DOĞA ÇEVRE SU ÇÖP KİMYASAL KÖMÜR FOSİL TOPRAK HAVA ATIK PİL EKOSİSTEM HURDA YAĞ MİKROP GÜNEŞENERJİ

8 Haziran 2020 Pazartesi

Yalçın Bayer köşe yazısı 5 Haziran Dünya Çevre Gününü TÜRKİYE ÇEVRE PLANTFORMU





TÜRKİYE ÇEVRE PLANTFORMU 


                 5 Haziran Dünya Çevre Gününü

Yalçın Bayer ybayer@hurriyet.com.tr


 Doğa ile barışık olacağız 3 Haziran 2020 yılında

 5 Haziran Dünya Çevre Gününü, koronavirüsün küresel ölçekteki salgın tehdidi altında kutluyoruz. Ve diyoruz ki: 

Temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının (Güneş, rüzgâr, jeotermal, biyoenerji vb.) kullanımı ile enerjinin etkin kullanımı ve %100 yenilenebilir enerjiye geçilmelidir. 

Binlerce HES yapılanmalarından vazgeçilmelidir. � 

Termik santrallerin çalışması durdurulmalı yenilerinin yapımlarından vazgeçilmelidir. 

� Kıyıların doldurulması ve işgaline son verilmelidir. Orman alanları ile tarım alanları mutlaka korunmalıdır. 
Tarımda ciddi teşvik ve destek programlarıyla çiftçilerimiz, tarım işçileri desteklenmelidir. 
Tarımda kullanılan kimyasalların sulama ve yeraltı su kaynaklarına karışarak çevre sorunları yaratması önlenmeli, kimyasal madde kullanılmadan yerel tohumların kullanımı özendirilmelidir. � 
Türkiye’nin plastik atık çöplüne dönüşmesinin önüne geçilmelidir. 
Elektrikli taşıtların kullanımı için altyapı çalışmaları hızlandırılmalıdır. Uyarıyoruz: 2020 yılı doğa ile barışık yaşamın dönüm noktası olmalıdır.

 Unutulmamalıdır ki, doğal değerlerin ve yaşanabilir bir çevrenin yok edildiği bir evrende yaşamın sürdürülebilir olmaktan çıkması kaçınılmazdır. � 
                                                              
                                                              Türkiye Çevre Platformu ve Silivri Çevre Derneği
                                           
                                                                                                           Başkanı ALİ KORSAN 

GÜNÜN SÖZÜ “POLİTİKADA hiçbir şey kazayla olmaz. Olmuşsa, öyle planlanmıştır.” Franklin D. Roosevelt

7 Haziran 2020 Pazar

Türkiye Çevre Platformu Dünya Çevre Günü Basın Açıklaması

                                                 


                                                                           Türkiye Çevre Platformu                                                                                                                                     Dünya Çevre Günü Basın Açıklaması

