektedir.
" GÜRÜLTÜ ... Bilgin, Şarköy Doğalgaz Santrali’nde, santral faaliyetlerinden kaynaklı hissedilebilecek çevresel gürültü değerinin, yönetmeliğin öngördüğü sınır değerlerin altında olacak şekilde tasarlandığını, gürültü ile ilgili ilk ölçümlerin yapıldığını, inşaat ve işletme döneminde bu değerlerin, İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından takip edileceğini aktardı. Bilgin, şöyle devam etti; "Şunu da ifade etmek gerekir ki; aynı büyüklükteki Ambarlı, Marmara Ereğlisi santralleri, şehir içinde konumlanmış olmalarına rağmen, bugüne kadar bu gibi santrallerden gürültü olduğu hususunda bir şikayet alınmadığı, kamuoyunca bilinmelidir. Ayrıca santrale en yakın yerleşim birimi 1 km uzakta olduğundan, herhangi bir gürültü kirliliği oluşmayacaktır.
" DENİZ SUYU NASIL KULLANILACAK? Şarköy Doğalgaz Santrali’nde, tesis kapsamındaki buhar türbinlerinin denizden alınacak soğutma suyu ile soğutulacağını, denizden alınacak suyun, borular içerisinde buhar türbininin çevresinde kapalı sistem içerisinde dolaştırılarak, türbinin soğutulacağını ve suyun tekrar kapalı borular ile denize verileceğini işaret eden Bilgin, yapılan bu çalışmaları yerinde gösterdi. Deniz suyunun herhangi bir işlemden geçirilmeden, sadece soğutma amaçlı kullanılacağına ve aynı suyun tekrar denize deşarj edileceğinin altını çizen Bilgin, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Tamamıyla çevreci bir teknoloji ile kurulacak olan santralimizde, çalışacak personelin evsel atıkları dışında bir atığı yoktur. Personelden kaynaklı evsel atık miktarı şehrimizdeki 4-5 katlı bir apartmanın, evsel atıklarına eşdeğer miktarda olacak olup, kurulacak arıtma sisteminde arıtıldıktan sonra açığa çıkan arıtılmış su, öncelikli olarak çevre sulamasında kullanılacaktır.
" NEDEN ŞARKÖY? Bilgin, gezi kafilesinin; Kızılcaterzi'de kurulacak doğalgaz çevrim santralinin neden Trakya bölgesinde ve Şarköy'e 16 km. mesafedeki bir bölgeye kurulmasının planlandığı yönündeki soruyu ise şöyle yanıtladı: "Trakya, hali hazırda Türkiye’nin en büyük yerli doğalgaz rezervine sahip bir bölge. Türkiye’nin yerli doğalgaz üretiminin çoğu Trakya bölgesinden sağlanmaktadır. Aynı zamanda Azerbaycan ve İran’dan çıkarılan doğalgazın boru hattı projeleri ile Avrupa’ya ulaştırılması için kurulacak güzergahlar, 
Trakya bölgesinden (Şarköy - Kızılcaterzi mevkii) geçmektedir. Türkiye Elektrik İletim A.Ş.’nin bölgedeki halen mevcut olan elektrik yetersizliğine cevap verebilmek için buraya yatırım yapılmasını istemesinin ardından, 2010 yılında en temiz teknolojilerden olan doğalgaz teknolojisine karar verilerek, santralin planlama çalışmalarına başlanmıştır. Santralin yeri olarak Kızılcaterzi mevkiinin seçilmesinde ise doğalgaza yakın olması, soğutma suyu için deniz kenarında yer alması ve yeni yapılacak olan Lapseki-Gelibolu-Marmara Ereğlisi elektrik iletim hattına yakın olması gibi faktörler büyük rol oynamıştır.
" SANTRAL KURULMAZSA ENERJİ İHTİYACI NASIL KARŞILANACAK? Bilgin, Şarköy Doğalgaz Santrali’nin kurulmaması durumunda bölgenin artan elektrik ihtiyacının nereden karşılanacağı sorusunu da şöyle cevapladı: "Son 13 yılda tüm dünya çapında yaşanan ekonomik krize rağmen enerji talebinin %47 oranında arttığı ülkemizde mevcut yerli kömür ve yetersiz rüzgar kapasitemizin bu talep artışımızı karşılayamaması sebebiyle devlet nükleer santralleri kurmayı düşünmektedir. Tüketimin yoğun olduğu bölgelere yakın olması sebebiyle kömür ve nükleer santrallerinin özellikle Trakya bölgesinde kurulması gündeme gelmiştir. 
Bölgede düşünülen bu santrallerin yapılması daha uygun ve temiz bir yakıt olan doğalgaz sayesinde ertelenebilecektir." EDİNCİK HALKI NE DİYOR? Naci Akyazı başkanlığındaki heyet, firma yetkililerinden aldığı bilgi ve tesislerde yaptığı incelemenin ardından, Edincik Beldesi'ni ziyaret etti.
 Bölgede 3 yıldır faaliyette olan Doğalgaz Çevrim Santrali'nin, çevreye ve doğaya olumsuz etkilerini araştıran kafile, ilk olarak Belediye Başkanı Mehmet Yağcı'yı ziyaret etti. 42 kişilik heyeti ağırlayan Başkan Yağcı, santralin kurulması sürecinin, 2009 yılında göreve geldiklerinde sonuçlanmış olduğunu ve projeye ilk başta bölge sakinlerinin büyük tepki göstererek karşı çıktıklarını anlattı.
 Tepkiler üzerine Edincik'e gelen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mühendislerinin, beldede yaşayan vatandaşları bilgilendirdiğini ve halkı, çevre ve deniz kirliliğinin yaşanmayacağı konusunda ikna ettiklerini anlatan Başkan Yağcı, tesisin çalışmasıyla beraber, deniz suyu sıcaklığının 1-2 derece yükseleceğinin bildirildiğini söyledi. Edincik'e çok yakın bölgede 3 yıldır faaliyet gösteren tesisin hiçbir zararını görmediklerini, hayvanlarda veya bitkilerde herhangi bir hastalıkla karşılaşmadıklarına dikkat çeken Yağcı, vatandaşların bu gelişmeleri yakından izlediğini kaydetti.
 ŞİRİNÇAVUŞ KÖYLÜLERİ MEMNUN 'Enerji Gezisi'ne katılan üyeler, Doğalgaz Çevrim Santrali'nin bulunduğu bölgeye 2 km. uzaklıkta bulunan Şirinçavuş Köyü'ne gitti. Köylülerle görüşen grup üyeleri, köyde yaşayan vatandaşlara, çevrim santralinin olumsuz etkileriyle karşılaşıp karşılaşmadıklarını sordu. Şirinçavuş köylüleri, 3 yıl önce faaliyete başlayan santralin, bölgedeki doğal hayata hiçbir etkisinin olmadığını, projenin hayata geçmesinin öncesinde firma yetkililerinin köylerini ziyaret ederek, yapılacak çalışmalar hakkında bilgiler verdiklerini anlattı. Çevrim santrallerinin çevre ve hava kirliliğine yol açmadığını aktaran köylüler, tesisin çalışmasından rahatsızlık duymadıklarını bildirdi. ÖNYARGILAR GİDERİLDİ ...