DOĞA ÇEVRE SU ÇÖP KİMYASAL KÖMÜR FOSİL TOPRAK HAVA ATIK PİL EKOSİSTEM HURDA YAĞ MİKROP GÜNEŞENERJİ

11 Ocak 2007 Perşembe

Bir Çöp Masalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanı İbrahim Demir.

 


Bir Çöp Masalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanı İbrahim Demir.

 

11. Ocak 2007 günü saat bir’de belediyede zehirli atık tesisi ile ilgili bir toplantı var dendi. Belediyeye geldik. Dinleyiciler gelmişler ama konuşmacı yoktu. Sonra öğrendik sis yüzünden gecikmiş. Bir buçuktan sonra konuşmacı da geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanı İbrahim Demir.

 

Silivri Belediye Başkanının kısa bir açış konuşmasından sonra sözü alan İbrahim Demir, İstanbul’da gelişen sanayinin atıklarının ne kadar çoğaldığını, bunları yok etmek için bir zehirli atık bertaraf tesisi kurulması gerektiğini, bunun için de Silivri’nin seçildiğini söyledi. İstanbul’da başka uygun bir yer bulamadıklarını, en uygun üç yerin Silivri’de olduğunu, bunların arasından da Sinekli kum ocaklarının olduğu bölgeyi seçtiklerini söyledi.

 

Kurmak istedikleri tesisin ne kadar tehlikeli olduğunu sorduğumuzda, “Tabii tamamen tehlikesiz diyemeyiz ama öyle çok da önemsenecek bir tehlikeden söz edilemez” dedi. Sorular geldikçe tesisin ne kadar tehlikeli olduğu ve başımıza nasıl bir belanın gelmek üzere olduğu ortaya çıktı, fakat İbrahim bey sürekli “yok canım, bizim tesis o kadar da tehlikeli değil” demeye devam etti. Hatta bize Amerika’dan ve Japonya’dan fotoğraflar gösterdi. “Bakın ne cici atık yakma tesisleri, tamamen şehirlerin göbeğine kurulmuş, insanlar orada tesislerin yanında yaşıyorlar” dedi. Peki, neden burada da bu tesisleri, atıkları üreten sanayi tesislerinin yanına yapmıyorsunuz, üstelik nakliye sorununuz da olmaz, dediğimizde ise “Biz Silivri’yi uygun bulduk!” demekten daha ciddi bir açıklama yapamadı.

 

Aslında bunun nedenleri çok açıktı. İstanbul Belediyesi böyle bir tesis yapılmasına karar verdiğinde, bu tesisi nereye yapmak gerekir, İstanbul’da böyle bir tesise en çok ihtiyaç duyanlar kimlerdir, bu tesisin nereye yapılması bu ihtiyaç sahiplerine en çok yararlı olur diye düşünerek yola çıksaydı başka yerler ve başka çözümler bulması gerekirdi. Bunun yerine yapılan, Milli Emlak Dairesine bir yazı yazıp bize 120 ile 160 hektar büyüklüğünde bir yer lazım, elinizdeki alanların bir listesini gönderin demek olmuş. Çünkü Milli Emlak’tan yer aldıklarında bedavaya alacaklar. Bu tesisi gerçekten yapılması gereken yerlere yapmak için ise o yerlerin satın alınması gerekecek. Kent ya da Sanayi bölgelerinde ise bu büyüklükte bir alanı satın almak herhalde çok pahalı olsa gerek.

 

Milli Emlak Dairesinin gönderdiği listedeki alanların tümünün 2B, konut ya da orman alanı olduğu görülmüş ve projeye uygun alan olmadığı anlaşılmış. Bunun üzerine İstanbul Belediyesi de, herhalde en kolay ÇED raporu alabilecekleri yer olarak düşündüklerinden olsa gerek “Biz de bunu Silivri’ye yapalım!” kararını vermiş.

 

İbrahim Demir konuşmasının arasında sık sık,  bu bölgeyi inceliyoruz, kesin karar vermiş değiliz, sonuçta yer uygun çıkmazsa vazgeçer başka bir yere yaparız dedi ama bu arada en uygun gördükleri diğer iki alanın da yine Silivri’de olduğunu sözlerine ekledi.

 

Silivri Belediye Başkanı Hüseyin Turan’ın da belirttiği gibi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Top da “madem Sinekli’ye istemiyorsunuz o zaman yine Silivri’de başka bir yer gösterin” demiş.

 

Sonuç olarak ortaya çıkan durum şu ki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu tesisi her ne olursa olsun Silivri’ye yapmaya karar vermiş görünüyor. Önce Sinekliyi önümüze attılar. Bize göre Sinekli, bu proje için en olumsuz yer. Hem orman alanı, hem önemli bir su rezervi, hem de jeolojik yapısı dolayısıyla inşaata en elverişsiz alan. Böyle bir alana bu tesisi yapmak cinayete eşdeğer bir çevre suçu sayılır. Bu nedenle biz Büyükşehir Belediyesinin bu projeyi gerçekten buraya yapmak istediğine inanmıyoruz. Biz bir süre karşı çıktıktan sonra, tamam, biz de inceledik, bu alan uygun değil, o zaman yine Silivri’deki başka bir alana yapacağız diyecekler. Biz o alana da karşı çıktığımızda, “Eh ama, siz de her şeye karşı çıkıyorsunuz, bir uzlaşma noktası bulalım deyip işi bitirmeye çalışacaklar.”

 

Bize göre, İstanbul Belediyesinin en uygun diğer alanı olsa olsa Çanta ile  Çeltik arasında İkizler tepe mevkiindeki yeni çöplük alanıdır. Burada zaten yalıtımı yapılmış 80 dönümlük bir alan mevcut. Büyükşehir Belediyesi Silivri’nin çöplerini oraya döktürmek yerine başka yere taşımayı tercih ediyor. Herhalde alternatif atık sahasını tekrar temizlemekle uğraşmak istemediklerinden olsa gerek.

 

O çöplük 80 dönüm, tesis için aranan yer ise en az 1200 dönüm, nasıl olacak diye düşünmeyin. Çöplüğe bitişik maden ocağının (kömür ruhsatı alıp, mıcır satan Kitaş) 1000 dönümden fazla bir alanı var. Bu alan tam da İbrahim Demir’in tarif ettiği alana benziyor.  

 

Buna komplo teorisi diyenler çıkabilir ama bana gerçek gibi gözüküyor. Silivri çöplüğüne karşı çıkan Çantalılar ve Çeltikliler hazırlansınlar! İstanbul’un ve tüm Trakya’nın zehirli ve tehlikeli atıkları arka bahçelerine geliyor.

 

Çözüm, çöpleri taşımak değil, oluştukları yerde yok etmektir!

Atık bertaraf tesislerini sanayi tesislerinin yanına kurun!

O sanayi tesislerine siz ruhsat verdiniz! Ruhsat verirken çöplerini neden düşünmediniz!

 

Silivri Çevre Derneği

Ali Korsan