2020 yılında 5 Haziran Dünya Çevre Gününü, Koronavirüsün küresel ölçekteki salgın tehdidi altında kutluyoruz.
Yaşamakta olduğumuz küresel kriz bir kez daha gösterdi ki, insanlık bir parçası olduğu doğanın sahibi gibi davranmaktan ve bir avuç insan topluluğunun önüne geçilmez kâr hırsı ile doğal değerleri talan etmekten ve yağmalamaktan vaz geçmez ise bugünden geleceğe insanlığın yaşamını sürdürmesi neredeyse olanaksız olacaktır.
Gördük ve anladık ki, “kriz küresel çözüm de küresel”. Çünkü krizin temel nedeni küresel ölçekte iklim değişikliği ve buna yol açan doğanın tahribidir.
Ancak görüyoruz ki, kriz bu düzeyde ciddi olarak yaşamımızı tehdit etmesine karşın bundan ders almamakta direniyor ve bu krizi aşacak köktenci tedbirleri almaktan, bu temelde bir programla kaynaklarımızın kullanımı yerine, kimi tıbbi, sosyal, yasal, güvenlik temelli tedbirlerle bu süreç aşılmaya çalışılıyor.
Diğer yandan kriz öncesi planlanmış ve yürütülmekte olan doğayı tehdit eden, doğal değerleri talan eden uygulama ve yatırımlara devam edilmekte ve ülkenin kaynakları ağırlıklı olarak geri dönülmez, artı değer yaratmayacak üretim odaklı olmaktan uzak biçim ve nitelikte harcamalarla tüketilmektedir.
Ülkemiz bütünlüğünde baktığımızda Dünya Çevre Gününü, Sorunlarımız ve Kaygılarımızın bugün dünden daha bir artmış olarak karşılıyoruz.
Anadolu topraklarında yaşamını sürdüren çevre duyarlısı tüm yurttaşların yıllardır süren karşı duruşlarına, birbiri ardına yapılan ertelemelere ve ihale iptallerine karşın ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiş siyasal irade ısrarla, inatla nükleer ve kömürlü termik santralleri yapma çabasını sürdürüyor.                             
Tüm hukuk kurallarını altüst edercesine, siyasal iradenin düzenlemeleriyle birbiri ardına yapılan nükleer santral ve kömürlü termik santral antlaşmaları doğrultusunda inşaat ve ihale süreçleri devam ediyor. Bunun önündeki kimi hukuksal engelleri de aşacak tedbirler, yasa değişiklikleri birbiri ardına yapılıyor. Yağma ve talan adeta yasallaştırılıyor, olağan kılınıyor.                                                                                           
Ülkenin hemen her bölgesinde su kaynaklarımız, akarsularımız adeta özelleştirilerek, hidro elektrik santral (HES) yapma adına işgalleri sürüyor. Ülkenin doğal su kaynaklarının ticarileştirilmesi ile su kaynaklarımız yok edilmekle karşı karşıya.                                                  Buna karşın doğal su kaynaklarının doğal sahibi olan yöre halkı bu talana karşı ayağa kalkmış, direniyor, isyan ediyor. Halkın çığlığı, yaşamını sürdürme talepleri derelerle, ormanlarla, göllerimizle, doğal değerlerimizle kucaklaşıyor.                                                                                                                                                                 
Kıyılarımız, vahşi dolgu çalışmaları ile bir yandan doğal değerlerini yitirmeye, bir yandan da hızla özelleştirilerek işgal ve talan edilmeye devam ediliyor.                                                                                                   
Madenlerimizin vahşice talanı, taşocaklarının, son derece keyfi ve bilim dışı, plansız uygulamaları ile orman alanlarının yok edilmesi küresel kriz ortamında adeta meydan okurcasına hız kesmeden sürüyor. Doğal toprak yapısı değiştirilerek yaşama dair riskler hızla büyüyor.                                                                                                                                                                     
Orman alanları, tarım alanları rant yaratma çabası ile, bilimdışı tüm argümanları içeren sözde planlama çalışmalarının da kattığı hız ile yerlerini konut ve sanayi yapılarına terk ederek tüketilmeye devam ediliyor.                                 
Geri ve kirli teknolojiler yangından mal kaçırırcasına ülkeye yayılıyor. Yaşam alanlarımız, geri ve kirli teknolojilerin, özellikle nükleer ve plastik atıkların çöplüğü olma yolunda ilerliyor.                                                                                                         
Buna karşın küresel ölçekte, yaşanmakta olan bu kriz yıllar öncesinden biliniyor ve bu doğrultuda ciddi bir zaman kaybedilmiş ve yetersiz olmasına karşın kimi adımlar atılmış olup, bugün yaşanmakta olan krizden alınan dersler temelinde daha ciddi adımların atılmasının planladığını gözlemliyoruz.
2015 Paris antlaşması ile BM düzeyinde bir programa dönüşen “Küresel Yeşil Plan”ın ardından dünyanın dört bir yanında ülkelerin ekonomik iyileşme paketlerinin kararlaştırıldığı bu günlerde, Avrupa Birliği yeni iyileşme paketini kamuoyuyla paylaştı.
Açıklanan paketin, bugüne kadarki en büyük yeşil yatırım planı olabileceği öngörülüyor.
AB devlet ve hükümet başkanlarının, 18-19 Haziran tarihlerinde gerçekleşecek Avrupa Konseyi’nde, Avrupa Komisyonu’nun bu teklifini görüşmesi bekleniyor.
AB’nin karbonsuz teknolojilerle enerji dönüşümünü destekleyen bu iyileşme paketiyle, diğer ülkelere örnek olabilecek yüksek bir kıstas oluşturabileceği belirtiliyor.
Korona virüsü nedeniyle oluşan krizin ekonomik yansımalarıyla mücadele amacıyla hazırlanan kurtarma paketi, 2021-2027 yılları için AB bütçesinin güncellenmiş taslak önerisiyle birlikte sunulacak.
Son birkaç haftada, Avrupa’daki hükümetlerin, iş dünyasının ve toplumun yeşil bir ekonomik iyileşme talep ettiğini gösteren çok sayıda gelişme birbiri ardına yaşanıyor.
• AB liderlerinin tamamı, Kovid-19 krizine verilecek cevabın yeşil dönüşüm temelinde şekillenmesi gerektiğine ilişkin bir açıklama üzerinde anlaşmaya vardılar.
• 19 AB hükümeti, AB Yeşil Düzen ’in AB’nin iyileşme planlarının merkezinde olması talebiyle yapılan çağrıyı imzaladı. Bunun yanı sıra, birliğin en büyük iki ekonomisi olan Almanya ve Fransa, tüm sektörler için “yeşil iyileşme yol haritası” hazırlanması talebinde bulundu.
• 1 Temmuz’da AB dönem başkanlığını devralmaya hazırlanan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Almanya başkanlığındaki dönemde iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik faaliyetlerin önemli rol oynayacağını belirtti.
• 180 politikacı, STK, sendika, özel sektör temsilcisi ve düşünce kuruluşundan oluşan bir grup, iklim değişikliğini iyileşme planının merkezine koyma talebiyle ‘Yeşil Ekonomik İyileşme İttifakını‘kurdu.
• Küresel ölçekte, 40 milyondan fazla sağlık profesyonelini temsil eden kuruluş, trilyon dolar değerinde finansal varlığın yönetimini yapan yatırımcı grup ve iş dünyasının 150’den fazla lideri yeşil ekonomik iyileşme talebiyle bir araya geldi. Aynı zamanda Dünya Sağlık Örgütü “sağlıklı ve yeşil iyileşme” konusunu dile getirdi.
TÜRKİYE ÇEVRE PLATFORMU(TÜRÇEP), Koronovirüs salgın sürecini “Sorun Küresel, Çözümde Küresel” olarak tanımlamış ve bu yaklaşımını ayrıntılı olarak geçtiğimiz günlerde kamuoyu ile paylaşmıştır.
Bu temelde Türkiye Çevre Platformu, tüm çevre dostlarının, doğayla barışık yaşamı benimseyenlerin taleplerinin, halkın yükselen çığlıklarının mutlaka dikkate alınması konusunda ülkeyi yöneten iradeyi bir kez daha ısrarla uyarıyor, krizin aşılması ve böylesi krizlerle tekrar karşı karşıya kalınmaması için küresel ölçekte yapılması öngörülen çalışmalara katılmaya, katkı sunmaya, destek vermeye ve bu çalışmalara paralel olarak ülkemizin gereksinimi olan planlamaları acilen yapmaya çağırıyor.                                                            Ülke çapında süren bu yağma ve talan ile doğa katliamının durdurulmasını, yaşama dair riskleri artıran politikalardan derhal vazgeçilmesini talep ediyor.                                                                                                                                                                                                    Ve çözüm odaklı önerilerini ülkeyi yöneten iradeye sunuyor, duyarlı yurttaşlarımızla paylaşıyor.
*Temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının (Güneş, rüzgâr, jeotermal, biyoenerji vb.) kullanımı ile enerjinin etkin kullanımı ve %100 Yenilenebilir Enerjiye geçilmelidir.
*Sinop ve Akkuyu da yapılması öngörülen Nükleer santral antlaşmalarından ve tabii ki ülkeyi bir nükleer çöplüğüne dönüştürme girişimlerinden derhal vazgeçilmelidir.
*Hiçbir bilimsel değerlendirme içermeyen, doğa katliamına dönüşmüş, dönüşecek olan;
      -Binlerce HES yapılanmalarından vazgeçilmelidir.                                                                               
      -Termik santrallerin çalışması durdurulmalı yenilerinin yapımlarından vazgeçilmelidir.                                                                                                                   
      -Kıyıların doldurulması ve işgaline son verilmelidir.
      -Kanal İstanbul vb. “çılgın!” projelerden vazgeçilmeli, doğa dostu akıllı projeler yaşama geçirilmelidir.                                                                                           
*Orman alanları ile Tarım alanları mutlaka korunmalıdır. 
*Tarımda ciddi teşvik ve destek programlarıyla çiftçilerimiz, tarım işçileri desteklenmelidir. Tarımda kullanılan kimyasalların sulama ve yeraltı su kaynaklarına karışarak çevre sorunları yaratması önlenmeli, kimyasal madde kullanılmadan yerel tohumların kullanımı özendirilmelidir.                                                                           
*Türkiye’nin Plastik atık çöplüne dönüşmesinin önüne geçilmelidir.
*Elektrikli taşıtların kullanımı için alt yapı çalışmaları hızlandırılmalıdır.

5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde bir kez daha uyarıyor ve sesleniyoruz.                                                                                                                2020 yılı doğa ile barışık yaşamın dönüm noktası olmalıdır.                                                                                                                                                                          Unutulmamalıdır ki, doğal değerlerin ve yaşanabilir bir çevrenin yok edildiği bir evrende yaşamın sürdürülebilir olmaktan çıkması kaçınılmazdır.                                                                                                                         
TÜRKİYE ÇEVRE PLATFORMU ve SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ Başkanı ALİ KORSAN
www.turcep.org

31 Mayıs 2020 Pazar

5 Haziran Dünya Çevre Günü 05 HAZİRAN 2020


                                                                                                                                                                                                                                                                             
05 HAZİRAN 2020

SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ

5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü  Basın Açıklaması..

5 Haziran 1972’de Stockholm’de toplanan Birleşmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda yeryüzündeki doğal ve kültürel çevre değerlerinin sürdürülebilir yaşamın temel kaynakları olarak korunması yönündeki sözleşmenin imzalanması bize 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü armağan etmiştir.
5 Haziran’da imzalanan bu sözleşme insanlık için yeni bir gelecek güvencesi anlamına geldiğinden imza tarihinin her yıl Dünya Çevre Günü olarak kutlanılmasına karar verilmiştir.
Bu seneki tema Birleşmiş Milletler tarafından biyolojik çeşitlilik olarak belirlenmiştir. Brezilya, ABD ve Avustralya'daki orman yangınlarından Doğu Afrika'daki çekirge istilalarına ve şimdi küresel bir hastalık pandemisine kadar olan son olaylar, insanların ve içinde bulundukları yaşam ağlarının karşılıklı bağımlılığını göstermektedir.

Dünyada yaşanan bütün bu olaylar yanı sıra ilçemizin çevre sorunları halen devam etmektedir. İstanbul gibi bir metropolün en kırsal bölgesinde sayılabilecek olan ilçemiz Silivri, bu metropolün beraberinde getirdiği sanayi atıkları, Avrupa yakasının tüm evsel atıkları, tarım alanlarına yapılmak istenen kirli sanayileri tarafından tehdit edilmektedir. Tüm bu tehditlerin dışında Silivri’nin bölgesel sorunları da bulunmaktadır:
  1. Silivri’nin Seymen Köyü’nde bulunan çöplük 30 km civarında pis kokular ve mikroplar yayarak buradaki yerel hayatı yaşanmaz hale getirmektedir.
  2. E-5 karayolunun Silivri’nin ortasında geçmesinden kaynaklanan bir trafik sorunu var. Bu sorun E-5 karayolunun direkler ile yukarı kaldırılarak çözüme ulaştırılabilir. .
  3. Şehir merkezi toplu taşıma arttırılarak yayalaştırılmalı, bazı caddeler yaz aylarında trafiğe kapatılmalı, yürüyüş yolları yapılmalı ve bisiklet yolları yapılarak insanlar bisiklet kullanmaya teşvik edilmelidir.
  4. Silivri Etnografya Müzesi yapılmalıdır.
  5. Piri Mehmet Paşa Camii etrafı açılarak şehir meydanı yapılmalıdır.
  6. Aziz Nektarios’un evinin Yunanistan ile koordineli bir çalışma yapılarak turizme kazandırılmalıdır.
  7. Silivri kültürel faaliyet anlamında insanların ihtiyacını karşılayamamaktadır. Bunu gidermek için Çok Amaçlı Kültür Merkezi yapılmalıdır.
  8. Her mahallede çocukların top oynayabilecekleri alanlar yaratılmalıdır.
  9. Silivri’ye Kongre ve Fuar Merkezi yapılmalıdır.
  10. Fatih Mahallesi’ndeki sarnıç düzenlenerek halkın ziyaretine açılmalıdır.
  11. Cemal Kozanoğlu’nun HER YÖNÜYLE SİLİVRİ adlı kitabı basılarak Silivri halkına kazandırılmalı ve  İlçe Halk Kütüphanesi’nde yerini almalıdır.
  12. Yeni yapılması planlanan binalarda güneş enerjisi kullanılması teşvik edilmelidir.
  13. Kaldırımların üzerine kadar taşmış olan ticari işletmelerin işgalleri ortadan kaldırılmalıdır.
  14. Sahil düzenlemesi yapılarak Halk Plajı yapılmalıdır.
  15. Piripaşa Mahallesinde kentsel dönüşüm uygulanarak trafik sorununun çözümü ve yeşil alanların arttırılması sağlanmalıdır.
  16. Köylerimizde pilot bölgeler seçilerek İyi Tarım/Organik Tarım uygulamaları gerçekleştirilmelidir.
  17. Kanal İstanbul adlı çılgın projenin yapımından biran önce vazgeçilmelidir.
  18. Silivri’deki otopark sorununun çözülmesi için Hamamın yanındaki yer istimlak edilerek 5 katlı otopark yapılmalıdır.
  19. Silivri’deki okullarda botanik park alanları oluşturarak gençlerde çevre bilinci oluşturulması adına somut adımlar atılmalıdır.                        
                                                  
                                                               YEŞİL BİR SİLİVRİ İSTİYORUZ.

                                                                                                     SİLİVRİ ÇEVRE DERNEĞİ Başkanı ALİ KORSAN          

Adres: Piripaşa Mahallesi, Cumhuriyet Caddesi,                                                          TEL:  0212 727 55 99                                
Makbule Yönel İş Merkezi, Çekme Kat, No: 206                                                             GSM: 0532 241 74 67                    
Silivri 34570 İSTANBUL                                                                     E Mail: silivricevredernegi@gmail.com


11 Mayıs 2020 Pazartesi

Silivri Seymen Çöplüğünde Koronavirüs 19 Kaygıları



Silivri Seymen Çöplüğünde Koronavirüs 19 Kaygıları

11.05.2020




Silivri Çöplüğü çevreye yaydığı pis koku..
Yaz Aylarında Silivri Çöplüğü çevreye yaydığı pis koku ve mikroplar Koronavirüs 19 silivri ve köylerinde artış ğösterirmi diye kaygılanmamak elde değil Silivri ilçemiz istanbulun avrupa yakasının tüm çöpleri ve evsel atıklarını büyük kılıçlı köyünde bulunan orman içindeki çöp döküm yeri olan,250 dönümlük bir alana düzeli depolama adı altında avrupa yakasının tüm çöpleri dökülüyor her gün 100 lerce tır kamyonlarıyla gelen çöpler dökülüyor yazın havaların ısınmasıyla çöp kokuları 30 km çevresindeki alana yayılıyor bu sorun bir çok hastalıklara gebe mikroplar yaz aylarında korona 19 virüs nün bölgemiz çok yoğun artış olacağı görülmekte bu mikrop yuvası birhan önce gerekli önlemleri almalarını bu çöplüğün bir han önce ıslah edilmesini talep ediyoruz. .
Çöp döküm alananından ÇIKAN METAN GAZI 11 TANE METAN GAZI bACALARINDAN BU BACALARDAN ÇIKAN GAZINDA 6 BACASI YAKARAK 5 BACADAN ÇIKAN GAZIDA ATMOSFERE SALIYORLAR BUDA AYRI BİR ÇEVRE SORUNU.. Çöplükte 1000 martı ve diğer kuşları çöplerin döküldüğü alanda gözlemledik kuşlar çöpleri yedilği ve ciddi şekilde kuş ölümleri görüldüğü söyleniyor... Yetkilileri Göreve Davet ediyoruz Sağlık Bakanlığı İstanbul İlçevre Müdürlüğü İstanbul Büyükşehir Belediyesi,ni Silivri Belediyesi,ni
Silivri ÇevreDerneği Başkanı Ali KORSAN




6 Mayıs 2020 Çarşamba

Silivri Çevre Derneği’nden 1 Mayıs İşçi Bayramı açıklaması



Silivri Çevre Derneği’nden 1 Mayıs İşçi Bayramı açıklaması                    mayıs 2020


Silivri Çevre Derneği, “Bu 1 Mayıs, koşullarında deneylerimizden ve pandemiden çıkartılacak en önemli ekoloji teorisi bu olabilir.” açıklamasında bulundu.
Silivri Çevre Derneği, Ali Korsan'ın başkanlığında 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla açıklamada bulunarak gündemi değerlendirdi. Açıklamada yer alan ifadeler şöyle: “Neokapitalist diktatörlük döneminde ekmek kavgası bile bireysel olarak veriliyor en fazla ailesel bir grupla yürütülüyor. Sınıfsal dayanışma yok olmuş durumda. Biz çevrecilerin önemli temeli köylüler ise topraktan besin üreticiliği konumundan hızla uzaklaştırıldı. Kentlerde bireyler, aileler tarımsal besin üretiminden habersiz hale getirildiler.
“NEOKAPİTALİST SİSTEME DERHAL SON VERİLMELİ”
Kent yaşamı çökse salgından marketler ürün sunamaz hale gelse veya doğada yalnız kalsa hangi otun kökün yendiğini bilmediği için açlıktan ölecek on binlerce insanın varlığı bu neokapitalist sisteme derhal son verilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor.
Biz yaşam savunucuları için bu gerçeklik karşısında tüm bireylerin kendileri ve diğer birlikte yaşadığımız canlılar için besin üretimini doğrudan gerçekleştirecek bir yaşam tarzına geçmemizi öneriyorum.
“BESİN AÇISINDAN BAŞKALARINA BAĞIMLI OLAN ÖZGÜR OLAMAZ”
Artık marul soğan sarmısak domates kabak patlıcanı herkes kent koşullarında dahi çatılarda balkonlarda saksılarda ve dahi kaldırımlarda yetiştirmeyi başlatmalıyız.
Kaldı ki böylelikle yönetimin sahte besin üretimi seferberliğini bu girişimlerle de gözler önüne serebiliriz. Başkalarına besin açısından bağımlı insan kim olursa olsun ÖZGÜR olamaz.
Tüm bireylerin kendi en temel besinini kendisinin üretebileceği koşulları savunmayan ve sağlamayan hiçbir ideoloji iktisat teorisi vb görüş ve düşünceler asla yaşam savunucusu olamaz.
Bireyin yalnız kaldığında yaşamını sürdürebileceği koşulları sağlamayı temel alan bir sistem kurmak zorundayız. Bu 1 Mayıs, koşullarında deneylerimizden ve pandemiden çıkartılacak en önemli ekoloji teorisi bu olabil                                                                                                                                                                                           Silivri Çevre Derneği Ali Korsan, Mustafa Cevdet Aslan ile birlikte 1 Mayıs dolayısıyla açıklama yayınladılar.

5 Mayıs 2020 Salı

“Başkasına besin açısından bağımlı birey özgür olamaz”

                         “Başkasına besin açısından bağımlı birey özgür olamaz”

         
Çevrecilerin İşçi Bayramı açıklaması aynen şu şekilde: “1 Mayıs işçi sınıfının dayanışma ve mücadele günü ama biz yaşam savunucuları için yetersiz bir gün.
Soma'da işçilerin çoğu salgına yakalanmış hasta halde yeraltı dehlizlerinde çalıştırılmaya devam ediyor. Sendikalar etkisiz eleman konumunda.
Öte yandan bizler köyleri dereleri ormanları savunurken işçiler bizlerle ortak mücadeleye girmiyor. Yaşam karşıtı tesisleri iş ekmek kapısı diye bize karşı da savunmaya ya da sessiz kalmaya devam ediyorlar.
“DİLERİZ BU 1 MAYIS TÜM MÜCADELELER İÇİN BİRLİK DAYANIŞMA VE MÜCADELE GÜNÜ OLUR”
Kaderimiz ortak diye biz çevreciler olarak kapitalizme karşı ortak mücadeleyi yükseltmeye devam ediyoruz. İşçi sınıfı ise hala bölük pörçük haliyle kendi çıkarlarını bile savunabilmekten çok uzak. Dileriz bu 1 Mayıs tüm mücadeleler için Birlik Dayanışma ve Mücadele günü olur.
Neokapitalist diktatörlük döneminde ekmek kavgası bile bireysel olarak veriliyor en fazla ailesel bir grupla yürütülüyor.
Sınıfsal dayanışma yok olmuş durumda.
Biz çevrecilerin önemli temeli köylüler ise topraktan besin üreticiliği konumundan hızla uzaklaştırıldı.
Kentlerde bireyler aileler tarımsal besin üretiminden habersiz hale getirildiler.
“BU NEOKAPİTALİST SİSTEME DERHAL SON VERİLMESİ GEREKİYOR”
Kent yaşamı çökse, salgından marketler ürün sunamaz hale gelse ve veya doğada yalnız kalsa hangi otun kökün yendiğini bilmediği için açlıktan ölecek on binlerce insanın varlığı bu neokapitalist sisteme derhal son verilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor.
Biz yaşam savunucuları için bu gerçeklik karşısında tüm bireylerin kendileri ve diğer birlikte yaşadığımız canlılar için besin üretimini doğrudan gerçekleştirecek bir yaşam tarzına geçmemizi öneriyorum.
Artık marul, soğan, sarımsak, domates, kabak, patlıcanı... her kes kent koşullarında dahi çatılarda balkonlarda saksılarda ve dahi kaldırımlarda yetiştirmeyi başlatmalıyız.
Kaldı ki böylelikle yönetimin sahte besin üretimi seferberliğini bu girişimlerle de gözler önüne serebiliriz.
“BAŞKALARINA BESİN AÇISINDAN BAĞIMLI İNSAN ÖZGÜR OLAMAZ”
Başkalarına besin açısından bağımlı insan kim olursa olsun özgür olamaz.
Tüm bireylerin kendi en temel besinini kendisinin üretebileceği koşulları savunmayan ve sağlamayan hiçbir ideoloji iktisat teorisi vb görüş ve düşünceler asla yaşam savunucusu olamaz.
“BİREYİN YALNIZ KALDIĞINDA YAŞAMINI SÜRDÜREBİLECEĞİ KOŞULLARI SAĞLAMAYI TEMEL ALAN BİR SİSTEM KURMAK ZORUNDAYIZ”
Bireyin yalnız kaldığında yaşamını sürdürebileceği koşulları sağlamayı temel alan bir sistem kurmak zorundayız. Bu 1 Mayıs koşullarında deneylerimizden ve pandemiden çıkartılacak en önemli ekoloji teorisi bu olabilir.”                                                        Silivri Çevre Derneği Ali Korsan, Mustafa Cevdet Aslan ile birlikte 1 Mayıs dolayısıyla basın açıklama ...